> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tefsir Eserleri > Emri Maruf Nehyi Münker > Birtakım zararların meydana gelmesinden korkmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Birtakım zararların meydana gelmesinden korkmak  (Okunma Sayısı 1133 defa)
26 Mayıs 2011, 15:52:30
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 26 Mayıs 2011, 15:52:30 »



Diğer Birtakım Zararların Meydana Gelmesinden Korkmak


Ma'rufu emr münkeri nehiy görevini yapan kimse -bu görevi yapmaya kadir de olsa kendisine yönelecek birtakım sonuçlara düşme hususunda düşünmesi ve kulak vermesi gerekir. İzleyeceği yöntemle ilgili gerekli tedbirleri mütalaa etmelidir. Zira bu hususlar gözetilmezse, bir ma'rufu yerleştirmek için yapacağı çalıma, diğer bir ma'rufun ortadan kalkmasına, bîr münkeri ortadan kaldırırken de ondan daha büyük bir münkeri yerleştirme durumuna düşürmemesi bakımından çok önemlidir.
Allâme İzzüddin İbn-i Abdi'l - Melik, münkeri nehyetme farziyyetinin bazı şartları olduğunu söyler ve bunları şöylece sıralar:
"Galib zannına göre bir kimse, münkeri nehyederse kendisine bir zarar gelmeyecek ve bir münkerden dolayı yanılarak nehyettiği mün-kerlerin de artmayacağı kanaatma varması."
Ma'rufu emr münkeri nehiyden dolayı kötü bir davranışa cevap verme diye bir olay ortaya çıkınca iki durumla karşılaşılır:
1- Bu görevi yapanın bir zarara uğraması.
2- Kendisini zarara sokmaması.
Fakat burada suçsuz bir adamın öldürülmesi gibi diğer bir zarar ortaya çıkmakta veya münkeri vb. suçları işleyen daimî ve ısrarlı olarak fazlalaşmaktadır.
İkinci kısma gelince; yani çirkin bir fiilden vazgeçirme olayı: Ulema, bu durumda, ma'rufu emr ve münkeri nehiy farziyyetinin terkedilebileceği üzere icma etmişlerdir.
Birinci şıkkın üzerinde daha önce genişçe durmuştuk. Ancak bu konuyu sıhhate kavuşturmak için burada özel bir açıdan konuya bakmamız iyi olacaktır.
Allâme Sa'dü'd-Din et-Taftazânî der ki:
"Ma'rufu emr ve münkeri nehiy görevinin şartlarından biri de; "bir mefsedet ve zararı uzaklaştırmak, bir mûnker veya benzerinden daha çok evladır." Bu hüküm cevaz değil, vücüb ifâde etmektedir. Hatta şöyle dediler.
"Ma'ruf görevini yapan kişi dövülme ve benzeri bir şekilde dayak yemek suretiyle kesin bir mağlubiyet değil de öldürüleceğini bilirse görevi terketmesi caiz olur. Fakat susması hususunda ruhsat vardır." 341
İmam Gazâlî şüphesiz ki bu davanın böyle genel bir açıdan bakışla sıhhat kazanamayacağı görüşünü ileri sürer.
Allah yolunda kendini feda etmek, şüphesiz ki şehitliktir. Şehitlik ise müminin kalbinin arzuladığı en yüce ve satın alınamayan en pahalı bir mertebedir. Fakat her halü kârda mü'minin kendini feda etmesi, dinine bir fayda dokunacak mı dokunmayacak mı? Buna dikkat etmesi gerekir. Hiç bir kârı olmadan kendini ölüme atmak, övülmüş ve sevap takdir edilmiş bir ölüm değildir.
Gazâlî der ki: "Ma'rufu yapanın, müdahalesiyle bir münkerin ortadan kalkmasına karşılık, bir zarara uğrayacağını bilmesidir. Meselâ; içki kadehini atıp kırması ve içkiyi dökmesi veya elindeki değneğini, kızarak ve sertçe elinden alıp o anda kırması böylece bu münkerden onu uzaklaştırıyor fakat sonra da karşılığında kendisinin dayak yiyeceğini biliyor. İşte bu şekilde davranması ne vacip ne de haramdır, belki müsetehaptır."
Gazâlî, konuya bundan sonra derinlemesine bakarak geniş bir şekilde ele almış, bu vadideki sözünü naklederek lâyık olan mevkiye oturtulduğunu görmekteyiz. Gazâlî der ki:
"(Ebu Abide (r.a) diyor ki: "Tehlike demek, yaptığı bir kötülükten sonra başka bir iyilik yapmamak ve bu hal üzere ölmek demetir. Öldürülünceye kadar kâfirlerle cihâd caiz olduğuna göre, öldürülünceye kadar emr-i ma'ruf etmesi caizdir. Fakat düşmana saldırmasında bir şeye yaramayacağından, bu, haram olup kendini tehlikeye atmaktır ki, tehlike âyetinin şümulüne girer. Bu gibi fedailik, öldürülünceye kadar öldürüleceğine ve düşmanın kalbine korku
salacağına inanan kimseler için caizdir. Yani adamın böyle yapmasıyla diğerlerinin de Allah yolunda şehâdet mertebesine ulaşmak için hayalarına hiç kıymet vermediklerini görüp düşmanın maneviyatlarını sarsmak gayesini taşırsa, bu saldırış caizdir.)
"Bunun gibi münkerin kaldırılmasında, yapacağı ma'rufun bir etkisi olacaksa, kendini darbelere ve ölüme hedef yapması caiz olduğu gibi müstehabdır da. Veya kötülerin gönüllerine dehşet salmakda, iyilerin maneviyatını takviye etmekde bir tesiri varsa tehlikeli de olsa caizdir. Fakat zâlim bir adamın elinde kadeh, bir elinde kılıç vardır. Ona "kadehi at" dersen, kadehi içecek ve kılıç ile de boynunu koparacak. Bu gibi kimseye ma'rufu emretmeye kalkışıp kendini tehlikeye atmak caiz değildir. Çünkü bu, doğrudan doğruya bir intihardır. Oysa istenilen; din adına bir fayda sağlamak ve bu uğurda can feda etmektir. Hiç bir fayda olmadan kendini tehlikeye atmak elbette mânâsız bir davranıştır. Hatta bu gibi ma'rufu emretmek haramdır. Ma'rufu emretmenin müstehab olması, ancak münkeri işlemez imkânı olduğu veya hiç olmazsa bir yönden faydası orataya çıktığı zamandır. Bu da ancak, o münkeri irtikâb edenin şahsına münhasır olmalıdır. Şayet, akraba, yakınları ve arkadaşlarını da içine alacak bir dövülme olayına ma'ruz kalacağını bilirse, ma'rufu emretmek caiz değil, belki haramdır. Bir kötülüğü düzeltelim derken daha kötü birtakım münkerlerin ortaya çıkmasına vesile olur. Münker bir şeyi kaldırmakta maksat bu değildir. Hatta ma'rufu emretmekle bir kötülüğün önleneceğini ve fakat buna karşılık başka bir kötülüğün doğmasına sebep olacağını anlarsa, ma'rufu emretmek kişiye helâl olmaz. Çünkü maksadı; mutlak olarak, şer'an münker olan şeyleri kaldırmaktır. Yoksa Zeyd veya Amr gibi muayyen kimselerden birtakım hususları kaldırmak değildir.
Düzeltilen münkerlerin dereceleri arasında bir ayrım yapmak da mümkündür. Meselâ; bir adam başkasına ait olan bir koyunu kesip yemek istediği zaman, onu bu işden men'ederseniz ve yerine bir adam kesip yiyeceğini anlarsanız, onu bu münkerden nehyetmek yanlış olur. Çünkü buna mâni olmanın kârı, zararından büyüktür. Fakat bir insanı öldürmesindensen ona mâni olup yalnız malını almasıyla başbaşa bırakmak daha evlâdır.
Bütün bunlar üzerinde ictihad edilmesi gereken ince meselelerdir. Ma'ruf yapan kişi, bütün bu hususlarda içtihadına uymak zorundadır. 342
İmam İbnü'l- Kayyım bu problemi güzel bir sonuca kavuşturmuştur, bu mes'eleye değişik açılardan baktıktan sonra şu güzel nokta ile noktalamaktadır.
"Nebi’nin (s.a.v.) bu ümmete bir münkeri kaldırmasını emretmesi demek, Allah ve Rasûîü'nün sevdiği ve onayladığı bir ma'rufu yerleştirmesi demektir. Fakat bir münkeri kaldırmak, diğer bir münkerin ortaya çıkmasına sebep olacaksa bu kaldırılan münkerden daha kötüdür, caiz değildir."Münkeri nehyetmenin dört derecesi vardır:
1- Bİr münkerin kaldırılıp yerine bir ma'rufım yerleşmesi,
2- Münkerin tümü nehyedilmiyorsa azaltılması,
3- Benzeri bir münkerin yerleşmesi,
4- Kendisinden daha kötü olan münkerin yerleşmesi.
İlk iki derece meşrudur. Üçüncüsü ictihad konusudur. Dördüncüsü haramdır.
Bilahere İbn’-l-Kayyım bu konuyu genişçe ele alır ve şöyle der: "Günahkâr ve fâsık birtakım kimseleri satranç oynarken gördüğün zaman onları bu münkerden nehyetmen, bilgisiz ve basiretsizce bir yaklaşım olur. Ancak onları, ok atmak ve at yarışı vb. gibi Allah ve Rasûlü'nün tasvib buyurdukları birtakım meşru eğlencelere çevirmen, yapacağın en iyi ma'ruftur.
Şayet günahkâr birtakım insanların tekraren yazılmış oyun, eğlence, mûsiki, ıslık çalmak ve el çırpmak gibi bir yerde toplandıkları görülürse, yapılacak iş onları bu işten vazgeçirip Allah'a itaat etmeye çağırmaktır. Maksat da budur. Yoksa bulundukları durumda bırakmak, bundan daha büyük bir münkeri ortaya çıkarmaktan daha hayırlıdır. Zira onlar meşgul oldukları durumdan başkasıyla oyalanacak değillerdir.
Yine bir adamın bir takım mizah ve benzere kitaplarla meşgul olduğunu görürsen, şayet münkerden nehyetmen, bu kişiyi bid'at, sapık ve sihir kitaplarını okumağa yönelticeğinden korkarsan, onu okuduğu ilk kitaplarıyla başbaşa bırak. Çünkü onu daha büyük.bir münkeri işleme durumuna düşürme ihtimâli vardır.
Şeyhu'l İslam İbn-i Teymiyye'nin (Allah ruhunu takdis ve kabrini nurlu kılsın) şöyle dediğini işittim.
Tatar istilâsı sırasında idi. Bazı arkadaşlarımla birlikle içki içen bir cemaata uğradık. Arkadaşlarım onları bu münkerden nehyetti. Ben de kendilerine "Allah içkiyi haram kıldı. Çünkü içki Allah'ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkor, dedim. Halbuki içki içmeleri, onları insan öldürmekten, birbirlerinin zürriyetine sövmek ve mallarını almaktan vazgeçirmişti. Öyle ise onları kendi hallerine bırakın dedim. 343




341 Meâlimü's-Sünen: 4/350
 342 Hâkim rivayet etmiştir. "İsnadı sahihtir" demiştir. (et-Tergib ve't-Terbih): 4/11
343 Asbehanî (et-Tergib ve't-Terhib): 4/9-10. Hz. Ali (K.Veche)nin bu anlamda bir hutbesi vardır. (İbni Kesîr: 3/74) tefsirine bakınız.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Birtakım zararların meydana gelmesinden korkmak
« Posted on: 19 Mart 2024, 13:44:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Birtakım zararların meydana gelmesinden korkmak rüya tabiri,Birtakım zararların meydana gelmesinden korkmak mekke canlı, Birtakım zararların meydana gelmesinden korkmak kabe canlı yayın, Birtakım zararların meydana gelmesinden korkmak Üç boyutlu kuran oku Birtakım zararların meydana gelmesinden korkmak kuran ı kerim, Birtakım zararların meydana gelmesinden korkmak peygamber kıssaları,Birtakım zararların meydana gelmesinden korkmak ilitam ders soruları, Birtakım zararların meydana gelmesinden korkmakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes