๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Erkek Sahabeler => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 04 Mart 2009, 23:37:35



Konu Başlığı: Abdullah Bin Huzafe (r.a)
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 04 Mart 2009, 23:37:35
Peygamberefendimiz, Hudeybiye antlaşmasından sonra, İslâmın bütün dünyaya yayılması veinsanların Cehennemden kurtulup, ebedî saâdete kavuşmaları için hükümdarlaraelçiler göndermek istiyordu. Zîrâ o, âlemlere rahmet olarakgönderilmişti.

İstediğini emret!

Bu sebeple bir gün, Eshâb-ı kirâma buyurdular ki:

- Ba’zınızı, yabancı hükümdarlara göndermek istiyorum. Sakın,İsrâiloğullarının, Peygamberlerine karşı davrandıkları gibi, siz de bana karşıdavranmayasınız!

Eshâb-ı kirâm cevap verdiler:

- Yâ Resûlallah! Biz, sana karşı, hiçbir zaman, hiçbir şey hakkında aykırıdavranmayız. Sen, bize, istediğini emret, bizi istediğin yere gönder!

Bunun üzerine İslâmiyete da’vet etmek üzere, Hükümdarlara birer mektupla altısahâbî gönderildi. Bu altı elçiden birisi de, Abdullah bin Huzâfe idi.Peygamberimiz onu, Kisrâ’ya ya’nî İran şâhına göndermişti.

Peygamberimiz, mektubunu Kisrâ’ya sunmak üzere Bahreyn vâlisine vermesini deAbdullah bin Huzâfe’ye emretti.

Peygamberimiz, Kisrâ’ya yazdığı mektubunda şöyle buyurdu:

“Bismillâhirrahmânirrahîm. Allahın Resûlü Muhammed’den, Farslarınbüyüğü Kisrâ’ya!

Hidâyete uyan, doğru yolu tutanlara, Allaha ve Resûlüne îmânedenlere, Allahtan başka hiçbir ilâh ve ma’bûd olmadığına, O’nun eşi, ortağıbulunmadığına ve Muhammed’in de O’nun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdetgetirenlere selâm olsun!

Ben, seni, Allaha îmâna da’vet ediyorum! Çünki ben; Allahın, kalbleridiri ve akılları başında olanları uyarmak, kâfirler hakkında da, o azâb sözügerçekleşmek için bütün insanlara göndermiş olduğu Peygamberiyimdir!

Öyle ise, Müslüman ol, selâmeti bul! Da’vetimden yüz çevirir,kaçınırsan, bütün Mecûsîlerin günâhı senin boynuna olsun!”

Bahreyn vâlisine verdi

Peygamberimizin, İran Şâhı’na göndermiş olduğu mektubun aslı, 1962 yılıkasımının sonuna doğru Şam’da bulunmuştur. Parşömen üzerine yazılmış bulunanbu mübârek mektup, zamanla rengi değişmiş ve dokuması eskimiş yeşil birkumaşa yapıştırılmış olup, boyu 28 cm, eni 21,5cm.dir.

Abdullah bin Huzâfe hazretleri, Peygamberimizin mektubunu Kisrâ’ya sunmaküzere, Bahreyn vâlisi Münzir bin Sava’ya başvurdu. O da, onu Kisrâ’yayolladı.

Abdullah bin Huzâfe’nin bildirdiğine göre, kendisi, Kisrâ’nın kapısına kadarvardı. Yanına girmek için izin istedi.

Kisrâ, önce köşk salonunun süslenmesini emretti. Sonra, Fars devletadamlarının, daha sonra da, Peygamberimizin elçisinin içeri alınmasınamüsâade etti.

Abdullah bin Huzâfe hazretleri, Peygamberimizin mektubunu sunmak üzere İranKisrâ’sının huzûruna girdi. Kisrâ, Peygamberimizin mektubunun elçidenalınmasını emretti. Abdullah bin Huzâfe dedi ki:

- Onu, Resûlullah efendimizin buyruğu üzere, sana kendim vereceğim!

Kisrâ bunun üzerine dedi ki:

- Öyle ise, haydi yanıma yaklaş!

Düş hayâtı yaşıyorsunuz

Abdullah bin Huzâfe, Kisrâ’ya yaklaşarak mektubu sundu. Kisrâ, mektubuokutmak için Hîreli kâtibini çağırdı. Mektubu ona okuttu. Kâtip, mektubu:

“Allahın Resûlü Muhammed’den, Farsların büyüğü Kisrâ’ya!”diyerek okumaya başlayınca, Kisrâ, mektuba, Peygamberimizin kendi ismiylebaşlamış olmasına son derecede öfkelendi. Bağırdı, çağırdı.

Bunun üzerine Abdullah bin Huzâfe, Kisrâ’nın huzûrunda şöyle konuştu:

- Ey Fars cemâ’atı! Sizler, yeryüzünden ancak ellerinizde bulunan bir kısmınahâkim olarak, Peygambersiz ve Kitapsız olarak sayılı günlerinizi geçiriyor,bir düş hayatı yaşıyorsunuz! Hâlbuki, yeryüzünün, hâkim olamadığınız kısmıdaha çoktur.

Ey Kisrâ! Senden önce, nice dünyalık ve âhıretlik hükümdarlar gelmiş geçmişve hüküm sürmüşlerdir. Onlardan, âhıretlik olanlar,dünyadan da nasîblerinialmışlar; dünyalık olanlar ise, âhıret nasîblerini yitirmişlerdir! Dünyayaçalışmakta birbirlerinden geri kalanlar, âhırette bir hizâya gelmişlerdir.

Sana getirip sunduğumuz bu işi, sen küçümsüyorsun, ammâ, vallahi, neredeolursan ol, küçümsediğin şey gelince, ondan korkacak ve korunamayacaksın!

Bana mektupyazıyor ha!

Kisrâ ise öfke ile saltanatına gururlanarak dedi ki:

- Şuna bak! Benim, kulum, kölem olan kişi, kalkıyor da, bana mektup yazıyorhâ! Mülk ve saltanat, bana mahsûstur! Benim, bu husûsta ne yenilgiyeuğramaktan, ne de bana bir ortak çıkacağından korkum vardır!

Firavun, İsrâiloğullarına hâkim olmuştu. Siz, onlardan daha iyi ve güçlüdeğilsiniz. Sizi, hemen hâkimiyetim altına alıvermeme ne engel var? Ben,Firavun’dan daha iyi ve güçlüyümdür!

Kisrâ, daha mektubun içinde ne denildiğini öğrenmeden mektubu alıp yırttı. VePeygamberimizin elçisini dışarı çıkarmalarını adamlarına emretti.

Abdullah bin Huzâfe hazretlerini dışarı çıkardılar.

Abdullah bin Huzâfe, Kisrâ’nın huzûrundan çıkar çıkmaz, hayvanının üzerineatlayıp yol almaya koyuldu. Kendi kendine dedi ki:

- Vallahi, benim için iki yoldan hangisi olursa, gam çekmem. Nasılolsa Resûlullahın mektubunu vermiş, vazîfemi yapmış bulunuyorum.

Kisrâ, öfkesi geçtikten sonra, elçinin içeri alınmasını emretti. Onu, Hîre’yekadar arattırdı ise de bulduramadı.

Mektubumuparçaladı

Abdullah bin Huzâfe hazretleri, Medîne’ye gelip durumu, Peygamberimize haberverdi. Kisrâ’nın kızarak mektubu yırttığını söyleyince, Peygamberimiz buyurduki:

- Parça parça olsunlar! O, benim mektubumu parçaladı. Allah da, onunmülkünü, saltanatını parçalasın!

O, kendi eliyle mülkünü parçalamış oldu! Ey Allahım! Onun mülkünü,saltanatını parçala!

Allahü teâlâ Resûlünün duâsını kabûl etmiş, Kisrâ, oğlu tarafından bir gecehançerlenerek parça parça edilmişti. Hz. Ömer zamanında da bütün İrantoprakları zaptedilerek Müslümanların eline geçti.

Abdullah bin Huzâfe hazretleri, Hz. Ömer devrinde Bizanslılarla yapılan birsavaşta birçok Müslümanla birlikte esîr düşmüştü. Bizanslılar, ellerinegeçirdikleri esîrlere önce Hıristiyanlık telkîni yapar, kabûl ettiği takdirdeserbest bırakırlar, aksi hâlde çeşitli işkencelerle öldürürlerdi.

Abdullah bin Huzâfe’nin, Sahâbenin ileri gelenlerinden biri olduğunu öğrenenKral, ona ayrı bir ehemmiyet veriyor, Hıristiyanlığı kabûl etmesi içindevamlı telkînler yaptırıyordu. Fakat Abdullah bin Huzâfe bu tekliflerinhiçbirisine kulak asmıyor, kelime-i şehâdeti söylemeye devam ediyordu. Kralhenüz ümidini kesmemişti.

Hz. Peygamberin yakın arkadaşlarından birisinin Hıristiyanlığı kabûl etmesi,günden güne yayılarak, Bizans’ı tehdit eden Müslümanlar arasında bir panikmeydana getirecek ve Hıristiyanlık âlemi için büyük bir muvaffakiyetolacaktı.

Mülküme ortakederim

Onun için Kral, Hz. Abdullah’ın Hıristiyan olması hâlinde kavuşacağıdünyalıkları durmadan arttırıyor, yeni yeni tekliflerde bulunuyordu. Ensonunda şöyle bir teklifte bulundu:

- Hıristiyan olmayı kabûl ettiğin takdirde, kızımı verir, seni saltanatıma vemülküme ortak ederim.

İlk Müslümanlardan olup, Mekkeli müşriklerin daha önceki işkencelerinekatlanmış olan Hz. Abdullah, izzetle haykırarak şu cevabı verdi:

- Değil bütün Bizans topraklarını, Arap ve Acem topraklarını daversen, bir an olsun dînimden dönmem!

Bunun üzerine Kral, Hz. Abdullah’a dedi ki:

- Öyle ise öldürüleceksiniz.

- Buna gücünüz yetebilir. Ama îmânımı kalbimden çıkarıp atamazsınız!

Abdullah bin Huzâfe’den beklediği netîceyi alamayan Bizanslılar, Hz.Abdullah’ı çarmıha gerdiler ve okçular devamlı olarak, ellerine ve ayaklarınayakın yerlere ok yağdırdılar. Bu arada yine Hıristiyanlık telkînlerine devamediliyordu.

Aynı zamanda, bir kazan su kaynatılmış ve Hıristiyan olmayı reddetmiş olandiğer Müslümanlardan birisi getirilmiş, kazana atılmak üzere bekletiliyordu.

Ağlamaya başladı

Derken o Müslüman kaynar suya atıldı. Etrafta bulunanlar ve Hz. Abdullah bufecî durumu gördüler. Sonra kazanın yanına Hz. Abdullah getirildi.

Bu esnada Hz. Abdullah ağlamaya başladı. Kral Hz. Abdullah’ın korkusundanağladığını zannederek, tekrar Hıristiyan olmasını teklif etti. Hz. Abdullahyine tekliflerini reddetti. Bunun üzerine kral sordu:

- O hâlde niçin ağlıyorsun?

- Ben korkumdan ağlamış değilim. Biz Müslümanlar Allah yolunda ölümdenkorkmayız. Benim ağlamamın sebebi şudur ki; başımdaki saçlarım adedincecanlarım bulunsa da, onlardan her biri böyle Allah yolunda ölüme gitse, diyedüşündüm ve böyle bir düşünce beni ağlamaya sevketti.

İslâm izzetinin müşahhas bir timsâli olan Hz. Abdullah’ın bu sözlerikarşısında Kral yeni bir teklifte bulundu:

- Başımdan öpersen, seni serbest bırakacağım.

Bizans saltanatına ortaklık teklifi karşısında bile îmânından fedâkârlıkgöstermeyen Hz. Abdullah, bir Hıristiyanın başından nasıl öperdi? Şöyle mukabil bir teklifte bulundu:

- Burada bulunan bütün Müslüman esîrleri serbest bıraktığın takdirde,dediğini yaparım.

Hz. Abdullah, kralın başını öpmeye giderken şöyle düşünüyordu:

“Bu adamın, Allahın düşmanlarından birisi olduğuna inanıyorum. Bunun başınıise, ancak Müslüman kardeşlerimi serbest bırakacağı için öpüyorum.”

Hz. Abdullah, kralın başını öptü ve o da sözünde durarak 80 Müslüman esîriserbest bıraktı.

Abdullah bin Huzâfe’nin îmânından gelen izzet ve fedâkârlığı, 80 Müslümanınkurtarılmasına ve daha nicelerinin îmânını kurtarmasına vesîle olmuştu.

Her Müslümanın vazîfesidir

Esîrlerle birlikte Medîne’ye dönen Hz. Abdullah, Hz. Ömer tarafındankarşılandı. Hz Ömer, Abdullah’ı tebrik etti ve orada bulunan Müslümanlarahitâben;

- Abdullah, kralın başından öperek 80 Müslüman kardeşimizinkurtuluşuna vesîle olmuştur. Onun için, Abdullah’ın başından öpmek herMüslümana bir vazîfedir. İşte ilk önce ben öpüyorum, dedi vebaşından öptü.

Abdullah bin Huzâfe, ilk Müslümanlardan idi. Soyu Hz. Lüey’de Peygamberefendimizle birleşmektedir. Annesi Hârisoğullarındandır. Müslüman olduktansonra Mekkeli müşriklerin işkencelerine ma’rûz kaldı. İki defa Habeşistan’ahicret etti.

Bedir savaşından sonra Medîne’ye geldi. Resûlullahla birlikte bütün savaşlarakatılan Abdullah bin Huzâfe hazretleri, bir ara Peygamberimiz tarafından 50kişilik bir seriyyenin kumandanlığına da getirilmişti. Abdullah bin Huzâfe,Hz. Osman devrinde Mısır’da vefât etti.

Allah ondan râzı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Abdullah Bin Huzafe (r.a)
Gönderen: Ceren üzerinde 12 Ekim 2019, 21:39:04
Esselamu aleyküm.Binler rahmet Abdullah Bin Huzafenin üzerine olsun inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Abdullah Bin Huzafe (r.a)
Gönderen: Sevgi. üzerinde 14 Ekim 2019, 02:55:03
Allah razı olsun kardeşim vesileniz ile bir çok bilgiler öğreniyoruz.