๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Emanet ve Ehliyet => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 07 Aralık 2011, 13:43:54



Konu Başlığı: Bir cemaatin bir ferdi öldürmesi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 07 Aralık 2011, 13:43:54
BİR CEMAATİN; BİR FERDİ ÖLDÜRMESİ

 
1334 Şimdi "Bir cemaat (dernek mensubu, çete vs.) kasden ve teammüden bir ferdi öldürürse durum ne olur?" sualine cevap arayalım. Hanefi fûkahası; "Bir cemaat; kasden ve teammüden bir ferdi öldürürse, o cemaatin tamamı (kısas edilerek) öldürülür"(210) hükmünde müttefiktir. Zira, Hz. Ömer (ra)'in hilafeti döneminde, Sana'da bir cemaat, kanı masum olan bir ferdi öldürdükleri için kısas cezasına çarptırılmıştır. Hz. Ömer (ra): "Eğer Sanalılar hep ittifak edip, bir kimseyi öldürürlerse; ben Sanalıların tamamına, kısas uygularım"(211) buyurmuştur. Esasen "kısas"; insanların can emniyetini sağlamak için emir buyurulmuştur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "Ey Salim akıl sahipleri, kısasta sizin için (umumi) bir hayat vardır. Ta ki (Adam öldürmekten) sakınasınız"(212) hükmü beyan buyurulmuştur. Eğer bir cemaatin; bir ferdi öldürmesinde, "kısas" tatbik edilmezse, adam öldürmede bu usul yaygınlık kazanır. Kaldı ki; "Serikat-ı Kübra" (yol kesme, hıraba) bahsinde de izah ettiğimiz gibi; herhangi bir çete "mal almak" kasdıyla yol keser ve kanı masum olan bir kimseyi öldürürlerse "hadden" öldürürler.(213) Bu hususta af ve sulhte sözkonusu değildir. Öldürülen kimsenin velisine; herhangi bir yetki de verilmez. Zira öldürme "kısas" değil; haddir. İslâm toplumunda, ferdlerin can emniyetini sağlamak zarûri bir maslahattır.




 (210) Şeyh Nizamüddin ve Heyet-El Feteva-ı Hindiyye-Beyrut: 1400 C: 6, Sh: 7. Ayrıca Şeyh Abdülgani El Meydani-El Lübab fi Şerhi'l Kitab-Beyrut: 1400 Ç: 3, Sh: 150, Molla Hüsrev-Dürerû'l Hükkam fi Şerhi'l Gureri'l Ahkam-İst: 1307 C: 2, Sh: 94-95, İbn-i Nüceym-El Bahru'r Raik-Kahire: 1311 C: 8, Sh: 310.

 (211) İmam-ı Merginani-El Hidaye Şerhû Bidayetü'l Mübtedi-Kahire: 1965 C: 4, Sh: 168. Ayrıca İmam-ı Kasani-El Bedaiû's Senai-Beyrut: 1974 C: 7, Sh: 239, İbn-i Hümam-A.g.e. C: 8, Sh: 278-279, Şeyh Abdülgani-A.g.e. c: 3, Sh: 150.

 (212) El Bakara Sûresi: 179.

 (213) Daha önce bu konu üzerinde durmuştuk bakınız, madde: 1296.