> Forum > ๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑ > Dokuz Eylül İlitam > Felsefe Tarihi > Ünite 12 Ders Özetleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ünite 12 Ders Özetleri  (Okunma Sayısı 3563 defa)
29 Mart 2013, 14:40:46
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 29 Mart 2013, 14:40:46 »



ÇAĞDAŞ FELSEFE

1.   19. y.y da ortaya çıkan yararcılık akımı fayda kavramına dayanarak en doğru eylemin en yüksek faydayı temin eden eylem olduğunu ileri süren bir anlayıştır. Bu anlayışın en çönemli temsilcisi kimdir ?
A.   AugusteComte
B.   Nietsche
C.   Jean Paul seartre
D.   Jeremy Bentham

2.   Sosyal bir evrimci bakışıyla tarihe yaklaşan Comte, insanlığı bazı evrelere ayırır. Aşağıda verilenlerden hangisi bu evrelerin dışında kalır ?
A.   Metafizik Dönem
B.   Teolojik Dönem
C.   Eylemsel Dönem
D.   Pozitivist Dönem

3.   ‘’ErnstMach’ın önderliğinde kurulan bu akımın belli başlı temsilcileriCARNAP, SCHİLİCK ve A.J. AYER dir. Bilimsel bilgi yöntemine vurgu yapmışlardır.’’ Yukarıda bahsedilen akımın adı nedir ?
A.   Yararcılık
B.   Mantıksal Pozitivizm
C.   Deneysel yararcılık
D.   Pragmatizm

4.   * doğrulanamayan bir önerme felsefe konusu olamaz.
•   Dinsel ve metafizik önermeler anlamsızdır. Gibi fikirleri savunan bir kimsenin hangi felsefi akımın etkisinde olduğunu söyleyebiliriz.?
A.   Mantıksal pozitivizm
B.   Ulitiratizm
C.   Varoluşçuluk
D.   Pragmatizm

5.   Gözlem ve deneye dayalı bilimsel bulguların, kendi başına herhangi bilgiye ayrıcalıklı bir kurumsal statü kazandıramadığı fikrini ortaya atan bilimci felsefeciler kimlerdir ?
A.   AugusteComte / neitsche
B.   Jeremmy Bentham / StuartMill
C.   Paul Feyerabend / Thomas Khun
D.   Thomas Khun / stuartMill

6.   Bu felsefe anlayışına göre yalnızca bilime dayanan bilgi, doğru bilgidir. Bir bilginin doğru olup olmadığını anlamak için ise bilginin analizinin yapılması gerekmektedir. Bunun için de bilimin kullandığı önermelerin kuruluşu veyapısının incelenmesi zorunludur ki bu ancak dil analiziylegerçekleştirilebilecek bir etkinliktir. Bahsi geçen akımın ismi nedir ?
A.   Pragmatizm
B.   Pozitivizm
C.   Mantıksal Pozitivizm
D.   Analitik Felsefe

7.   Pragmatizmle ilgili olarak verilenlerden hangisi yanlıştır ?
A.   20.yy’ın ilk çeyreğinden itibaren kendinden söz edilmeye başlanmıştır.
B.   Felsefe anlayışını ilk kez Peirce dile getirmiştir.
C.   Pragmatizmi yaygınlaştırıp geniş çevrelere tanıtan William James’dir.
D.   Bu akımla beraber gözlem ve deneyin sanıldığı kadar saf olamadığı hem kuramsal hem de tarihsel örnekleriyle ortaya çıkarılmıştır.

8.   Pragmatizmin ortaya çıkmasında etkili olan üç düşünür kimdir ?
A.   Peirce / johndewey / William James
B.   William James / augustecomte / Karl Jaspers
C.   Peirce / Karl Jaspers / augusteComte
D.   Peirce / John dewey / hegel

9.   Varoluşçuluk ile alakalı olarak aşağıdakilerin hangisi yanlıştır ?
A.   20.yy’ın ilk yarısının sonlarına doğru Fransa’da ortaya çıkmıştır.
B.   Teist varoluşçuluğun en önemli temsilcileri; Soran Kierkegaard, GabrielMarcel, Karl Jaspers’dir.
C.   Felsefeyi tabiattan değil insanın kendisinden başlatan bir felsefi akımdır.
D.   Buna göre değer; amaçlarla araçlar arasındaki karmaşık ilişkilere dayanan bir değerleme ölçütüne dayalı olmalıdır.

10.   İçerisinde ARİSTO VE Platon’un öğretilerinin uzlaşımını taşıdığını iddia eden akım ve temsilcisi hangisidir?
A.   Fenomenolojik yöntem / Husserl
B.   Yararcılık / Mill
C.   Teist Varoluşçuluk / SorenKierkegaard
D.   Pozitivizm / AugusteComte

11.   Hermönötik ile ilgili verilenlerden hangisi yanlıştır ?
A.   Adını, diğer tanrıların mesajlarını insanlara ulaştıran başka bir yunan tanrısı olan hermes’ten almaktadır.
B.   Tamamıyla bir yorumlama felsefesine dayanmaktadır.
C.   Metin, Yorum ve Felsefe olmak üzere üç temel kavrama dayanır.
D.   Modern anlamda Hermenötiğin kurucusu kabul edilen kişi; Schleiermacher’dir.

12.   Aşağıdaki düşünürlerden hangisi eski bir yunan felsefesi olan hermenötiğin temsilcileri arasında yoktur ?
A.   Heidegger
B.   Gadamer
C.   Bultmann
D.   Husserl

13.   Hermenötiğin yorum kavramının temelinde bulunan düşünce nedir ?
A.   İnsanlar tarafından kutsal metinlerin ilk evvel yorumlanması.
B.   Her fikir evvelce yoruma açıktır. Hiçbir şekilde dikte edilemez.
C.   Kutsal metinlerin insanların anlayacağı şekilde yorumlanması.
D.   Yorum katılmayan fikirlerin başlangıçta kabul görmemesi.

14.   Herhangi bir sanat eseri kopyalarından ayrılabildiği, yani otantik varoluşu ile tekrarlanamayacağı için Hermenötiğin hangi tür metnine girer ?
A.   Doğal metin
B.   Evrensel metin
C.   Konvansiyonel metin
D.   Bireysel-Tarihsel metin

15.   Hrmenötiği; bizzat zaman içerisinde yayılıveren ve asla kendini belli bir an içinde toparlayamayan insanın kendini anlama çabasıdır, şeklinde tarif eden düşünür kimdir ?
A.   Heidegger
B.   Gadamer
C.   Jaspers
D.   Sartre

Cevaplar : 1.d 2.c 3.b 4.a 5.c 6.d 7.d 8.a 9.d 10.a 11.c 12.d 13.c 14.d 15.a


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 03 Mayıs 2014, 14:47:45 Gönderen: Hafize Aişe »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ünite 12 Ders Özetleri
« Posted on: 19 Nisan 2024, 20:21:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ünite 12 Ders Özetleri rüya tabiri,Ünite 12 Ders Özetleri mekke canlı, Ünite 12 Ders Özetleri kabe canlı yayın, Ünite 12 Ders Özetleri Üç boyutlu kuran oku Ünite 12 Ders Özetleri kuran ı kerim, Ünite 12 Ders Özetleri peygamber kıssaları,Ünite 12 Ders Özetleri ilitam ders soruları, Ünite 12 Ders Özetleriönlisans arapça,
Logged
03 Mayıs 2014, 14:49:02
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« Yanıtla #1 : 03 Mayıs 2014, 14:49:02 »

S.1. Felsefi açıdan 19. ve 20. yüzyılların durumu nasıldır?
c.1.• Hegel’den sonra felsefede, sistemci yaklaşımlar ortadan kalkmaya başlamıştır.
• Her çağın felsefesinin kendi toplumsal, kültürel ve siyasal şartlarıa tarafından az ya da çok etkilenmesi genel ilkesinden yirminciyüzyıl felsefesi de payına düşeni almıştır.
• Bu çağ, tüm insani etkinliklerde baş döndürücü dönüşümlerin yaşandığı bir hız çağı olmuştur.
• Neredeyse sayılamayacak kadar önemde bilimsel gelişmelere insanlık bu çağda şahit olmuştur.
• Bu çağda imparatorluklar yıkılmış onların yerini bir yandan ulus devletler bir yandan da Birleşmiş Milletler gibi uluslar arası kuruluşlar almıştır.
• Bilimsel ve siyasal gelişmelerin, toplumsal ve kültürel etkilerinin olması da kaçınılmazdır.
• Bu çağın göze çarpar bir özelliği, her türlü insani etkinliğin alabildiğince dallanıp budaklanmış, alt uzmanlık alanlarına bölünmüş olmasıdır.
• Konuyu felsefe bağlamında ele aldığımızda; bir yandan bu çağda pek çok yeni düşünce akımının ortaya çıktığı bir yandan da - bireyselliğin yaygınlaşmasının bir sonucu olarak- filozofların anlayışlarında bireysel özgünlüğün ortaya çıktığı görülmektedir.

 s.2.Modern filozofların felsefi işleyişleri nasıl olmuştur?
c.2.• Modern dönem filozofların çoğu, geçmişten çok daha fazla bir şekilde insan varlığıyla ilgilenmişler; felsefede çözümleme yöntemini benimsemişlerdir.
• Maddeci ve idealist filozofların tersine onlar, bilginin kaynağını, olan her türlü değeri doğa bilimlerine değil insan bilimlerine dayandırmışlardır.
• Böylece çağımızın filozofları, soyut ve zengin bir sözcük dağarcığını içeren, karmaşık, ince kavramlarla düşüncelerini dile getirmişlerdir.
• Bu nedenle onların felsefi yazıları, Skolastik döneminin veya Aristoteles’in teknik çalışmalarında kullanılan dili hatırlatmaktadır.

s.3.19. yy felsefesi ile 20.yy felsefesi arasındaki fark nedir?
c.3.On dokuzuncu yüzyıldaki felsefe, çok büyük ölçüde, Comte, Mill,Kierkegaard, Nietzsche örneklerinde olduğu gibi üniversitedışındaki düşünürler tarafından kurulup geliştirilmiştir.Yirminci yüzyılda ise durum neredeyse bunun tam tersinedir.Bundan dolayı çağımızın düşünürlerinin, tarihin hiçbir dönemindekıyaslanamayacak büyük niceliklerde felsefe ürünleri verdiklerigörülmektedir.Söz konusu niceliğin oluşmasının nedenlerinden biri de felsefedeele alınan sorunların çoğalmış olmasıdır.

s.4.Yararcılık anlayışı nasıl ortaya çıkmıştır?
C.4.On dokuzuncu yüzyılın başlarından itibaren başta İngiltere olmaküzere Avrupa ülkelerinde endüstri devrimi yaşanmaya başlanmıştır.Endüstri devrimi bir yandan üretim ve tüketim biçimlerini, biryandan da toplumsal doku ve ilişkileri büyük ölçüde değiştiren bir devrim olmuştur.Böylesi toplumsal dönüşümler, felsefede yararcılık anlayışının şekil kazanmasına olanak tanımıştır

S.5.Yararcılık nasıl bir anlayıştır?
c.5.On dokuzuncu yüzyılda İngiltere’de ortaya çıkan yararcılık akımı,fayda kavramına dayanarak en doğru eylemin en yüksek faydayıtemin eden eylem olduğunu ileri süren bir anlayıştır. İnsanı, hazza yönelen bir canlı olarak gören yararcılık, ortaçağlarınhazcı mutluluk anlayışını dönüşüme uğratarak yararcı bir ahlak görüşü ortaya koymaktadır

s.6.Yararcılık anlayışını savunan filozoflar kimlerdir?
c.6.BENTHAM ve MILL 'dir.

s.7.Bentham'ın görüşleri nelerdir?
c.7.Yararcılığın ilk büyük filozofu Bentham’dır (1748-1832). Ahlakın niceliksel olarak ölçülebilir bir bilim olarak yeniden kurulması gerektiğini savunur. Bentham, doğa bilimlerinin yöntemini insan bilimlerinde uygulanmasını önermekle indirgemeci bir tavır benimsemiş olmaktadır. Bu indirgemeciliğin, pratik bir bilimsellik adına benimsendiği deileri sürülebilir.Çünkü düşünürümüze göre teorik problemlerin bir yana bırakılarak pratik problemlere ilgi gösterilmesiyle insan bilimlerinde, tıpkı doğa bilimlerinde olduğu gibi, ilerleme sağlanabilecektir.

s.8.Bu konuda Mıll'ın görüşleri nelerdir?
c.8.Yararcılığın bir diğer düşünürü Mill’dir (1806-1873).Bireyin manevi, entelektüel ve toplum içindeki özgürlüğünü önemser.Bunun için de bireyin dogmacı, aklı dışlayıcı ve mutlakçı her türlü anlayıştan bağımsız kalmasını sağlayacak bir felsefenin geliştirilmesi gerektiğini ileri sürer.Bu yeni felsefe, bilimsel bilginin güvenilirliğine dayanan, bireyeözgürlüğünü kazandıran bir aydınlanma felsefesi olacaktır. Mill, deneyci bilgi anlayışını savunmuştur. Böylesi bir bilgi anlayışı ile düşünürümüz;
• A) Birey için en çok yararı dokunacak olan unsurları seçmekte  özgür kalmış,
• B) rasyonalist felsefenin apaçık doğrularını, din de içlerinde olmak üzere mutlakçı anlayışların dogmatizmlerini eleştirme imkânını bulabilmiştir.
Her tür bilginin deneyime dayanması ya da deneyim yoluyla doğrulanabilir olması gerektiğini savunan Mill’e göre tözsel olan bir varlık türü anlayışı saçmadır.O, varlığından emin olabileceğimiz biricik şeyin duyumlar veya deney olduğunu öne sürer. Mill, nedensel bir algı kuramı benimseyerek zihindeki izlenim veya duyumlara neden olan fiziki nesnelerin varoluşunu öne sürer.

s.9.Bentham'ın insan anlayışı nasıldır?
c.9.Ahlak konusunu bilimsel bir temele dayandırma anlayışına bağlı olarak Bentham, insanı evrendeki diğer varlıklar gibi görür. Ona göre tıpkı varlıkların yapılarının doğa yasalarınca açıklanabilmesi gibi, insan davranışları da iki temel güdü yani haz ve acıyla açıklanması mümkündür. Böylece Bentham insanı, kendi çıkarını gözeten rasyonel bir birey olarak görmektedir. Bu insan anlayışı, bencil-bireyci bir yaklaşım olarak görülebilir. Nitekim Bentham, bireyin gerçek biyolojik bir canlı olmasına karşın toplumun yapay bir kurgu olduğunu söyler. Bir başka deyişle insan bireyinden daha büyük ve daha önemli olan hiçbir şey yoktur. Bireyin başkalarıyla olan ilişkileri, ne kadar önemli olursa olsun,hiçbir şekilde özsel değildir; bu ilişkilerde tek belirleyici olan husus, kendini var kılmasına yarar sağlamasıdır.

s.10.Bentham'ın ahlak anlayışı nasıldır?
c10.Ahlak konusunu bilimsel bir temele dayandırma anlayışına bağlı olarak Bentham, insanı evrendeki diğer varlıklar gibi görür.Ona göre tıpkı varlıkların yapılarının doğa yasalarınca açıklanabilmesi gibi, insan davranışları da iki temel güdü yani haz ve acıyla açıklanması mümkündür. Böylece Bentham insanı, kendi çıkarını gözeten rasyonel bir birey olarak görmektedir. Bu insan anlayışı, bencil-bireyci bir yaklaşım olarak görülebilir.Nitekim Bentham, bireyin gerçek biyolojik bir canlı olmasına karşın toplumun yapay bir kurgu olduğunu söyler. Bir başka deyişle insan bireyinden daha büyük ve daha önemliolan hiçbir şey yoktur. Bireyin başkalarıyla olan ilişkileri, ne kadar önemli olursa olsun,hiçbir şekilde özsel değildir; bu ilişkilerde tek belirleyici olan husus, kendini var kılmasına yarar sağlamasıdır.Bentham’ın bireyci ahlak anlayışının temel ilkesi; en yüksek iyinin, haz olduğu anlayışıdır.İnsanı, haz ve acının güdülendirmesinden ayrılamayan biyolojik bir canlı olarak tasavvur etmiştir.Böylece Bentham, insanın ahlaksal olanları da içinde olmak üzere tüm davranışlarını anlamanın yolunun, bireye haz ya da acı veripvermemesiyle ölçülebileceğini ileri sürmüştür.Bu yaklaşımı, ahlak felsefesinde ‘psikolojik hazcılık’ olarak adlandırılmaktadır.Bu hazcılık anlayışı, insanın birtakım arzulara ya da acılara sahip olduğunu; arzularını tatmin etmek ve acılardan da kaçınmak için çaba harcadığını; bu temel ilkenin tüm davranışları belirlediğini savunmaktadır.

s.11.Bentham haz ve acıları nasıl değerlendirmektedir?
c.11.Bentham’a göre tat alma gibi duyumlardan kaynaklanan haz ve acılar olduğu kadar, zenginliğin getirdiği haz ile yoksulluğun getirdiği acı; dini görevleri yerine getirmenin verdiği manevi haz ile Tanrı korkusunun yol açtığı manevi acı aynı değerde değildir. Haz ve acılarla, daha çok maddi olanları kastetmiş olduğunun belirtilmesi gerekmektedir.Bu bağlamda Bentham, haz ve acıları, derecelendirmektedir. Bu sınıflandırmanın temelinde her haz ve acının aynı niceliksel değerde olmadığı şeklindeki bir değerlendirme yatmaktadır. Böylece düşünürümüz, bir hazzın/ acının yoğunluğuna, süresine,keskinliğine ve yakınlığına bağlı olarak hazların değerinin matematiksel bir tarzda ölçmeye girişir. Buna göre bir öğrenci için kantinde çay içmek, kitap okumaktan daha fazla haz verdiğinden dolayı tercih edilmesi doğaldır. Bentham’ın yararcılığının, niceliksel bir hazcılık temeli üzerine yükselen hazcı ya da mutlulukçu bir yararcılık olduğu açıktır. Sonuç olarak Bentham, haz ve acının insanın davranışlarını belirlediğini söyleyen psikolojik hazcılıktan, önce ahlaki hazcılığa ve sonra da fayda ilkesi yoluyla hazcı yararcılığa geçmektedir.

s.12.Bentham'a göre bireysel bencillik nasıl çözümlenebilir?
c.12.Bentham, bireysel bencillikle toplumun iyiliği arasındaki uçurumun eğitim ve kurumsallaşmakla aşılabileceğine inanır.Ona göre bireyler eğitildikçe, kendi mutluluklarının aynı zamanda başkalarına gösterdikleri sevgi ve iyi davranışlarla gerçekleşebileceğini anlayabileceklerdir. Öte yandan Bentham, birey ile toplum arasında kurumsal bir yapılanma oluşturularak bireyin bencilliğinin, toplum için yararlı amaçlara yönlendirilebileceğini söyler.

s.13.Mill'in ahlak anlayışı nasıldır?
c.13.Tıpkı Bentham gibi Mill de yararcı ahlak anlayışını benimser. Ona göre de mutluluk, hazla ve mutsuzluk da acıyla özdeştir ve mutluluğun ölçüsü, bireyin arzularının ahenkli tatminidir. Bununla birlikte Mill’e göre insan ve onun davranışları, yalnızca bedensel haz ve acılara indirgenemez. Yalnızca bedensel olan haz ve acıyla davranan bir canlı olarak tanımlamakla insan, hayvanlar derecesine düşürülmüş olur ve böyle bir insan anlayışı sonuçta, kültürün süzgecinden geçmemiş kaba bir hayat tarzını meşrulaştırmaya yarar. Bentham’ın ahlak teorisindeki birey ile toplum arasın...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes