๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Fetvalarla Çağdaş Hayat => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 18 Mart 2011, 18:58:30



Konu Başlığı: Sünnetler yerine kaza namazı kılmak
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 18 Mart 2011, 18:58:30
7- Sünnetler Yerine Kaza Namazı Kılmak




Soru: Bazı çevreler ya da hocalar, üzerinde namaz bor­cu (kaza) bulunanın sünnet kılamayacağını, sünnetler yerine kaza namazı kılması gerektiğini söylerken bazıları da kazası olanın da sünnet kılabileceğini söylüyorlar. Bu iddi­aların hangisine inanacağız?

Cevap: Okuyucularımız bu soruyu, çeşitli eski ve yeni kitap­lardan ve gazetelerden aldığı bir dosya dolduracak kadar fotoko­pi ile birlikte sormuşlardı. Böylece bir bakıma kaynak tespitinde bize yardımcı olmuşlardı. Biz de uzun süre daha değişik kaynak­ları taradık ve gördük ki:

Mesele hakkında -ulaşabildiğimiz kadarıyla-naslarda bir açıklık yok. Yani ictihadî bîr mesele ve müctehitleri ilgilendiriyor, ilgilendirmiş. Onlar da iki farklı görüşü temsil edenler olarak şunları söylemişlerdir:

"Bir kişi özürsüz yere bir namazı kaçırırsa, o şahsın kazaya kalan namazını kılmadan nafile kılması caiz değildir. Çünkü kaza fevrî bir vaciptir. (Derhal kılınmalıdır.) Nafileye zaman ayırırsa bu fevriyeti kaçırmış olur. Üzerinde kaza bulunan kişi bütün zamanı­nı kazaya harcamalıdır. Bundan sadece yaşayabilmesi için gerekli olan işler İstisna edilir. Kaza namazı olan, eğer kaza sebebi özür ise, revâtib olsun, başka nafile olsun, o kaza ile beraber na­fileleri de kaza edebilir. Çünkü bize göre gece ve gündüz kılınan vakitli nafilelerin kaza edileceği sabitleşmiş bir husustur." [247]

"Bir namazı özürsüz olarak fevt olan kimse, bu namazı kaza ederken önce onun ilk sünnetini kaza etmesi, önceliği sünne­te verdiği (yani farzın kazasına mübaderet etmediği) için haram edilmiş olur mu?

Cevap: Olmaz. Hatta bu, caiz olmaktan öte menduptur." [248]

Bunlar konunun Şafii mezhebindeki izahıdır ve görüldüğü gibi birer ictihatdırlar. Yani Şafii'yi taklit edenlerin bunlara uyması ve saygı duyması gerekir. Ancak daha iyi anlaşılması için bu görüşle ilgili bir iki noktaya işaret etmek istiyorum:

1- Bu ibarelerden anlaşıldığına göre kazada namazın özürsüz yere kazaya kalmasıyla özürlü olarak kazaya kalması farklı hü­kümler doğuruyor. Namaz özürsüz olarak kazaya kalmışsa onlar kılınmadan hiçbir sünnet kılınmıyor. Özrü varken kazaya kalmış­sa, kazaya kalan namazın sünnetleri dahi ön sünnet iseler, farz­dan önce kaza edilebiliyorlar. Buna göre, kazaya kalmış sünnet, ferzin kazasından önce kilınabiliyorsa revatip sünnet nasıl kılına­maz? Öyleyse bu konuda en azından özürlü olarak terk edlenle özürsüz olarak terkedileni birbirinden ayırmak gerekir.

2- Kazası olan hiçbir sünnet kılamaz denecek olursa, farzlarla beraber yapılan sünnetlerin de terkedilmeleri gerekir. Meselâ tekbirde elleri kaldırmayı, "Sübhaneke" okumayı, kıraati yetecek miktardan fazla uzatmayı, rükû ve secde teşbihlerini yapmamalı­dır. Oysa bunu söyleyen kimse yoktur.

Bu konuda Hanbeli ve Maliki mezheplerinin görüşleri de Şafii'ninkine yakındık [249] ve onlar için de aynı sorular akla takılır. Keza onlar da bir ictihatdır ve içtihadın gerektirdiği ölçüde saygı­ya layıktır.

Hanefi mezhebine gelince; bu konuda ilk kaynaklarda pek açıklık olmamakla beraber, Fetevâyı Hindiye'de "el-Hucce"ye dayandırılan aşağıdaki görüş eğer İmam Muhammed'in "el-Hücce ala ehlî'l-Medine"sinde ise mezhebin ilk dönemine ait ol­muş olur. Ancak biz karıştırabildiğimiz kadarıyla orada bu görüşü bulamadık. Deniyor ki: "Fevt olmuş (kazaya kalmış) namazlarla meşgul olmak nafilelerle meşgul olmaktan daha önemli ise evlâ­dır. Ancak bilenin (revatip) sünnetler, Duhâ, Teşbih vb., nafileler bu hükümden müstesnadır." [250] Bu içtihat Hanefi mezhebinin daha sonraki kaynaklarında değişik ifadelerle de olsa yer alır ve Merhum Ö. Nasuhi Bilmen tarafından en güzel açıklaması ile özetlenir.

Kaza namazları ile iştigal, nafile namazlar ile iştigalden evladır, ehemdir "daha mühimdir." Fakat farz namazların, müekkede ol­sun, olmasın, sünnetleri bundan müstesnadır. Yani bu sünnetleri terk ederek bunların yerine kazaya niyet edilmesi evlâ değildir. Bilakis bu sünnetlere niyet edilmesi evlâdır. Hatta Kuşluk, Teşbih namazları gibi haklarında asar varid olan (hadis bulunan) nafile namazlar da böyledir. Bunlara da böyle nafile olarak niyet etmek evlâdır. Çünkü bu sünnetler farz namazlarını ikmal eder, bunların telâfisi mümkün değildir, kaza namazlarının ise muayyen vakitleri olmadığı için telâfileri mümkündür.

Böyle olmakla beraber namazları kazaya bırakmak bir günah­tır. Bu günahtan mümkün mertebe kurtulmak için sünnetleri fe­da etmek münasip olmaz. Böyle bir günahı işleyen kimsenin fazla ibadette bulunarak Allah'ın afvına sığınması gerekirken, hakkında Resûlullah'ın şefaatinin tecellisine vesile olacak bir kısım müba­rek sünnetleri terketmesi nasıl uygun olabilir? Hem bir kısım va­kit namazlarını kazaya bırakmak, hem de diğer bir kısım vakit na­mazlarını kendilerini ikmâl eden sünnetlerden tecrid etmek iki kez kusur olmaz mı? Bunun aksine olan bazı nakiller muteber değildir, fetva verilen görüşe zıttır.

Hem sünnetleri, hem de kaza namazlarını kılmaya müsait va­kit bulamadıklarını iddia eden bulunursa, bunlar insaflıca bir iddi­ada bulunmuş sayılmazlar. Beyhude yere en kıymetli vakitlerini zayi eden insanlar bilmem böyle bir iddiaya ne yüzle cüret edebilirler. [251]

Görüldüğü gibi, kaçırılan namazların kaza edilmelerinin fevrîli­ğini (derhal yapılması gereğini) herkes kabul ediyor. Ancak bu fevrîliğe engel olup olmayacak şeylerde ihtilâfa düşüyorlar. Di­ğerlerinin aksine Hanefiler, sünnetleri kılmanın fevrîliği engelle­meyeceğini söylüyorlar.

İşte meselenin özeti bundan ibarettir. Hal böyle iken bu ko­nuda herkesi kendi mezhebinin görüşüne uymaya zorlamak, Hanefilerin dahi kendi mezheplerinin görüşüne göre amel edemeyeceklerini söylemek İslâmı ve mezhepleri bilen ve akıllı olan adamların işi değildir. Üstelik böyle bir içtihadı, günümüzde ictihat yapılmasına karşı çıkanlar yaparlarsa daha ayıp olur. Kısaca mesele naslarla değil, içtihatlarla belirlenmiştir ve herkes benimsediği ve tabi olduğu mezhebi tatbik eder. Hanefiler için fetva ise yukarıda verdiğimiz görüştür. Ancak, Allah bilir ya, şöyle diyen birisinin de haklılık payı olabilir:

Mesele hakkında Hanefi mezhebinden İbn Nüceym gibilerin Şafii görüşüne meyletmeleri de hesaba katılarak, kırkbeş-elli yaş­larından sonra namaza başlamış birisi gibi çok fazla kaza namazı olanların, sünnet yerine terkettiği farzların kazalarını kılmaları daha uygundur. Ancak bu görüşü ta'mim etmek ve bununla fetva vermek doğru olmaz. [252]



[247] İbn Hacer el-Heytemî, el-Fetâvâ

[248] er-Ramlî, Fetâva, 1/217

[249] bkz., Merdavî el-İnsaf, 1/443;" Cezîn", Kitabu'l-fıkh, 1/491-92

[250] Hindiyye, 1/125

[251] Bilmen, İlmihal, 166 (md299).

[252] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 103-107.



Konu Başlığı: Ynt: Sünnetler yerine kaza namazı kılmak
Gönderen: Nursima üzerinde 18 Mart 2011, 21:26:08


   ALLAH RAZI OLSUN..ÇOK ÖNEMLİ BİR KONU BU..


Konu Başlığı: Ynt: Sünnetler yerine kaza namazı kılmak
Gönderen: Ekvan üzerinde 21 Eylül 2011, 15:10:00


      Konuya çok güzel bir şekilde açıklık getirilmiş..Emeğinize sağlık..Allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Sünnetler yerine kaza namazı kılmak
Gönderen: Ekvan üzerinde 22 Eylül 2011, 00:54:52
Evet sıkca duydugum ve merak ettıgım bır konuydu..  Allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Sünnetler yerine kaza namazı kılmak
Gönderen: rahmet üzerinde 22 Eylül 2011, 12:04:59
  Allah CC. razı olsun.Gayet bilgilendirici bir çalışma yapmışsınız.Herkez bağlı olduğu mezhep imamına göre hareket etsin.Başka alternatif yollar aramaya gerek yok.Sonuçta her yol aynı yere çıkmıyor mu?


Konu Başlığı: Ynt: Sünnetler yerine kaza namazı kılmak
Gönderen: mavi derinlik üzerinde 22 Eylül 2011, 12:36:15
       Allah Razı Olsun kardeşim.. Çok önemli bir konu çok faydalı şekilde ele alınmış.. İnşaallah en doğrusunu tatbik edenlerden olmak dileğiyle..


Konu Başlığı: Ynt: Sünnetler yerine kaza namazı kılmak
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 01 Ekim 2011, 20:12:35
Allah hayırlısı ile uygulamayı nasip etsin insaAllah Allah sizlrden de razı olsun..