Konu Başlığı: Küçük cihad büyük cihad Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 13 Mart 2011, 15:42:35 6- TASAVVUF 1- "Küçük Cihad", "Büyük Cihad” Soru: "Küçük cihaddan büyük cihada yani, nefisle cihada döndük" anlamında bir hadis var mıdır? Cevap: Yanlış anlaşılmaktan korktuğum için önce şu hususu hatırlatmayı yararlı görüyorum: Hadis deyince biz -en dar anlamıyla- Rasulûllah'ın (sav) bizzat söylediği sözlerini, fiillerini ve takrirlerini (gördüğü halde ses çıkarmamasını) anlıyoruz. Binaenaleyh, bu anlamda bir sözün hadis olabilmesi için onu bizzat Rasulûllah'ın mübarek ağızlarıyla söylemiş olması gerekir. Onun söylemediği bir sözü -ne kadar doğru olursa olsun- bile bile ona isnad edenin, yani hadistir, diyenin, cehennemde yerini hazırlaması buyurulmuştur. [940] İmdi, bu söz mânâsı bakımından bir yönüyle doğrudur. Çünkü bir hadisi şerifte, "Mücahid (gerçek mücahid) Allah'a itaat yolunda nefsiyle cihad edendir. Muhacir (gerçek muhacir) de Allah'ın yasakladığı şeylerden hicret edendir (kaçandır)" [941] buyurulmuştur. Demek ki, asıl mesele nefisle cihad edip onu yenebilmektir. Zaten bunu başaramayan diğerini de başaramaz. Kur'ân-ı Kerîm'de "Allah yolunda hakkıyla cihad edin" [942] buyurulmuştur. Cihadın "hakkıyla" ve "gereği gibi" olması nasıl olur? Sorusunu alimlerimiz, bütün şartlarıyla anlamaya çalışmışlar ve bu şartları tek tek saymışlardır. Meselâ Abdullah b. Mübarek: "Hakkıyla cihad etmek kişinin nefsi ve havasıyla cihad etmesidir" diyor. [943] Bu açıdan bakıldığında nefisle cîhad önemli bir olaydır, işin esasıdır. O olmadan, diğerimin de olamayacağı açıktır. Ama bütün bunlar nefisle cihadın, zahir düşmanlarla cihaddan daha büyük olduğunu da göstermez. Çünkü bir şeyin asıl ve ilk şart olması ayrı bir şeydir, daha büyük olması ise ayrı bir şeydir. Nitekim Rasûlüllah Efendimiz (sav) zahir düşmanlarla cihadı "İslâmın zirve noktası" olarak vasıflandırmıştır. [944] Kurtuluşun yolu nefisle cihad edip onu tezkiye etmektir. [945] Ama hakiki cihad yaparken ölenler, sadece kurtulanlar değil, ölümsüzleşenler [946] ve en yüce hayatı yaşayanlardır. Bunu da böylece tespit ettikten sonra şimdi de sorudaki "söze" gelelim: Bu söz çok eskilerden beri dillerde meşhur olmakla beraber. [947] "Kütüb-i Sitte"yi birinci derece alırsak, üçüncü derecedeki hadis kitaplarımızda dahi yer almamaktadır. "İhya" ve "Tarihu Bağdat" gibi kitaplarda vardır. Hadis hakkındaki en hafif değerlendirme ...ki'nindir ve hadisin zayıf olduğunu söyler. [948] Aliyyu'l-Kâri bu sözü: "Küçük cihaddan büyük cihada döndük, buyuruldu. Nedir büyük cihad? diye sordular. Kalbin cihadıdır, buyruldu" şeklinde alır. [949] Tarihu Bağdat'taki rivayetinde bu soruya: "Kulun, havası ile mücahedesi'dir diye cevap verilmiştir. [950] Daha sonra Aliyyu'l-Kâri, İbn Ebi Abla'nın (v. 152 H.) bir sözü olduğunu söyler. [951] Adünî, aynı bilgileri tekrar eder. [952] Aliyyu'l-Karfnin el-Esraru'l-merfuâ adlı kitabını tahkik eden Muhammed b. Lutfî es-Sabbâğ, aynı hadis münasebetiyle bunun hakkında bir kitapçık yazdığını ve orada hadisin zayıf bile değil hatta "batıl" olduğunu ortaya koyduğunu söyler. [953] (Allahu a'le-mü bis-savâb) [954] [940] Buharî, İlim, 38; Müslim, Zühd, 72. [941] Ahmed, VI/2l; Hakim, l/llI [942] K. Hac: 22/78. [943] bkz, İbn Kayyim. Zâdü'l-meâd, 111/5-7 (Terc. 111/20-24). [944] Titmizi, Fedâilü'l-cihad, 22; Ahmed, ll/287. [945] K. Şems: 91/9. [946] K, Bakara: 2/154; (3) I 69. [947] bkz., Ali el-Kârî, el-Esraru'1-merfû'a, 21 I, (Askalântnin sözü). [948] age, 212 [949] Hatib Bağdadî, Tarihu Bağdat, XI11/493. [950] Ali el-Kârî, agk., Aynca Aclunî, Keşfu'l-hafa, 1/51 I -12. [951] Ali el-Kârî, agk. [952] Aclunî, agk [953] Ali el-Kâri, agk [954] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 357-359. |