> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Fetvalarla Çağdaş Hayat > Tevekkül
Sayfa: [1] 2 3   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tevekkül  (Okunma Sayısı 11560 defa)
11 Mart 2011, 21:34:38
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Mart 2011, 21:34:38 »



8- Tevekkül




İnsanın kendine yüklenen bütün görevleri yaptıktan sonra işin sonucunu Allah'a bırakması, O'nun yaratacağı neticeyi güven ve rıza ile karşılayıp, insanlardan bir beklenti içerisinde olmama­sı. Kısaca Allah'a güvenip, akibetinden endişe etmemesi.

"Tevekkül", "vekalet" kökünden türemiş bir kelimedir. Aynı kökten olan "vekîl" kişinin kendi işini gördürmek üzere yetki verdiği insandır. Avukat da vekildir. "Müvekkil" vekil edi­nen, "tevkil" ise vekil kılma, vekil edinme demektir. Aynı kökten olan "ittikâl" biraz da tembellik içeren ve boşa gidebilecek bir güvenme ve dayanmayı anlatır. Tevekkülde kelimenin "kalıbı" gereği bir zorlama vardır. Bu da herhangi bir konuda aklî ve be­denî gücünü, yani metod ve eylem fonksiyonunu kullanmayı, dayanılıp itimat edilecek yere bunun sonucunda dayanmayı ifade eder. “Bir kere azmettin mi artık Allah'a tevekkül et" âyeti buna açıkça işaret eder. Allah'ın sözleri arasında çelişki olmayacağına göre tevekkülün, hiçbir iş yapmadan Allah'tan birşey beklemekle bir ilişkisi olamaz. Allah kuluna çeşitli ibadetler yüklemiş, çalış­masını, ilim öğrenmesini, rızkını aramasını, düşmanlarına karşı güç tedarik etmesini, bilmediğini bilene sormasını, işlerinde isti­şare etmesini (şura), kendisine yakarmasını, dua etmesini, adil olmasını, yani herşeyi en uygun yerine koymasını, bunun için metod ve yöntem bilmesini emretmektedir. Diğer yönden ken­disine "tevekkül" etmesini istemekte ve tevekkül edenleri sevdi­ğini söylemektedir. Demek ki tevekkül bütün bu emirleri yerine getirdikten sonra duyulan bir iç huzur, itminan ve güven olayıdır. Tamamen metaryalist ve pozitivist bakışla dahi tevekkülün bulunması birşey kaybettirmeyeceği gibi, bulunmamasının moral ve psikolojik açıdan kaybı sözkonusudur. Mütevekkil (tevekkül eden), "insan için ancak çalıştığının karşılığı vardır" kuralı karşı­sında aklî ve bedenî görevini yapacak, bundan öte Allah vekilimdir, deyip işini O'na havale ederek, sonuç ne olursa olsun ona rıza duygusuyla, bir de iç yorgunluğu yaşamayacaktır. Mütevekkil olmayanın da maddî plânda fazlalık olarak yapacağı birşey yok­tur. Hatta maddî vesileleri bir emir telakki etmediğinden belki de daha az esbaba sarılacaktır. Sonra da telaşlı, sıkıntılı bir bekle­yişe girecek ve umduğu sonucu alamadığından da dövünecek ve sinirleri gerginleşecektir.

Elmalılı bunu:

"Unutmamak gerekir ki, tevekkül, görevini Al­lah'a havale etmek değil, emri O'na havale etmektir. Bir çokları bunu kavrayamayıp tevekkülü, vazifeyi terketme sanırlar... Bu ise Allah'a tevekkül ve itimat değil, O'nun ilâh olarak emrine iti­matsızlıktır, küfürdür... İyi bilmeli ki, tevekkülün hülasası emre itimat ederek vazifesini sevmektir" diye açıklar.

Fahreddin Razi de:

"Tevekkül bazı cahillerin sandığı gibi, insa­nın kendini ihmal etmesi demek değildir. Böyle olsaydı müşave­re emri tevekküle zıt olurdu. Tevekkül insanın dış sebepleri gö­zetmesi, ama kalbini onlara bağlamayıp Allah'ın ismetine dayan­ması demektir"
der.

Rasûlullah'ın bir hadisleri bu anlamı daha da açar gibidir:

"Eğer siz Allah'a hakkıyla tevekkül etseydiniz, O kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de rızıklandırırdı. Baksanıza, sabahleyin aç çıkı­yorlar da tok dönüyorlar. Ve de dağlar dualarınızla yok olurdu." Sebeplere sarılmadan Allah'a güvenmeye tevekkül değil "ittikâl" denebilir. Kelime, kalıbı itibariyle pasifliği anlatır ve bu, yerilen bir durumdur. Onun için Resûlullah (sav) "Lâilaheillallah diyen herkes cennete girecektir" deyince Hz. Ömer:

"Ey Allah'ın Res­ulü, bunu halka söylemeyelim, "ittikal" ederler, demişti ki, se­beplere sarılmadan ve Allah'ın diğer emirlerini yerine getirme­den Cennete girmeyi ümit ederler demektir. Bu konuyu belki de en güzel açıklayan Resûlullah Efendimizidir:

"Devemi bırakıp tevekkül edeyim" diyene:

"Bağla da öyle tevekkül et" buyurmuş­lardır. Tevekkülün, Allah'ı olduğu gibi tanımakla, tevhidle ve ka­derle sıkı irtibatı vardır. Yani Allah kuluna bir parça irade ver­miş, çalışma ve çabalama diye özetleyebileceğimiz bir takım gö­revler yüklemiş ve kendisine güvenip dayanmasını istemiştir. Di­ğer yönden de "kulum beni nasıl sanırsa ben öyleyim" demiş ve kulunun iradesini kullanacağı doğrultuda da, önceden bildiği için, onun kaderini yazmıştır. Kendisine güveneceğini bildiği kimsenin kaderini de güvendiğinin mükafaatı olarak yardım edeceği şekil­de yazmıştır. Tevekküle ve tevekkülün yardımı celbedeceğine en güzel misal Hz. İbrahim'in ateşe atılırken dahi "hasbiyellah = ba­na Allah yeter" demesi ve ateşin yakmaması ile yardımı hemen görmesidir. Kısaca insan tevekkül etmekle bütün ağırlıklarını mutlak güç sahibi Allah'ın kudret eline emanet eder, rahatla dünyadan geçer, berzahta istirahat eder, sonra ebedî mutluluğa girmek için cennete uçabilir. Yoksa tevekkül etmese dünyanın ağırlıkları uçmasına değil, esfel-i safiline yuvarlanmasına sebep olur. Demek ki, iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül iki dünya saadetini gerektirir.

Tasavvufî neşve içinde tevekkül daha büyük boyutlar kazanır ve Allah'a olan güven kulda kendini unutacak noktaya varır. Sehl b. Abdillah:

"Tevekkülün ilk makamı kulun Allah'ın önünde, gas­salin önündeki mevta gibi olması, hareket ve tedbiri bulunmama­sıdır" der. Ama herşeyden önce tevekkülün kalbin bir eylemi ol­duğu bilinmeli, dış organların yaptığı ya da yapmadığı şeylerin te­vekkül olmayacağı anlaşılmalıdır. Bişr el-Hafî:

"Allah'a tevekkül ettim diye yalan söylüyorlar. Tevekkül etselerdi Allah'ın yaptığı­na razt olurlardı" der. Tevekkül, gözünde azın da çoğun da eşit olmasıdır. Ebu Alt ed-Dekkâk:

"Mütevekkil için üç derece var­dır Tevekkül, sonra teslim, sonra da tefviz. Tevekkül derecesin­de Allah'ın (her canlının rızkını vereceği) va'dıyla sükun bulur. Teslim sahibi O'nun ilmi ile yetinir, tefviz sahibi de hükmüne ra­zı olur.

Tevekkül mü'minlerin vasfı, teslim evliyanın vasfı, tefvîz de muvahhidlerin vasfıdır. Yani, tevekkül avamın, teslim havassın, tefviz de havasu'l-havâssın sıfatıdır. Mütevekkil, bebek gibidir, annesinin memesinden başkası ile kanmaz. Mütevekkil Rabbinden başkasına yönelmez. [1356]



[1356] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 529-532.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tevekkül
« Posted on: 29 Nisan 2024, 11:54:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tevekkül rüya tabiri,Tevekkül mekke canlı, Tevekkül kabe canlı yayın, Tevekkül Üç boyutlu kuran oku Tevekkül kuran ı kerim, Tevekkül peygamber kıssaları,Tevekkül ilitam ders soruları, Tevekkülönlisans arapça,
Logged
31 Ocak 2013, 00:02:14
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 31 Ocak 2013, 00:02:14 »



      Teslim ve tevekkülü elde eden kişi,dünyanın gamını kederini arkasında bırakan ve hadisatın arkasındaki KUDRET ELİ Nİ, görebilen kimsedir..Rabbim bu yolda muvaffak kılsın hepimizi inşaallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

25 Aralık 2013, 21:44:22
OlcaY8D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 121


« Yanıtla #2 : 25 Aralık 2013, 21:44:22 »

tek güvencemizz ALLAh onun kullarıyız hepimiz...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

ALLAHIN emrini tutup yasaklarından kaçmak...
05 Kasım 2014, 16:17:45
Gülbahar Aktay
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 581



« Yanıtla #3 : 05 Kasım 2014, 16:17:45 »

Tek güvencemiz Allah.Tek resulümüz Hz. MUHAMMED (sav) olsun...paylaşan ve paylaşıma vesile olandan ALLAH razı olsun.ödevime yardımcı oldu.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Kainatta en yüksek hakikat imandır, imandan sonra namazdır.
05 Kasım 2014, 18:44:12
Sevilay Aktay 8b

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 358



« Yanıtla #4 : 05 Kasım 2014, 18:44:12 »

ALLAHA DAYANMAK . ALLAHA SIGINMAK allahin vedigi azada cogada sukretmek.paylasandan allah razi olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2 3   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes