๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Emri Maruf Nehyi Münker => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 26 Mayıs 2011, 16:02:45



Konu Başlığı: Güçsüzlüğün kısımları
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 26 Mayıs 2011, 16:02:45
Güçsüzlüğün Kısımları


1- Hissî Acizlik : Şimdi çeşitli açılardan bakalım: Güçsüzlüğün kısımları nelerdir? Bu kısımların dince hükmü nedir? Açıklayalım:
Birinci kısım: İslâm hukukçularının ifâde ettiği "hissî âcizlik"dir. Yapısı zayıf, ma'rufu yerleştirmekten ve münkeri yok etmekten âciz olacak kadar kuvvet yoksunu kimsenin ma'rufu emredip münkeri men'etmesi gerekmez, İmam Gazâlî buyurur ki: "Herhangi bir kötülüğü el veya dil ile yasaklamaktan âciz olan kimseye kalbi il ona buğzetmek düşer. 321
2- İlmî Âcizlık: Ma'rufu ve münker bilgisinden mahrum bir kimse, birincisini emr, ikincisini men'etmekten sorumlu değildir. Allâme Abdül kadir Udeh. "hissî acizliğe ilmî acizliği de dâhil etti. 322 Görülüyor ki "ma'ruf" ve "münker" kavramlarının sınırı cidden geniştir. Her müslümanın bilmesi gereken dinin hükümlerini kapsadığı gibi, bu hükümleri anlamak ve bunları basiret, gayret, dikkat ve düşünce gibi süzgeçlerden geçirerek tanımak gibi sahaları da kapsar. Ma'rufu emredip münkerden nehyetme, ancak kişinin bu iki kavram hakkına sahip olduğu bilgi ve kültürü ile mümkün olur. Çünkü çok kere, iyiliği ve dine hizmet etmeyi istediği halde, kişiyi da'vet edip onu bu da'vete hazırlarken haddi aşarsa, dine zararlı olmuş olur. Bundan dolayı ulema, halkın; ancak bilinen ve tanınan ma'rufarı emredip, şöhret derecesine ermiş (!) mûnkerleri yasaklayabileceğini açıklamışlardır. İnce içtihadı mes'eleler ise ilim ehline bırakılmıştır.
Îmarnu'l-Harameyn der ki:
"Bir mes'ele hakkında dînî hükmü idrak ve anlaşıyda, halk ve ulema eşit duruma düşerse, çözüm ve söz hakkı ulemanın olur. Halk ise ma'rufu emredip münkeri yasaklamaya çalışır. Mes'eleyi anlamakda, ictihad ihtiyacı ortaya çıkarsa, emredip nehyetme yetkisi halka değil, ictihad ehline düşer." 323
İmam Nevevî de şöyle der:
"Bu vazifeyi ancak bilen kimseler yapar. Emir ve nehiylerin çeşitli olmasıyla görev yapanların dereceleri de değişik olacaktır. Şayet yapılacak emir namaz, oruç vs. gibi herkesin bildiği farzlardan, nehiy ise zina ve içki gibi meşhur yasaklardan olursa bunları emir ve nehiyde bütün müslümanlar müşterektir. Fakat çok az tesadüf edilen fiil, kavil ve içtihada ve ince mes'elelere dair ise halk tabakasının gerek ispat gerek nefî suretiyle bu işe müdâhale hakları yoktur. Bu defa mes'ele yalnız ulemaya ait olmuş olur. Ulema dahi ittifak edilmiş mes'elelere dair emir ve nehiyde bulunurlar. İhtilaflı mes'eleler hakkında bir şey diyemezler îmam Gazâlî bunu şöyle açıklar: "Avamın yapacağı ma'ruf ve münker, ancak bilmen açık hususlarda olması gerekir. "324


321 İhya: 2/280
322 et-Teşri-ul Cinâî: 1/498
323 Şarhu'l-Makasıd: 2/281
324 Şerh-u Sahih-i Müslim: 1/51 (Terc.Şerh: 1/280.