> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Fetvalarla Çağdaş Hayat > İslâm ve Avrupa topluluğu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslâm ve Avrupa topluluğu  (Okunma Sayısı 602 defa)
12 Mart 2011, 19:09:24
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 12 Mart 2011, 19:09:24 »



İslâm ve Avrupa Topluluğu
 
a- Genel Olarak




Avrupa Topluluğu dış görünüşü itibariyle dinî esaslara dayan­mayan (seküler) bazı devletlerin, iktisadî, hukukî, ileriye doğru askerî ve beşerî sahalarda güç birliği ve organizasyonu olarak görülüyor. Din, kültür, örf ve âdet unsurları, en azından resmî düzeyde ve şimdilik öne çıkarılmıyor. Ancak fertlerin lâik olama­yacakları hesaba katılır ve bu organizasyonun aynı zamanda fert­ler arası ilişki oluşturacağı düşünülürse, safi akademik bir değerlendirme ile bunun müslümanlar için kabul ve cevaz düzeyi ne olabilir? İşte biz, ayetler, hadisler ve onlara dayalı yorumlar ışı­ğında bunu ortaya koymayı deneyeceğiz.

Fertlerde dini duyguları tamamen silinemeyeceğine göre, bu devletlerde yaşayan halkların birbirleriyle olan ilişkilerini dinüstü (seküler) bir açıdan değerlendireceklerini sanmak, insanın tabi­atına zıttır. İdarî mekanizmalardaki insanlar, farz-ı muhal, böyle bir iyi niyete kaptlsalar dahi, tarihin hiç bir döneminde gerçekleşmeyen bu ideal bu gün de gerçekleşecek görülmüyor. Çünkü ne Müslümanlık ne de Yahudilik ve Hıristiyanlık karşı dine bu kadar taviz verebilir. Öyleyse devlet düzeyinde olmasa dahi alt organizasyonlar ve fertler düzeyinde ideolojik çatışmanın olacağı ve bir tarafın hakimiyeti ve diğerini asimile çabalan, ya da parçalanma mukadder gibi görülüyor.

İş biraz da kelle sayısına bağlı olunca Yahudi ve Hıristiyan kültürü açısından avantajlı bir durum bulunduğu için, onlar kesin bir galibiyet beklentisi içerisinde buna göz yumuyor görülebilseler de, mes'elenin müslümanlar açısından hiçte öyle olduğu söy­lenemez.

Nitekim geçtiğimiz hafta bu söylediklerimizin en açık kanıtını en yetkili ağızlardan duymuş olduk. Ve bu düşüncede olanların yanılmadıkları anlaşılmış oldu. AT Komisyon Başkanı Jacques Delors (jak Delör) Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisinde (26.9.1989 Salı) yaptığı ve topluluğun "Hıristiyan Birliği olduğu­nu" belirterek, genişlemeyi ve yeni üye alımını düşünmediklerini söylediği konuşmasına şunları ekledi:

Kanaatime göre Roma anlaşması bir, "Avrupa Toplum Mo­deli" ortaya koymaktadır. Bu, bildiğimiz gibi "müşterek değer­ler" ile ekonomik ve sosyal ilişkilerle ilgili geniş ölçülü bir kav­ramdır. Bu kavram, insan ile toplum arasında bir denge sağlayan filozofinin eski temeline dayanmaktadır. Tarihçi Ferdinand Braudel bu Avrupa'nın, "Hıristiyan dini ile akılcı düşüncenin" birleş­mesinden doğacağını söyler. Böyle bir Avrupa'nın doğması, kıta­da aynı kaderin paylaşılması, toplumsal devrim ve sosyal eşitlik anlayışına bağlıdır." [1117]

Ertesi gün bir başyazarımız bu konuşmayı yorumlayan yazı­sında:

"Müslüman! Türkiye, hıristiyanlaşıp Avrupa'nın ortak de­ğerlerini kabul etmedikçe AT'a giremezsin" cümlesi bu güne dek bu kadar açık ifade edilmemişti" diye yazdı. [1118] Belki de bundan daha önemlisi, aynı yetkili tarafından "Bulgaristan'daki etnik ve müslüman azınlığın durumu" başlıklı rapor bu konuda açıkça Türkiye'yi suçluyor ve Bulgaristan'ın adeta masum olduğunu, içerisindeki etnik azınlıkların Türkiye tarafından kışkırtılması ile karşı karşıya bulunduğu iddiasını içeriyordu. Ve parlamentodan, oy çokluğuyla kabul gördü. Bunu da, kanaatimize göre Bulgar halkının temelde Hıristiyan olmasından, yani Haçlı zihniyetinden başka bir şeyle izah etmek mümkün gibi görülmüyor.

Müslüman için Kur'ân, Allah (cc)'ın Kitabıdır ve doğruluğun­da şüphe yoktur. Kur'ân'ın daha ilk suresinde yer alan ve müslümanın günde on yedi ile kırk defa tekrarlaması istenen şu ayet bile, onun müslüman olarak diğerleriyle bir arada bulunmasının mümkün olmadığını anlatmaya yeter:

"Ya Rab, bizi gazap ettikle­rinin (Yahudilerin) ve sapıkların (Hıristiyanların) yoluna sokma” [1119] tekrarlanan bu cümlenin, hele anlamını bilerek söyleyen "Müslüman Adam”ın ruh derinliklerinde imanın ötesin­de oluşturacağı şartlı refleks bile buna mani olmaya yeter. Allah (cc)'ın müslümandan bu ahitleşmeyi (misakı) her gün bu sayıda alması ile onun AT gibi bir organizasyona girmeyi kabullenmesi arasında açık ve net bir çelişki vardır.

AT'na dahil diğer bütün ülkelerin Hıristiyan ülkeler olmasına karşılık, yine bu ülkelerde çok etkili düzeyde ekonomik ve kül­türel Yahudi gücünün mevcut olması, bizim onları Yahudi ve Hı­ristiyan diye nitelememize sebep teşkil ediyor. Hatta belli bir ır­ka has görüldüğü için diğer milletlere "tebliğ" (misyonerlik) özelliği bulunmayan Yahudiliğin, "Allah tüm milletleri Yahudilere hizmet edecek merkepler olarak yaratmıştır" İnancından hare­ketle, dini tebliğ yerine Siyonizm ülküsü için Masonluğu kullandı­ğı ve bu yolla Hristiyan devletlere dahi damgasını vurduğu inkâr edilemez...

İmdi, kendi kitabında; "iman edenlere en şiddetli düşman olanların, Yahudiler ve müşrikler olduğunu görürsün..."[1120]

Beyanını okuyan "Müslüman Adam", buna inanacağı­na göre, onlarla beraber olması için ya onların kendi dinlerini ve inançlarını terketmeleri, ya da kendisinin terketmesi gerekeceği­ni, birincinin hiç mümkün görünmediğine göre ki, -bunun en güzel örneği beşyüz yıldan beri içimizde yaşayan azınlık Yahudilerdir- ikinci durumda da onların inancı gereği "onlara hizmet edecek merkep" durumuna düşeceğini bilir. Ya da şu hadis-i şerifin sözünü ettiği günün geldiğini anlar:

"Sizler, sizden önceki milletlerin yollarına adım adım, karış karış gireceksiniz. Hatta onlar gidip bir keler deliğine girseler siz de gireceksiniz. 'Yahudi ve Hıristiyanları mı demek istiyorsunuz?' diye sordular, 'ya kimi olacak?' diye buyuruldu." [1121]



[1117] Günaydın, 26.9.89.

[1118] Fehmi Koru, Zaman, 27.9.89.

[1119] K. Fatiha: 1/7.

[1120] K. Maide: 5/82.

[1121] Buhari, enbiyâ, 50; Müslim, ilim, 6. Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 415-418.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslâm ve Avrupa topluluğu
« Posted on: 26 Nisan 2024, 19:08:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslâm ve Avrupa topluluğu rüya tabiri,İslâm ve Avrupa topluluğu mekke canlı, İslâm ve Avrupa topluluğu kabe canlı yayın, İslâm ve Avrupa topluluğu Üç boyutlu kuran oku İslâm ve Avrupa topluluğu kuran ı kerim, İslâm ve Avrupa topluluğu peygamber kıssaları,İslâm ve Avrupa topluluğu ilitam ders soruları, İslâm ve Avrupa topluluğuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes