๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Emri Maruf Nehyi Münker => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 25 Mayıs 2011, 17:59:13



Konu Başlığı: El veya dil ile marufu emretme
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 25 Mayıs 2011, 17:59:13
El Veya Dil İle Ma'rufu Emretme Ve Münkerden Nehyetme Gücünün Bulunmayışı:


Bütün bunlardan anlaşılmaktadır ki ma'rufu emredip münkerden nehyetmenin farziyetleri eşittir. Kişi bu farziyeti el veya dil ile yerine getirmek ister. Bunlardan her biri taşıdıkları sorumlulukları ancak kudret ve güç taşıma imkânsızlığı ile düşer. Bu nedenle de el ve dilin görevleri sona erer. Allâme Ebu Bekir el-Cessas buyurur ki:
"Bu sorumlulukların sona ermesi, birtakım merhalelere ihtiyaç duyar, şöyle ki:
1- İmkân ve şartlar elverdikçe kötülüğü el ile (sahip olduğu her türlü maharetini kullanarak) değiştirmek.
2- Eğer buna imkân yok da yani el ile kötülüğü ortadan kaldırmaya başlayınca kendinden korkuyorsa, diliyle önlemeye çalışması gerekir. Şayet meşru mazeret gösterip diliyle bunu yapamayacağı ortaya çıkarsa, söylediğimiz gibi işlenen münkeri kalbiyle çirkin görmesi gerekir. 364
Kadı İyaz, ma'rufu emredip münkeri nehyetmenin izahı hususunda son derece tatmin edici bir yorum getirmiştir: Da'vetçinin galip zannına göre, şayet el ile kötülüğü (genel anlamda) kaldırmak, kendisinin öldürülmesinden daha korkunç bir kötülüğe sebep olacak veya bu münkeri yasaklaması nedeniyle başkası öldürülecek olursa el ile yapmaktan vazgeçer, va'z ve korkutmak yöntemiyle dili devreye sokarak yetinir. Şayet dil ile kötülüğü engellemeye çalışmasından da korkarsa, o zaman kalbiyle hoş görmemek suretiyle bu görevini yapmış ve meşru sahaya girmiş olur. 365
Allâme el-Münâvî, münkeri nehyetme konusunda vârid olan hadis-i şerifi şöyle açıklar:.
"Şayet kendisine zararın geleceği zannıyla, eliyle münkeri nehyetmeye gücü yetmiyorsa, diliyle yâni yardım dileme, azarlama veya şartına riâyetle şiddetli ve sert davranmak gibi sözlerle nehyeder. Fitne korkusu, canından korkma, bir organının veya malının yok olma endişesi gibi bir engelin varlığı nedeniyle buna gücü yetmiyorsa, sadece kalbiyle nefret etmesi yeterlidir. 366



364 Buharî-Kitabu'l-Gihad (İmanların en hayırlısı Allah yolunda malıyla canıyla cihad eden mü'min babı)
Müslim-Kitab-ul İmare
Ebu Davut, Tirmizî ve Neseî (cihad bablarında)
İbn-i Mâce-Fiten bablarında rivayet etmiştir.
NOT: "Buradaki münzevî hayat (bir köşeye çekilerek yaşanan hayat) hakkındaki Peygamberin tebliği bir hakikat telakki edilerek toplumdan ayrı, dağ başında yaşama olduğu zannedilmemelidir. Çünkü her mü'min aynı yola başvurursa İslâm'ın cemaat anlayışına tamamen aykırı olmuş olur. (Bir vadide uzleti tercih) ta'biri, umumî ahlâkın bozulduğu zamanlarda İslâmî esasları koruma esasına dayanarak evinde veya mesaî hayatında müzevî bir yaşama tarzının tercih edilmesinin hayırlı olduğunu temsilden ibarettir. Bununla beraber İslâm'da din ve devletin himâyesi namına ümmetin tesânûdünûn en açık alâmeti oSan cihad'a iştirak etmenin en açık bir uslûbla emrolunması hadisin hedeflerinin birinci gayesidir. .
Nevevî, fitneden emin olma şanıyla halk ile içice olmanın inzivadan hayırlı olduğu hususunda cumhur-i ulemanın ittifakını zikreder. (Tecrid-Sarih c: 8 sh: 255)
"Gelmiş geçmiş bütün peygamberler, sahabe, tabiîn, ulemâ ve salihler hep insanlarla beraber yaşamış; ümmetin uçuruma yuvarlanmaması için âdeta birer engel durumuna gelmişlerdir." (Müslim Şerhi c: 9 sh: 85) (Çeviren)
365 Müslim-Kitab-ul Kader (Kadere îman ve ona boyun eğme babı) İbn-i Mâce-Mukaddine: (Kader Babı)
366 Şerh-u Sahih-i Müslim: 2/237.