> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Fetvalarla Çağdaş Hayat > Futbol ve müslüman
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Futbol ve müslüman  (Okunma Sayısı 1499 defa)
14 Mart 2011, 21:38:44
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 14 Mart 2011, 21:38:44 »



4- Futbol Ve Müslüman






Soru: Futbola müslümanların bakışı nasıl olmalıdır?

Cevap: Konuyu en azından üç yönüyle ele alıp değerlendir­mek mümkündür.

1- Futbol oynamak.

2- Futbol oyununu seyretmek, ya da takım tutmak.

3- Futbolu bir hükümet politikası ya da bir din haline getir­mek.

I. Futbol oynamak: Bu konuda önce şu hadisi şerifleri ha­tırlamamız yararlı olur:

"Üçü hariç, müslümanın her türlü eğlen­cesi haramdır. Hanımıyla oynaşması, atını eğitmesi ve atış yapması." [659] "Melekler atıcılıktan başka hiçbir eğlencede hazır bu­lunmazlar." [660]

"Allah'a taattan alıkoyan her eğlence batıldır." [661]

Birinci hadisi şerife dikkat edilirse meşru eğlencede bu­lunması gereken üç özelliğe işaret ettiği görülür.

I. Kişinin evine huzur ve neşe temin etmesi.

2. Hayatla ya da düşmanla vereceği mücadele için gereç (alt yapı) tedarik etmesi.

3. Hazırladığı ge­reçleri kullanma eğitimi yaparak bu mücadeleye bizzat hazırlan­ması. İslâm'da abesle iştigal olamayacağına göre, caiz görülebile­cek spor ve eğlencenin de öncelikle bu özellikleri ya da birini ta­şıyor olması gerekir. Diğer hadisler de bu mânâyı tamamlayıcı­dır. Bunu futbola uygularsak o; (Eğer evde ya da tenha bir yerde beraber oynamıyorlarsa) hanımıyla oynaşmak ve mücadele araç­larının temini anlamı taşımadığına göre, geriye sadece mücadele­ye hazırlanmak özelliği, yani kişinin kendisini zinde ve sağlıklı tut­ma gayesi kalıyor. Bir diğer ifade ile, futbol vücudun ihtiyacı olan spor gayesi ile yapılır ve başka mahzurlar da ihtiva etmezse mu­bah (helâl) bir eğlence sayılabilir. Başka mahzurlar şunlar olabilir:

Futbolu spor ihtiyacından fazla oynayarak hem faydalı şeylerle değerlendirebileceği zaman nimetini, hem de yine yararlı işlerde kullanabilecği enerji (güç, kuvvet) nimetini israf etmek. (Bilindiği gibi, israf her çeşidi ile haram kılınmıştır.) Oyun sebebiyle iba­detlerini aksatmak, oyun sebebiyle dünyevi ödevlerini aksatmak ve bakmak zorunda olduğu fertlere karşı görevlerini ihmal et­mek. Oynarken giyeceği elbiselerde avret sınırına riayet etme­mek. Futbolu bir kazanç aracı olarak görmek ve uygulamak... Bu ve buna benzer mahzurlar futbol oynamayı, mahzur olma de­recelerine göre, mekruh ya da haram hâle getirmiş olurlar. Böy­le mahzurlar olmaksızın futbol oynamakta bir beis olmayacağı gi­bi bazan sevimli ve istenen (merğub) bir spor dahi olabilir. An­cak bugünkü şekliyle futbol bir spor değildir. Çünkü oynayanlar onu vücudu güçlendirmek için oynamamakta, seyredenler ise hiçbir hareket yapmamaktadırlar.

2. Futbol oyununu seyretmek ya da takım tutmak:

Bu konuda da oynanmasına bağlı olarak değişik hükümler düşünüle­bilir. Yukarıda sözü edilen mahzurlar varsa, futbolun oynanması gibi seyredilmesi de derece derece mahzurlu olabilir. Seyret­mekle spor yapmak gibi bir gaye olamayacağından seyretmenin faydalı ve güzel olma ihtimali daha azdır. Ancak oynayan tarafla­rın birinin yenme ya da yenilmesinden fazla etkilenmeyecek biri­si için seyretmek, olsa olsa bir nebze dinlendirici olabilir ve dinlendirici olduğu ölçüde de mahzursuz olur. Herhangi bir tarafın diğerine galip gelmesini arzulamak ise, en büyük arzusu bu olma­dıktan sonra, fıtrî bir duygudur ve bir dereceye kadar normal­dir. Ne var ki, futbol seyretmekteki mahzurlar, oynamaktaki mahzurlardan genellikle daha fazladır. Futbol seyretmekteki fay­dalar, genellikle oynamaktaki fadalardan daha azdır da diyebiliriz. Hele günümüzde futbol seyretmek, daha doğru ifadesiyle takım tutmak ve taraftar olmak (Çünkü böyle olmayan insanlar seyret­mekten de zevk almazlar) bir heyecan ve tutku halini almış ve insanlardaki müteal (aşkın) heyecanların yerini işgal eder olmuş­tur. Bu ise din'le eşanlamlıdır. Çünkü din herhangi birşeyi, ilâh dinmedir. İlâh edinme ise, herhangi bir güce gönüllü ve kayıtsız şartsız boyun eğme demektir. Buna göre bir fert, meselâ bir fut­bol takımını her şeyden önde görüyor; canına, malına, aklına, ır­zına, dinine gelen zarardan ziyade takımının mağlubiyetine üzülüyorsa, aksiyle; takımının başarısına diğerlertndeki salahtan çok seviniyorsa, o takım onun için bir din halini almıştır ve böyle bir insanın oluşumu, itikaden tehlikededir. Bugünde zaten futbol ye­ni bir dünya dini olarak görülmektedir. Adına din denmese dahi futbol bu haliyle bir fonksiyonu görmektedir. Nitekim bazı maç­larda "Haftada bir sana tapınmaya geliyoruz" ibareleri dahi du­yulur olmuştur. "En büyük ABC, başka büyük yok" ibaresi tevile muhtaç bir ibaredir. Bununla nisbi bir büyüklük kastedilmiş ve "takımlar arasında en büyük" anlamında söylenmişse bunda bir mahzur olmayabilir. Ama takımına karşı duyduğu coşku ve heye­canla bunu mutlak anlamda söylüyorsa, ya da o anda takımını gerçekten tüm varlıklar içerisinde en büyük olarak hissediyorsa bu da itikaden tehlikeli bir noktadır. Coşkunun sarhoşluğu ile, alel-itlak söylenmişse belki tevil edilebilir, ama Allah'ı da (cc) hesaba katarak söylenmişse küfür olur ve her şeyi altüst eder.

3. Futbolu bir hükümet politikası ya da bir din haline getirmek:

İşin bu yönü "hükümetlerin hükümet etmeye" de­vam arzusuyla, hatta bazan devletin temel nizamıyla ilgili olabilir. Bu durum insanlardaki din ihtiyacını ve onun herhangi bir yolla mutlaka giderilmesi gerektiğini de anlatır. İnsanların ihtiyaçları sadece fizikî değildir, manevî ihtiyaçları da vardır ve din bunların başında gelir. Fizikî ihtiyaçlardan meselâ D vitamini eksikliğinde kemik hastalığı, B vitamini eksikliğinde göz hastalığı, saç dökül­mesi olursa, manevî ihtiyaçların giderilmemesi halinde de bir ta­kım ruh ve sinir hastalıkları zuhur eder. İnsanlar nihilizme ve anarşiye meylederler, düzen tanımazlık ve anomi başgösterir. Bu da mevcut hükümetler, hatta rejimler için tehlikeli boyutlara varabilir. Tıpkı gerekli proteini almayan tavukların kendilerini ye­meleri gibi, insanlar da birbirlerini yemeye başlarlar. Sonunda da hükümetlerin, hatta rejimlerin de başını yiyebilirler. Bu noktada Franko'nun, "Futbol sayesinde ülkeyi onbeş yıldır idare ediyo­rum" sözü çok anlamlıdır. İşte böyle kötü sonuçlara meydan vermemek için hükümetler insanların manevî boşluklarını bu tür yapma dinlerle doldurmaya ve hükümetlerini ya da rejimlerini biraz daha sürdürmeye çalışırlar. Çünkü açlık hisseden bir be­bek yalancı meme ile de bir süre oyalanabilir. Daha sonra yalan­cı memenin yerini bir başka oyuncak alır ve oyalama alabildiğin­ce uzatılmak istenir. Peki neden bu ihtiyaç ana sütü yerine yalan­cı meme ile karşılanmaya çalışılır? Ya da manevî ihtiyaçlar fıtrat dini ile değil de yapma dinlerle giderilmek istenir? Bu sorunun cevabı da açıktır. Her düşünce sisteminde önemli olan iktidarın başkalarına kaptınlmamasıdır. Yapma dinlerle oyalanmayıp, hiçliğe ve anarşizme kayan gençtik, kurulu sistemler için tehlike ol­duğu gibi fıtrat diniyle beslenen gençler (bireyler) de tehlikedir, önemli olan, sistemin devamı olduktan sonra ona da imkân ve­rilmemelidir.

Düşünen insanlar için futbolun ve benzer etkinliklerin bu yö­nü, diğerlerinden daha önemlidir. Bu noktada kafa yanılırsa, dev­letlerin spora trilyonlar harcaması, radyo ve televizyon prog­ramlarının saatlerini ayırması kendileri açısından haklı ve zekice (akıllıca değil) bir tutum olduğu anlaşılmış olur. Kimseden futbol yerine, gerçek dinî teşvik edipte başına belâ alması beklenme­melidir. Önemli olan bireylerin (fertlerin) avunuyor olması değil, sistemlerin sürmesidir. Ama ne zamana kadar? Allah bilir. Yalan­cı meme ile susturulan çocuk, bir süre sonra ya baygın düşer, ya da öyfe bir çığlık atar ki, kendini avutanların kulak zarlarını patla­tır. Ya da, fertler veya sistemler... [662]



[659] Tirmizî, fedâilü'l-cihad, I I; İbn Mâce, cihad, 19; Darimî, cihad, 144; Ahmed, lV/144, 148; krş. İbn Abidin lV/395.

[660] İbn Abidin, lV/404.

[661] Buharî, İstizan, 52

[662] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 252-256.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Futbol ve müslüman
« Posted on: 18 Nisan 2024, 13:00:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Futbol ve müslüman rüya tabiri,Futbol ve müslüman mekke canlı, Futbol ve müslüman kabe canlı yayın, Futbol ve müslüman Üç boyutlu kuran oku Futbol ve müslüman kuran ı kerim, Futbol ve müslüman peygamber kıssaları,Futbol ve müslüman ilitam ders soruları, Futbol ve müslümanönlisans arapça,
Logged
10 Haziran 2013, 00:56:15
Kayin

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 380


« Yanıtla #1 : 10 Haziran 2013, 00:56:15 »

insanların taparcasına,canı pahasına var oldukları futbol sakıncalarıyla anlatılmış..ölçülü yaşamak gerekir her konuda...ilimden yoksunken ve ilimle uğraşılacak vakitleri boşa ziyan etmemek gerekir...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes