> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Emanet ve Ehliyet > Hac ve umre için ihrama giren kimsenin cinayetleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hac ve umre için ihrama giren kimsenin cinayetleri  (Okunma Sayısı 543 defa)
10 Aralık 2011, 13:59:11
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 10 Aralık 2011, 13:59:11 »



HACC VE UMRE İÇİN  İHRAM'A GİREN KİMSENİN CİNAYETLERİ

 

1016 Daha önce "İhram'a giren kimsenin dikkat edeceği hususlar" başlığı altında ihrama girmek ve Harem-i Şerif'e dahil olmak sebebiyle mükellefe farz kılınan ve yasaklanın meseleleri izaha gayret etmiştik!..(196) Buradaki "Cinayet" kavramı; ihrama giren mükellefin, Allahû Teâla (cc)'nın ve Resûlü (sav)'nün çizdiği hududları aşmasıdır. Kur'an-ı Kerim'de "Haccı da, Umre'yi de Allah için tam yapın. Fakat alıkonursanız, o halde kolayınıza gelen kurban(ı gönderin, bununla beraber) kurban yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Artık içinizden kim hasta olur, yahud başından bir eziyeti bulunursa ona oruçtan ya sadakadan yahud kurban'dan (birisiyle) fidye vacip olur"(197) hükmü beyan buyurulmuştur. İslâm ûleması; kasden işlenen haramın tesirini fidyenin gidermeyeceği hususunda ittifak etmiştir. Ancak unutarak veya bilmeyerek yahud bir özür sebebiyle, "İhramlı olan kimse"; herhangi bir hududu aşarsa fidye verir ve tevbe eder. Gerek ihram, gerekse harem-i şerif sebebiyle yasak olan herhangi bir fiil işlendiği zaman, o fiilin mahiyetine göre ceza değişir. Genellikle;

 

  1. Kurban kesmeyi gerektiren yasak fiil,

  2. Bir fitre miktarı sadaka vermeyi gerektiren yasak fiil,

  3. Fitre miktarından daha az bir sadakayı gerektiren yasak fiil,

  4. Kıymetinin karşılığını vermeyi gerektiren yasak fiil,

 

  olmak üzere dört türlü ceza vardır. Şimdi yasak olan fiileri ayrı ayrı ele alalım vebunların işlenmesinden dolayı ortaya çıkacak cezaları izaha gayret edelim.

 

 1017 GÜZEL KOKU VE YAĞ SÜRÜNMENİN CEZASI: İnsanların faydalandığı ve kendisinde güzel koku bulunan her şeye "Tîyb" denilir.(198) Bedene sürülen şeyler genellikle üç çeşittir.

  Biricisi: Bizzat koku olan; misk, anber, kâfûr ve benzerleri!..

  İkincisi:  Kendisi bizzat koku olmadığı halde, koku için asıl olan ve ilâç olarak da kullanılan zeytinyağı ve benzeri maddeler. Bunlar eğer bedeni yağlamak için kullanılırsa, koku hükmü verilir. Yemeğe katılırsa "Koku" hükmünde değildir.

  Üçüncüsü: Bizzat koku olmadığı gibi, kokunun asıl maddesi de olmayan ve hiçbir sûrette bu mahiyette kullanılmayan maddeler!.. Meselâ iç yağı gibi maddeler.

  Güzel koku sürünen ihramlı kimse üzerine keffaret lâzım gelir. Eğer bir uzvun tamamına veya daha fazlasına güzel koku sürmüşse kurban kesmesi icabeder!.. Fakat bir uzuvdan azına sürülmesi halinde, buğdaydan yarım sa', (Yaklaşık olarak 1,667 kg.) fidye vermesi gerekir.(199) Bir uzvun yarısından fazlası, tam hükmünde kabul edilir. Feteva-ı Hindiyye'de: "koku sebebiyle ceza gerekmesi hususunda; mükellefin unutarak veya kasden sürmesi arasında fark yoktur. Erkek ve kadın da; hüküm noktasından müsavidir. Bedai'de de böyledir. Bir kimse vücûdunun tamamını kokulamış olsa bile, bir kurban (dem) gerekir. Çünkü cins birliği mevcuddur. Tebyin'de de böyledir."(200) hükmü kayıtlıdır.

 

 1018 Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Kına güzel bir kokudur"(201) Hadis-i Şerifini esas alan Hanefi fûkahası "Başını kına ile boyayan mükellefin üzerine bir kurban lâzım gelir"(202) hükmünde ittifak etmiştir.

 

 1019 Meşru bir özüre binaen, ihram içerisindeki mükellef güzel koku sürünür, tıraş olur veya dikişli elbise giyerse muhayyerdir.  İsterse bir koyun kurban eder, dilerse üç gün oruç tutar veyahut altı fakire üç sa' miktarı (Yaklaşık olarak 10 kg.) buğdayı sadaka olarak verir.(203) Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de: "...Artık içinizden kim hasta olur, yahud başından bir eziyyeti bulunursa ona oruçtan, ya sadakadan yahud kurban'dan (birisiyle) fidye vacip olur"(204) hükmü beyan buyurulmuştur. Hanefi fûkahası buÿAyet-i Kerime'de fidyeler arasında beyan edilen "ev" kelimesinin muhayyer kıldığını esas almıştır.(205) Şurası unutulmamalıdır ki, fidye olarak kurban kesilecek olursa, bunun harem dairesinde yapılması gerekir. Dürri'l Muhtar'da: "Kurban keser de kokuyu gidermezse, onu yerinde bıraktığı için ikinci bir kurban lâzım gelir" hükmü kayıtlıdır. İbn-i Abidin bu metni şerhederken: "Yerinde bıkaktığı için ikinci bir kurban lâzım gelir. Çünkü iptidaen koku sürünmek haram idi. Binaenaleyh devamı için de iptida hükmü verilir."(206) demiştir.

 

 1020 Zeytinyağı ve susamyağı ile vücûdunu yağlarsa; velev ki bunlar halis olasun, kurban gerekir. Çünkü bunlar kokunun ana maddeleridir. Ayrıca Menekşe yağı gibi güzel kokulu ve bunun benzeri yağlarda ittifakla kurban lâzım gelir.(207) Kendisi bizzat koku olmadığı gibi, kokunun ana maddesi de olmayan yağlar (iç yağı vs...) vücûda sürülürse hiçbirşey lâzım gelmez!.. Bizzat koku olmayan, ancak kokunun ana maddesi olan yağları yemekte de, bir beis yoktur. Zira bunlar kokulanmak için kullanılmadığı müddetçe; kendilerine "Koku" hükmü verilmez.(208) İhrama girmeden önce sürülmüş kokunun eseri zarar vermez.(209)

 

 1021 DİKİŞLİ ELBİSE GİYMENİN CEZASI: İhrama girmiş olan bir kimse; giyilmesi âdet olan dikişli bir elbiseyi sabahtan akşama kadar giyerse veya başını birşeyle örterse kurban kesmesi icabeder.(210) Bundan daha az bir müddet giyerse veya başını örterse, fitre miktarı sadaka vermesi gerekir. Feteva-ı Hindiyye'de: "Elbisenin unutularak veya kasden, bilerek veya bilmeyerek, arzusuyla veya başkasının zorlamasıyla giyilmesi arasında fark yoktur. Bahru'r Raik'te de böyledir"(211) hükmü kayıtlıdır. İmam-ı Yusuf (rh.a)'un: "Yarım günden daha fazla bir zaman, dikişli elbise giyen muhrim'in üzerine kurban vacip olur"(212) hükmünü beyan buyurmuştur. Dolayısıyla amelde Şafii mezhebini taklid eden mükellef; âdet olan dikişli bir elbiseyi giydiği anda, kendisine kurban vacip olur.

 

 1022 İhramlı olan bir kimse, başını bir gece boyunca örtülü tuttuğu takdirde kendisine kurban vacip olur. Örtmesinin kasden, unutarak veya uyuyarak olması arasında fark yoktur. Siracü'l Vehhac'da da böyledir. Ayrıca başının dörtte birini bir gün kapatığı zaman, üzerine kurban vacip olur. Bundan az olursa (Yani yarım gün veya daha az zaman) sadaka vermesi lâzım gelir.(213) "El-Meşhur"da İmam-ı Muhammed (rh.a)'den gelen bir rivayete göre, başının ekserisini kapatmadıkça ihramlı olan kimseye kurban vacip olmaz. Sahih olan "El-Meşhûr"da zikredilen bu kavildir. Serahsi'nin Muhiyt'inde de böyledir.(214) İmam-ı Merginani; ihramlı olan kimsenin, kemali ile faydalanması için müddete (Zamana) itibar edildiğini beyan ettikten sonra: "İnsan âdet olarak bir elbiseyi bir günde giyer ve çıkarır. Dolayısıyla ihrama karşı cinayetin tam olması için bu müddeti dikkate almak gerekir. Aksi takdirde cinayet noksan kalmış demektir. Tam bir gün elbiseden faydalanırsa veya tam bir gece başını örterse dem vacip olur. İmam-ı Yusuf (rh.a) günün ekserisini, tamamı makamına kaim kıldı"(215) hükmünü beyan eder. Dikkat edilirse kurbanın vacip olması için, ihrama karşı cinayet'in tam olarak gerçekleşmesi esas alınmıştır. Cinayet noksan olursa sadaka gerekir.

 

 1023 TIRAŞ OLMANIN VE TIRNAK KESMENİN CEZASI: İhrama giren mükellef herhangi bir zaruret olmadan başını tıraş ederse, kendisine başka bir ceza değil, doğrudan doğruya kurban (dem; koyun veya keçi) vacip olur.(216) Burada "Zarûret" kaydını hasseten zikretmemizin sebebi, ızdırar ve eziyyet halinde cezanın farkılaşmasındandır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de: "Artak içinizden kim hasta olur, yahud başından bir eziyyeti bulunursa ona oruçtan ve sadakadan yahud kurbandan (birisiyle) fidye vacip olur"(217) hükmü beyan buyurulmuştur. Hanefi fûkahası bu Ayet-i Kerime'yi esas alarak; herhangi bir özrü bulunan kimsenin fidye hususunda muhayyer olduğunda ittifak etmiştir.(218) Dolayısıyla dilerse üç gün oruç tutar, dilerse kurban keser, dilerse altı fakire üç sa' (Yaklaşık 10 kg.) buğdayı sadaka olarak verir. Zira mâ'zur (Özürlü) olan kimseyi Allahû Teâla (cc) bu hususta muhayyer bırakmıştır.

 

 1024 Başının dört'te birini veya daha fazlasını tıraş etmesi halinde, kurban kesmesi gerekir. Dört'te birinden azını tıraş ederse sadaka vermesi icabeder.(219) İmam-ı Merginani: "Bizim için delil şudur. Mükellefin başının bir kısmını tıraş etmesi, bütün unsurlarıyla (Kâmil bir mahiyette) faydalanma demektir. Zira bu şekilde tıraş olmak yaygındır. Dolayısıyla cinayet tam manasıyla teşekkül etmiş olur. Eğer gayet az olursa cinayet tam manasıyla ortaya çıkmamıştır. Uzvun dört'te birini güzel koku ile kokulamak ise, buna benzemez. Çünkü o maksad değildir. Ayrıca sakalın bir kısmını tıraş etmek, Irak'ta ve diğer arap topraklarında âdet halindedir. Eğer boyunun tamamını tıraş ederse (ense tıraşı) üzerine bir kurban lâzım gelir. Çünkü ense; tıraş edilmesi esas olan uzuvlardan birisidir. İki koltuğunun altını veya onlardan birisini tıraş ederse yine üzerine bir kurban lâzım gelir. Zira eziyyeti defetme ve rahata kavuşma bakımından, buralarda bulunan kılları tıraş etmek gaye halindedir. Etek tıraşının hükmü de tıpkı buna benzemektedir"(220) hükmünü beyan etmektedir. Feteva-ı Hindiyye'de: "Başının dört'te birini veya üç'te birini tıraş eden ihramlı'ya (Muhrim'e) bir kurban vacip olur. Ancak başının dört'te birinden daha az kısımını tıraş eden kimseye, sadaka lâzım gelir. Siracü'l Vehhac'ta da böyledir. Sakalının dört'te birini veya daha fazlasını tıraş eden muhrim'e; kurban kesmek vacibtir. Dört'te birinden azını tıraş etmişse sadaka verir. Ensesinin tamamını tıraş eden kimseye de kurban gerekir. Hidaye'de de böyledir. Kasık ve koltuk altı tıraşı yapan veya burada bulunan tüyleri yolan muhrime de kurban vacip olur. Siracü'l vehhac'ta da böyledir. Koltuklarından birinin tamamını değil, yarısından fazlasını tıraş eden kimseye sadaka gerekir. Tahavi şerhinde de böyledir. Hacamat yerini tıraş eden ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hac ve umre için ihrama giren kimsenin cinayetleri
« Posted on: 26 Nisan 2024, 02:42:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hac ve umre için ihrama giren kimsenin cinayetleri rüya tabiri,Hac ve umre için ihrama giren kimsenin cinayetleri mekke canlı, Hac ve umre için ihrama giren kimsenin cinayetleri kabe canlı yayın, Hac ve umre için ihrama giren kimsenin cinayetleri Üç boyutlu kuran oku Hac ve umre için ihrama giren kimsenin cinayetleri kuran ı kerim, Hac ve umre için ihrama giren kimsenin cinayetleri peygamber kıssaları,Hac ve umre için ihrama giren kimsenin cinayetleri ilitam ders soruları, Hac ve umre için ihrama giren kimsenin cinayetleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes