Sayfayı Yazdır - Size Şıklık Yakışır

Size Şıklık Yakışır

Haziran 2008 33.SAYI

Bazı evliliklerde “nasılsa evlendim” mantığı güzel ve bakımlı olmayı bir kenara iter. Oysa eşler evlenene kadar değil, sonrasında da birbirlerine karşı şık olmaya önem vermeli, sahip olduğu fiziki güzelliği korumalıdır.

Beğenilmek, insanın yaratışıyla büyüyen bir duygu. Evlenmeye hazırlanan insanın muhatabında aradığı ilk şart, çoğu kez fiziki görünümdür. Her iki taraf da birbirine çekici olmanın yollarını dener. Bazı evliliklerde “nasılsa evlendim” mantığı güzel ve bakımlı olmayı bir kenara iter. Oysa eşler evlenene kadar değil, sonrasında da birbirlerine karşı şık olmaya önem vermeli, sahip olduğu fiziki güzelliği korumalıdır. Evlilik -istisnalar olsa da- karşılıklı beğeni ile oluştuğundan, eşlere bu özelliklerin kalıcı olması için gayret etmek düşer.

Yıllar önce vakitsiz kapısını çaldığım hocamı gördüğümde şaşırmıştım. Üç çocuk annesi bu fedakar insan, bulunduğu her ortamda sade ve mütevazı kıyafetleri tercih ederdi. O gün alışılmışın dışında şık gözüküyordu. Beni içeri davet ettikten sonra, hiç unutamadığım şu sözleri söyledi: “Şaşkınlığını anlıyorum kızım, eşimin eve geliş saati yaklaştı da o yüzden böyleyim. Onun iş yorgunluğunu hem sözlerimle hem de görüntümle rahatlatmalıyım. Çünkü eşlerimiz, bizi bakımlı ve çekici görmeye herkesten daha layıktır.”

Güzelliğinizi ahlakınızla süsleyin

Dünyanın en güzel suretine sahip olsanız da bir süre sonra ön plana çıkacak olan karakter ve ahlaki özelliktir. Güzel ahlak Cenab-ı Hakk’ın kullarına taktığı ilahi bir ziynet. Allah Rasulü (s.a.v) “Bir mümin güzel ahlakı sayesinde, gündüz oruç tutup gece namaz kılanların derecesine ulaşır” buyurur. Hiçbir güzellik ahlakın önüne geçemez. Onun verdiği huzuru gönül ülfetini başka yerde bulmanız zordur. Edeple, tevazuuyla, saygıyla, anlayışla eşinizin yanında olduğunuzu göstermeniz, size aile saadetinin cennete uçuran kanatlarını takar. Bu konuda eşiyle yaşadığı bir anıyı Hamiyet Hanım’dan dinleyelim:

“Bir akşam eve misafir davet eden kocam, biraz da işe geç kalma kaygısıyla bana akşama yapmam gerekenleri peş peşe emrivaki bir tonda sıralıyordu. Konuşma üslubuna içerlemiştim; bağırmasını göze alarak sesimi yükselttim ve ‘Yavaş ol, ben senin kölen miyim?’ dedim. Yüzümün şeklini görünce durdu gülümseyerek elimi tuttu ‘Hayır canım, ben senin kölenim’ dedi. Alttan alıp gururumu okşayınca kızgınlığım geçmiş sevgim öne çıkmıştı. Akşam isteklerine eklemeler yaparak misafirlerimizi güzelce ağırladık. İkimiz de mutluyduk.”

Temizlik sandığınızdan daha önemli olabilir

Tertipli, nezih ortamlarda bulunmayı herkes sever. İşten yorgun gelen birini ferah bir ev ortamı kadar ne rahatlatabilir ki… Ayrıca kıyafetlerin düzen ve tertibine, kişisel temizliğe de dikkat edilmeli… Dişler düzenli fırçalanmalı, saçlar taranmalı, eşinizin yanında şık ve temiz olmaya özen göstermelisiniz. Ek olarak yüzünüze oturttuğunuz tatlı bir tebessüm eşinizdeki günün yorgunluğunu en aza indirmeye yardım edecektir.

Uzun bir mücadele döneminden sonra sevdiği ile evlenen gence “Mutlu musun?” diye sorduğumda şu karşılığı verdi: “Evet demeyi gerçekten isterdim ama hayır… Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Çok güzel bir eşim var; ancak ev işlerinde ihmalkar, daha açıkçası tembel. Özellikle temizlik hususunda. İşten döndüğümde her yer, her yerde. Düzen diye bir şey yok. Hadi ben neyse, üç yaşındaki çocuğumuz da sefil büyüyor. Bir şeyler söylemek istesem, ‘Benimle evlen başka bir şey istemem, dememiş miydin?’ diye lafı ağzımda tıkıyor. Keşke çok güzel olmasaydı da, temiz ve derli toplu olsaydı. Bazen onu salondaki süs bitkisine benzetiyorum. Başa dönmek gibi bir şansım olsaydı; asla güzelliği ölçü almazdım.”

Eşinizi anlamaya özen gösterin

Başkalarına gösterdiğiniz letafet ve anlayışı eşinizden esirgemeyin. Onu iyi tanımaya ve beklentilerine karşılık vermeye, sıkıntısı varsa dinlemeye, ortak bir çözüm bulmaya çalışarak yanında olduğunuzu hissettirmelisiniz. Birbirleriyle ortak dil kurabilen çiftlerin başarılı evlilik yaptığını anlatan psikolog Fatma Güngör şunları söylüyor: “Beni hiç dinlemiyorsun diyen bir hanımefendi, ‘Beni dinlemene ihtiyacım var’ demeye çalışmaktadır. Ya da yaşadığı bir sorun karşısında susmayı tercih eden bir beyefendinin suskunluğu aslında ‘ilgine teşekkür ederim ama benim yalnız kalmaya ihtiyacım var’ çağrısıdır. Burada eşlerden biri, diğerinin sözlerini ya da davranışlarını genellemeden, eleştirmeden, zihin okuma kaygısından uzak olarak değerlendirir ve samimi bir anlama çabası gösterirse diğer eş bu durumu kabul görmüş ve anlaşılır hissedeceğinden paylaşıma açık olacak, birbirine karşı güven ve sevgileri artacaktır.”

Necla GÜNAY

๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Evlilik - İletişim => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 12 Kasım 2011, 16:36:12