> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Fetvalarla Çağdaş Hayat > Terceme risaleler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Terceme risaleler  (Okunma Sayısı 1058 defa)
11 Mart 2011, 21:32:55
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Mart 2011, 21:32:55 »



12- TERCEME RİSALELER




1- İslâm Hukukunda Rüşvetin Durumu [1357] İbn Nüceym
 

Bir müddet geçtikten sonra bile olsa Hak'kı zafere erdiren, doğruluğu galip getiren, yalancıları rezil eden, hakta adaleti ya­yan ve bâtıla götürenleri engelleyen Allah'a hamdolsun. Peygam­berlerin en şereflisine, onun ehl-i beytine, ashabına, hepsine salât ve selâm olsun.

İmdi bu; rüşvet ve kısımları, bu meyanda kadı'nın (hâkimin) alması caiz olan ve olmayan, helâl olan ve haram olan rüşvet hakkında, rüşvetle hediye arasındaki fark ve rüşvet olarak alınan bir şeye sahip olunup olunamayacağı, ceza olarak uygulanan ta'zirin teşhir edilip edilemeyeceği hususlarında kısa bîr risaledir.

Günümüzde bununla ilgili bir fetva hadisesi olup ta Hanefîlerden birisi kadıya (hâkime) verilen rüşvetin de emir'e (hükümet yöneticisine) verilen rüşvet gibi olduğunu zannederek, nakledilegelen nasların hilafına cevap vermesi üzerine, bizi sevenlerden bazılarının teşviki, beni bunu yazmaya şevketti. Allah'tan rızasına muvafık kılmasını dilerim.

Rüşvet'in lugât ve ıstılahî olmak üzere iki mânâsı vardır. Lugâttaki mânâsı, "cu’l” yani yerine savaşan gaziye, ya da işçiye ve­rilen şey demektir. Kâmus'ta:

Rüşvet (şın ile) cu'l demektir. Ço­ğulu "Ruşan" ve "Rişen" gelir. "Raşa" (Fiil olarak) çulu ona verdi. "İrteşa" onu aldı ve "Isterşa" istedi demektir, deniyor. el-Misbâh'ta [1358] ise:

"Rişvet" (kesre ile):
Kendi lehine hükmet­mesi, ya da istediğine ulaştırması için kişinin hâkime, ya da baş­kasına verdiği şeydir. Çoğulu "Rişan" gelir. Tıpkı “Sidratün"ün çoğulu "Sider" olduğu gibi. Dammeli olarak "Rüşvet" şekli de kullanılır. O takdirde çoğulu "Ruşan" gelir. (Ka-te-le) babından olarak, "Raşevtühü-Raşven", ona rüşvet verdim, demek olur. "İrteşâ" rüşvet aldı demektir. Aslı "Raşâ-el-Ferhu" ifadesindendir ki, kuş annesinin kendisini yedirmesi için kafasını uzattı ma­nasınadır, deniyor. el-Mu'rtbte [1359] de:

"Rişve" ve "rüşvet", Ce­mileri er-Ruşa; "Raşâhu" Yani ona rüşvet verdi. "İrteşâ" ondan aldı, fiilindendir, denmekle iktifa ediliyor.

Istılahta ise, el-Misbâh'taki gibi tarif ediliyor.

İmâm Ebû Nasr el-Bağdâdinin [1360] Kudûrî şerhinde anlattığına göre, rüşvetle hediye arasındaki fark; rüşveti, kendisine yardım t etmesi için vermesi, hediyede ise herhangi bir şartın bulunma-1    maşıdır.

Rüşvet; Kitap, sünnet ve icmâ ile haramdır. Kitap'ta buna de­lâlet eden âyet-i kerîme şu mealdedir:

"Ey İman edenler, birbiri­nizin mallarını haram sebeplerle yemeyin..." [1361]

el-Kâdî, [1362] âyet-i kerîme'de geçen el-bâtıl; gasp, ribâ ve ku­mar gibi Şerîat'ın mubah kılmadığı yollardır, diyor. [1363] Yine Allah'u teâlâ:

"Aranızda (birbirinizin) mallarınızı haksız sebeplerle yemeyin ve kendiniz bilip dururken insanların mallarından bir kısmını, günah (ı mucip) sebeplerle yemeniz için onları hâkimle­re aktarma etmeyin." [1364] buyurur.

el-Bukâ [1365] el-Münâsebât'ta âyette geçen (ve tüdlü bihâ = onları aktarma etmeyin) kısmını tefsir ederken, "İdlâ" mastarın­dan olarak mânâsı:

Gizleyeciliğinden istifade ederek, basiretleri delilleri görmekten kör eden rüşvetle, hâkimlere sokulmayın, demektir, diyor.

Hulvânî [1366] ise bunun, su çıkarmak için kovayı gizlice kuyuya sarkıtmak mânâsından geldiğini söylüyor. Sanki rüşvet veren, rüşvetin kovasını, gizlice hakime uzatıvermiştir ki, adaletsizliğini çekerek, onunla bir mal yiyebilsin.

Sünnet'te ise rüşvetin haramlığı hükmüne delâlet eden birçok hadîs-i şerîf vardır. Bu meyanda:

(Allah'ın laneti rüşvet verenin ve alanın üzerine olsun.)

(Hükümde rüşvet verene ve alana Allah lanet eylesin.)

(Rüşvet verene de, alana da, aralarında rüşvet için aracılık ya­pana da Allah lanet eylesin.) [1367] hadîs-i şeriflerini zikredebiliriz.

Rüşvetin kısımlarına, haram olanına ve haram olmayanına ge­lince:

Kâdî Hân [1368] fetvalarının el-Kâdâ bahsinde der ki:

"Rüşvet dört türlüdür. Bir çeşidi vardır ki, her iki taraf içinde haramdır. Kadâyı (yani hâkimliği) rüşvet ile olsa, bu adam hâkim olamaz. Bu durumda rüşvet, alana da, kadıya da haram olur. Bu bir, ikincisi, kendi lehine hüküm vermesi için hâkime rüşvet ver­se, bu rüşvet de her iki taraf için haramdır. Hüküm ister bi-hakkın verilmiş olsun, ister olmasın, değişmez."

Diğer bir şekli: Malının ya da canının telef olacağı korkusuyla rüşvet verse, bu rüşvet alana haramdır ama, verenin vermesi ha­ram değildir. Yine malında gözü olana, malının bir kısmını rüşvet olarak verip, kalanını kurtaranın durumu da böyledir.

 Bir diğer şekli: Devlet idarecilerinin nezdinde işini takip et­mesi için rüşvet verse, veren için vermesi helâldir ama, alan için alması haramdır. Bu durumda verdiği rüşvetin alana da helâl ola­bilmesi için; veren, alanı, rüşvet vermek istediği miktarla, birgün geceye kadar ücretle tutar. Çünkü bu nevi icâre sahîhtir. Sonra müste'cir (ücretle tutan) dilerse onu yaptıracağı bu işte, dilerse başka işte çalıştırır. Bu, devlet idarecisi nezdinde işini takip et­mesi için rüşveti önceden verirse böyledir. Hiç rüşvet adı etme­den işini takip etmesini istese ve işi olduktan sonra rüşvet yerse durum ne olur? Bunda ihtilâf vardır. Alanın alması helâl olmaz diyenler varsa da, sahîh olan, helâl olur diyenlerin görüşüdür. Zira, bu, bir nevi iyilik, mükâfaat ve ihsandır. Aynen imâma ya da müezzine, şart koşmadan birşey vermek gibidir.

Fıkıh kitaplarının vasiyyetler bölümünde fukaha, kişinin canını ve malını zulümden kurtarmak için, kendi hakkında verdiğinin rüşvet olmayacağını, başkasında olan malını çıkarabilmek için sarfettiğinin ise rüşvet olacağını söylerler.

el-Hulâsa adlı kitapta [1369] denir ki:

Hâkim rüşvet alıp hüküm verse, ya da hüküm verdikten sonra rüşvet istese ve hâkimin oğlu veya onun için şehadeti kabul edilmeyecek birisi alsa, hü­küm nafiz olmaz. Ancak tevbe eder ve aldığını geri verirse, ver­diği hüküm sahîh olur.

el~Akdiye'de [1370] de şunlar vardır:

Hediyeler üç türlüdür:

Verene de alana da helâl olan:

Mücerred sevgiden dolayı ve­rilen hediyeler gibi. İkincisi, her iki tarafa da haram olan:

Yaptığı zulümde kendisine yardım için verilen hediye gibi. Üçüncüsü, ve­rene vermesi helâl olan:

Zalime, zulmünü def etmek için verilen hediye gibi. Bu alana haramdır.

Bu hususta çıkış yolu şöyledir:

İşini gördüreceği adamı iki üç gün gibi bir zaman ücretle tutar. Sonra -eğer yaptıracağı iş, meselâ bir mesaj götürmek gibi, ücret vermenin caiz olduğu bir iş ise- onu bir işte çalıştırır. Ama çalışamacağı süreyi tayin etmezlerse, bu caiz değildir.

Bütün bunlar şartlı olursa böyledir. Ama hediye şartsız ola­rak verilse ve fakat alan, kendisine, devlet dairelerinde ona yar­dım etmesi için hediye verdiğini kesinlikle bilse, ulemâmız bunda bir beis olmadığı görüşündedirler.

Her hangi bir ön şart ve bekleyiş olmaksızın ihtiyacını giderse ve ondan sonra hediye verse, bunu kabul etmekte bir beis yok­tur. Bu hususta almanın hoş olmayacağına dair İbn Mes'ûd'dan rivayet edilen haber, takvanın ileri derecesini bildirir. Bu husus Bezzâziye'de [1371] de aynıdır.

Hâkim bir tutanak yazsa veya bir taksim işini üzerine alsa ve bunları yaptığı için ecr-i misil istese hakkıdır. Ama küçük bir kızın nikâhına veli olsa, herhangi bir şey alması helâl değildir. Zira kendisine vacip olan birşeyi yapmıştır. Vacip olan bir şeyi yapma karşılığında ücret almak ise caiz değildir. Yok eğer üzerine vacip olmayan bir şeyi yapsa, ücret alması caiz olur.

Fetevâ-yı Kâdîhân'da el-Bakkâil'den [1372] naklen şöyle birşey vardır:

Birisi, bu bekâr kızın nikâhını (velisi olarak) akdettiğimde bir dinar alırım. Dul ise yarım dinar alırım, dediğinde, kızın başka velisi yoksa, onun bunu alması helâl olmaz. [1373] Ama bir başka velisi varsa, biraz önce zikrettiğimiz hükme binaen aldığı helâl olur.

Yetimin malını satsa da birşey alamaz. Eğer alsa ve bey'de de mezun olsa, alışverişi nafiz değildir.

Fethu'l-Kadîr'deki [1374] ifadeye göre, rüşvet dört kısımdır. Alana da veren de haram olanı vardır. Kaza ve imaret makamla­rını elde etmek için verilen rüşvet bu kabildendir. Bu şekilde iş başına gelen kadı olamaz.

İkincisi, kadı'nın hüküm vermek için rüşvet alması durumu­dur. Bu da her iki taraf için haramdır. Rüşvet alarak hüküm ver­diği hâdisede hükmü nafiz (geçerli) değildir. İster bi-hakkın, is­terse bâtıl bir hüküm vermiş olsun, değişmez. Eğer haklı bir hü­küm vermişse o, zaten ona vacipti. Binaenaleyh, buna karşılık bir mal alması caiz olamaz. Bâtıl bir hüküm verdiği takdirde ise, durum daha da açıktır. Önceden rüşvet alıp hüküm vermesiyle, önce hüküm verip sonra rüşvet alması arasında da bir fark yok­tur.

Üçüncüsü, bir zararı def etmek, ya da bir menfaati celbetmek maksadıyla, devlet dairesinde bir işi halletmek için rüşvet almak halidir. Bu, alana haramdır ama, verene haram değildir.

El-Akdıye'de hediye kısımlara ayrılırken bu, hediyenin kısım­larından olarak gösterilmiştir.

Dördüncüsü, malına ve canına karşı korkusu olduğu kimseye, bu korkusundan kurtulmak için verdiği şeydir. Bu, veren için he­lâldir ama, alan için haramdır. Zira müslümandan zararı def et­mek vaciptir. Vacibi yerine getirmek için mal almaksa caiz değil­dir.

El-Kunye'de [1375] mahzurlu olan şeyler babında şöyle denir:

Zâlimler, halkın ormanlardan odun yapmasına, kendilerine birşeyler verilmeksizin müsaade etmiyorlarsa, o şeyi vermek de, almak da haramdır. Zira verilen bu şey rüşvettir.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Terceme risaleler
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:40:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Terceme risaleler rüya tabiri,Terceme risaleler mekke canlı, Terceme risaleler kabe canlı yayın, Terceme risaleler Üç boyutlu kuran oku Terceme risaleler kuran ı kerim, Terceme risaleler peygamber kıssaları,Terceme risaleler ilitam ders soruları, Terceme risalelerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes