๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Fetvalarla Çağdaş Hayat => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 12 Mart 2011, 21:07:53



Konu Başlığı: Onların işinde çalışmak
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 12 Mart 2011, 21:07:53
c- Onların İşinde Çalışmak




Genel anlamda yani gayri müslimin müslümanı tahkir ve tezlili sözkonusu olmadığı zaman ve mekanda, müslümanın ücretle herhangi bir zimmiye çalışması caizdir. Hz. Ali, kuyudan çektiği her kova karşılığında bir hurmaya bir Yahudiye çalışmış, aldığını Rasûlüllah (sav)'a getirmiş ve o da bundan yemiştir. Ensardan olan bir başka sahabî aynı şekilde çalışmış, aldığını Rasûlüllah (sav)'a getirmiş o da bunu inkâr buyurmamıştır. [1093] Çünkü bun­da müslümanı küçük düşürücü bir durum yoktur. Ama birgün, bîr ay vb. süreli ve bağlayıcı bir iş akdi ile çalışmasına gelince; bu noktada İslâm hukukçuları farklı görüştedirler. Bazılar:

Bu sahih olmaz, çünkü bunda kâfirin müslümana hakimiyeti ve onu satın almış gibi küçük düşürmesi sözkonusudur, derler. Bazılar da:

Sa­hih olur, çünkü bu kendi iradesi ile bir ücret karşılığında çalışma­dır. Onun mülkiyetine geçmekten ziyade, kendi zimmetinde ça­lışmaya benzer. Çünkü malik olmak, ona her bakımdan sahip ol­mak demektir diye düşünürler. İbn Kudame'ye göre bu ikinci görüş daha isabetlidir. [1094] Doğrusu da budur. Çünkü bir saatlik çalışmada da hakimiyet sözkonusu olabilir. Bir aylık, bir yıllık... Çalışma ile bir anlık çalışma arasında sadece süre farkı vardır.

Bu açıdan bugün Avrupa'da ve benzerî yerlerde çalışan müslümanları düşünürsek, çoğunluğu itibarı ile oralarda çalışmaları her iki görüşe göre de gayri sahihtir. Çünkü hem belli bir süre bağlayıcı iş akdi imzalamaları, hem de gerek yaptırılan iş, gerekse davranış bakımından tahkir ve ihanete (horlanmaya) uğramaları sözkonusudur. Belli bir statü kazanarak bu iki kötü durumdan kurtulanların çalışması ise, birinci görüşe göre yine gayri sahih, ikinci görüşe göre sahihtir. Ama hiç bir surette mekruhluktan kurtulamaz. Ayrıca İslâm fıkıhçıları bu hükümlere, müslümânın bir İslâm ülkesindeki zimmîlere çalışması açısından bakarak var­mışlardır. Yoksa "küffar diyarına" (darü'l-harbe) gitme ve orada ikâmet etme konusunda ayrıca yasaklar vardır.

Müslümânın zimmîye, onun özel hizmetinde çalışması caiz değildir. Bu, Ahmed b. Hanbel'in görüşüdür. O, ama ona belirli bir işi yapmak üzere çalışması ise caizdir, der. İmam Şafiî'nin iki görüşünden biri de budur. Onun, özel hizmeti de caizdir, görü­şü "de vardır. Bu konuda Hanbelîlerin izahı şudur:

Bu durum, müslümânın kâfire bağımlı (mahpus) olmasını ve şahsiyetinin rencide edilmesini (izlâlini) gerektiren bir akiddir. Onun hizme­tinde çalışması, ona satılması gibi bir şeydir. Ama onun belirli bir işini ücretle yapması caizdir. Delilleri ise yukarıda geçen Hz. Ali ve Ensarî hadisleridir. [1095]

Yukarıda da işaret edildiği gibi ve aynı delillerden ötürü, İs­lâm ülkesinde ve küçük düşülme sözkonusu olmadığı durumlar­da müslümânın zimmîlere ücretle çalışmasının caiz olduğu konu­sunda farklı görüş yoktur. [1096] Hatta havra ya da kilise inşa ve tamirinde çalışmasında dahi "beis" yoktur, buradan alacağı ücret helâldir. Çünkü amelin bizzat kendisinde bir masiyet bulunma­maktadır. [1097]

Ne var ki çalışabilmesinin caiz ve mümkün olması, bunun iyi bir şey olduğunu da göstermez. Zaten "beis yoktur" tabiri fıkıh­ta, yapılmasa daha iyi olur anlamında kullanılır. Bunun içindir ki:

"Bir müslüman her gün beş dirhem karşılığında nâkus (çan) çal­mak üzere bir hıristiyanla iş anlaşması yapsa, bir dirhem alacağı bir başka iş daha bulsa, İbrahim b. Yusuf diyor ki, nâkus çalması uygun olmaz, rızkını öbüründen aramalıdır." [1098]



[1093] bkr Tirmizî, kıyâme, 34; İbni Mâce, ruhun, 6,

[1094] İbn Kudâme, Mugnî,

[1095] İbn Kudâme, age.,V/554.

[1096] agk.

[1097] Kâdıhan, 111/426; Hindiye, lV/450 (Muhitten); Cezirt, 111/125.

[1098] Kâdıhan, 111/404, 426. Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 409-411.