๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Fetvalarla Çağdaş Hayat => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 16 Mart 2011, 17:49:49



Konu Başlığı: Bazı mütalâalar
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 16 Mart 2011, 17:49:49
ed- Bazı Mütalâalar




Hz. Hafsa'dan gelen: "Kızkardeşim sordu, ya Resulullah! (Bayram vs. ye) birimiz cilbâb bulamadığı için cilbâbsız çıksa, bu­nun mahzuru var mıdır? Allah Resulü de:

Arkadaşı cilbâbını ona versin, o da hayırlı bir işe öyle çıksın, buyurdular"[547] şeklin­deki rivayet, cilbâbın, dışarı çıktıklarında kadınlar için gerekli bir elbise olduğunu vurgular.

Cilbâb âyetinde "giyinsinler" yerine, "idnâ etsinler, yani sarkıtsınlar, yaklaştırsınlar" ifadesi kullanılıyor. Bu ve cilbâb âyeti nazil olduğunda, Hz. Aişe'nin nakline göre kadınların elbi­selerini yırtıp cilbâb yapmaları [548] cilbâbın kolsuz ve giyilen­den ziyâde bürünülen bir elbise şekli olduğunu gösterir. Yine bu son nokta cilbâbın şeklini örfe bırakmamış ve anahatlarıyla tesbit etmiştir denebilir.

Diğer bir husus da "Cilbâb âyeti"nde geçen (rrtin) harf-i cerrinin ifade ettiği anlamdır. Beydâvî, "(min) teb'îz içindir. Çünkü kadın cilbâbın bir kısmını sarkıtır, bir kısmıyla da başını örter" diyor. [549] Bu ise cilbâbtan başa ayrılan kısmın azlığını, büyük bölümünün bedene ayrıldığını ifâde eder.

Alûsî: u(min)'in teb'iz için olması iki ihtimale imkân verir:

Biri, bu ba'z, cilbâblardan bir cilbâb olur ve bunu kadınların üzerleri­ne idnâ etmeleri, bütün bedenlerine giymeleri anlamına gelir. İkincisi, ba'z ile muradın cilbâbın bir parçası olması halidir. Bu­nun üzerine idnâsı da ciibâbın bir bölümünü başörtü yapıp onun­la başlarını ve yüzlerini örtmeleri, geri kalan kısmını da bedenle­rinin geri kalan kısmına sarkıtmalarıdır." [550] diyor ki, bundan da cilbâbın başla beraber vücudu örten bir elbise olduğu anlaşı­lır.

Bütün bunlara rağmen "cilbâb"ın, İslâm coğrafyasının çeşitli bölgelerinde, Ebu Hayyân'ın Endülüs'ünde, Elmalılı'nın İstan­bul'unda biraz da olsa farklılık arzetmesi, bizi bu konuda iki önemli sonuca vardırabilir:

1- Bu konu, zamana ve zemine göre değişiklik göstermektedir; yani, bütün özellikleriyle sabit bir kadın elbisesi istenmemiş­tir.

2- Cilbâb'ın anlayış ve uygulayımdaki farklılık çok az oldu­ğundan, kadının dış elbisesi bindörtyüz yılda çok az değişim gös­termiştir. [551]



[547] Buharı, Hayz, 23; Aynî, "Umdetü’l-'Kaarî, 111/302, lV/56; İbn Hacer, Fethu'l-Bârî. 1/439; İbn Mâce, l/415 (el-İkâme. 165).

[548] EbûDavûd, ll/382.

[549] Beydâvî. lV/168.

[550] Alûsî, XXll/89

[551] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 212-214