Zulüm 3

ZULÜM (3)

(Zalimler için yaşasın cehennem)

قاَلَ اللهeُ تَعَالَى فِي كِتَابِهِ الْكَرِيمِ :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ، بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

﴿وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ﴾[1] صَدَقَ الله ُالْعَظِيمُ.

وَ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله ُعَلَيْهِ وَ سَلَّمَ فِي حَدِيثٍ :

,الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَ لاَ يُسْلِمُهُِ-[2] صَدَقَ رَسُولُ اللهِ فِيمَا قَالَ.

Muhterem Müslümanlar!

Hayrın ve şerrin yaratıcısı olan Allah’û Tealâ, kullarını kötülükten men edip iyilik yollarına çağırırken; Nisa Suresinde meâlen şöyle buyurur:

“Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık etmez. (kulun yaptığı iş eğer kötülük ise, onun cezasını adaletle verir.) İyilik olursa onu katlar (kat kat artırır), kendinden de büyük mükâfat verir. [3]

Müslümanlar arasında sevgi ve ülfete yer ayıran peygamberimiz ise:

“Her Müslüman, Müslümanın (din) kardeşidir. Müslüman Müslümana zulmetmez; Müslüman Müslümanı (başına gelen musibette) terk etmez;...” [4] buyurarak; zulmü ve zulme giden yolları, Müslümanlara yasaklamıştır.

Geçen hafta, dünyayı dünyalıktan çıkaran ve hayatı yaşanmaz hale getiren zulüm üzerinde durmuş, zulmün insanları düşürdüğü durumlara dikkat çekmiştim. İnşaallah bu hafta da zulmü tanımak ve zulmün şiddetinden korunmak için aynı konuya devam edeceğim.

Değerli Cemaat!

Alim ve bilginlerin zulme alet olmaları, zulme fetva vermeleri, toplumun güvenilir gözde kesimlerinin zulüm yapmaları; doktorun para uğruna can satması, hakimin adaleti yanıltması, asayiş memurunun huzursuzluk çıkarması ve din adamının dini saptırması zulümdür.

İnsanları kandırmak, insanların başına belâ sarmak, faiz ve tefecilik gibi işlerle insanları sömürmek zulümdür.

“Yalan ve yalancılığ(ı meslek edinmek) zulümdür.” [5]

Malını satmak veya başkasının malını ucuza almak için yalan söylemek ve yalan yere yemin etmek zulümdür.

Kişinin ahireti unutup tamamen dünyaya dalması ve ömrünü gafletle geçirmesi zulümdür.

Namaz kılmamak, ibadet etmemek, zikirden uzak kalmak; kendi lisan-ı halleriyle Allah’ı tesbih eden tüm mahlûkata karşı işlenmiş bir zulümdür.

Bunun yanın da Allah’ın nimetlerinden istifade edip te zekât vermemek, kişinin kendi malına yaptığı bir zulümdür.

“Büyük günahlar(la birlikte) küçük günahlar(ı işlemek) te zulümdür.” [6]

Yeryüzündeki merhametin timsali olan peygamber efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: “Öldürmek istediğiniz kuduz bir köpek dahi olsa ona işkence etmeyiniz.” [7]

Bugün buna muhalif olarak, inanç sınırı tanımaksızın Allah’ın kullarına maddi ve manevi işkence yapanlar zalimlerin ta kendileridir.

Kıymetli Müslümanlar!

Bugün; her türlü nimete sahip olup ta zulüm işleyenler, hayatlarını kendilerince hoşça(!) geçirmiş olabilirler, güçleri dayanakları olabilir. Ancak zalimlerin iflah olmayacaklarını bildiren Allah, onları bir inkılapla tehdit ederek ayetlerinde buyuruyor ki: “…Zulmedenler yakında nasıl bir inkılâba uğrayacaklarını göreceklerdir.” [8]

“Gerçek şu ki, zalimler iflah olmazlar” [9] “Bilin ki Allah’ın lâneti zalimler üzerinedir.” [10]

Başka bir ayetinde: “Ve habibim, zalimleri azap gördükleri zaman göreceksin; Onlar: Geri dönmeye bir yol var mıdır.? Diyecekler.” [11]

Zümer suresinin 47. ayetinde ise: “Eğer yerde ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir misli daha o zulmedenlerin olsaydı, kıyamet gününde azabın fenalığından (kurtulmak için) elbette bunları feda ederlerdi.” [12] ama ne çare!..

Son olarak peygamberimiz (s.a.v.) hepimize nasihat veriyor. Dinleyin kardeşlerim.

“Zulmetmeyiniz, (aksi halde) dua edersiniz kabul olunmaz, yağmur istersiniz, size yağdırılmaz, yardım istersiniz size yardım edilmez.” [13]

Değerli cemaat!

İyi bilin ki; zulme rıza zulüm, küfre rıza küfürdür. Dünyada küfür sultanlığı devam eder, ancak zulüm sultanlığı asla devam etmez.

Zulmün altın devrini yaşadığı bu zamanda ve gözlerin fal taşı gibi açılacağı o zamanda, Rabbim cümlemizi zulmün şiddetinden muhafaza eylesin.

أَلاَ إِنَّ أَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَ أَبْلَغَ النِّظاَمِ...

[1] Şuara Suresi: 227

[2] Sahih-i Buhari terc: 7/360 Sahih-i Buhari terc: 7/360

[3] Nisa Suresi: 40

[4] Sahih-i Buhari terc: 7/360

[5] Sahih-i Buhari – Kütübi Sitte

[6] Sahih-i Buhari – Kütübi Sitte

[7] Sahih-i Buhari – Kütübi Sitte

[8] Şuara Suresi : 227

[9] En’am suresi: 135

[10] Hud suresi: 18

[11] Şura suresi : 44

[12] Zümer suresi: 47

[13] Ruhu’l Furkan: 3/151

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın