๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Emirdağ Lahikası => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 04 Mart 2011, 17:44:19



Konu Başlığı: Mektup no 33
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 04 Mart 2011, 17:44:19
33

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Evvelâ: En büyük müjde ve Risale-i Nur’un tam serbestiyetine bir mukaddeme olarak, çok ziyade beşaretinize sevindik. Isparta adliyesinin üç sene bir menzilde saklamaları, o menzilin kirası olarak o üç yüz lira bedeline, yeni yazı Tarihçe-i Hayat’ı bana bırakılan beş yüzden ikişer lira fiyat ile o üç yüz liraya o fiyatı mukabil tutarak o Tarihçe-i Hayat’tan elli tane gönderirsiniz. Dört sene hapis çeken mübarek Asâ-yı Mûsâ ve Zülfikar mecmuaları benim nazarımda pek fazla kıymettar olduğu için, bana elli liralık gönderiniz. Size şimdi elli lira gönderiyorum.

Saniyen: Nazif’e bin bârekâllah, bin mâşaallah! İkinci bir Hüsrev; İnebolu ikinci bir Isparta olduğunu isbat ediyor. Tarihçe-i Hayat’ın en mühim meselesi Medresetü’z-Zehra olması cihetiyle Nazif’in bu neşriyatı, Reis-i Cumhurun Medresetü’z-Zehra mânâsında ve Doğu Üniversitesi namında Şark Camiü’l-Ezherine ciddî çalışmasına bir vesile olduğunu zannediyoruz.

Salisen: Dinar’ın Baraklı imamı Süleyman’ın ehemmiyetli mektubuna karşı yazınız ki: Türkler hakkında senâ-i Peygamberî muhakkaktır. Birkaç yerde Türklerden ehemmiyetle bahsetmiş; hadis var. Fakat bu hadisin hakikî sureti ne olduğunu, yanımda kütüb-ü hadisiye bulunmadığından bilemiyorum. Fakat mânâsı hakikat ve Türk milletinin senâ-i Peygamberîye mazhar olduğu hakikattir. Bir nümunesi Sultan Fâtih hakkındaki hadistir.

Nur’un birinci talebelerinden Hulûsi Beyin, Ankara’da dostlarına Risale-i Nur dairesine girmesine teşvik eden mânidar ve güzel mektubu dahi gösteriyor ki, yirmi beş seneden beri hiç sarsılmadan Nur hizmeti yapmasına bir nümunedir.

Umum kardeşlerime ve hemşirelere binler selâm.