|
Konu Başlığı: Tv nin büyüsü aile ilişkilerimizi tehdit ediyor Gönderen: Safiye Gül üzerinde 29 Eylül 2011, 14:59:13 TV’NİN BÜYÜSÜ AİLE İLİŞKİLERİMİZİ TEHDİT EDİYOR Ekim 2009 49.SAYI Aile içi iletişimimizi daha kaliteli hale getirmeyi, daha mutlu ve olumlu atmosferde yaşamayı arzu ediyoruz. Öte yandan günümüz koşullarında elimizin altında bulunan kaynaklar, teknolojik imkanlar bizi kendisine doğru adeta vakumluyor. Televizyonu açıp karşısında uyuyakalanlar, bilgisayar oyunlarının başından kalkamayanlar, internette sörf yapalım derken boğulanlar bu çekimin birer kurbanı olmaktan kurtulamayanlardır. Yeni tanışılan bu sevimli (!) teknolojik kutucuklara karşı koymak zor geldiğine göre toplumumuz bir çare bulmak ve dengeyi tutturmak durumunda. Aksi taktirde aile bireyleri arasında iletişimden ve paylaşımlardan söz etmek gerçekten zor. Ancak sihir etkisi yapan bu teknolojik cihazların olumsuzluklarına karşı ailecek yapılabilecek alternatif etkinlikler geliştirebilenler bu sorunu önemli oranda aşabiliyor. Aile içi ortak faaliyet yapabilmek ve TV’ye alternatif etkinlik bulabilmek zor değil. Biraz düşünmek ve araştırmak yeterli. “Evde TV, bilgisayar olmalı mı olmamalı mı?”, “TV’yi ve bilgisayarı nasıl daha iyi kullanabiliriz?” sorularını bir tarafa bırakarak, uygun vakitlerde aile içi iletişim ve etkileşimi artırabilecek faaliyet örneklerini şöyle sıralayabiliriz: TV İZLEMEYİP AİLECE YAPABİLECEĞİNİZ 9 ŞEY 1- Bilinçli aileler akşamları en az 15 dakikalık dini ve ahlaki bir sohbetin veya okuma saatinin evlerine nasıl olumlu yansıdığını bizzat yaşayarak ifade ediyor. Kimi aileler okuma saatinde ya toplu okuma yapıyor yani bir kişi okuyor, diğerleri dinliyor; ya da her fert kendi kitabını kapıp okuma odasındaki yerini alıyor ve sessizce kitabını okuyor. 2- İbadetleri cemaatle yapmak aile fertleri arasında manevi bir paylaşıma vesile olacaktır. Bu sebeple en azından namazları cemaatle kılmaya çalışmak ve az da olsa Kur’an kıraati yapmak büyük hayırlara vesile olur. İbadetlerinde cemaat ve birliktelik şuurunu tesis edebilen eşler yuvalarını manevi bir temelin üzerine bina etmiş olurlar. Böyle bir durum eşler arasında sevginin, sadakatin ve saygının artmasına vesile olur. Ayrıca çocukların manevi gelişimine de büyük katkı sağlar. 3- Kitap okuma saatleri her gece için düşünülmediğinde okumaya alternatif bir diğer etkinlik anlatma olabilir. Bazen anne veya baba eski anılarını çocuklarına güzel ve nükteli şekilde anlatabilir, bazen de çocuklar kendi günlük yaşantılarından hoş paylaşımlar sunabilir. Okunan faydalı eserlerin veya tiyatro, film gibi görsellerin de aileye aktarımı hep birlikte gülmeye, düşünmeye sevk edecektir. Konuşma ve anlatımlar esnasında ebeveynler Türkçeyi düzgün kullanma inceliği gösterdiğinde, çocukların çevrelerinde dillerde dolaşan argo ve uydurma sözcük kullanımlarından fazla etkilenmeyeceği bir gerçektir. Hal böyle olunca çocukların dolaylı olarak da güzel konuşma becerisi kazanmaları sağlanmış olur. Türkçeyi doğru kullanma başarısı ise güzel konuşma ve etkili iletişim de onlara hayat boyu bir adım önde olma olanağı sağlayacaktır. 4- Ailece kısa gezintiler, park, bahçe gibi alanlarda dolaşma veya varsa civarda bulunan tarihi yerleri, müzeleri ziyarete gitme yapılabilecek diğer etkinliklerden. Anne babanın etkinlik planını önceden hazırlamaları ve bunu aile bireyleri ile paylaşmaları olumlu etki sağlayacaktır. Ayrıca gezilecek yerlerle ilgili önceden kısa bilgiler edinmek geziyi daha etkili hale getirir. 5- Dinimizde zamanı boşa geçirmeye hoş bakılmaz. Vakit öldüren oyunlar bu nedenle yasaklanmıştır. Eşler arasında oyun oynanması bunun dışında bırakılmıştır. Karı koca arasında paylaşım ve muhabbeti artırma olanağı sağlayan oyunlara dinimiz bir yasak koymaz. Bu da dinimizin eşler arası muhabbeti artırmaya ne denli önem verdiğinin güzel bir işareti. Bu izinden faydalanarak gerek eşler kendi aralarında gerekse ailece faydalı ve eğlenceli oyunlar tercih edebilirler. Oyunlardan güzelce yararlanılabilinirse çocuklara oyun esnasında karakter eğitimi dahi verilebilir. Oyunu kurallarına göre oynama, adil davranma, yenilmeyi hazmedebilme ve hayata her şeyi kazanmak zorunda olmadan bakabilmeyi öğrenme, karşılıklı saygı, sabır eğitimi gibi güzel davranış örnekleri bu yolla çocuklara edindirilebilir. 6- Akraba ziyaretine gidilebilir. Çocuklara önceden akraba ziyaretinin amacı, incelikleri, orada dikkat edecekleri görgü kuralları anlatıldığında bu güzel faaliyet de yine onların ahlaki gelişimine olumlu şekilde yansıyacaktır. 7- Hafta sonu uygun bir vakit “ailece temizlik günü” seçilip, baba da dahil bütün fertler bu zaman zarfında evlerini güzelce temizleyebilir. Bu hem çocuklarda temizlik hassasiyeti ve bilinci oluşturur ve tembellik, becerisizlik gibi kötü huylardan korur hem de annenin ev işlerinden artıracağı vakitte daha ilgili bir anne olmak için zaman kazanması sağlanır. Düşünüldüğünde böyle bir faaliyetin getireceği daha pek çok olumlu sonuç kolaylıkla fark edilebilecektir. 8- Çocukların okudukları bir eserdeki veya izledikleri faydalı bir programdaki dikkat çekici, eğlendirici, eğitici güzel anekdotları, ailece bir araya gelinen akşamlarda canlandırmaları sağlanabilir. 9- TV’de karşılaşılan her film olumlu mesajlar içermediğinden anne ve baba önceden izleyip beğendikleri bir filmin CD’sini edinebilir ve “ailece film izleme günü”nde böyle güzel yapımlar hep birlikte izlenebilir. En kötüsü ise babanın odasına kapanıp futbol programlarına kendini adaması, annenin de tekrar tekrar gösterilen arkası yarın veya haftaya yayınlanan dizilere kendini ram etmesidir. Böyle bir ortamda çocukların kaliteli ve güzel insan olarak büyümesi neredeyse imkansızdır. Ebeveynlerin İslami ve ahlaki kriterlerimize uygun olmayan görüntülerin olumsuzluklarından kendilerini, çocuklarını koruma adına böyle programları izlememeleri en doğru davranış olacaktır. Ayrıca müstehcen görüntülerin, çocukların yanında rahatlıkla izlenmesi de çocukların ahlaki gelişimlerini, haya duygularını son derece olumsuz etkileyecektir. “Reklamlar, şarkı klipleri, duvar panoları dahi müstehcen görüntüler içeriyor; artık çocukların görmediği bir şey kalmadı” diye düşünüp rahat davranmak durumu daha kötüye sevk etmekten başka işe yaramayacaktır. AİLE İLİŞKİLERİNDE EFENDİMİZ (S.A.V) Allah Rasulü (s.a.v) ailesi ve çevresi ile güzellikleri paylaşan mümtaz bir kişiliğe sahipti. O (s.a.v) evinde sevgi dolu ve vefakar bir eş, şefkatli bir baba, güvenilir bir muallim konumundaydı. İşlerinin yoğunluğu onun aile ilişkilerini ve iletişimini asla sekteye uğratmazdı. Hemen her fırsatta hanımlarının hal hatırını sorar, onlarla ilgilenir ve her gün onlarla sohbet ederdi. Ailesi ile birlikte ibadet yapar ve buna çok önem verirdi. Saadetli yuvalarında paylaşım hiç eksik olmazdı. Evde bulunduğu zamanlarda hemen hemen yaptığı bütün faaliyetlerde ailesini ortak etmeye çalışır, kendisi de onların yaptığı işlere ortak olmayı severdi. YILLARDIR SABAH NAMAZINDAN SONRA AİLECE KUR’AN OKURUZ Neriman Hanım 50 yaşlarında, iki evlat yetiştirmiş güzel annelerimizden. Şimdilerde çocuklarında gözlemlediği sevgiyle yoğrulmuş dini hassasiyeti ve güzel yaşantıyı ailece yaptıkları hoş bir ortak faaliyete bağlıyor. “Yıllardır sabah namazından sonra ailece Kur’an okuruz. Böyle bir atmosferde hem çocuklarımız Kur’an ruhuna alışmış, ısınmış, İslam’ın özünü öğrenmiş oldu; hem de aile içi iletişimimiz bu faaliyetten olumlu yönde etkilendi” diyen Neriman Hanım bu tarz yaklaşımların çocuklarımızda din eğitimi açısından daha kalıcı neticeler verdiğini dile getiriyor. Ailece yaptıkları bu ortak faaliyetin evliliklerindeki muhabbeti, birlikteliği ve bilinci artırdığını da ilave ediyor. Neslihan BEYHAN |