๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Fetvalarla Çağdaş Hayat => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 17 Mart 2011, 17:58:16



Konu Başlığı: Keyfiyeti ile ilgili hikmetleri
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 17 Mart 2011, 17:58:16
2- Keyfiyeti İle İlgili Hikmetleri




Oruç sıkıntılı Mekke döneminde değil, imkânların oldukça bollaştığı Medine döneminde farz kılınmıştır, tâ ki oruç [340] iktisa­dî şartların zorlaması ile konulan bir farzdır, denmesin. Bundan, imkânları bollaşıp, karnı doyan insanın, gayesini unutabileceği an­lamı da çıkarılabilir. Farz olan oruç ise panzehirdir. İlacın fazlası zararlı, azı faydasızdır. [341]

Orucun bir ay oluşunda İslâmın her şeyde orta yolu tuttuğu­nun işareti de vardır. Çünkü daha önceki dinlerde de oruç vardı, ancak bazısında çok uzun, bazısında da çok kısa idi.

Oruç günün belli bir zamanıi sınırlandırılabilecği gibi, yeme­yi içmeyi azaltmakla da olabilirdi. İslâm birinciyi seçti. Çünkü ikinciyi tayin ve uygulama zor olduğu gibit insanların vücud yapı­ları ve ihtiyaçları değişik olduğundan, bunda adaletsizlik de söz-konusu olurdu. [342]

Oruç herkesin kendisi için seçeceği bir ayda, ya da güneş yılı­na göre bir ayda değil de, senenin her mevsimini dolaşan Rama­zan ayında farz kılındı. Böylece hem cemaat şuuru sağlandı. Çün­kü bazı zor işler, topluca yapıldığında, zorluğu hissedilmeden ko­laylıkla yapılır. Hem de dünyanın değişik bölgelerindeki insanların bir kısmının devamlı uzun ve sıcak günlerde, diğer kısmının da devamlı kısa ve serin günlerde oruç tutmaları gibi bir adaletsizlik önlendi.

Ayrıca; insana misyonunu öğreten, doğruyu yanlıştan ayıran Kur'ân-ı Kerîm, Ramazanda inmiş ve onu şereflendirmiştir. Oruç için bir ay seçilecekse, elbette ondan daha uygunu buluna­mayacaktır. [343]



[340] en-Nedvî, Dört Rükün.

[341] ed-Dihlevi Huccetüllâhi'l-Bâliğa.

[342] agk.

[343] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 142-143.