๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Emri Maruf Nehyi Münker => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 25 Mayıs 2011, 20:29:27



Konu Başlığı: Etkîsi olmasa dahi terketmemek ferekir
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 25 Mayıs 2011, 20:29:27
Etkîsi Olmasa Dahi, Ma'rufu Emretme Çalışmasını Ruhen Takviye Ettiği Süreci Terketmemek Gerekir


Çok kimseler var ki ma'rufu emr, münkeri nehiy görevini îfâ ederken bir zarara uğrar veya başka bir münkeri meydana getirse bile korkmaz. Ama ma'rufu emretmesi ve münkeri nehyetmesinin bir yarar sağlamayacağını ve bir fayda elde edilmeyeceğini bilse dahi böyle bir ortamda da bazı âlimler, ma'rufu emredip münkeri nehyetmenin vacip olduğu görüşündedirler. 344
İmam Nevevî; "İnsanlar kabul etmese dahi, rnü'min ma'rufu emr ve münkeri nehiy görevinden sorumludur." der ve şöyle devam eder:
"İslâm uleması der ki: "Ma'rufu emr münkeri nehiy görevi mükelleften kalkmaz, Çünkü mükelefin görevi, yaptığı emir, sadece görev olduğu için onu yapacaktır. Hatırlatma ve ikazın mü'minlere fayda vereceği ise âyetle sabittir. Emir ve nehiy görevinin sorumluluğunu taşıyan kimseyi daha önce tarif etmiştik. Muhatabın kabul etmesinin şart olacağı söz konusu değildir. Nasıl ki Allah Teâlâ'nın: "Peygambere düşen, ancak tebliğdir" buyruğunun buna bir misâli olduğu gibi. 345
İmam Nevevî'nin sözünden anlaşılıyor ki ma'rufu emr münkeri nehiy görevi, kesinlikle fayda vermese dahi cumhur-i ulemâya göre vaciptir. Fakat bu doğru değildir. Şüphesiz ki ulemâ genel olarak bu görevin -bir kötülükten veya zarardan korkmuyorsa- ancak faydalı bir etki bıraktığına gövenmek şartıyla müslümana vacip olduğunu söyler. Eğer onu bir oyalama olarak görürse görev sorumluluğu (vücûbiyeti) kalkar. Allâme İzzüdin Abduhnelik: "Yapılan münkerin etkili olduğunda galip zann varsa abes değildir" esasını, ma'rufu emr, münkeri nehiy şartlarından sayar. 346
Fakat İmam Gazali; "faydalı olmayacağı kanaatına varan kişinin ma'rufu emredip münkeri nehyetmesinin şart olduğunu kabul etmez ama müstehab olduğunu söyler. Çünkü "ma'rufu emr görevi faydasız da olsa İslâm'ın savunulması ve şiarıdır. Müslüman, münkeri nehyetmenin fayda vermeyeceğini bilir de korkmazsa, faydasız yere ma'rufu emretmesi vacip olmaz. Ancak İslâm'ı koruma alâmetlerini açığa vurmak ve insanlara dinin emir ve direktifini hatırlatmak bakımından müstehabdir. 347
Bazı ulemâ, Gazâli’nin görüşüne dayanarak bizzat bunun delil olduğunu savunarak, böyle şartlarda ma'rufu emretmeyi müstehab kabul ettiler. Çünkü "dinin var oluş alâmetlerini" açıkça îlan edip onları hatırlatmak, ma'rufu emr münkeri nehiy gayelerinin en önemlilerindendir. Bu maksadın gerçekleşmesi için yapılacak çalışma ve gayret abesle (boş yeri) meşgul olmak değildir.
Allâme Taftazanî aynı görüşü paylaşarak, ma'rufu emr münkeri nehyetmenin, dinin değerini yücelteceğinde şüphesi olmadığını ileri sürer. Fakat bazan da dine zararlı olabileceğini, dolayısıyla her halükârda farz olduğunu söylemenin doğru olamayacağını söyler. Taftazanî ma'rufu emr münkeri nehyetmenin şartlarından bahsederken der ki: Kendisini ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmaması ve abesle iştigal etmemesi için, ma'rufu emretmenin kesin olarak etkisiz olacağını bilmemesiyle birlikte iz bırakmanın bile caiz olması, şayet "dini yüceltmek için etki etmese bile vaciptir," dense;
Deriz ki: "Evet, ama olur ki insanı zelil kılar." 348



344 Mebârik-ul Ezhar şerh-u Meşarik-il Envar: 1/50
345 Şerhu'l-Makasid: 2/180
346 İhyâ-u UIûmi'd-Din: 2/280 (Tere: 2/790)
347 A.g.e: 2/280
348 A'lâmu'l-Muvakkin: 2/15-16.