๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Emanet ve Ehliyet => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 06 Aralık 2011, 15:57:33



Konu Başlığı: Devlet memuriyeti ve işçilik
Gönderen: Sümeyye üzerinde 06 Aralık 2011, 15:57:33
DEVLET MEMURİYETİ VE İŞÇİLİK

 
1539 Bir hizmet akdine dayanarak; meşru bir işde, ücret karşılığı çalışan kimseye "Ecir" (ücretli) denir. Dikkat edilirse bu tarif; hem memuru, hem işçiyi kapsamına almaktadır. İslâm ûleması "icare" konusunda titizlikle durmuştur. İcare; lûgat yönünden "Fiâle" ölçüsünde "ecir"den alınmadır. Menfaat bedeli, ücret gibi manalara gelir. Ayrıca "icâr" (kira) manasına da kullanılmıştır.(283) İslâmi ıstılahta: "Malum bir menfaati, belli bir ücret karşılığında satmaktır"(284) şeklinde tarif edilmiştir.

 

 1540 Yaptıkları hizmetin mahiyeti esas alınarak ücretliler iki kısma ayrılmışlardır:

 

  1) Ecir-i Has (hususi ücretliler)

  2) Ecir-i Müşterek (müşterek ücretliler).

 

 1541 HUSUSİ ÜCRETLİLER (ECİR-İ HAS): Sadece hizmet akdi yaptığı şahıs veya hükmi şahıs için çalışan ücretlilere "Ecir-i Has" denilir. Ücrete hak kazanması; hizmet akdinde belirtilen saatlerde hazır bulunmasıyladır. Mesai saatlerinde; bilfiil çalışması şart değildir. Fakat hizmet akdinde belirtilen işi yapmaktan kaçınamaz. Mesela; devlet memurları, fabrika işçileri, bir şahsın koyunlarını gütmek için tutulan çoban vb... Bunlar hizmet akidlerinde belirtilen saatlerde, nefislerini teslim etmişlerdir. Sırf bu sebeble ücrete hak kazanırlar.

 

 1542 MÜŞTEREK ÜCRETLİLER (ECİR-İ MÜŞTEREK): Hizmet akdi yaptığı şahıs veya hükmi şahısla kayıtlı olmayan; başkası için de çalışabilen ücretlilere, "Ecir'i müşterek" denilir. Terzi, marangoz, taksi şoförü, radyo tamircisi vb... Bunların ücrete hak kazanması, belirtilen hizmeti yapmasıyla sınırlıdır.(285).

 

 1543 Kur'an-ı Kerim'de Hz. Musa (as) kıssası anlatılırken; "O ikiden biri: "- Babacığım, dedi. Onu ücretle (çoban) tut. Çünkü ücretle kullandıklarının en hayırlısı. Şüphesiz ki o kuvvetli, emin kimsedir. (Şuayb (as), Musa (as)'ya) Dedi ki: "- Bu iki kızımdan birini, sen bana sekiz yıl ecirlik etmek üzere, sana nikâhlamak istiyorum. Eğer hizmetini on yıla tamamlarsan o da kendinden. (Bununla beraber) arzu etmem ki sana zorluk çektireyim. İnşaallah beni salihlerden bulacaksın"(286) hükmü beyan buyurulmuştur. Burada işveren Hz. Şuayb (as); ecir-i has durumunda olan ise, Hz. Musa (as)'dır. Dikkat edilirse; işçiye "zorluk çektirmemek" ihsas olunmaktadır.

 

 1544 Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Hiç kimse; kendi eli emeğini yemekten hayırlı bir lokma yememiştir. Allah'ın Peygamberi olan Davud Aleyhisselam da, kendi elinin emeğini yerdi"(287) buyurduğu bilinmektedir.



 (283) Şeyh Muhammed El Hatibi Eş-Şerbini-Meğni'l Muhtar-C: 2, Sh: 331. Ayrıca A. Himmet Berki-Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye-İst: 1979 Sh: 77 Madde: 405, Molla Hüsrev-Dürerû'l Hükkam-İst: 1307 C: 2, Sh: 225.

 (284) İmam-ı Kasani-El Bedaiû's Senai-Beyrut: 1974 C: 4, Sh: 173. Ayrıca Şeyh Nizamüddin ve heyet-El Feteva-ı Hindiyye-Beyrut: 1400 C: 4, Sh: 409, A. Himmet Berki-A.g.e. Sh: 77 Madde: 405.

 (285) El Mavsili-El İhtiyar fi Ta'lili'l Muhtar-İst: 1989 C: 2, Sh: 53 vd. Ayrıca A. Himmet Berki-A.g.e. Sh: 80 Madde: 422-423-424-425.

 

 (286) El Kasas Sûresi: 26-27.

 (287) Abdi'l Latifi'z Zebidi-Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi-Ank: 1974 (3 Bsm) C: 6, Sh: 369 Had. No: 967.