๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Fetavayi Hindiyye => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 02 Temmuz 2010, 01:34:00



Konu Başlığı: Namaz 1.Bölüm
Gönderen: Ekvan üzerinde 02 Temmuz 2010, 01:34:00
Fetavay-i Hindiyye Namaz 1.Bölüm

1- NAMAZ VAKİTLERİ
1- Sabah Namazının Vakti :
2- Öğle Namazının Vakti:
3- İkindi Namazının Vakti:
4- Akşam Namazının Vakti :
5- Yatsı Namazının Vakti :
Faziletli Vakitler :
Namaz Kılınması Caiz Olmayan Ve Mekruh Olan Vlkitler :
Kendisine Nafile Namaz Kılmanın Mekruh Olduğu Dokuz Vakit
2- EZAN VE KAMET.
Ezanın Sıfatları Ve Müezzinin Ahvali
Ezan Ve Kametin Kelimeleri, Özellikleri Ve Müezzine İcabet:
Müezzine İcabet Etmek.
3- NAMAZIN ŞARTLARI
Taharet Ve Setrü´l Avret
Kendisi İle Avret Mahalli Örtülebilecek Şeyler :
Dokuz Yerde Namaz Kılmak Mekruhtur :
İstikbâli Kıble (Namazda Kıbleye Dönmek)
Kâbede Kılınan Namazlar:
Namazda Nıyyet
Bilgi Durumları İtibariyle, Namaz Kılan Kimselerin Dereceleri
Farz mı. Nafile ini Kıldığını Bilmeyen Kimse:
4- NAMAZIN SIFATI
Namazın Farzları
I - Namazın Farzı :
Kıyam..
Kıraat
Rükû.
Secdeler.
Ka´deî Ahîre (Son Oturuş) :
Namazın Vacibleri
Namazın Sünnetleri:
Namazın Edebleri:
Namazın Keyfiyyetî (=Nâmaz Nasıl Kılınır?)
Kıraat
Zelletü´l Kârî (Namazda Kur´ân Okuyan Kimsenin Hata Etmesi)
5- İMAMET.
Cemâat
İmamete Kimin Daha Çok Hak Sahibi Olduğu.
Başkasına İmâm Olması Caiz Olan Ve Olmayan Kimseler
İktidânın Sıhhatine Manî Olan Ve Olmayan Hâller
İmâmın Ve İmâma Uyan Kimselerin Yerleri
İmâma Tabi Olunacak Ve Olunmayacak Yerler
Mesûk :
Lâhık :
İmamet Ve Cemaat Konusu İle İlgili Bazı Meseleler
6- NAMAZDA İKEN HADES VÂKİ OLMASI (=ABDESTİN BOZULMASI)
Binanın ( = Namazın Kalan Kısmım Tamamlamanın) Şartları
İstihlâf
Bu Konu İle İlgili Bazı Meseleler :
Namazı Bozan Bazı Haller :
7- NAMAZI BOZAN ŞEYLER VE NAMAZIN MEKRUHLARI :
Namazı Bozan Sözler :
Namazda Mekruh Olan Ve Mekruh Olmayan Şeyler
Namazın Mekruhları İle İlgili Bazı Mes´eleler
Mescidlerle İlgili Bazı ´Meseleler
8- VİTİR NAMAZI
9- NAFİLE NAMAZLAR..
Kuşluk Namazı :
Tahiyyetü’l Mescid:
Abdest Aldıktan Sonra Kılınan Nama:
İstihare Namazı:
Hacet Namazı:
Gece Namazı (=Teheccüt Namazı):
Teşbih Namazı
Nafile Namazlarla İlgili Bazı Meseleler
10- FARZ NAMAZA YETİŞME.
11- KAZAYA KALAN NAMAZLAR..
Bu Konu İle İlgili Muhtelif Mes´eleler
12- SEHiV SECDELERİ
Namazın Vacipleri
İmâmın Yanılması
Kaç Rek At Kılındığı Hakkında, İmâm İle Muktedî Arasında Çıkan İhtilaf Ve Şüphe
13- TİLAVET SECDELERİ
Şükür Secdesi

NAMAZ


Namaz, hükmolunmuş bir farzdır. Terkedilmesine la ruhsat yoktur. Namazın farzîyetini inkar eden, kafir olur. Hulâ-sâ´da da böyledir.

Farz olduğunu inkar etmeksizin, namazı kasden terk eden kimse, Öldürülmez. Ancak, tevbe edinceye kadar hapsolunur. Mec-mû´atü´l - Bahreyn´de de böyledir.

Bize (mezhebimize) göre, namazın farz olması, bir namaz kı­lacak kadar vaktin sonuna taalluk eder.

Bir kafir müslüman olsa, bir çocuk bulûğa erse, bir mecnûn (deli) ifâkat bulsa (iyileşse), hayızlı bir kadm temizlense, bu du­rumda eğer bir namaz kılacak kadar vakit var ise, bu kimselerin üzerine, namaz kılmak farz olur, Muhtârül - Fetâvâ´da da böyledir.

Bir ebe, namazla meşgul olunca, çocuğun öleceğinden korkarsa, o ebenin, namazı, vaktinden sonraya bırakması caiz olur.

Hırsız ve benzeri sebeplerle de, namaz geriye bırakılabilir. Hulâsa d a da böyledir.

Dinimizin temel direği olan NAMAZ´in, bütün açıklığı ve tafsilâtı ile anlatıldığı bu KÎTAB´ta 22 bab vardır : [1]



1- NAMAZ VAKİTLERİ


1- Sabah Namazının Vakti :


Sabah namazının vakti, subhu sâdıktan başlar. Subh-u Sâdık: Güneşin doğacağı vakte kadar, doğu ufkunda yayılan beyazlıktır. Sub-u kâzıb de : Ufukta, uzunlamasına başlayıp, sonra, arkasını karanlık takip eden beyazlıktır. Sabah namazının vaktinin girmesi hususunda, subh-u kâzîb´e itibar edilmez. Bununla, sabah namazı­nın vaktinin girmediği gibi, oruç tutacak kimsenin de, o anda, bir şey yiyip içmesi, haram olmaz. Kâfi´de de böyledir:

Âlimler, ikinci fecrin (subh-u sâdık´m) ne zaman doğma­ya başlıyacağı hususunda, görüş ayrılığına düşmüşlerdir. Bazıları: «Doğu ufkundaki beyazlık, dağınık halde iken, ikinci fecir başlar.» dediler. Muhryt´te de böyledir.

Bazıları da : «Bu beyazlık dağıldığı zaman, ikinci fecir başlar» dediler. Âlimlerin ekserisi bu görüştedirler. Muhtârül - Fetâvâ´da da böyledir.

Oruçda ve yatsı namazının vaktinin sonu hususunda, ihti­yat olarak, birinci fecre itibar olunur. Namazda ise itibar, ikinci fecredir. Şerhi Vikâye´de de böyledir. [2]



2- Öğle Namazının Vakti:


Öğle namazının vakti, zeval vaktinden başlar ve bir şeyin göl­gesi, zeval vaktindeki gölgesinden başka iki misline vardığı zamana kadar devam eder. Kâfi´de de böyledir. Sahih olan budur. Serahsi´nin Muhıyt´inde de böyledir.

Zeval : Her şahsın gölgesinin, doğu tarafına doğru düşme­ye başladığı vakittir. Kâfi´de de böyjledir.

Zeval Vaktini, doğru tesbit etmenin yolu şudur : Düz bir ağaç parçasını bir yere ,dikmeli.

Bu -durumda, gölgesinin boyu noksanlaşip kısaldıkça, güneş yük­seliyor demektir.

Gölgenin kısalması bitip, artmaya başladığı an, bilinir ki, gü­neş zevale ermiştir. Bu an, hadd-i irtafâ; yani güneşin en yüksek noktada bulunduğu andır.

Gölgenin uzamaya başladığı anda yani zeval vaktinde, yere dikmiş olduğumuz, düz ağaç parçasının ucuna, bir işaret koyalım, işaret koyduğumuz bu yerden, diktiğimiz şeye varana kadar olan mesafe, fey´i zeval (= zeval anındaki gölge) olur.

Güneş, batıya dönmüş olduğuna göre, diktiğimiz şeyin, doğu is­tikâmetine meyletmiş olan gölgesi, gittikçe artıp uzayacak demek­tir.

Diktiğimiz şeyin gölgesinin uzunluğu, fey´i zevalden o şe­yin zeval vaktindeki gölgesinden) başka, dikilen şeyin gölge­sinin iki katı oMuğu zaman, İmâm-ı A´zam Ebû Hanîfe (R.A.) ´ye göre, öğle namazının vakti çıkmış olur. Fetâvâyi Kâdîhân´da da böy­ledir. Doğru olan yol da, budur. Zahirîyye´de de böyledir.

«İhtiyata uyyun olan, öğle namazını gölgenin bir misli ol­masından önce kılmak, ikindi namazını ise, gölgenin, dikilen şeyin iki misli olmasından sonra kılmaktır. Böylece, bu iki namazın, tam vakitlerinde kılınmış olduklarına, kesin kanâat hasıl olmuş olur.» demişlerdir. [3]


3- İkindi Namazının Vakti:


İkindi namazının vakti, fey´i zevalden başka, gölgenin, iki misli olduğu zamandan başlar ve güneşin batmasına kadar devam eder. [4]



4- Akşam Namazının Vakti :


Akşam namazının vakti, güneşin batması ile başlar, şafağın kaybolmasına kadar devam eder.

Şafak : İmameyn´e göre, güneş battıktan sonra, batıda meyda­na gelen kızıllıktır. Fetva da bununla verilir.

Fakat, Vikaye Şerhi´nde ve Ebû Haııife CR.A.) nm kavlinde Şafak : Kızıllığın kaybolmasından sonra ortaya çıkan beyazlıktır. Kudûrî´de de böyledir.

İmâmeyn´in kavilleri, insanlar için daha ruhsatlıdır ve genişliktir.

İmâm-´ A´zam (RJV.)´ın kavli ise, ihtiyata daha muvafıktır.

Namaz hakkında aslolan, ondaki rüknün ve şartın sabit oldu­ğuna, mutlaka kalbin tam bir şekilde kanaat etmesidir. Nihâye´de bu husus, Şeyhul - İslâm´ın Möbsût´u üe el - Esrâr´dan nakledil­miştir. [5]



5- Yatsı Namazının Vakti :


Yatsı namazının ve vitir namazının vakti, batıdaki şafağın kay­bolması ile başlar; sabah namazının vaktine kadar devam eder. Kâ-fî´de de böyledir.

Vitir namazı, yatsı namazından önce kılınmaz. Çünkü bu­rada, tertîb vacibtir. Burada, vitir namazınm, yatsı namazından ön­ce kılmmaması, vitir namazının bir vaktinin olmaması demek de­ğildir. Burada tertib, vacib olduğu için böyle denilmiştir.

Hatta, bir kimse unutarak, vitir namazını yatsı namazından ön­ce kılmış olsa veya her ikisini de kılsa da, sonradan yatsı namazının, herhangi bir sebeble sahih ve makbul olarak kılınmış ol­madığı ortaya çıksa, bu kimsenin vitir namazı sahih olur. Sadece, yatsı namazını yeniden kılması gerekir. Bu görüş, Ebû Hanîfe (R. A.)´ye aittir. Ve O´na göre : Unutmak ve benzeri diğer özürlerle, burada tertib sakıt olur.

Bir kimse için, yatsı ve vitir namazlarının vakti girmese, şöyleki : Bir memlekette, batıdan şafak batar batmaz fecir doğu­yor veya batıdan şafak kaybolmadan sabah oluyorsa, böyle bir memlekette yaşayanlara, yatsı w vitir namazları vâcib olmaz. Tebyîn´de de böyledir. [6]



Faziletli Vakitler :


Sabah namazını bir miktarte´hir etmek müstehabtır. Ancak, güneşin, doğup doğmadığında tereddüt hasıl olacak kadar da, te´hir edilmez.

O Fakat, sabah namazı, ortalığın tamamen ışımasına kadar te´hir edilir. Şoyleki : Bir kimse, kıldığı namazın bozulması halinde, onu yeniden müstehab bir kıraatle okuyup kılabileceği bir zaman kalıncaya kadar te´hir eder. Tebyîn´de de böyledir,

Bu durum, yalnız hacılar için Müzdelife´de bayram sabahı hariç, bütün zamanlarda böyledir.

Müzdelife´de ise, bayram sabahı sabah namazını, sabahın ka­ranlığında kılmak efdal´dir. Muhıyt´te de böyledir.

Yazın, Öğle namazını geciktirmek, kışın ise acele etmek müstehabtır. Kâfi´de de böyledir. Yalnız kılınması veya cemaatle kı­lınması hâllerinde de hüküm aynıdır. Şerhü´I - Mecmuada da böy­ledir.

İkindi namazım, her zaman, güneşin teğayyür etmediği ya­ni sararmaya başlamadığı vakte kadar te´hir etmek, müstehabtır.

Tegayyürde itibar, güneşin tegayyürünedir; yoksa ışığının te-gayyürüne değil.... Güneşin teğayyür (= değişmesi) edip sararma­sı : Bakıldığı zaman göze hararet vermemesi, gözü yakıp kamaştır-mamasıdır. Böyle değilse, güneş teğayyür etmemiş sayılır. Kâfî´de de böyledir. Sahih olan da budur.

İkindi namazını kumaya, güneşin tegayyüründen Önce baş­layıp, teğayyür vaktine kadar uzatmak, mekruh değildir. Gâyetü´l -Beyân´dan naklen Bahrü´r - Râık´ta da böyledir.

Akşam namazını, her zaman, vakti girer girmez kılmak, müstehabtır. Kâfi´de de böyledir.

Yatsı namazını, gecenin üçte birine kadar; vitir namazını ise, gecenin sonuna kadar, te´hir etmek müstehabtır. Bu durum, kesinlikle uyanabilecek olan, bu husustaki sağlam kimseler içindir. Uyanması kesin olmayanlar, vitir namazını da yatmadan kılarlar. Tebyîn´de, de böyledir,

Bir kimse, bulutlu günlerde : Sabah namazım, sanki hava acıkmış gibi, tam aydınlıkta kılar.

Öğle namazım, zevalden önce kılmış olmamak için tehir eder.

İkindi namazında da, kerahat vaktinin girmesinden emin ol­mak için, acele eder.

Akşam namazım, güneşin batmasından önce kılmak ihtimalin­den sakınarak, biraz geciktirir.

Yatsı namazında ise, yağmur, kar ve sair şeylerin engelleme­mesi için acele eder. Serahsî´nin Muhıyt´inde de böyledir.

Bulutlu günler için söylediğimiz şeyler, yaz - kış, bütün za­manlar için geçerlidir.

Seferde olsun, hazerd£ olsun veya herhangi bir özür bu­lunsun, hiç bir zaman ve vakitte, iki namazın arasını cem´ etmek (yani bir vakitte, iki vaktin namazını kılmak) caiz değildir!

Ancak» Arafat´da arefe günü öğle ile, ikindiyi cem´ etmekle, MüzdeKfe´de aksam ile yatsıyı cem´ etmek, bu kaidenin dışındadır. [7]



Namaz Kılınması Caiz Olmayan Ve Mekruh Olan Vlkitler :


Şu üç vakitte, farz namazları ile cenaze namazını kılmak ve ti´âvet secdesi yapmak, caiz değildir :

1- Güneş doğup yükselene kadar,

2- Güneş, tam tepe noktasında olduğu zaman, meyledene kadar,

3- Güneşin, kızarmaya başlamasından batışına kadar. Fakat, o günün ikindi namazı, bu kaideden müstesnadır. Onun edası, gü­neş batarken de caizdir. Kâdîhân´da da böyledir.

Şeyhü´I - İmâm Ebû Bekr Muhammed bin Fadl : «İnsan güneşi gördüğü müddetçe, işte o tulu´dadır.» demiştir. Hulâsa´da da böyledir.

Bu, cenaze namazının ve tilâvet secdesinin mubah olan va­kitte yerine getirilmeyip de, tehir edilmiş bulunduğu zamandır. As­lında, vaktinde edâ edilmeleri mümkünken, bunları teTıir etmek, katiyyen caiz değildir.

Ancak, cenaze namazını bu vakitlerde kılmak vacib ise ve o vakitlerde de kılınmış ise, bu da caizdir. Çünkü o, vacib olduğun­dan, nakıs olarak kılınmış olur. Sirâcü´I - Vehhâc´da da böyledir.

Fakat, efdal olan, tilâvet secdesini geriye bırakmaktır. Cenaze namazının geciktirilmesi ise, mekruhtur. Tebyîn´de de böyledir.

Kerahat vaktinde, vaktinde kılınmayan farz ve vitir gibi vacib namazların kaza edilmeleri de caiz olmaz. Müstesfâ´da ve Kâ-fî´de de böyledir.

Kerahat vakitlerinde, nafile namazları kılmak-caizdir, fa­kat mekruhtur. Kâfî´de ve Tahâvî Şerhi´nde de böyledir.

Bir kimse, güneş doğarken veya batarken, nafile namaza başla­mış olsa da, namazda iken kahkaha ile gülse, abdesti bozulmuş olur. Fakat, o gönün ikindi namazını kılmakta olan kimse, böyle bir sev yapmış olsa, abdesti bozulmaz. Çünkü, farz bir namazı kaza ederken kahkaha ile gülen kimsenin bu mekruh vakitte abdesti bozulmaz. Fetâvâyi Kâdîhân´da da böyledir.

Mekruh olan vakitlerin haricinde, namazda kahkaha ile gü­len kimse, hemen, namazı bırakır ve yeniden abdest alır ve kılmak­ta olduğu namazı da yeniden kılar. Zahirü´r - Rivâyede : «Şayet o namazı, o halde tamamlamış olsa, başlamış olmasından, dolayı, ken­disi yapması gereken şeyi yapmış ve borçtan kurtulmuş olur.» de­nilmiştir. Fethü´l - Kadîr´de de böyledir.

Fakat, bu kimse, gerçekten kötü bir iş yapmış olur. Ancak, abdesti ve namazı yenilemek gibi bir şey, o adama lazım gelmez. Tahâvî Şerhi´nde de böyledir.

Bir kimse, nafile bir namazı, kerahat vakitlerinin birinde kaza eylese, namazı caiz olur; fakat bu, günahtır. Serahsî´nin Mu-hıyt´inde de böyledir.

Mekruh bir vakitte, namaz kılmayı adamış olan bir kimse, adadığı namazı, o kerahat vaktinde kılsa, sahih olur; fakat, kendisi günahkar olur. Bu şahıs için uygun olan, o namazı, mekruh olma­yan bir vakitte kılmaktır. Bahrü´r - Râık´ta da böyledir.

Bir kimse, zaman belirtmeden veya mekruh vakitlerin dı­şında kılmak üzere, namaz nezretmiş (adamış) olsa, bu namazı, mekruh vakitlerin birinde kılması, asla caiz olmaz. Evceh olan da. budur. Şerh-i Münyetü´l - Musallî li - Eımîril - Hacc´da da böyledir.

Dokuz vakitte de, farzlar kıhnabilir, fakat nafileler kılın­mazlar. Nihâye´de ve Kifâye´de de böyledir,

Bu vakitlerde, farz namazlarının kazası, cenaze namazı ve tilavet secdesi de caiz olur. Fetâvâyi Kâdîhân´da da böyledir. [8]



Kendisine Nafile Namaz Kılmanın Mekruh Olduğu Dokuz Vakit :


1- Fecrin doğuşundan itibaren,sabahnamazının kılındığı vakitten önceye kadarolan vakit. Nihâye´de ve Kifâye´de de böyle­dir.

Bu vakitte, sabah namazından başka, nafile bir namaz kıl­mak mekruhtur.

Bir kimse, gecenin sonunda, nafile bir namaz kılmaya baş­lamış olsa ve bir rek´at kılınca da fecir doğsa, o namazı tamamla­ması efdal olur. Çünkü, bu nafileye fecirden sonra başlamış değil­dir; bunu kasden yapmamıştır ve bu namazı, sabah namazının sün­neti niyyeti ile kılmamaktadır. Esahh olan da budur. Tebyîn´de de böyledir.

Bu durumda, bir kimse, dört rek´atli bir nafile kılmaya başlamış olsa da, bunun iki rek´ati fecrin tulüundan sonraya kal­mış olsa; fecrin doğuşundan sonra kıldığı bu iki rek´at, sabah na­mazının sünneti yerine geçer. Muhtar olan da budur. Hızânetü´I -Fetâvâ´da da böyledir.

2 - Nafile namaz kılınmayan, dokuz vakitten birisi de : Sa­bah namazını kıldıktan sonra, güneşin doğacağı vakte kadar olan zamandır. Nihâye´de de, KSfâye´de de böyledir.

Bir kimse, sabah namazının sünnetini ifsâd etmiş olsa da, farzından sonra kaza etse, bu namazı caiz olmaz. Serahsî´nin Mu-hıyt´inde de böyledir.

3- İkindi namazını kıldıktan sonra, güneşin battığı zamana kadar geçecek olan vakitte de, nafile namaz kılınmaz. Nlhâye´de de Kifâye´de de böyledir,

Müstenab bir vakitte, nafile bir namaz kılmaya başlamış olan kimse, o namazı ifsad etse ve ikindi namazından sonra, güneş­in gurubundan önce bu namazı kaza etmiş olsa, bu caiz olmaz. Se­rahsî´nin Muhıyt´inde de böyledir.

4- Güneş battıktan sonra, akşam namazını kılmadan önce de, nafile namaz kılınmaz. Ayrıca :

5- Cüm´a namazı kılınacağı zaman,

6- Cum´a hutbesi okunacağı zaman,

7- Bayram namazlarının hutbeleri okunacağı zaman,

8- Küsûf namazında, hutbe okunacağı zaman,

9- îstiskâ namazında, hutbe okunacağı zaman da nafile na­maz kılınmaz. Nlhâye´de de, Kifâye´de de böyledir.

Bunlardan başka :

Hac hutbesi ve nikah hutbesi vaktinde de, nafile namaz kılmak mekruhtur. Emûrü I - Hâcc´ın MÜnye ŞerM´nde de böyledir.

Cum´a günü, imâmın hutbeye çıktığı vakitte, nafile kılmak mekruhtur. Münyetü´l - MusalH´de de böyledir.

Bir kimse, cum´adân önce, dört rek´at namaz kılmaya baş­lasa ve sonra da imâm hutbe için minbere çıksa, namazını tamam­lar. Sahih olan da budur. İmâm Sedrut Ecl Şeh´dül Üstâz Hüsa-meddîn de bu görüşe meyletmiştir. Zahiriyye´de de böyledir.

Namaz için kamet getirildiği zaman, sabah namazının sün­neti hariç, nafile bir namaz kılmak (kılmaya başlamak) mekruhtur. Bayram namazından, Önce ve, sonra, nafile namaz kılmak mekruhtur. Yalnız, bayram namazından sonra, evde camide de­ğil nafile namaz kılmak mekruh değildir.

Arafatta ve Müzdelife´de, cem´ edilen iki namaz arasında, nafile namaz kılmak mekruhtur. Bahru´r - Râık´ta da böyledir.

Farz namazların vakti darlaştığı vakit, o vaktin farzından başka, kılınacak bütün namazlar mekruh olur. Emîrul - Hac-c´ın Münyetü´l - MusaUî Şerhi´nde de böyledir.

Büyük veya küçük abdesti sıkışmış olan kimsenin o vak­tin namazım, sıkışık halinde kılması da mekruhtur.

Nefis çektiği zaman, yemek hazır iken, namaz kılmak da mekruhtur.

Kalp insanı, namazın huşûundan geri bırakacak şekilde bir şeyle meşgul iken, o meşguliyetle, namaz kıHmak da mekruhtur.Yattı namazmu. edâsım, gece yansmdan sonraya bırak-mak da mekruhtur. [9]


Konu Başlığı: Ynt: Namaz 1.Bölüm
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 20 Temmuz 2014, 13:26:57
Esselamu aleykum;
Allah c.c. razı olsun..Çok güzel paylaşım olmuş...Bu bilgiler sayesinde namazımızın nasıl ve ne zaman kılabileceğimizi ve kılamayacağımızı anlayabiliriz..Rabbim bizleri namazdan ayırmasın...