> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Emanet ve Ehliyet > Müslümanları ziyaret hususu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Müslümanları ziyaret hususu  (Okunma Sayısı 988 defa)
05 Aralık 2011, 22:15:10
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 05 Aralık 2011, 22:15:10 »



MÜSLÜMALARI ZİYARET HUSUSUNDA  DİKKAT EDİLECEK ESASLAR

 

 1752 Kur'ân-ı Kerîm'de: "Ey iman edenler!.. Kendi evlerinizden (ve odalarınızdan), başka evlere (ve odalara) sahipleriyle alışkanlık peyda etmeden ve selâm da vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır. Olur ki iyice düşünürsünüz!.. Eğer orada (evlerde) bir kimse bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Şayed size "Geri Dönün" denilirse dönüp gidin. Bu sizin için daha temiz bir harekettir. Allah ne yaparsanız hakkı ile bilendir"(257) hükmü beyan buyurulmuştur. Ayette geçen "Testenisû" lafzı; isti'nas kökünden gelen bir fiildir. Bu "İsti'zan" kelimesinden daha şumullüdür. Dolayısıyla önce ünsiyet peyda edip; randevu isteyerek ziyarete karar vermek gerekir. Cahiliye döneminde araplar; ev sahiplerinden izin almadan girerlerdi. Bu hal; aile mahremiyetine indirilmiş bir darbe özelliği taşıyordu. Ev sahiplerine manevi bir eziyetti.(258)

 

 1753 Ayetin zahiri; selâm vermeden önce izin istemeye delalet eder. Bazı alimler de bu ayetin zahiri ile hükmetmişlerdir. Fakihlerin cumhuru ise; "önce selâm verilecektir, sonra da izin istenecektir" görüşündedir. Hatta İmam Nevevi: "Sahih ve muhtar olan önce selâm, sonra da izin istemektir. Çünkü Resûlullah (sav): "Evvela selâm, sonra kelâm" buyurmuştur" der. Cumhur, Beni Amir'den rivayet olunan: "Resûlullah (sav) evde iken, kapının önüne gelen bir kişi, ben eve gireyim mi?" der. Resûlullah (sav) hizmetçisine: "Sen çık dışarıya da, şu adama izin istemeyi öğret ve ona de ki: Esselâmü Aleyküm!.. Ben içeri gireyim mi?" hadisini delil alarak, selâmın izin isteğinden önce verilmesine hükmeder. Bir başka delilleri Ebû Hureyre (ra)'den rivayet olunan: "Resûlullah (sav) selâm vermeden izin isteyen birisine: "Selâm vermeden izin istemeyin" buyurmuştur hadisidir. Zeyd b. Eslem'den şöyle rivayet edilmiştir: Babam beni İbn-i Ömer'e gönderdi. Evine vardım "İçeri gireyim mi?" dedim. "Gir" dedi. İçeriye girdikten sonra: "Merhaba ey kardeşimin oğlu. Bundan sonra eve varınca "gireyim mi?" deme, evvela selâm ver. Selâmı aldıktan sonra, girmek için izin iste. Girmen için izin verildiği zaman da içeri gir" dedi. Rivayete göre Hz. Ömer (ra) Resûlullah (sav)'ın yanına gittiği zaman önce selâm verir, sonra da: "Ömer içeri girsin mi?" diyerek izin isterdi. Bazı alimler bu meseleyi şöye açıklamışlardır: Ziyarete giden adam, gittiği evde içerde birisini görürse önce selâm verir. Sonra girme izni ister. Şayed kimseyi göremezse önce izin ister, içeri girdikten sonra selâm verir. Maverdi"nin tercih ettiği görüş de budur. Bu görüş kendi içinde; hem cumhurun delil aldığı hadisleri, hem de ayetin mefhumunu bir araya toplamıştır.(259) Bugün kapıyı veya zili çalmak; giriş için izin istemeye delâlet eder.

 

 1754 Cahiliye döneminde "selâmlaşma" adeti mevcuttu. Hristiyanlar ellerini ağızlarına ve alınlarına götürerek selâmlaşırken; Yahudiler parmak işaretleri ve baş eğip, kıçını kırmakla (reveransla), mecûsiler iki büklüm eğilmekle, müşrik araplar da, Allah uzun ömürler versin manasına "Hayyak'allah" diyerek, bu işi yaparlardı.(260) Resûl-i Ekrem (sav) bu selâmlaşma şekillerinin hiçbirini kabul etmemiştir.

