> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Evliyaların Hayatı > Hacı Muhammed Sami Efendi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hacı Muhammed Sami Efendi  (Okunma Sayısı 676 defa)
04 Haziran 2009, 20:41:52
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 04 Haziran 2009, 20:41:52 »



Son asırda Anadolu'da yetişmiş velîlerden. Pîrî Sâmî diye de bilinir. Babası Erzincan'ın meşhûr Kırtıloğulları sülâlesinden İbrâhim Efendidir. 1848 (h. 1264) senesinde Erzincan'da doğdu. 1912 (H. 1330) senesinde Erzincan'da vefât etti. Kabri eski Erzincan'da Terzi Baba Mezarlığına giden yol üzerindeki dergâhının bulunduğu Akmezarlık'tadır.

Erzincan'ın Selüke köyünde dünyâya gelen Muhammed Sâmî Efendi, ilk tahsîlini köyünde yaptı. Köy hocasından Kur'ân-ı kerîm okumayı öğrendi. Erzincan'ın "Eski Hükûmet" tâbir edilen medresesinde Arapça ve Farsça öğrendi. İlim tahsîlini devâm ettirmek üzere İstanbul'a geldi. Fâtih Medresesinde aklî ve naklî ilimleri öğrendi.

Buradaki tahsîlini tamamladıktan sonra, müderrislik icâzetnâmesi, diploması alarak Erzincan'a döndü. Bugünkü adıyla Karakaya olan Keleriç köyü câmiinde imâmlık ve hatiplik vazîfesine başladı. Kâdiriyye yolu mensuplarından Şeyh Abdurrahmân Efendinin ve Nakşibendiyye mensuplarından Hacı Mustafa Fehmi Erzincânî'nin sohbetlerinde bulundu.

Zaman zaman Erzincan'a giderek Câmi-i Kebirde yaptığı vâz ve nasîhatlarıyla insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı. Birkaç yıl sonra Hınıs Rüşdiyesine muallim ve daha sonra Erzurum Rüşdiyesine muallim-i evvel tâyin edildi. Bu vazîfede dört yıl kadar kalıp talebe yetiştirdi.

Erzurum'da bulunduğu sırada PTT müdürlerinden İsmâil Efendi adında birisiyle tanıştı. İsmâil Efendi, Bitlis'in Nurşin köyünde bulunan büyük velî Abdurrahmân-ı Tâgî (Tâhî) hazretlerinin büyüklüğünü ona anlattı. İsmâil Efendi ile birlikte, hocası olan bu büyük zâtı ziyârete gittiler. Hacı Sâmî Efendi birkaç gün Abdurrahmân-ı Tâgî hazretlerinin sohbetinde bulundu. Onun büyük bir velî olduğunu görerek, talebe olmaya karar verdi.

Bir gün sohbetten sonra, o zâtın elini öperek; "Efendim, kabûl buyurursanız memuriyetten istifâ edip, hizmetinizde bulunmak istiyorum." dedi. Şeyh Abdurrahmân Efendi, ona âilevî durumunu ve borcu olup olmadığını sorduktan sonra; "Senin biraz borcun varmış. Bir yıl daha çalışarak borçlarını öde; anne ve babandan müsâde aldıktan sonra buraya gel." diye emretti. Bunun üzerine, Erzurum'daki vazîfesine geri döndü ve bir yıl daha çalışarak borçlarını ödedi. Erzincan'da bulunan babası, annesi ve âliesinden izin alarak, vazîfesinden istifâ edip, Şeyh Abdurrahmân Efendinin hizmetinde bulunmak üzere Nurşin'e gitti.

Şeyh Abdurrahmân Efendinin tekkesindeki talebelerle birlikte iki yıl kadar tasavvuf ilmini tahsîl etti. Abdurrahmân Efendi, sohbetlerini Arapça ve Kürtçe yapıyordu. Hacı Sâmî Efendi, hocasının ilminden istifâde etmek, sohbetlerinden bereketlenmek için orada bulunduğu sırada Kürtçe öğrendi. Türkçe, Arapça ve Farsçanın yanında, Kürtçeyi de ana dili gibi konuşur oldu. İki yıl sonunda kendisine icâzet, diploma verilerek; insanlara İslâmiyeti öğretmek, doğru yolu göstermeki çin memleketi Erzincan'a gönderildi.

Hacı Sâmî Efendinin iki yıl gibi kısa bir zamanda icâzet alıp halîfe oluşu, tekke içinde hizmette bulunan diğer talebeler arasında bir takım dedikodulara sebeb oldu. Uzun zamandır orada bulunup, icâzet alamayan talebeler vardı. Bu durum hocalarına bildirilince; "Hacı Sâmî Efendinin hocaları, lambasının şişesine gazını koymuş, fitilini takmış, bize yalnızca bir kibrit çakmak vazîfesi kalmıştı. Biz de onu yaptık." buyurdu.

Hocasının elini öpüp, duâsını aldıktan osnra Erzincan'a gelen Hacı Sâmî Efendi, önceden imâmlık yaptığı Keleriç köyüne gitti. Orada eski talebesi Beşir Efendi ile birlikte on kişi hizmetine girdi. bir müddet kendi köyü Selüke'ye gelerek altı ay kadar kaldı ve kışı orada geçirdi.

Sonra babasından izin alarak Erzincan'a gitti. Selüke köyündeki bir kısım mal varlığını satarak Erzincan şehir kıyısında daha sonra Mecidiye-yi kebîr adı verilen bir mahallede, Keçioğullarından altmış dönümlük bir tarla satın aldı. Bu tarla üzerine kendisi için bir mesken ve bitişiğine de gelen misâfirlerin kalması için iki katlı bir bina, evlerin yanına bir de câmi yaptırdı. Hacı Sâmî Efendi, işte bu binada hocasının emir buyurduğu şekilde insanları terbiye etmeye başladı. Allahü teâlânın dînini insanlara öğretti. Yanlış yollara gitmelerine mâni oldu.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hacı Muhammed Sami Efendi
« Posted on: 25 Nisan 2024, 02:46:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hacı Muhammed Sami Efendi rüya tabiri,Hacı Muhammed Sami Efendi mekke canlı, Hacı Muhammed Sami Efendi kabe canlı yayın, Hacı Muhammed Sami Efendi Üç boyutlu kuran oku Hacı Muhammed Sami Efendi kuran ı kerim, Hacı Muhammed Sami Efendi peygamber kıssaları,Hacı Muhammed Sami Efendi ilitam ders soruları, Hacı Muhammed Sami Efendi önlisans arapça,
Logged
04 Haziran 2009, 20:42:42
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #1 : 04 Haziran 2009, 20:42:42 »

Az zamani çinde, sözünden, sohbetinden, hal ve hareketlerinden lezzet alan halk, akın akın gelerek ona bğlanıp istifâde ettiler.

Hacı Sâmî Efendi geriye Nusreddîn, Fahreddîn, Şeyhaddîn, Selâhaddîn, Eşref ve Hacıbayram adında altı erkek; Hâlise ve Muhlise adında iki kız bırakarak 1912 (H. 1330) senesinde kurban bayramı akşamı vefât etti.

Eski Erzincan'da Terzi Baba Mezarlığına giden yol üzerindeki câmiinin ve dergâhının bulunduğu Akmezarlık diye bilinen yerde defnedildi.

Câmi ve dergâhının çevresinde ağaç yetiştirmiş, bunların gelirleriyle câminin, dergâhın ve diğer kısımların ihtiyâcı için dört takım ev, ayrıca çeşitli yerlerde sekiz-dokuz değirmen yaptırmıştır. Dergâhının bulunudğu yerde bugün kendi kabri blunmaktadır. 1939 yılındaki büyük depremde câmii, dergâhı ve üç bine yakın kitabı olan kütüphânesi harâb olmuştur.

Talebelerinden bâzıları Hahlı Hacı Abdurrahmân Efendi, Kelkitli Hacı Ali Efendi, Refâhiye'nin Hanzar köyünden Hacı Hasan Efendi, Hacı Hoca Mehmet Efendi ve Beşîr Efendilerdir. Kendisinden sonra vazîfesini Beşîr Efendi devâm ettirmiştir.

Kalp Kırmayın

Bir sohbeti sırasında buyurdu ki:

"Kimsenin kalbini kırmayınız. Herkese hürmetle muâmele ediniz. Zîrâ karşınızdaki bir velî olabilir. Böylece onların nazarına, himmetine kavuşursunuz. "Evliyânın nazarı ve bakışı kimyâdır." denilmiştir. Eğer onu bunu incitmeyi huy ve tabiat edinirseniz bir gün bilmeden Allahü teâlânın sevdiklerinden birinin kalbini kırar, üzersiniz de, sonar perişân olursunuz. Nitekim hedîs-i kudsîde; "Ben kalpleri kırık olanların yanındayım." buyruldu. Bunun için "Her gördüğünü Hızır bil!" demişlerdir.

Peygamber efendimiz; "Cemâatte rahmet vardır." buyurdu. Cemâatten birinin duâsı, dileği kabûl olursa cemâatin hepsinin birden duâsı kabûl olur. Cemâatle namaz kılmanın hikmeti budur.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes