๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Emri Maruf Nehyi Münker => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 28 Mayıs 2011, 20:58:47



Konu Başlığı: Takdim
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 28 Mayıs 2011, 20:58:47
TAKDİM


Haindin ve şükrün her çeşidi Allah'a, Salât ve selâm O'nun yüce ve eşsiz Rasûlü Muhammed Mustafâ'ya (s.a.v.), âline ve ashabına olsun.
Kur'an ve Sünnetten kıl payı ayrılmadan eşsiz İslâm Nizamının savunuculuğunu üstlenen islâm ümmetinin şanlı ulemasına Allah'tan rahmet dilerken onların şefaatine nail olmamızı yine Hak Teâlâ'dan niyaz ederiz.
Bugün İslâm'ın fitneye ma'ruz kalıp hedef seçilmesi, İslâm düşmanlarının bu derece azgınlaşması, hiç şüphesiz ki hayatını İslâm'a adayan ve ümmeti yönlendirip islâm ile tanışmasını sağlayan ulemanın olmayışındandır. Geçmişte ulemaya bağlılığı Allah Rasûlü'ne bağlılık diye telakki eden bir cemaat var idiyse, bunu, mutlaka İslâm'ı, medrese atmosferinde tahsil edip devlet politikasını arkasında bulan İslâm ulemasının mevcudiyetine bağlı kabul etmek bir realitedir. Yani İslâm'ın devlet desteğinde varlığını sürdürmesi, onun engelsiz anlaşılmasına birinci sebeptir, İslâm'ı "Allah Teâla koruyor" diyerek onun kurumlaşmasını ve siyasi bir güç haline gelmesini gerekli görmeyenler, ya İslâm'ı anlamaktan âciz ve câhil kişilerdir, ya da dış güçlerin ve emperyalist kâfirlerin yerli işbirlikçiliğini ücret karşılığı üstlenmiş münafıklardır. Üçüncü bir ihtimali düşünmek zaittir. Çünkü müslüman gafil olamaz, ikinci defa aldanma hakkını tanımayan islâm, kendini hayattan koparacak kadar fırsat tanımaz. Hiç bir beşerî sistem bile, varlığını ortadan kaldıracak kadar saf davranmaz veya kendini tarihlen silecek kadar fırsat tanımaz. Kaldı ki îslâm uyandırır. Müslüman uyanık ve en akıllı kişidir. Neyi, nerede, ne zaman ve hangi ahvalde söyleyeceğini en iyi bilen kişidir. Kendi dışındaki herhangi bir süper gücü tercih edemez. Çünkü kendisi süper güçtür. Kur'an ve onun tebliğcisi, ümmetine böyle öğretmiş ve sünnetullah böyle cereyan etmiştir. Bunun dışında bir çıkış öneren, İslâm ve müslümanlar adına konuşan, yol gösteren ve ahkâm kesen ise tek kelime ile hâindir.
"Ma'ruf ve münker" kavramlarını konu edinen bu tercüme, kendi sahasında yeni bir etki göstermezse bile, umuyorum ki zihinlerde yeni bir istifham uyandıracaktır. Bu bir iddiadır. Kitap okunup bitirilince bu iddianın doğru olduğu görülecektir.


Yazarın kitapta güttüğü hedef, İslâm insanını, devlet plânında ve desteğinde inşa etmektir. İslâm'ın öz kaynaklarına dayalı bir eğitim sisteminden geçmeyen müslümanm, özellikle entellektüel müslümanın güdümsüz bir kişiliğe sahip olacağını söylemek, sanırım kelimenin en açık ifadesiyle saflık olur. Zira bağımsız bir medeniyet ve kültür yapısının eğitim sistemi ile yetişen insan, varlığında, kendisine göre şekillendiği medeniyetin görüntülerini yansıtır. Artık o kişi istediği kadar içinde yaşadığı millet ve topluluğa ait olduğunu iddia etsin, değişen bir şey olmaz.
Bugün batının kültür istilâsı altında onun eğitim sistemi ile yetişen gençliğimizin islâm dışı bir hayat yaşadığını söylemek yanlış olmaz. îşte bu söylenenler açısından günümüzde halkı müslüman ülkelere bakılınca, bu iddiamızın ne kadar haklı olduğu ortaya çıkacaktır. Kitabini yazan, İslâm insanı inşa olunmadan, ümmetin bu kültür istilâsından kurtulacağını- şuurlu her müslümanın inanmadığı gibi inanmamaktadır.


Kitap "ma'ruf ve münker" kavramlarını âyet ve hadislere dayandırarak, bu iki kavrama Kur'an perspektifinden taze ve canlı bir nazarla bakmakta, islâm ulemasının görüş ve yorumlarıyla desteklemektedir.
Ma'ruf: Allah Teâlâ'nın güzel gördüğü için yapılmasını emrettiği, münker ise yapılmasından hoşlanmadığı için yasakladığı hususlar şeklinde bir ayırıma tâbi tutulursa, Kur'an-ı Kerim'in bu iki kavram için âdeta savaş alanı olduğu görülecektir. Böyle bir savaş alanında Hak'tan yana olanlar ve onların izinden gidenlerin Hak Cephesini, Hak'km karşısına çıkıp ona kafa tutanlar ve onları izleyenlerin ise Batıl Cephesini oluşturdukları ortaya çıkacaktır. İşle bu savaş alanında Hak cephesini oluşturup bâtıla karşı savaşanlar Peygamberler ve onları izliyenlerdir.