 

 1755 MÜ'MİNLER ARASINDA SELAMIN YAYILMASI ŞARTTIR: Kur'ân-ı Kerîm'de: "Bir selâm ile selâmlandığınız vakit; siz ondan daha güzeli ile selâmı alın veya onu aynı ile karşılayın. Şüphesiz ki Allah, her şeyin hesabını hakkı ile arayandır"(261) hükmü beyan buyurulmuştur. "Selâm"; "Seleme" fiilinden masdar olup, her türlü ayıp ve fenalıktan uzak olmak manasınadır. Tahıyye ise: "Hayye" fiilindendir. Hayatın bereketli ve uzun olması duadır. Aynı zamanda selâm manasına gelir. Resûl-i Ekrem (sav): "Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de (tam) iman etmiş olmazsınız. Ben size birşey göstereyim mi!.. Eğer bunu yaparsanız birbirinizi seversiniz. Aranızda selâmı ifşa ediniz (Yayınız)"(262) emrini vermiştir.

 

 1756 Kur'ân-ı Kerîm'de "selâm" ın lafızları belirlenmiştir. Buna göre; bir müslüman, diğerine "Selâmûn Aleykûm" veya "Es-Selâmûn Aleykûm" şeklinde selâm verecektir. Her iki şekilde de selâm verilebilir ama, Fahruddin-i Razi'nin dediği gibi lamsız olarak: "Selâmû Aleykûm" demek daha efdaldir. Çünkü meleklerin mü'minlere selâmı "Selâmûn Aleykûm" şeklindedir.(263) Bir müslüman diğerine "Selâmûn Aleykûm" derse; selâmı alan kardeşi "Ve Aleykûm Selâm ve Rahmetûllahi" demelidir. Eğer selâm veren "Selâmûn Aleykûm ve Rahmetûllah" demişse, selâmı alan müslüman: "Ve Aleykûm Selâm ve Rahmetûllâhi ve Berekâtuhû" şeklinde cevap vermelidir. Selam veren "rahmet" ve "berekât" lafızlarını söylerse, aynı ile mukabelede bulunulur. Resûl-i Ekrem (sav) Hz. Adem (as) ile melekler arasındaki selâmlaşmanın bu şekilde cereyan ettiğini haber vermiştir.(264)

 

 1757 Herhangi bir meclise girerken selâm verildiği gibi; o meclisten ayrılınırken de selâm verilmesi gerekir.(265) Zirâ Resûl-i Ekrem (sav): "Sizden biriniz, meclise geldiği zaman selâm verdiği gibi, ayrılırken de selâm versin"(266) buyurmuştur. Karşılaşan iki kişiden; küçük olanın büyüğe, az olan topluluğun, çok olan topluluğa, yürüyenin oturana, at üzerinde bulunanın yaya olana selâm vermesi gerekir.(267) Eğer müslümanlarla, başka ideoloji sahibi kimseler beraber oturuyorsa o meclise gelen kimse: "Ve'sselâmu alâ menittebe'al-hudâ" (Selâm hidayete tabi olanların üzerine olsun) şeklinde selâm verebilir. Buradaki incelik şudur: Selam dua hükmündedir. Fûkaha: "Kafire selâm verilemez, dua edilemez" hükmünde ittifak etmiştir. Bu ittifakın sebebi; selim akıl sahipleri indinde malumdur. Kaldı ki Allah'a inanmayan bir kimseye; Allahû Teâla (cc)'nın selâmını vermek, onun açısından da uygun değildir.

 

 1758 Selam vermenin câiz olmadığı bazı durumlar sözkonusudur. Bunlar:

 

  1) Selam Allahû Teâla (cc)'nın güzel isimlerinden birisi olduğu için temiz olmayan yerlerde zikredilmesi uygun değildir. Mesela: Def-i hacet eden kimseye selâm verilmeyeceği gibi, hamamda (tesettürsüz olan) kimseye de selâm verilmez. Ancak selâm verilecek kimsenin "avret" mahalli örtülü ise, verilebilir.

  2) Herhangi bir haramı irtikap eden kimseye selâm verilmez. Mesela: İçki içen, kumar oynayan vs...

  3) Kur'an okuyan, hadis rivayet eden ve ilim müzakeresinde bulunan, (vaaz eden) kimselere de selâm verilmez. Çünkü bu; hayırlı bir işin inkitaya uğramasına vesile olur. Ancak o iş bitmişse, o mecliste oturanlara selâm verilir.

  4) Ezan okuyan, namaz kılan ve kaamet getiren kimselere de selâm verilmez.

  5) Fitne tehlikesi sözkonusu olduğu için genç kız ve kadınlara da selâm verilmez.

  6) Selam mü'minler arasında meşru kılınmıştır. Gayr-i müslimlere ve (İslâm'ı reddeden) ideolojilere itikad eden kimselere de selâm verilmez.(268) Ancak onlar selâm verirlerse, "ve aleyküm" denilir.

 

 1759 Selam veren kimseye; aynı mecliste oturduğu taktirde "merhaba" denilebilir. Resûl-i Ekrem (sav) misafirlerine iltifat niyetiyle "merhaba" demiştir. Rahabe fiilinden gelen bu söz; "genişlik ve rahatlığa kavuştun, huzur içinde oturabilirsin" manasınadır.(269) Kur'ân-ı Kerîm'de de, bu manada kullanılmıştır.

 

 1760 MUSAFAHA ETMEK SÜNNETTİR: Resûl-i Ekrem (sav) ashabıyla karşılaştığı zaman; (özellikle Cum'a ve Bayram namazlarından sonra tebrikleşirken) musafaha etmiştir.(270) Ayrıca Bey'at alırken; musafahayı asla terketmemiştir. İslâm ûleması musafaha etmenin sünnet olduğu hususunda müttefiktir. Resûl-i Ekrem (sav): "İki müslüman karşılaştığı zaman, birbirleriyle musafaha edip, aziz ve celil olan Allahû Teâla (cc)'dan birbirleri hakkında mağfiret talep ederlerse, daha yerlerinden ayrılmadan Cenab-ı Hak (cc) ikisinin de günahlarını affeder"(271) müjdesi de sarihtir. Sahabe-i Kiram; iki elle tutuşarak musafaha yapmıştır.(272) Tek elle musafaha yaptıklarına dâir sahih bir rivayet yoktur. Musafaha ile birlikte; birbirine duâ etmek ve Allahû Teâla (cc)'dan mağfiret talebinde bulunmak da esastır. Şimdi yeniden müslümanları ziyaret hususunda dikkat edilecek kaidelere dönelim.

 

 1761 İZİN KAÇ DEFA İSTENİR?: Ayette izin istemenin sayısı üzerinde durulmamıştır. Muhammed Ali Sabuni: Resulûllah (sav)'ın sünneti izin istemenin üç kez olduğunu beyan etmiştir. Buna delalet eden hadisler şunlardır: Ebû Hureyre (ra)'den: "İzin istemek üçtür. Birincisinde haberdar olurlar. İkincisinde kendilerine çeki düzen verirler. Üçüncüsünde giriş izni verirler veya reddederler" Ebû Musa El Eş'ari (ra) ile Hz. Ömer (ra) arasında geçen şu hadise de, iznin üç defa istenmesi gerektiğine delalet eder. Bu hadise Buhari ve Müslim'in rivayetlerine göre şöyledir: Ebû Said El Hudri (ra)'den: "Ensarilerin bir meclisinde oturuyordum. Ebû Musa El Eş'ari (ra) korkuyla içeri girdi. "Seni korkuya düşüren nedir?" diye sorunca: "Ğ Ömer b. Hattab (ra) yanına gelmemi emretmişti. Gittim ve girmek için üç defa izin istedim. Bana şifahi giriş izni verilmediği için geri döndüm. Daha sonra Ömer (ra): "Bana gelmene mani nedir?" dedi. Ben de: "Ben geldim, üç defa izin istediğim halde giriş izni verilmeyince geri döndüm. Zirâ Resûlullah (sav): "Sizden biriniz, bir evden üç kere izin ister de, izin verilmezse geri dönsün" buyurmuştur. Demem üzerine, bana: "Ğ Sen naklettiğin hadisi ya isbat edersin veya seni cezalandırırım" dedi. Bunun üzerine Übey b. Kaab, Ebû Musa El Eş'ari'ye: "Ğ Sen içimizden en genci ile Ömer (ra)'e git ve durumu bildir" dedi. Cemaatin en genci ben olduğum için Ebû Musa (ra) ile giderek Ömer (ra)'e Resûlullah (sav)'in bu hadisini haber verdim. "Üç defa izin istemek isteyen için bir haktır. Yoksa onun için farz olan bir defa istemektir" Ebû Hayyan "Üçten fazla izin is...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Müslümanları ziyaret hususu
« Posted on: 26 Nisan 2024, 15:56:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Müslümanları ziyaret hususu rüya tabiri,Müslümanları ziyaret hususu mekke canlı, Müslümanları ziyaret hususu kabe canlı yayın, Müslümanları ziyaret hususu Üç boyutlu kuran oku Müslümanları ziyaret hususu kuran ı kerim, Müslümanları ziyaret hususu peygamber kıssaları,Müslümanları ziyaret hususu ilitam ders soruları, Müslümanları ziyaret hususuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes