> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tefsir Eserleri > Emri Maruf Nehyi Münker > İnsanlar arasında dinin garip kalması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İnsanlar arasında dinin garip kalması  (Okunma Sayısı 1276 defa)
26 Mayıs 2011, 16:26:46
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 26 Mayıs 2011, 16:26:46 »



İnsanlar Arasında Dinin Garip Kalması



Dindarların, dînî hayatı ihmal etmeleri, kâfirlerin yuvarlandıkları bâtılın akıntısına kürek çekip fitne uçurumuna düşmeleri, aynı şekilde dinin garip kaldığını ifâde eder. Artık kâfirin hâkimiyet kurduğu bir ülkede -hükümran olmalarını sağlayan tüm kurumlarıyla yerleştiği için- fitnelere karşı mü'minin diretecek gücü, aksiyonu ve îman kuvvetinden söz edilemez, İslâm'a karşı küfrün ve İslâm dışı hayatın kurumlaştığı böyle bir toplumda, İslâm ışığında toplumun sorunlarını çözecek fikir kadrosunu oluşturan ulemanın, ilim öğrenip İslâm'ı yaşama gayetini güdenlerin sayısı azaldıkça azalır. Diğer bir ifâde ile çoğunlukla dine mensup olanlar, kuvvetli dînî tefekkür ve salih amel sahipleri azınlığa düşer, işte böyle bir vehâmet tablosu içinde sâdık mü'minler, Allah için çalışanlar ve Allah'ın dini uğrunda cihad yapanlar, bizzat kendilerine uyanlar içinde garip duruma düşerler. Fakat Allah ve Rasûlü'nün (s.a.v.) hadis-i şerifle'rinde bu çeşit garipliğin izahını görmekteyiz. Gariplerin kimler olduğu sorulunca: "İnsanlar ahlaken çökünce, îman ve ahlâk üzere sebat edeni erdir. "254
Diğer bir hadis-i şerifte "gariplerin kim olduğu" sorulunca şöyle cevap buyurular:
"İnsanların, sünnetimden (İslâmî yasaları ve benim tatbikatlarımı yürürlükten kaldırmak suretiyle) bozmuş olduklarını düzeltmeye çalışanlardır. 255
Diğer bir rivayet de şöyledir:
"Sünnetimi yaşatanlar ve onu insanlara öğretenlerdir." 256
Bazı muhaddisler bu hadis-i şerifi çeşitli yönlerden açıkladılar. Meselâ İmam El-Evzâî şöyle buyurur:
"İslâm'a inananlar silinip gitmez. Fakat sünnete sarılanlar yavaş yavaş azalarak varlıkları yok olur. Hatta öyle bir zaman gelir ki bir ülkede ancak birkaç yerde sünneti yaşayan birkaç salih kişiye rastlanır. İşte bunlar garip kişilerdir." 257
İmam İbnü'l-Kayyim el-Cevziyye "Gurbet" kelimesini derinlemesine inceleyerek daha geniş yer vermiş ve şöyle demiştir.
"İnsanlar arasında müslümanlar gariptir. Müslümanlar arasında mü'minler gariptir. Mü'minler arasmda ilim sahipleri gariptir, Bid'at ehli ve nefislerinin arzularını kanun yapıp bu arzularına uyanlar içerisinden ayrılıp sünneti yaşıyanlar gariptir. Muhalliflerin işkence ve eziyetlerine sabrederek sünnetleri yaşamaya da'vet edenler, bu sayılanların en çok garip olanlarıdır. Fakat bunlar Allah Teâlâ'ın hakîkî yakınlarıdır. Aslında onlar asla garip değildirler. Onların gariplikleri ancak çoğunluk arasında görünüş itibariyledir.
Allah Teâlâ onlar hakkında şöyle buyurmuştur:
"Eğer yer (yüzün) de bulunan (insan)larm (kâfir yahut câhil ve arzularına uyanların) çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar tereddütten gayri bir şeye uymazlar, onlar yalan söyler (adamalardan başka da (birşey) değildirler." 258
Ayetin vasfettigi yeryüzündeki, "insanların çoğu "ifadesi, Allah'tan, peygamberlerinden ve dininden uzak yaşayan gariplerdir, Onların garabeti -âyette işaret edilen tanınmış kişiler de olsalar- vahşi ve ürkütücübir garipliktir."
İbnü'l-Kayyım satırlarını şöyle sürdürüyor:
"Gariplik birkaç çeşittir. Halk arasında; Allah dostları salih kişilerin ve peygamberlerinin sünnetine sarılan salih ulemânın garipliği. Bu, Allah Rasûlü'nün (s.a.v) övdüğü garipliktir. Bu gariplik bazen belli olmayan biryerde, bazen belirsiz bir vakitte, bazen de bilinmeyen bir topluluk arasmda olur. Fakat bu garipliğe erenler Allah'ın hakîkî taraftarlarıdır. Allah'tan başkasına kesinlikle sığınmazlar, peygamberi Hz. Muhammed'den (s.a.v.) başkasına mensup olmazlar ve onun mesajından başkasına kulak, vermezler....."
İbnü'l -Kayyım incelenmesinin özünü şöyle açıklar: "Gerçek İslâm (ki Allah Rasûlü (s.a.v.) ile ashabının anladığı İslamadır) ilk çıkışma kıyasla bugün en şiddetli yanhzhğmı yaşamaktadır. Her ne kadar görünen manzara ve izleri ile tanınacak şöhrette ise de hakîkî müslümanlık cidden gariptir.
Böyle bir İslâmî anlayışın taraftarları, halk arasında en şiddetli yalnızlığı yaşayan gariplerdir. Öyle ise Rasûlullah'ın (s.a.v.) işaret buyurduğu tabileri ve başkanlıkları, makam ve idare sahibi 72 fırka arasında bir tek fırka nasıl az ve garip olmaz? Bu fırkaların arkasından gitmek ancak Rasûllulah'ın (s.a.v.) arzettiği İslâm'a muhalefet olmaksızın mümkün olmaz. Çünkü Rasûllullah'ın getirdiği İslâm'da, onların arzu ve zevkleriyle temelde bir çatışma vardır. Çalışma ve faziletlerinin sonu demek olan bu yeni icad ve şüphelerle uzlaşmaları, istek ve maksatlarının gayeleri olan şehvetlerini terketmeleri mümkün müydü? Zira her biri kendi görüşünü beğenmiş, ihtiraslarının kölesi olmuş ve arzularının peşinden sürüklenmiş böyle bir toplum arasında, şeriatine uyma çizgisinde Allah'a bağlı kalan mü'minler nasıl garip kalmazlar?" Bu konuda devamla İbnü'l-Kayyım şöyle der:
"İslâm hakkındaki derin sezgisi, peygamberin sünnetini anlamadaki derin anlayışı, Kur'ân-ı Kerim'i kavrayışından dolayı Allah'ın (c.c.) yaşattığı insan.... Özünü istilâ etmiş sınırsız arzular, uydurma ve dalâletlerden kendisini koruduğu, Resûlulah (s.a.v.) ile ashabının üzerinde bulunduğu dosdoğru yoldan uzaklaştıranları kendisine tanıttığı mü'min, eğer arzu etsin.... Evet mü'min, her yönüyle açık seçik böyle bir hayatı arzuluyorsa, câhilleri ve bid'at ehlini etkisi altına almaya alıştırsın. Onların kendisine karşı hücumlarına, kendisini hiç yerine koymalarına, insanları kendisinden nefret ettirmelerine ve halkı kendisinden uzaklaştırabileceklerini hesaba katarak alışık ve hazırlıklı olmalı. Nasıl ki önceki kâfir selefleri Allah Rasulü'ne ve onun izinde yürüyenlere karşı her çeşit boykot ve hakaretleri yapmakda geri kalmadı.
Fakat onları hakka çağırırken savunup inandıkları şeyleri birden kötülemek; onların ayaklanmalarına, kendisi hakkında kötü niyet beslenmelerine, tuzak kurup ileri gelenlerini ayaklandırıp aleyhine çevirebileceklerini de hesaba katmaları gerekir.
İşte inançları bozuk bir toplum içinde, dinini yaşayan böyle bir da'vetçi gariptir. Usûlüne uygun namaz kılmamalarından dolayı usûlüne göre namazını kılan kişi gariptir. Gidiş yolları bozuk ve sapık olan toplum içinde hidâyet yolu İslâm çizgisinde yürüyen mü'min gariptir. Hak'ka mensup olup hakkı savunduğundan dolayı, bâtıla karşı çıkıp bâtıllara muhalefet yapan müslürnan gariptir. Onlarla olan ilişkilerde bile gariptir. Zira mü'min, İslâmî ölçülerle ve onların arzularına muhalefet ederek onlara yaklaşır veya uzaklaşır.
Tek kelimeyle, mü'min dünya ve âhiret hayatında daima gariptir.
Halktan uzanacak sıcak bir dost ve yardımcı eli bulamaz. Câhiller arasında yaşayan bir âlim, bid'at ehli arasında kalan bir peygamber takipçisi, bid'atlere ve sapık arzulara da'vet edenler arasında Allah ve Rasûlü'ne çağıran bir da'vetçi gariptir. Şeriatın onayladığı her emrini yaşayıp ve emreden kimse gariptir. Ma'rufu emreden bir toplum araısnda, münkere ma'ruf, mu'rafa münker gözü ile bakan şeytânı bir toplumu bu sapık anlayışından vazgeçirmeye çalışan İslâm da'vetçisi gariptir. 259
"Dinin garipliği" ile ilgili verilen bilgiler, onu olumsuz görenlerin iddialarının geçersizliğini ve Nebî'nin (s.a.v.) yol göstericiliğinin ışığı altında eriştiği hidâyet yolundan İslâm ümmetini saptırma temayüllerinin boşa çıktığını açıkça ortaya koymuştur. Bu şartlar içerisinde Allah Rasûlü'nün sünnetine bağlı kalmaya ve onu -her ne olursa olsun- yaşatmağa çalışanlara ne mutlu. Fakat sünnetin, Nebî'nin (s.a.v.) hayatının muayyen bir cephesi şeklinde anlaşılması gözden uzak tutulmamalıdır. Zira sünneti Allah Rasûlünün tüm hayatını programlaştıran şümullü bir hayat programı olarak kabul etmek zorunluluğu vardır. (Çünkü en ekmel nizam olan islâm onun eşsiz varlığında yaşatılmıştır. O, İslâm'ın müşahhas ve tek örneğidir)
Diğer bir ifade ile sünnet, Nebi'nin (s.a.v.) bütün yönleriyle da'vet ettiği îman ve amel nizamı'nı temsil eder. Bir kimse bu nizamın tümünü kabullenip uymadığı müddetçe sünnete bağlı olduğunu asla iddia edemez. Onun getirdiği îman ilkelerine, yasal olarak inanır, hiç bir şüphe isnâd edemez. Arzu ve şehvetlerin kirletmediği bir amel olarak yaşar.
İbn-i Receb el-Hanbeli şöyle der:
"Hasan, yunus b. Ubeyd, Süfyan, Fudayl gibi ulemanın dedikleri gibi kâmil sünnet, şüphe ve aşırı arzulardan uzak olan yoldur. "260



254 A.g.e.: 46/73 (Tirmizî-Kitabu-l İman C: 4 Had No: 2764-2765. Tere.)
255 En-Nihâye fi-Ğarib'l-Hadis (garabe maddesi): 3/152
256 Ahmed b. Hanbel'in Mûsnedi: 1/398 İbni Mâce'nin Süneni Kitabu'l-Fiten (İslâm garip başladı babı) "Din gariptir": 20. asır dünyasında 1.5 milyar müslüman vardır. Öyle ise neden dîn gariptir? Dinin garip kalması ve küsmesi, ona söz ve hâkimiyet hakkını tanımadığımızdandır. Ama bugün o garibe, garip bir şekilde özür dilereesine garâbederini arzetmeye çalışan garipler zuhur etmiştir. Varsın bu garipleri tanımasınlar İslâm'a garip kalanlar. Birgün İslâm'ın ilk gariplerinin, saltanatlarına son verdikleri o günkü emperyalistlerin düştükleri akibete dûşûerlerse gariplerin ne kadar garip ve üstün bir güce sahip olduklarını garipçe karşılayacaklar. Düşman istilâcı kuvvetleri, İslâm ülkelerini zahiren işgal etmemiştir. Fakat kültür istilâsına uğramıştır. İşte asıl savaş da budur. Kafa ve gönülleri satın alma savaşı... Binlerce şehit verildi. İslâm, İslâm'ın ülkesinde garip kalmasın diye. Bugün İslâm, mûslümanlardan uzaklaştırılarak yaşanmasına engel olmak gibi büyük bir ihanet çemberiyle karşı karşıyadır. Şuur Yarabbî! (Çeviren)
257 Ahmed rivayet etti (Medâricu's-Sâlikîn: 3/122
258 Tirmizî-Kitabu'l-îman'da (İslâm garip başladı, garip sona erecek, adlı babda rivayet edildi.)
259 Medâricu's-Sâükîn: 3/123
260 Keşfu'l-Kürbe fi vasf-ı ehli'l-Ğurbe (İbni Receb el-Hanbeii): 10.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İnsanlar arasında dinin garip kalması
« Posted on: 19 Mart 2024, 08:56:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İnsanlar arasında dinin garip kalması rüya tabiri,İnsanlar arasında dinin garip kalması mekke canlı, İnsanlar arasında dinin garip kalması kabe canlı yayın, İnsanlar arasında dinin garip kalması Üç boyutlu kuran oku İnsanlar arasında dinin garip kalması kuran ı kerim, İnsanlar arasında dinin garip kalması peygamber kıssaları,İnsanlar arasında dinin garip kalması ilitam ders soruları, İnsanlar arasında dinin garip kalmasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes