๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Esbabu Vurudil Hadis => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 11 Mart 2010, 13:54:19



Konu Başlığı: Tahkik Bölümü
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 11 Mart 2010, 13:54:19
Tahkik Bölümü   

Kitabın Nüshalarının Tanıtımı:
Sonuna da şu ibare getirilmiştir:
Tahkik Hususunda Takip Ettiğim Usûl:
Kaynakların Teshilinde Takih Ettiğim Usul:

ESBAB-U VURUDİ´L-HADİS EVδL-LEMU Fİ ESBABFL-HADÎS.
FASL..

İKİNCİ KISIM: TAHKİK BÖLÜMÜ TAHKİK MUKADDİMESİ

Kitabın Nüshalarının Tanıtımı:

Kitabın tahkikinde iki nüshayı esas aldım.

Birincisi: Bunun, Daru´l-Kütüb´de[1] 35 numaralı koleksiyonda muhafaza edildiğini gördüm. Nüsha üzerinde şöyle yazılmıştır: "Suyutî´nin talebesi, Muhammed b. Ali ed-Davudî (ö. h. 945)´nin hattıyla-yazılmıştır.-Kitabın ismi " tir.[2]

Sonuna da şu ibare getirilmiştir:

"Müellif (Rahimehullah)´in hattıyla ortaya çıkan son eserdir. Tasnifatının tamamını yazmak azminde idi. Lakin ölüm buna fırsat vermedi.-ALLAH´ın güç ve kuvvetinin üstünde güç ve kuvvet yoktur.-Kitap, talebesi Muhammed b. Ali ed-Davudî (Rahimehullah)´nin hattıyla yazılmıştır.

Eser 38 sayfadır. Sayfanın boyu 265, eni 18 cm. dir. Sayfadaki satır sayısı 27 olup, bir satırda yaklaşık 18 kelime vardır. Yazmanın baş tarafında, kitaba daha önce sahip olan zevatın isimleri yer alır. Bunlar, el-Hacc İbrahim Paşa Veliyyü´1-Kadı Muhammed Nimetullah Lütfullah ve Cemal Berekât Abdulhafız´dır.

Bu ilk nüsha, daha sağlam, yazısı daha seçkin, anlaşılması daha kolay ve müellifin asrına daha yakın olduğu için, bunu asıl olarak aldım ve tahkikte (d) Kâf harfiyle işaretledim.

ikinci nüshaya gelince; Bu Ezher Kütüphanesi´ndedir. Bir koleksiyonda ciltli olarak normal bir yazı ile yazılmıştır. Kitapta silinme ve yırtılma izleri belirmiştir. Satırları muhteliftir. Kitabın genişliği, 21cm. dir. Tamamı 30 yapraktır. Kitap numarası 56, koleksiyon numarası ise 1115´tir.[3]

Üzerinde, "Revakü´l-Etrak´a vakfedilmiştir"[4] ibaresi yazılıdır. Aynı şekilde Ezher Kütüphanesi´nin mührü vardır. Nasihin (Yazıcının) yaptığı yanlışı gidermek için, bazı sahifelere ilave yapılmıştır. İkinci yaprakta bu görülebilir. Tahkikte bu nüshaya (î) elif harfiyle işaret edilmiştir. Nasihinin bilinmemesinden, üzerinde yırtık ve çürüme izleri görüldüğünden ve bazı sahifelere ilave yapıldığından bunu, birinciye tabi kıldım.[5]

Tahkik Hususunda Takip Ettiğim Usûl:

1-İki mukabil yazma arasında metinde farklılık varsa (asıl nüshanın) metnini muhafazaya gayret ettim. Hadiste farklılık varsa ve hadisin, lafzında fazlalık yahut hazf ve benzer şeyler gibi tağyiratı kabul ettiğini kolay bulursam, bunu düzeltme yoluna gittim ve sayfanın altında buna işaret ettim. Eğer düzeltme işi tahrifat veya bozukluğun çokluğundan dolayı bana zor gelirse, o zaman da şeyhin rivayetinin mana yönünden olduğuna kanaat getirirm ve nassı olduğu gibi bırakarak buna işaret ederim. Ve sahih metni, sünnet kitapları ile hadis raviîerine dayanarak tesbit etmeye çalışırım.[6]

2-  Kitapta bulunan bütün hadisleri ve sebeplerini, imkanlar ölçüsünde inceleyerek geniş bir şekilde -diğer hadis kitaplarından-çıkardım. Lafzında ittifak edilenlere yahut lafzında ve manasında ihtilaf edilenlere de işaret ettim. Tariklerden birinde bir fazlalık bulduğumda özel olarak onu da zikrettim.

3-  Sebebi zikredilip aslı unutulan yazıdaki vaki nosanlıkîan tamamlamaya çalıştım. Nitekim 6 ve 8 numaralı hadislerden bahsederken buna işaret geçmişti. Hadisin metnini sünnet kitaplarında araştırıp, kesin karara vardıktan sonra alt sayfada bunu belirttim.

4-  Yazılan hadisleri iki rakamla gösterdim. Birincisi umumî rakam, ikincisi hususî rakamdır. Bunu da ihtiyaç anında kendisine (hadisin metnine) ulaşmak kolay olsun iye yaptım.

5- 94 nolu hadisin (£jj fî) ifadesinde olduğu gibi bazı rivayetlerde vaki olan garip lafızları, lügat kitaplarına ve garibü´l-hadis kitaplarına dayanarak açıkladım.

6- Hadisler yahut sebepler arasında görünüşte zıddiyet varmış gibi zannedilen hususları, ya ikisinin arasım cem ederek veya birini diğerine tercih ederek- gidermeye çalıştım. Bu husus 78 numaralı hadiste görülebilir.

7-  Hadis metninin tesbitinde ve zabtında, edindiğim malumata dayanarak, mukaddimede geçen hadis metinlerini asıl kaynaklarına isnad ettim.

8-  Suyutî´nin senediyle zikrettiği hadis veya sebebi, meşhur hadis kitaplarında değilse, onun senedine baktım ve durumunu açıkladım.

9- Tarih ve rical kitaplarından bu risalede adları geçen şahısları tanıttım. Ancak Sahabe´yi tanıtmayı bıraktım. Zira onların adalet ve zabtı ALLAH ve Rasulü indinde şu ayetle sabittir:

"Muhacirlerden ve Ensar´dan (İslam´a girmekte) ilk önce geçenler ile bunlara güzelce tabi olanlar... ALLAH onlardan razı olmuştur. Onlar da O´ndan razı olmuştur. (ALLAH) onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş budur."[7]

10-  Ensab ve Rical kitaplarına dayanarak kitapta geçen isimlerin ve künyelerin zabtına çalıştım.[8]

Kaynakların Teshilinde Takih Ettiğim Usul:

Kaynak tesbitinde Hadis ekolünün metodunu takib ettim. Bu da sadece kitabın zikriyle yetinmemektir. Ben, kitabın tam ismini, bab numarası ile cilt ve sayfa numarasını açıkladım. Mesela eğer hadisi Tirmizî rivayet etmişse, önce Tirmizî´nin hadis hakkındaki sözünü ve hadisin hangi derece (sahih, hasen) ile ilgili olduğunu tesbit ettim.

îşte bu, Hakk´a hizmet için, Tirmizî´nin özelliklerinden biridir. E^er hadis, Hakim´e aitse, sadece Hakim´in o hadis hakkındaki sözüyle yetindim. Birçok hadiste onu eleştiren Zehebînin sözlerine de yer verdim.

Bilinen hususlardan bir tanesi şudur ki, Muhaddisler nezdinde Hakim, sahih hadislerin şartında geniş adımlı (rahat hareket eden), onunla hüküm vermede müsamahakar biridir.

Eğer buradaki (hadisler) lafızda farklı iseler, şuna bakarım; ihtilaf, müdakkik bir araştırıcının bakmasıyla anlaşılacak cinsten kolay bir ihtilaf ise, onu yakın lafzıyla çıkarmaya hıikmetmişimdir. 35 numaralı hadis, bu şekildedir. Hadisin metni şudur: Rasulullah şöyle buyurdu: "Benim bu mescidimdeki bir rekat namaz, Mescıd~i Haram hariç, diğer mescidlerdeki bin rekat namazdan daha efdaldir." Bu hadisin lafızda kendisine yakın olanı, tahric ettiğim şu hadistir: "Benim bu mescidimdeki bir vakit namaz, Mescid-i Haram dışında kılınan namazların bin katından daha hayırlıdır."

Eğer hadisin lafzındaki farklılık, araştırma yapmaksızın ilk nazarda araştırıcıların gözüne çarpacak çapta büyük .ise, muhtelif lafızları zikretmişimdir. Buna 32 numaralı hadis misal verilebilir. Hadis Şu şekildedir: ´

yani "Ramazan ayını, bir gün veya iki gün oruç tutmakla öne almayınız." Değişik lafızla gelen hadis ise İbn Mace´den tahric ettiğim Şu hadistir: yani, "Ramazan orucunu bir gün veya iki gün öne almayınız. Ancak (önceden) oruç tutan adam (bu) orucunu tutsun."

Eğer getirilen hadisler lafızda bir değillerse onu manasıyla tahric etmişimdir. Buna misal olarak, Rasulullah (s.a.v.)´ın yani, "Kabirler üzerine oturmayınız" hadisini verebiliriz. İbn Mace´den tahric ettiğim hadis ise (onun devamı olup) şöyledir:" yani, "Sizden biriniz yakın bir ateş koru üzerine oturması, kendisi için kabir üzerine oturmasından daha hayırlıdır."

Yaptığım bu açıklamaların tümü hadisin tamamı veya bir kısmı zikredildiğine göredir.

Bütün gayretimi, özellikle yazmalardan ve tarih kitaplarından, hadis tahricine sarfettim ve buna çok önem verdim. Bu iki kaynağa dayanarak hadisleri çıkardım ve metinlerinde tedbirli davrandım. Suyutî´nin, "İbn Asakir rivayet etmiştir veya Tarih-i Bağdat´ta zikredilmiştir" gibi sözleriyle de yetinmeyerek bu iki kaynağı gözden geçirdim ve özellikle bu iki risalede geçen hadisleri de aynen çıkardım.

Yazmalara gelince, bir kısmını görüp tanıdım, bir kısmını görmedim. Bununla beraber nüshalarda aşırı<,eksiklik vardı. " hadisini tahric etmek için Tarih-i Bağdat adlı eserin ilk on cüzünü okumak zorunda kaldım. Nihayet Suyutî´nin, hadisin sebebi için söylediğine ulaştım.[9]

ESBAB-U VURUDİ´L-HADİS EVδL-LEMU Fİ ESBABFL-HADÎS

Bulutları yürüten, sebepleri yaratan ALLAH Teala´ya hamd olsun.

Efendimiz Hz. Muhammed ve O´nun ailesine ve arkadaşlarına salât ve selâm olsun.[10]

Şüphesiz ki, Hadis îlimleri´nin kısımlarından biri de, Kıır´an´ın nüzul sebeplerinde olduğu gibi, onun vürud sebeplerini bilmektir.[11] Kur´an´ın nüzul sebepleri konusunda, İmamlar birçok kitap yazmışlardır.[12] Bunlardan Vahidî´nin yazdığı meşhurdur. Benim de konuyla alakalı olarak " adında bir eserim vardır.

Hadis sebeplerine gelince, mutekaddimîn ulemasından bir kısmı konuyla alakalı eser telif etmişlerdir. Ancak bunlar, sadece hal tercümelerinde zikredilmiştir. Bunların hiç birini görmüş değilim. Hafız Ebu´1-Fadl İbn Hacer de "Nuhbe" şerhinde bunlardan bahsetmiştir.[13] Ben de bu konuda, bir çok hadis "Cami´ " [14]lerini araştırarak bir kitap yazmayı düşündüm. Onlarda konu ile alakalı az şey buldum. Bununla beraber bu kitabı yazdım. Doğruya ulaştıran (ve hidayet eden) [15] ALLAH Teala´dır.[16]

FASL

Konuyla ilgili olarak Şeyhu´l-İslam Sıracü´d-Din el-Bulkmî,[17] "Mehasinü´l-Istılah"[18] adlı kitabında şöyle demektedir: "69. bölüm hadisin sebeplerini bilmektir."

İbn Dakik [19] (el´ayd)[20] (rahimehullah)[21] adıyla meşhur Ebu´1-Feth

el-Kuşeyrî, "Şerhu´1-Umde"[22] adlı eserinin (dokuzuncu bahsinde)[23] hadisinden bahsederken şöyle der:

"Müteahhirin hadisçilerinden bir kısmı, Kur´an-ı Kerim´in nüzul sebeplerinde eserler yazdığı gibi, hadisin sebepleri hakkında da eser yazmaya başlamışlardır. Ancak ben bunlardan az bir kısmını görebildim.[24]-[25]

hadisi de bu gruba dahil olup konuyu araştıran kimse için daha bir çok benzerî hadisleri buna katabilir.

Şeyhin görüşü budur.[26]

Bulkınî şöyle demektedir: "Bazen hadisin içerisinde sebeb-i vurudu da nakledilir. Nitekim, Cebrail´in İslam, İhsan ve diğer konulardan sorduğu hadis-i şerifte durum böyledir.""[27]

"Rasulullah´tan etrafında ehli ve yabanî hayvanların uğrağı olan çöldeki (yabandaki) suyun durumundan sorulan"1[28] Kulleteyn hadisi de bu cinstendir Şefaat hadisi olan, [29]

a) "Ben adem oğlunun efendisiyim. Övünme yoktur", [30]

b) "Necidli´nin suali"[31] hadisi,

c)  "Namaz kıl. Çünkü namaz kılmış sayılmazsın."[32]

d)  "Miske bulanmış bir yün parçası al."[33]

e)  Elbiseye değen hayız kanının giderilmesi hakkındaki soru hadisi.:[34] [35]

f)"Hangi amel daha hayırlıdır?"[36] diye sorulan hadis.[37]

g) "Hangi günah daha büyüktür?" diye sorulan hadis.[38]

Bu çeşit hadislerin misallerini çoğaltmak mümkündür.

Bazen hadiste, hadisin sebeb-i vurııdu zikredilmez yahut onun bazı varyantlarında zikredilebilir ki, buna dikkat etmek gerekir.

"Farz namazlar hariç kişinin evinde kıldığı namazın daha efdal" olduğunu bildiren hadis de bu nevidendir.[39] Hadisi, Buharî, Müslim ve ikisinin dışındakiler, Zeyd b. Sabit´ten rivayet etmişlerdir. Bazı hadisler içerisinde sorulan suallere karşılık olarak hadisin sebeb-i vurııdu ortaya çıkar. Tirmizî´nin Şemaili´nde ve İbn Mace´nin Süneni´nde Abdullah b. Sa´d´dan rivayeten gelen hadis bu şekildedir.

O şöyle demiştir: "Rasulullah (s.a.v.)´a sordum ki: "Evimdeki namaz mı mesciddeki namaz mı daha efdaldir?" Buyurdu ki: "Evimin mescide ne kadar yakın olduğunu görmüyor musun? Evimde kıldığım namaz, mescidde kıldığım namazdan bana daha sevimli geliyor. Ancak farz namazı bundan istisnadır."[40]

Bıılkunî bundan ayrı bir takım misaller daha zikrederek şöyle demiştir: "Bazen hadisle, sebeb-i vurudunu Rasulullah (s.a.v.), aynı vakitte zikretmiş olur. Bu da hadiste sebebin olduğu veya olmadığına (Töredir. Bazen de Rasulullah (s.a.v), vaktinden önee bir takım meseleler hakkında konuşur ki, bunu arifler anlayabilir."

Ahkam, kısas ve diğer konularda açıklamaları uzayıp giden esbaba dair hadisler vardır. Bu konuyu öğrenmek isteyen kimse için Örnekler vardır. Meseleyi geniş boyutlarıyla araştıranlar için de kaynaklar verdik.

ALLAH Teala´dan umulan, keremi ve fazlıyla, bolca yardım etmesidir.[41]

İbn Mülakkan [42] "Umde Şerh"inde şöyle demiştir: "Bilmiş ol ki hadis ehlinden müteahhirinin bir kısmı Esbabu´l-Hadis konusunda kitab tasnifine başlamışlardır. Nitekim, Şeyh İzzuddin,[43] bu işi müteahhirinin bazısına nisbet etmiştir. İbnü´l-Attar[44] da "ŞerlV´inde bu işi İbnü´1-Cevzî´ye-[45] nisbet etmiştir.

Şöyle diyen kimseden işittim: Abdulğani[46] b. Said el-Hafız, Umde ayarında bir kitap tasnif etmiştir. Hadisleri araştıran kişi onlardan bir takım meseleler çıkarabilir. ALLAH dilerse biz de bunu yapmayı umuyoruz.[47]

[1] Bakınız: Fihristü´l-Mahtutat Mustaleh-i Hadis, 1/283, Dâru´l-Kütübi´l-Mısriyye.

[2] Celalü´d-Din Es-Suyûtî, Esbâbu Vurudi?l-Hadis Hadisler ve Sebepleri, İhtar Yayıncılık: 62.

[3] Fihrist-ü Mektebet-i Ezheri´ş-Şerif, 1/587, îlm-i Hadis.

[4] Revaku´l-Etrak, Mısır´da Türk talebelerin kaldığı bir medresedir

(Mütercim).

[5] Celalü´d-Din Es-Suyûtî, Esbâbu Vurudi?l-Hadis Hadisler ve Sebepleri, İhtar Yayıncılık: 62-63.

[6] 72 numaralı hadiste olduğu gibi

[7] Tevbe-100.

[8] Celalü´d-Din Es-Suyûtî, Esbâbu Vurudi?l-Hadis Hadisler ve Sebepleri, İhtar Yayıncılık: 63-64.

[9] Celalü´d-Din Es-Suyûtî, Esbâbu Vurudi?l-Hadis Hadisler ve Sebepleri, İhtar Yayıncılık: 65-66.

[10] Birinci nüshadan alınmıştır.

[11] Birinci nüshadan alınmıştır.

[12] Birinci nüshadan alınmıştır

[13] Şeyhu´l-İslam Şihabü´d-Din Ebu´1-Fadl Ahmed b. Ali b. Muhammed b. Ali b. Mahmud b. Ahmed el-Kinanî el-Askalanî, (h. 773/852), Tabakatu 1-Huffaz, s. 548

[14] Birinci nüshadan alınmıştır.

[15] Birinci nüshada bu yoktur.

[16] Celalü´d-Din Es-Suyûtî, Esbâbu Vurudi?l-Hadis Hadisler ve Sebepleri, İhtar Yayıncılık: 67-68.

[17] Îmamü´i-Allame Şeyhu´l-îslanı Hafız, Fakih Sıracü´d-Din Ebu Hafs Ömer b. Ruslan b. Salih b. Şihab Abdulhalik b. Muhanımed b. Müsafir el-Kinanî eş-Şafiî, (h. 724/805).

[18] İleride açıklama yapılacaktır

[19] İmam, Fakih, Hafız, Muhaddis, Allame, Müctehid, Şeyhu´l-İslam Takıyyuddin Ebu´1-Feth Muhammed İbn Ali b. Vehb b. Muti´ el-Kuşeyrî el-Menfelutî (h. 625/702), Tabakatü´l-Huffaz, s. 513.

[20] Birinci nüshada bu kelime yoktur.

[21] Her iki nüshada da bu kelime yok.

[22] Ahkamü´I-Ahkam Şerh-u Umdeti´l-Ahkam isimli esere bakınız.

[23] Bu kelime her iki nüshada da yoktur

[24] Birinci nüshada a kelimesi şeklindedir ki, bu yanlıştır.

[25] Her iki nüshada metin başında geçen lafzı yoktur.

[26] Ahkamü´I-Ahkam, 1/10. Bazı tasarruflarla nakilde bulunulmuştur.

[27] Müslim´deki Ömer b. Hattab´dan gelen hadisin bir kısmı şöyledir: Ömer (r.a.) dedi ki:" Bir gün biz Rasıılullah´ın yanındayken saçları

[28] siyah, elbiseleri beyaz bir adam çıkageldi..." Bu hadisin sebebi-ALLAH daha iyi bilir ya- aynı hadisin sonundaki Rasululla´ın şu ifadesidir: "O, size dininizi öğretmeye gelen Cebrail´di." Müslim, Sahih, Kitabu´l-İman, 1/129.

[29] Ebu Davut, İbn Mace, Tirmizî ve Ahmed b. Hanbel ile Danmî, Taharet bahsinde bu hadisi nakletmişlerdir

[30] Ahmed, Müsned, 1/281,

Tirmizî, Ebvabü´t-Tefsir, 4/370. Lafız, Tirmizî´ye aittir. Tirmizî Ebu Saidi´l-Hudrî´nin şöyle dediğini anlatır: "Kıyamet gününde adem oğullarının efendisi, övünmeksizin benim. Hamd sancağı, övünmeksizin benim elimdedir. Gerek Adem ve gerekse başkası, her peygamber, o gün behemahal benim sancağımın altında olacaktır. Toprağı yarılacak (mahşere kalkacak) olan ilk insan da övünmeksizin benim."

Buyurdu ki: "Sonra insanlar (mahşer halkı) üç büyük korku geçireceklerdir. Adem´e gelerek, "Sen, bizim atamız Adem´sin. Rabbinin katında bize şefaat et" derler. Adem:

"Ben bir günah işledim ki onun yüzünden yer yezüne. indirildim; ama siz, Nuh´a gidiniz" der. Nuh´a gelirler.. Nuh: "Ben, dünya halkına ağır bir beddua ettim ve bu yüzden kırıldılar; ama siz İbrahim´e gidiniz" der. İbrahim´e gelirler. İbrahim şöyle der:

"Ben üç yalan bunun üzerine, Rasulullah (s.a.v.), "bunlardan hiçbir yalan yoktur ki İbrahim onunla ALLAH´ın Dini´ni savunmamış olsun" buyurdu- söyledim. Ama siz Musa´ya gidiniz," Sonra Musa´ya gelirler. Musa: "Ben bir adam öldürdüm; ama İsa´ya gidebilirsiniz" der. Sonra İsa´ya gelirler ve İsa da:

"ALLAH´tan başka, bana ibadet edildi; ama siz, Muhammed (s.a.v.)´e gidiniz" der. Rasul-i Ekrem buyurdu ki: "Bunun üzerine bana gelecekler ve ben onlarla beraber kalkıp gideceğim." Tirmizî, bu hadis için "hasendir" dedi

[31] İkinci nüshada "Necid" kelimesi yerine "Tecid" yazılmıştır. Birinci nüshada ise "nun" yerine "ta", "cim" yerine "ha" yazılarak "Tahaddî" şeklindedir. Hadisi, Buharî, Kitabu´l-Hiyel, Babu´z-Zekat ve Kitabu´l-Iman, Babu´z-Zekat´ta, Müslim de Kitabu´l-İman´da, Ebu Davut,

[32] Buharî, Kitabu´1-Ezan, Bab-u İltifat-i fi´s-Salah, 1/192.

[33] Her iki nüshada da İ^^J yerine 3_^jj şeklinde "kaf´la yazılmıştır.

Hadisin bulunduğu kaynaklar: Buharî, Kitabu´1-Hayz, Bab-u Gusli´l-Mehid, 1/86, Müslim, 60, Hayz, 1/628, Hz. Aişe´den rivayet edildiğine göre Ensar´dan bir kadın Hz. Peygamber´e: "Hayızdan nasıl yıkanayım?" diye sordu. Peygamber de: "Miske bulanmış bir yün veya pamuk parçası al da uzuvlarını üçer defa yıkayarak temizlen" buyurdu. Ondan sonra Peygamber utandı da yüzünü çevirdi.

Yahut da Peygamber: "Bu parça ile temizlen" buyurdu. Bunun üzerine ben o kadını tutup, kendime doğru çektim de Peygamber´in anlatmak istediği şeyi ona haber verdim.

(el-Fırsatü), "fa" harfinin kesresi ile okunur. Yünden veya pamuktan bir parça bez parçasıdır. Daha geniş malumat için İbnü´l-Esir´in en-Nihaye fi Garibi´l-Hadis, 3/193´e bakılabilir.

[34] Buharî, Hayz-u Bab-ı Gasl-ı demi´l-Mehid, 1/84.

Esma binti Ebibekr´den haber verilmiştir: "Bir kadın Rasulullah (s.a.v.)´tan sorup; "Ey ALLAH´ın Rasulü, birimiz elbisesine hayızdan kan isabet ederse nasıl yapsın, buyurursun?" dedi. Rasulullah (s.a.v.): "Birinizin elbisesine hayızdan bir kan bulaşırsa, onu parmaklarıyla yahut tırnaklarıyla kazısın, sonra azar azar üzerine su döküp yıkasın, ondan sonra o elbise içinde namaz kılsın" buyurdu

[35] Kitabu´s-Salat´ta tahric etmiştir. Hadis mealen şöyledir: "Talha b. Ubeydullah´ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:

"Necidliler´den, saçları dağınık bir adam Rasulullah´a geldi. Sesinin fısıltısı duyuluyor, fakat iyice yaklaşmadıkça dediği anlaşılmıyordu. Yaklaşınca bir de ne görelim; Rasulullah´a fslam´ın farzlarından soruyor. Rasulullah (s.a.v.): "Gece ve gündüz beş vakit namaz sana farzdır" buyurdu.

Adam: "Bana onlardan başkası yok mu?" diye sordu. Rasulullah(s.a.v.): "Hayır, ama nafile kılarsan müstesna" cevabını verdi. Hz. Peygamber, Ramazan Ayı´nin orucunu söyledi. Adam yine, "bundan başkası yok mu?" diye sordu. Rasulullah (s.a.v.): "Nafile tutmandan başka yok" buyurdu. Hz. Peygamber bundan sonra zekatı zikretti. Adam: "Bana ondan başkası yok mu?" diye sordu. Hz. Peygamber: "Hayır, fakat sadaka vermen müstesna" buyurdu.Bunun üzerine bu adam: "Vallahi ne bunu artırırım ne eksiltirim" diyerek dönüp gitti. Rasulullah (s.a.v.) arkasından: "Eğer doğru söylüyorsa kurtuldu" buyurdu.

[36] Müslim, İman, Babu´dua, -1/168, Ebu Hureyre´den rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v.)´a, "amellerin hangisi daha faziletlidir?" diye soruldu. O da buyurdu ki,

"ALLAH´a imandır." "Sonra hangisi?" diye soruldu. "ALLAH yolunda cihad etmektir" diye buyurdu. "Ondan sonra hangisidir?" diye soruldu. "Kabul edilmiş haccdır" diye buyurdu

[37] Müslim, İman, Babu´dua, -1/168, Ebu Hureyre´den rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v.)´a, "amellerin hangisi daha faziletlidir?" diye soruldu. O da buyurdu ki,

"ALLAH´a imandır." "Sonra hangisi?" diye soruldu. "ALLAH yolunda cihad etmektir" diye buyurdu. "Ondan sonra hangisidir?" diye soruldu. "Kabul edilmiş haccdır" diye buyurdu

[38] Müslim, îman Babu´l-Kebair. Amr b. Şurahbil´den rivayet edildiğine göre bir adam Rasulullah´a sordu ki, "ALLAH indinde en büyük günah hangisidir?" O da cevaben buyurdu ki: "Seni yarattığı halde ALLAH´a ortak koşmandir." "Sonra hangi günah büyüktür?" diye sordu. Rasulullah buyurdu ki: "Senden yemek yer korkusuyla çocuğunu öldürmendir." "Sonra hangisidir" diye sordu. Rasulullah cevaben: "Komşunun hanımıyla zina etmendir´ diye buyurdu.

[39] Hadisin kaynağı, tahkik bahsinde gösterilecektir.

[40] Mehasinü´l-Istılah, s. 632-633.

[41] Mehasinü´l-Istılah, s. 648. Bu kitapta birçok hadis ve sebebini bulmak mümkündür.

[42] Ömer b. Ali b. Ahmed b. Muhammed b. Abdullah es-Sırac el-Ensarî el-Mısrî eş-Şafiî, (h. 723/804), eş-Şevkanî, el-Bedrii´t-Talî, 1/510.

[43] Abdulaziz b. Abdusselam b. el-Kasım b. Muhammed ..... ed-

Dimeşkî (h. 578/660), İbn Kesir, el-Bidaye ve´n-Nihaye, 13/235, Sübkî, Tabakatü´ş-Şafiiyyetü11-Kübra, 8/209.

[44] Ali b. Davud b. Attar ed-Dımeşkî Alau´d-Din Ebu´l-Hasan b. Attar. Nevevî´nin talebesidir, (h. 654/724), İbn Hacer, ed-Dürerü´l-Kamine, 3/74, Tabakatü´ş-Şafiiyye, 10/130, el-Bidaye ve´n-Nihaye, 14/117.

[45] Abdurrahman b. Ali" b. Muhammed b. Ali b. Abdullah b. Hammadî b. Ahmed b. Muhammed b. Cafer el-Cevzî b. Abdullah b. Kasım b. Nadr b. Kasım b. Muhammed b. Abdullah b. Abdurrahman İbnü´J-Kasim b. Muhammed b. Ebibekr es-Sıddık, (h. 510/597), el-Bidaye ve´n-Nihaye^ 3 3/28, Münzirî, ve´t-Tekmile li Vefatayi´n-Nakle, 2/291.

[46] Abdü´1-Ğanî b. Said b. Ali b. Bişr b. Mervan b. Abdulaziz el-Mısrî. Kendisi Hadis ve fenlerinde alim ve Hafız´dır. Birçok eserleri vardır, (h. 332/409), Tabakatü´l-Huffaz, s. 43 1, el-Bidaye ve´n-Nihaye, 12/7-8.

[47] Celalü´d-Din Es-Suyûtî, Esbâbu Vurudi?l-Hadis Hadisler ve Sebepleri, İhtar Yayıncılık: 69-74.