> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Fetvalarla Çağdaş Hayat > İtibarî paraların değişmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İtibarî paraların değişmesi  (Okunma Sayısı 1297 defa)
11 Mart 2011, 21:26:36
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Mart 2011, 21:26:36 »



b- İtibarî (Istılahî) Paraların Değişmesi



8- zimmette sabit olan borç, altın ve gümüş [1398] dışın­daki paralar gibi yaratılıştan değil de, ıstılahî (itibarî) olarak nakid sayılırsa ve ödeme zamanı geldiğinde, değerinde bir değişme sözkonusu ise, bu takdirde beş ayrı durum ortaya çıkar.

Birinci durum: Paranın genel geçersizliği (kesads)
9- Bu, parayı çıkaran merciin onunla işlemleri durdurması ve diğer ülkelerin de onunla muameleyi bırakması şeklinde olur ki, fıkıhçıların "kesâdü'n-nakd" dedikleri şeydir. [1399]

Bu durumda, miktarı belirli ve malum bir parayla bir eşya sa­tın alsa, sonra bu para borç ödenmeden tedavülden kalksa veya malum bir parayla borç alsa, sonra bu para, borcunu ödemeden tedavülden kalksa ya da malûm bir parayla zimmetinde müeccel mehir sabit olsa, sonra vade gelmeden para tedavülden kalksa, bu konuda fıkıhçılar dört ayrı görüştedirler.

10- Birinci görüş: Ebû Hanîfenin görüşü:
Tedavülden kalkan para, herhangi bir alım satımda fiyat (se­men) olmuşsa, akd fasid olur ve mümkün olduğu sürece feshi gerekir. Çünkü tedavülden kalkmakla, bu para, değer (semen) olmaktan çıkmıştır. Zira değer oluşu (semeniyyeti), para tabir etmekle (ıstılahla) sabit olmuştu. Dolayısıyle, insanlar onunla muameleyi bırakınca değer oluş vasfı gider, böylece satılan eşya da değersiz (semensız) kalmış olacağından, satış fasit hale gelir.

Ancak bu karzdan ötürü borç, ya da müeccel mehir ise teda­vülden kalksa bile, misliyle ödenmesi gerekir. Çünkü zimmette bulunan başkası değil odur. [1400]

Zeyla’nin "Tebyinü'l-hakâyık"tan naklettiğine göre, Ebû Hanife'nin delili şudur:

"Karz iaredir. Gereği ise (iare verilen) ayn'ı, ma'nen iade et­mektir. Bu da, -tedavülden kalkmış olsa bile- ancak mislini geri vermekle gerçekleşir. Çünkü "semeniyyet" (değer oluş), karzın sahih olmasının "semeniyyete" dayanmayıp, bilakis "misl'e dayanması itibariyle, onda ilave bir unsurdur ve tedavül­den kalkmakla da misi olmaktan çıkmış değildir. Bundandır ki te­davülden kalktıktan sonra bile, istikrazı sahihtir. Ceviz, yumurta ve ölçü, tartı ile işlem gören şeyler gibi semen olmayanların da -semen olmasalar bile- istikrazı sahihtir. Eğer bu manen iare olmasaydı sahih olmazdı. Çünkü cinsin cinsiyle, vadeli mübadele­si olurdu ki, bu haramdır. Binaenaleyh, iade edilen, alınanın hükmen aynısıdır ve artık bunda tıpkı gasbedilen aynın iadesi gibi re­vaç şart değildir. Karz da gasb gibidir, çünkü misliyle tazmin edilir" [1401]

Bedâyıu's Sanâyi'de şöyle denir. "Geçerli felslerle satın alınıp da bu felsler tesellümden önce tedavülden kalkacak olursa, Ebû Hanife'ye göre akd münfesih olur, müşterinin, eğer duruyorsa satın aldığı eşyayı, harcamışsa kıymetini, [1402] ya da mislini [1403] geri vermesi gerekir." [1404]

Aynı yerde şunlar da vardır. "Geçerli felslerle borç alıp tesel­lüm etse, arkasından bunlar tedavülden kalksa, Ebû Hanife'nin görüşüne göre, tesellüm ettiği felslerin sayısal olarak mislini geri vermesi gerekir." [1405]

11- İkinci görüş: Ebû Yûsuf un görüşü, [1406]

 Hanbelîler'de tercih edilen [1407], Malikîler'de de meşhur olmayan [1408] görüş:

Tedavülden kalkmasından sonra mislini iade etmek yeterli değildir. Borçlunun; akde konu olan nakdin değerini, muamele­nin yapıldığı gün itibariyle, bir başka para ile ödemesi gere­kir. [1409]

Mürşidü'l-hayrân'ın 805. maddesi bu görüşü almıştır ki, şöyledir:

"Rayiç felslerden veya karışımı galip paralardan belli bir miktar borç alsa, arkasından bu para tedavülden kaldırılsa ve onunla işlem geçersiz sayılsa, ödeme günündeki değil, teslim aldığı gündeki değerini vermesi gerekir." [1410]

Bu görüşe şunlar delil gösterilir:

1- Çıkaran merci tarafından bu parayla muamelenin durdu­rulması, geçerliliğine engel olmak ve maliyetini iptal etmektir. Çünkü bunlar, itîbari paradırlar, yaradılış olarak değil. Binaenaeyh bu, onun itlafı demekti. Böylece de "telâfîler" (el-cevâbir) kaidesine göre bedeli gerekir ki, bu da kıymetidir.

2- Alacaklı, faydalanılabilen bir karşılık almak için faydalanılabilen birşey vermiştir. Öyleyse kendisine faydalanılamayan birşey verilmekle haksızlığa uğratılmamalıdır.

Muamele günündeki değere itibar edilmesi, o günün borcun zimmette sabit olduğu zaman olmasındandır.

İbn Kudame "el-Muğni" de şunları söyler:

"Karz, felsler ya da ufaklık paralar olup, otoritenin bunları yasaklaması ve bunlar­la muamelenin terkedilmesi halinde, ödünç verenin bunların de­ğerini almak hakkıdır. İster borç alanın elinde bulunuyor olsun, ister harcamış olsun alacaklı onu kabule zorlanamaz. Çünkü on­lar onun (borçlunun) mülkünde iken kusurlanmıştır. Ahmed b. Hanbel ufaklık dirhemlerde bunu tasrih etmiş ve şöyle demiştir:

Bunlara değer tespiti yapar ve aldığı gün yeni paradan ne kadara eşit olduklarını bulur. Sonra onu verir. Değerlerindeki düşüşün az ya da çok olması farketmez." [1411]

13- Bazı Mâlikîler de satılan malın fiyatı konusunda, satılan eşyanın tesellüm edildiği gündeki değerinin rayiç (geçerli) para ile ödeneceği görüşündedirler. [1412]

14- Üçüncü görüş: İmam Muhammed [1413] ve bazı Hanbelilerin [1414] görüşü:


Akd -hangi parayla yapılmışsa borçlunun, onun tedavülden kalktığı, yani son revaçta olduğu gündeki değerini, di­ğer paradan vermesi gerekir ki, bu da halkın onunla son işlem yaptığı gündür. Zira bu onun, o gün yeni kıymete geçiş zamınıdır. Öyle ya, geçerli olduğu sürece mislinin iadesi gerekirdi. Te­davülden kaldırılınca, o zaman yeni paradan kıymetine intikal et­ti.

"Cevâhiru'l-Fetâvâ"da şu bilgiler vardır:
Kadı ez-Zâhidî demiştir ki: Belli bir nakitle bir şey satsa, son­ra fiyatını (semenini) almadan bu nakd tedavülden kalksa, satış fâsid olur. Sonra da bakılır:

Eğer satılan şey müşterinin elinde ise, onu geri vermesi gerekir. Herhangi bir yolla elinden çıkmış­sa veya onda müşterinin müdahelesiyle bir artış meydana gel­mişse, ya da onda, meselâ elbise olması halinde dikmek gibi, değer biçilebilecek bir sanat yapmışsa veya meselâ buğday olup ta öğütülmesi, susam olup ta sıkılması, nil yaprağı olup da nil yapıl­ması gibi, istihlak yerine geçip, cinsi değişmişse (hukuken tağyire uğramışsa) misliyattan olması durumunda -ki, keylî, veznî ve ceviz, yumurta gibi farklılık arzetmeyen adedî mislidir- mislini iade etmesi, kıyemiyattan olması durumunda da- elbise ve hay­van gibi- satılan eşyanın kabz günündeki değerini, satış anında mevcut olup tedavülden kalkmayan bir paradan vermesi gerekir. Satış değil de kira akdi yapılmışsa, akd batıl olur ve kiralayanın ecr-i misli vermesi gerekir. Bütün bunlar Ebû Hanife'nin görüşü­dür.

Ebû Yûsuf ise: "Hangi para ile akd yapılmışsa, onun muamele günündeki değerini, başka bir parayla vermesi gerekir" der.

İmam Muhammed ise: "Halkın elinden son kalktığı günkü değe­riyle vermesi" görüşündedir. [1415]

15- Dördüncü görüş: Şâfiîlerin [1416] ve kendilerince meşhur olana göre [1417] Mâlikîlerin görüşü:
Para zimmette sabit olduktan sonra, ödemeden önce teda­vülden kalkarsa, alacaklının ondan başkasını alma hakkı yoktur. Onun tedavülden kalkması, alacaklının başına elde olmadan gel­miş bir âfet olarak değerlendirilir. Bu konuda borcun bir karz, ya da satılan birşeyin değeri veya başka birşey olması arasında fark yoktur.

er-Rami’nin "Nihâyetü'l-Muhtâc"ında şu bilgiler vardır:
"Şayet devlet kendisiyle satış yaptığı ya da borç verdiği parayı iptal etse, hiçbir surette ondan başkasını almaya hakkı yoktur” [1418] Aynı yerde şunlar da söylenir:

"Mislî olan borcun karşılığında misil verilir. Çünkü bu, hakkınna daha yakındır. Bu durumda borç, para (nakd) ise, onunla yapılan muamele batıl olur. Bu, günümüzde Mısır'da, yeni çıkan paralarla borç verme, sonra da onları tedavülden kaldırıp, para olmasa bile, başkasını çıkarma şeklindeki kamuyu ilgilendiren problemi de kapsar." [1419]

Nevevî el-Mecmû'da şunları söyler:
"Belli bir para ile satsa veya mutlak bir para ile satsa da, biz onu o bölgenin parasına hamletsek, sonra da tesellümden önce idare o parayla işlemi durdursa, bu konuda imamlarımız şöyle der:

Akid münfesih ol­maz, satıcının muhayyerliği yoktur. Akdin kendisiyle yapıldığı pa­radan başkasını alma hakkı da yoktur. Tıpkı bir buğday satın alıpta, tesellümden önce buğdayın ucuzlaması, ya da buğdayda selâm akdi yapıp da, vade gelmeden önce buğdayın ucuzlama duru­munda, başkasının alma hakkı olmadığı gibi; Cumhur burda böy­lece kesindir.

Bağavî ve Râfiî, satıcının muhayyer olduğu yolunda bir görüş naklederler:

Tesellümden önce malın kusurlanmasında olduğu gibi, dilerse o parayla satışı onaylar, dilerse fesheder. Ama mez­hebin görüşü birinci görüştür.

Mütevelli ve başkaları da şöyle demiştir:
Müşterinin, idarenin çıkardığı parayı getirmesi halinde satıcı, onu kabule zorlanamaz. Onda anlaşmaya varırlarsa o (semenin) bedeli olur ve (semenin değil), semenin bedelinin hükmünü alır.

Bizim birincisinde ona karşı delilimiz şudur:

O, müşterinin kabullendiği (iltizam ettiği)nden başka bir paradır. Dolayısı ile tıpkı dirhemle satınalıp da dinar getirmesinde olduğu gibi, kabulü şart değildir.

İkincisinde ona karşı delilimiz şudur:

Akde konu olan şey or­tadadır ve teslimi mümkündür. Öyle ise onun üzerindeki akid de münfesih olmaz. Tıpkı bir malı pahalılıkta satın alıp sonra fiyatla­rın düşmesi gibi" [1420]

Aliş'in "Minanu'l-Celil'inde şöyle denir:

"Bir para (nakd) ile satın alır ya da ödünç alır da, sonra o pa­ra iptal edilirse, o...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İtibarî paraların değişmesi
« Posted on: 25 Nisan 2024, 00:13:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İtibarî paraların değişmesi rüya tabiri,İtibarî paraların değişmesi mekke canlı, İtibarî paraların değişmesi kabe canlı yayın, İtibarî paraların değişmesi Üç boyutlu kuran oku İtibarî paraların değişmesi kuran ı kerim, İtibarî paraların değişmesi peygamber kıssaları,İtibarî paraların değişmesi ilitam ders soruları, İtibarî paraların değişmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes