> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tefsir Eserleri > Emri Maruf Nehyi Münker > Îbn Hazmın görüşü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Îbn Hazmın görüşü  (Okunma Sayısı 927 defa)
26 Mayıs 2011, 16:47:28
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 26 Mayıs 2011, 16:47:28 »



Îbn Hazm'ın Görüşü



İbni Hazm ve el-Cessas'ın bu konuda derinlemesine uzun araştırmaları vardır. Fakat bu iki araştırıcının araştırmalarım doğru bir yaklaşımla anlamağa çalışmamız ve maksatlarını tam anlamıyla elde etmemiz ancak bu konuda iki önemli hususa parmak basmak istediklerini düşündüğümüz zaman anlarız. O iki husus da şudur:

1- Ma'rufu emredip münkerden nehyetmesi için İslâm devlet başkanına karşı silaha başvurma hususunda şeriatın hükmü.
2- Halktan bir cemaat ayaklanınca müslümanların takınacağı tavır.
Şimdi imam İbn-i Hazm'ın bu konudaki görüşünü evvelâ özetleye "İslâm ümmeti hiç biri hariç, olmamak üzere ma'rufu emretmek münkerden nehyetmeye çalışmanın farziyyeti üzerinde ittifak etmiştir. Fakat bu görevin keyfiyyeti hususunda ihtilâf içindedir. Ashâb-i kiram'dan (R.annum) Ehl-i sünnetin kadîm bir kısım uleması ve onlardan sonra gelenlerden bazıları; "bu farziyetten maksat; sadece kalb ile olmasıdır. Eğer güç yeterse dil ile söylenebilir. Yoksa el ile, kılıç çekmekle ve hele hele silah kulanmakla asla îfâ edilmez " der.
Ancak ehl-i sünnetten bu görüşü ileri sürenlerin çoğu, halk arasında adalet varlığını kaybedince bu yola başvurmayı kabul ederler. Şayet adalet var fakat bunu yürüten de fâsık biri ise müslüman halkın korkmadan adaletli bir yönetici ile silaha başvurması farzdır.
Ehl-i Sünnet mezhepleri, mü'tezile mezhebinin tümü, Haricî ve Zeydiye fırkasının tüm ulemâsı, ma'rufu emredip münkerden nehyetmeye çalışma ancak silaha başvurmakla hallolacaksa silah kullanmanın farziyyetine'l hükmederek şöyle dediler. ''Eğer halkın taraftar ve savunucuları İslâmî anlamda bir cemaat halinde ise ve münkeri ortadan kaldırma imkânı olup kazanacaklarından ümitsiz değillerse, bu yola başvurmaları kendilerine farz olur. Şayet kendileriyle savaşmaları umulamayan ve başarıyla kendilerini zayıflatacak güce sahip olmadıkları bir düşman içinde iseler, münkeri el ile değiştirmeyi terk hususunda ruhsat içine girmiş olurlar."
İlk görüş taraftarlarından bazıları şöyle dediler: "Böyle bir durumda ayaklanma, kan akıtma, mallan ele geçirme, namusa tecâvüz ve olayın yayılmasında haramı mübah kılma anlamı vardır."
Diğer bir grup ise buna şu cevabı verdi: "Asla.... Zira ma'rufu emredip münkerden nehyetmeye çalışan kimsenin haram hududlarını çiğnemesi, haksız yere mal ele geçirmesi, kendisiyle savaşmayana taarruz etmesi helâl değildir. Eğer bu cürümlerden bir tanesini işlerse, görevi dışında bir davranış içine girmiştir. Fakat şeriatın yasaklayıp onaylamadığı münkeri işleyeni öldürmesi -az veya çok da olsa- kendisine farz olur. Halkın, münkeri işleyenleri öldürüp, mallarını ele geçirmeleri ve bunları tahrip etmeleri haramdır. Bütün bunları işlemek, halkın değiştirmesi hakkı olmayan münker cinsinden bir tatbikat olur. Aynı şekilde münkeri değiştirmek ve ma'rufu emretme cinsinden ileri sürdükleri tatbikatın korkusu bir engel olacaksa, bu bizzat ehl-i harb ile yapılan cihad çeşidinden bir engel olurdu. Bu, müslümanm onaylamayacağı bir davranıştır.
Şayet bu durum, Hristiyanlarm, Müslümanların kadınlarına ve çocuklarına sövme, mallarını ele geçirip, kanlarını akıtarak ve mahremlerine tasallut şeklinde ortaya çıkarsa, yapılan tasallutların varlığına bakarak, onlarla cihât etmenin farziyyeti hususunda müslümanlar arasında hiç bir ihtilâf yoktur. Şu halde bu iki tatbikat arasında hiç bir fark yoktur. Binâenaleyh bu iki durumu böyle kabul edip tatbik etmek cihâddır. Kur'an ve sünnetin çözümüne da'vettir."
Yapılması gereken şu; az da olsa bir zulüm ortaya çıksa, İmam Gazâli'nin bu konuda ileri sürdüğü görüştür.224
Devlet başkanı yaptığından men'edilir. Eğer bundan vazgeçer de hakka döner, vücut veya vücut organları hakkındaki kısasa boyun eğerse, zina edene hadd tatbik edip, kazf (zina iftirası) ve içki içen için gerekli cezayı uygularsa azledilmesine hiç bir yol yoktur. O, olduğu gibi meşru devlet başkanıdır. Azledilmesi helâl olmaz.
Şayet görevlerinden birini ifâdan kaçınıp şer'i ölçülere dönmezse azledilmesi ve hakkı tatbik edecek birinin devletin başına getirilmesi farz olur. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“…İyilik etmek, fenalıkan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlasın. Günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın.” 225
Şeriatın yetkilerinden tek birini dahi ortadan kaldırmak caiz değildir. Nerede kaldı şeriatı tüm müesseseleriyle ilga etmek caiz olsun. 226
Böylelikle bu zihniyeti taşıyanlar, bu ümmete muhalefet eden d\işmanlarıyla. aynı safta birleştiler. Çünkü bu kimselerin yaptıkları, İslâm'a karşı isyan eden toplulukla savaşmaktan, zulüm ve haksızlık yapan devlet başkanının İslâm'la çatışan davranışlarını men'etmekten müslümanları vaz geçirmek demekti. Hatta onların bu tutum ve anlayışları yüzünden islâm milleti ahlâksız ve fâsık idarecilere mağlub oldu. Mecûsî ve her renkteki İslâm düşmanları ümmetin kurduğu İslâm binasında büyür gedikler açtı. Zulüm yayıldı. İslâm'ın hükümranlığındaki ülkeler bir bir elden çıktı. Müslümanların hem dini hem dünyası elden gitti. Dinsizlik, tecâvüz, putperestlik, Haramiyye ve Mazdekçilik gibi bâtıl mezhepler ortaya çıktı:
İşte bütün bu olanlar, İslâm ümmetini, şeriatın arzu ettiklerini emretmeye, onunla çatışan her çeşit ideolojik bâtılları men'etmeyi terketmeye ve zâlim devlet yöneticilerine karşı hakkı ketmetmeye şevketti. 227
İmam'ul-Harameyn şöyle buyurur;
"O günkü devlet başkanı zulmeder, zulüm ve haksızlığı ortaya çıkar da, yaptıklarından men'edildiği zaman vazgeçmezse, ehlü'l-hall ve'l-akd meclisi silah kullanmak ve kendisine karşı savaş açmakla da olsa bu devlet başkanını ittifâken görevden alırdı.228
İmam Nevevî bunu böylece arzettikten sonra şunu da ilâve etti: "Her ne kadar bu şekildeki bir görevden el çektirme garip karşılanırsa da böyle bir tatbikat "herşeyi alt üst eden bir ayaklanmanın doğuracağı kargaşa ve fesat, devlet başkanını görevden el çektirmesiyle doğacak fesattan daha tehlikeli ve büyük olacağı" sonucunu doğuracağına hamledilmiştir. 229
İmam Nevevî, İmamu'l-Harameyn’in ileri sürdüğü kesin görüşünü arzetmekle beraber sahip olduğu görüşde yalnız bırakmadığı halde bu görüşüne muvafakat da etmedi. İmam İbn-i Hazm, imam Cessas ve muhakkikin ulemasından başkaları da- yukarıda arzeitiğimiz gibi- Nevevi’nin görüşünü desteklemektedirler. Fakat "müslüman halkın ayaklanmasından doğacak huzursuzluk ve fesat, devlet başkanının görevden alınmasından doğacak fesattan daha tehlikeli olacağı ve ümmetin bunyesinde derin bir yara bırakacağı" ile ilgili görüş takdire şayandır. Kim bu delilin kuvvet ve üstünlüğünü inkâr edebilir



224 El-Müsned (Ahmed b. Hanbel) 3/40
225 Ulüm'id- Dîn: 2/280
226 Belki böyle bir ifâde doğru olmaz. İmam Gazali'nin bu me'sele hakkında kabul ettiği önceki görüşünün aslına riâyet etmek gerekir.
227 El-Maide: 5/2 (Açıklama: Âyette geçen "birr" iyilik demektir. Asli berr: "Kara, yeryûzü'dûr. BAHR: (Deniz) mukabilidir. Sonra genişlik manasıyla "birr" hayırlı işde genişlikte kullanıldı. Cenâb-ı Hakk'a nisbet olunduğu gibi bazan kullara da nisbet olunur. (Berrel-Abdü Rabbehü)=Kul Rabbine itaat etti, demetir. Buna göre "birr" Allah'dan sevap, kul'dan itaat manasına gelir. İtaat ile i'tikad ve amel olmak üzere iki nevidir. Birrul-Vâlideyn: Ana-babaya geniş hizmette ve iyilikte bulunmakdan ibarettir, "ukûk" mukabilidir. "Birr" geniş hayır münâsebetiyle, doğru söz mânâsına da kullanılır. Haccın Kabulü mânâsı da vardır ki haccm Allah'ın sevabına mazhar olduğunu bildirir. Cennet, hayır ve fazilet, güzellik, çok iyilikte bulunmak, mutlak haca...gibi mânâları da vardır.
Rûhul-Meânî: Cenâb-ı Hakk'a yaklaştıran her şey diye anlam verir. (Ebul Beka Külliyat).
muradı içinde fâni olmasını gerçekleştirmek (ve kendini olgunlaştırmak) üzere işlediği her bir ameldir. Üzerine dünyada, yahut âhirette hayır ve mükâfat terettüp eden bir ameldir. İnsan nizamının, üstüne kurulduğu medeniyetleri iyi ve yararlı bir hâle getiren her bir ameldir. Allah'a ve Resulüne itaati ifâde eden, feyze engel perdeleri kaldıran her bir ameldir.
Âyette geçen "isim"-peltek se ile- lugatte günah demetir. Bu münasebetle şaraba, kumara, işkenceye, cezaya (yâni günahın cezasına) da "ism" denilmiştir. İmam Rağıb'a göre: "ism" insanı sevabda geç bırakan davranışların adıdır.
"ism": Şer'an ve tab'an kaçınılması vacip olan şeyler kastedilir. "Zenb" ile aralarında fark yoktur. "Zenb" bilerek ve bilmeyerek işlenen günah, "ism" bilerek işlenen ve faili cezaya hâk kazanan günahtır, "esim" çok günahkâr mânâsındadır." (Ebul-Beka-Külliyat) (Çantay Meal, sh. 155-156) den naklen.
"İsm" insanın tâgut'a boyun eğmesini, onun arzusu içinde yok olmasını gerçekleştirmek üzere yapılan her çeşit günah çalışmadır. Şeytanın arzusuna göre kurulan her medeniyet tâğuti medeniyettir. Şeytanın arzusuna göre kurulan her medeniyet tâğuti medeniyettir ve temeli ism'dir. Bu çalışma isteT ferd plânında olsun ister hükümet ve devlet plânında olsun değişmez. (Çeviren)
228 Ahkûmu-l Kur'an (Cessas): 2/40
229 Şerh-u Sahihi Müslim (Nevevî): 1/52 (Ehlü-l Hail Vel-Akd, İslam Şûra meclisidir. Devlet başkanını tayin ve görevden alma yetkisine sahiptir.)


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Îbn Hazmın görüşü
« Posted on: 19 Mart 2024, 06:13:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Îbn Hazmın görüşü rüya tabiri,Îbn Hazmın görüşü mekke canlı, Îbn Hazmın görüşü kabe canlı yayın, Îbn Hazmın görüşü Üç boyutlu kuran oku Îbn Hazmın görüşü kuran ı kerim, Îbn Hazmın görüşü peygamber kıssaları,Îbn Hazmın görüşü ilitam ders soruları, Îbn Hazmın görüşüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes