> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Fetvalarla Çağdaş Hayat > Evliyanın halleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Evliyanın halleri  (Okunma Sayısı 619 defa)
13 Mart 2011, 15:37:52
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 13 Mart 2011, 15:37:52 »



4- Evliyanın Halleri



Soru: Zaman Gazetesi'nde Sabri Yılmaz imzasıyla yazı­lan bir dizinin bazı kısımlarını işaretleyerek size gönderiyo­rum. Bunları şeriatle bağdaştırmamız mümkün müdür? Meselâ

a. Beyazid-i Bistamî, birgün ayağını uzatarak otur­muştu. Müritlerinden biri de müsaade almadan öyle yaptı ve bir daha ayağını doğrultamadı,

b. Ayağını uzatmış otu­rurken birisi onun ayağının üzerinden geçti, ayağında bir hastalık çıktı ve nesillerine dahi sirayet etti.

c. Kendisini arayan bir garibe tanıyanlar onun faydasız, yaramaz ve aşa­ğılık birisi olduğunu söylediler, d. Evini öğrenen bu yabancı gittiğinde gözleri kan çanağına dönmüş bir pir ile, yanında huriler kadar güzel bir genç kız, elinde de dolu bir kadeh buldular. Hayrette kalan yabancıya durumu izah etti. Küp­teki sıvının şarap olduğunu, ancak onu Cenab-ı Hakk'tan al­dığı bir nurla bir bakışta sarhoşluk etme özelliğini alarak iç­tiklerini, kızın ise kendi kızı olduğunu vs. söyledi.

Cevap:

1- Tasavvuf ricalini anlatan ilk kaynaklara baktığımız­da Bâyezîd (Ebu Yezîd) el-Bistamî'yi gönderdiğiniz yazıda veri­lenden daha değişik bîr imajda görüyoruz. İlk büyük sofilerden, ehl-i hal, Kitabt ve Sünneti ölçü alan bir örnek zat, meselâ Risale-i Kuşeyride hayatı anlatılırken sizin yazdıklarınızdan hiç birine yer verilmiyor, hatta onun şu sözü aktarılıyor:

"Kişinin havada uçacak kadar kerametlerle donatıldığını görseniz dahi buna kan­mayın. Siz onun Allah (cc)'ın emirleri ve yasakları karşısındaki tavrına, hududu koruyup korumadığına, şeriatı uygulayıp uygula­madığına bakın". [965]

2-  İslâm'a has, "İsnad ilmi" diye bir ilim vardır. İslâm şeriatı adına değer verilip hesaba katılabilecek haberlerin hangi mevsukiyet düzeyinde ve hangi şartlarla bulunması ve zaptedilmiş ol­ması gerektiğini inceler ki, cidden akılları hayrete düşürecek bir titizliğin ürünü ve kısaca İslâm'ın bozulmadan sürüp gitmesini murad eden Allah (cc)'ın müslümanlara ilham ettiği bir lütfûdur. Müslümanlar bu ölçülere uymayan peygamber sözlerine dahi itibar etmemişlerdir. Bu açıdan baktığımızda, Bistamî'den kaç yıl, belki kaç yüzyıl sonra ona isnad edilen sözlerle onu lehte ya da aleyhte yargılamamızın hiç bir anlamı olmaz. O, yukarıya aldığı­mız sözleriyle ölçüyü kendisi vermiştir, ruhu şadolsun.

3- İç duyularını (letaifini) geliştiren Allah (cc) dostlarında hat­ta bazan sıradan insanlarda bizim fizik dünyamızı aşan bir takım algılama ve hissedişlerin olabileceğini bugün artık pozitif bilimler dahi kabul ediyorlar. Bu satırları karaladığını saatlerde 18 Mart 1989 Cumartesi günü BBC'nin 19-19.30 yayınında (tevafuken) parapsikoloji konu edinildi ve onbeş dakikalık bir özel program­da zamanı ve mesafeyi aşan, fizikötesi güce sahip insanların bu gücünden, ya da böyle güçlerden yararlanmak ve bunları özellik­le askerî istihbaratta kutlanmak için Amerika'da, İngiltere'de, Rusya'da ve diğer bazı teknikte gelişmiş ülkelerde yapılan çalış­malardan, bu iş için ayrılan üniversite kürsülerinden ve kendini bu işe vermiş profesörlerden sözedildi. Öyle ise bu seçkin taife­nin bizim hissedemediğimiz bir takım özellikler edinmiş olmaları gayet normaldir. Ancak içine girdikleri ya da yükseldikleri bu manevi atmosfer tabakasının etkisiyle bazı sarsıntılar geçirip, o halin verdiği sorhoşlukla şeriatın zahirine uymayan hatalar mırıl­dandıkları da çokça görülmüştür. Ama bunların, İmam Rabbani'nin İbn Arabî için dediği gibi, affolunacağı ümidi beslenmiş, onlar bu yüzden defterden silinmemiş, fakat şeriatın zahirine uyma­yan hiçbir şey de başkalarına ölçü gösterilmemiştir. Tıpkı Bistami'nin dediği gibi...

O haller onların kendilerini ilgilendirir. Meselâ Halfâc, nasıl olduğunu bilmediğimiz bir halde "Enel-Hakk=ben Hakkım" de­miş ise o Allah katında mazur görülebilir ama hangi halde olursa olsun sırf Hallaç gibi bir zatın böyle söylediği için bunu söyleyen (Allah'u a'lem) bağışlanmaz. Mevlânâ'nın ney'i ve seması (eğer varsa), bir başkasının defi, raksı ve narası içinde aynı şeyi söyle­riz. Buna göre, vaki değil ama, evliyaullah'tan olarak bilinen biri­sini dahi, cezayı gerektirecek şartlarda şarap içmesi halinde İs­lâm muhakeme eder ve kırbaçlatır. Hakem, Kitap ve Sünnetten süzülen İslâm fıkhıdır. Ona sorduğunuzda şarabın sirkeleştirilerek içilmesinin caiz olduğunu söyler ama, bakışlardaki manevî nüfuzla sekrinin alınıp içilebileceğini kabul etmez. Gerçi bu Allah (cc)'ın lutfuyla mümkün olmayan birşey değildir, ama uygulanabi­lecek objektifliği yoktur.

4- Böyle konularda işe yarayacak güzel bir ölçüyü İmam Birgivî'nin bir hatırası olarak kaydedelim. Peygamberlerden başka hiç kimse günahtan masum değildir. (Masum imam akidesi bizde yoktur) Ama Allah (cc)'ın keramet ehli veli kulları bile bile ha­ram işlemez ve haramda ısrar etmezler. Kendilerini gizlemek için haramla kamuflaj yapmazlar. Mamafih bazı büyük zatlar, ca­hillerin onları insanüstü görmeleri karşısında kendilerini basit göstermek için bazı çarelere başvurdukları vakıadır. Fakat bunlar aslında mubah olan, fakat halk arasında küçük düşürücü davra­nışlar olmayı öteye geçemezler. İmam Birgivî buna kendi zama­nından bir örnek verir. Kendisini çok uzaklardan ziyarete gelen birisinin gözünde tehlikeli boyutlarda yüceltilen bir Allah (cc) dostunun, onun yanında çabuk çabuk ve üzerine döke döke ye­mek yemesini anlatır. Bu haram değildir, ancak küçültücüdür. Ayakta şu içmeyi, hatta mekruh olmakla beraber sol elle yemek yemeyi de buna misâl gösterebiliriz. Binaenaleyh o, bilerek bir haramı işleyenin keramet ehli ve mürşit olamayacağını anlatır. Buna göre; kadınlarla tokalaşmaktan, halvette bulunmaktan sa­kınmayan, altın yüzük kullanan, haram olduğu nasla sabit benzeri günahları mazeretsiz yapan birisinden keramet değil olsa olsa istidrac sadır olur. Hiç bir veli, içki içerek, kadınla halvette bulu­narak, ya da başka açık bir haramı işleyerek kendisini gizlediğini iddia edemez. Ederse de buna cahillerden başkası inanmaz. Bu ölçü ehli şeriat için çok işe yarar, hatırda tutulmalıdır. [966]


[965] Risale el-Kuşeyriyye, 1/103.

[966] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 366-369.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Evliyanın halleri
« Posted on: 19 Nisan 2024, 08:28:36 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Evliyanın halleri rüya tabiri,Evliyanın halleri mekke canlı, Evliyanın halleri kabe canlı yayın, Evliyanın halleri Üç boyutlu kuran oku Evliyanın halleri kuran ı kerim, Evliyanın halleri peygamber kıssaları,Evliyanın halleri ilitam ders soruları, Evliyanın halleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes