> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > El- Muvafakat - Şatibi > Şerî Hükümler Ve Nesh
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şerî Hükümler Ve Nesh  (Okunma Sayısı 1380 defa)
29 Eylül 2010, 00:27:18
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 29 Eylül 2010, 00:27:18 »



Şerî Hükümler Ve Nesh

İkinci Fasıl Şerî Hükümler Ve Nesh

Konu dört mesele altında incelenecektir:


Birinci Mesele:



Şu bilinmelidir ki, küllî kaideler ilk konulan esaslar olmakta­dır. Bunlar daha çok Hz. Peygamber´e Mekke´de iken inmiş bulu­nan esaslardır. Daha sonra Medine´de inen bazı şeyler bunları ta­kip etmiştir ve bunlarla temeli Mekke´de atılan kaide ve esaslar ta­mamlanmış olmaktadır. Bu genel kaide ve esasların ilk başta gele­ni Allah´a, peygamberine ve âhiret gününe iman esasları idi. Sonra bunları genel esaslar takip etti: Namaz, infak vb. gibi. Her türlü küfür çeşitleri ya da küfre tâbi bulunan şeyler yasaklandı. Al­lah´tan başkası adına ya da Allah´a koşulan düzmece ortaklar adı­na hayvan boğazlama, bir temeli olmaksızın kendi kendilerine bazı şeyleri haram kılma ya da vacip kılma gibi her türlü Allah´a karşı yapılan asılsız iftiralar bunlardandı. Çünkü bunlar Allah´tan baş- [103] kasma tapınma düşüncesini destekleyen şeylerdi. Öbür taraftan bütün güzel huylar emredildi: Adalet, ihsan, ahde vefa, affetme, ce­haletten ve cahillerden yüz çevirme, kötülükleri en güzel şekilde savma, sadece Allah´tan korkma, sabır, şükür ve benzeri güzel huy­lar gibi. Keza her türlü kötü huylar da yasaklandı: Fuhuş, her tür­lü kötülükler, taşkınlık ve zulüm, bilgisizce hükümde bulunma, öl­çü ve tartılarda hile yapma, yeryüzünde fitne ve fesat çıkarma, zi­na, haksız yere adam öldürme, kız çocuklarını diri diri toprağa gömme, ve benzeri cahiliyet döneminde geçerli bulunan her türlü kötü huy ve davranışlar gibi. Mekke döneminde teşri kılman şeyler arasında cüz´î-fer´î hususlar çok nadirdi. Buna karşı küllî kaide ve esaslar inen ve teşrî kılman hükümler arasında büyük çoğunluğu teşkil ediyordu.

Sonra Hz. Peygamber Medine´ye hicret etti. Burada İslâm bir devlet haline gelince ve giderek güçlenen ve genişleyen bir yapı halini alınca, geri kalan küllî esaslar da bu dönemde tedricî olarak tamamlanmış[1] oldu. Ara bulmak, akitlere karşı vefa göster­mek, sarhoş edici içkilerin haram kılınması[2], zarurî ve onların ta­mamlayıcısı durumunda olan hâcî ve tahsînî esasları koruma ama­cıyla hadlerin konulması, çeşitli hafifletme yolları[3] ve ruhsatlar vasıtasıyla kolaylıkların getirilmesi ve güçlüğün kaldırılması ve benzeri teşrî kılınan bütün bu hususlar daha önce konulmuş bulunan küllî kaide ve esasların tamamlayıcısı mahiyetinde olmakta­dır.

Nesh, şer"î hükümlerin yerleştirilmesini temin amacıyla ilâhî hikmet gereği olmak üzere çoğunlukla Medine döneminde gerçek­leştirilmiş şer´î bir tasarruftur. Nesh üzerinde düşündüğümüzde, nesh uygulamasının büyük çoğunluğunun özellikle de İslâm´a yeni girmiş kimseler için bir ön hazırlık mahiyetinde aslî hükme ısındır­ma ve kalpleri alıştırma için gerçekleştirildiğini göreceğiz. Meselâ namaz önceleri günde iki vakit idi, sonra beş vakit oldu. İlk önceleri infak tamamen kişinin kısmen kendi tercihine bırakılmış[4] birşey-di, daha sonra cins ve miktarı belirli şeylerden mecburî hale geti­rildi. Medine´de önceleri kıble Beytu´l-Makdis´e doğru idi, sonra Kabe oldu. Önceleri mut´a nikahı helâldi, sonra haram oldu[5]. Ön­celeri talâk —bir grubun görüşüne göre— belli bir sayı İle sınırlı de­ğildi, sonra üç sayısıyla sınırlandı. Zıhâr önceleri talâk sayılıyordu, sonra talâktan ayrı bir hükme konu oldu. İslâm´dan önceki haliyle belli bir süre mevcut kalıp da sonra hükmü kaldırılan veya İslâm döneminde meşru kılınıp aslında hafif olan, sonra aslî hüküm ko­nularak muhkem hale getirilen diğer meseleler de bunlar gibidir. [6]

İkinci Mesele:

Mekke döneminde inen şer! hükümler genelde küllî hükümler ve dinin aslı ile ilgili genel esaslar olduğuna göre, bu durum Mekke döneminde inen hükümler içerisinde neshin çok az meydana gelmiş olmasını gerektirecektir. Çünkü nesh, küllî esaslar hakkında her ne kadar aklen mümkün olsa da fiilî olarak vuku bulmaz.Bunun böyle olduğuna[7] tam olarak yapılan istikra delil ol­maktadır. Öbür taraftan şeriat zarurî, hâcî ve tahsînî olan esasla­rın korunması ilkesi üzerine kurulmuştur. Bunlardan hiçbir şey neshedilmiş değildir; aksine Medine döneminde Mekke döneminde temeli atılan bu esaslar takviye edilmiş, sağlamlaştırılmış ve koru­ma altına alınmıştır. Durum böyle olunca, hiçbir küllî esasın neshe-dildiği sabit olmamaktadır. Nâsih ve mensûh konularında yazılmış kitapları inceleyenler, bizim bu tezimizin doğruluğunu görecekler­dir. Mekke döneminde inen hükümler arasında nesh ancak cüz´î ko­nularda olabilir. Mekke döneminde inen cüz´î hükümlerin ise son derece az olduğu bilinmektedir.

Buna ek olarak şuna da işaret edelim: Yapılan istikra göster­mektedir ki, kendisinde nâsih ve mensûhun vuku bulduğu cüz´î fer´î meseleler, muhkem olarak kalanlara nisbetle çok azdır. Bu nokta, mensûhu müteşâbih, nâsihi de muhkem olarak kabul eden kimselerin görüşü ile de güçlenmektedir. Bu görüşte olanlar "On­da kitabın anası olan muhkem âyetler vardır. Diğerleri de müteşâbih âyetlerdir"[8]âyetini hareket noktası kabul etmişlerdir.[9] Bu durumda Mekke döneminde inen furû içerisinde nesh az olacak­tır. Zaten bu dönemde inen furû azdır; haliyle neshin de az olması tabiîdir. Sonuç olarak, Mekke döneminde inen hükümlere nisbetle nesh nadir olmaktadır.

Bir nokta daha var: Hükümler mükellef üzerinde sabit olduk­tan sonra, onlar hakkında nesh iddiasında bulunmak, ancak kesin bir delil ile mümkün olacaktır. Çünkü onların mükellef üzerinde daha önceden sabit olduğu kesin idi. Sabitlikleri bilinip dururken onların kaldırılmış olduğuna hükmetmek ancak kesin bir bilgi yo­luyla olacaktır. Bunun içindir ki tahkik erbabı âlimler, haberi vahidin, ne Kur´ân´ı ne de mütevâtir sünneti neshedemeyeceği ko­nusunda icmâ etmişlerdir.[10]Çünkü bu zan ifade eden birşey ile kesin olanı ortadan kaldırmak demektir. Buradan şu sonuca ulaşıyo­ruz: Mekke döneminde inen hükümler hakkında nesh iddiasında bulunan kimse, iddiasını kesin olarak ortaya koyacak delil getirme­dikçe kendisinden bu nesh iddiası kabul edilmeyecektir. Hem de bu, iddia ettiği nâsih ve mensûh delillerinin aralarını telif etme im­kanı ya da her ikisinin de muhkem olduğu iddiası olmayacak şekil­de olacaktır.

de olacaktır

Fasıl:

Mekkî[11] olsun Medenî olsun diğer hükümler hakkındaki nesh iddiaları karşısında da aynı şekilde davranılacaktır.

Buna yukarıda anlattığımız son iki nokta delalet etmektedir. Bir üçüncü nokta daha vardır: Hakkında nesh iddia edilen delille­rin çoğu üzerinde düşünüldüğü zaman, onların aslında tartışmalı ya da muhtemel bulundukları, iki delilin arasının bulunması yoluy­la tevile yakın oldukları görülecektir.[12]Çünkü bunlar yani nâsih olduğu iddia edilen ikinci delil genelde ya Önceki bir mücmelin be­yanı, ya bir âmmın tahsisi, ya bir mutlakın takyidi vb. durumunda­dır ve bu şekilde iki delil (nâsih ile mensûh olduğu iddia edilen de­liller) arasım bulmak ve böylece her iki delilin de muhkem olarak kalmasını sağlamak mümkündür. İbnu´l-Arabî, bu yolla neshedil-diği iddia edilen pek çok delilin mensûh olmadığını ortaya koymuş­tur. Taberî de şöyle demiştir: İlim adamları, fıtır sadakasının önce farz kılındığı üzerinde icmâ etmişler, sonra onun neshi konusunda da ihtilaf etmişlerdir: İbnu´n-Nahhâs: "Fıtır sadakası icmâ ve Hz. Peygamber´dengelen sahih hadislerle sabit olduğuna gö­re, onun bu sübutiyeti, ancak icmâ ya da onu ortadan kaldıracak ve neshe di ldiğini açıklayacak dengi bir hadisle ortadan kalkacaktır. Böyle bir şey de gelmemiştir." demiştir. İlgili kısım sona erdi.

Neshin azlığına ve ender bulunduğuna delalet eden bir dör­düncü husus da şudur: Usûlcülere göre aslî ibaha hükmü ile mu­bah olan bir şeyin daha sonra haram kılınması nesh sayılmamakta­dır. Meselâ içki ve ribâ gibi. Çünkü bunların haram kılınmaları, aslî ibaha hükmü üzerine gelmiş olmaları itibarıyla aslî ibaha hükmünü neshetmiş sayılmamaktadır.[13] Bu yüzden neshin tarifini ya­parken şöyle demişlerdir: Nesh: Şer´î hükmün[14], daha sonra ge­len başka bir şer´î hükümle kaldırılmasıdır. Bir delil ile berâet-i zimmetin kaldırılması da bunun benzeri olmaktadır. Daha önceleri müslümanlar namazda iken birbirleri ile konuşurlardı.[15]Bu durum: "Gönülden boyun eğerek Allah´a namaz kılın"[16] âyeti gelinceye kadar böyle sürdü. "Onlar namazda huşu içindedirler"[17] âyeti ininceye kadar da namazda iken sağa sola bakarlardı[18] Bu durumu ifade için şöyle demişlerdir: "Bu, (şer´î bir hükmü değil) sa­dece daha Önce üzerinde oldukları bir durumu neshetmiştir.[19] Kur´ân´m çoğu[20] da bu şekildedir." Bu sözün mânâsı, onlar bunu aslî ibaha hükmü ile yapıyorlardı, demektir. Bu ise nesh sayılma­maktadır. Şeriatın cahiliye dönemine ait olup da iptal ettiği herşe-yin durumu da aynı şekildedir. Bunları yani nesh iddiasında bulu­nulan hükümleri bir araya getirir ve bunlarla ilgili kitap ve sünnet delillerine bakarsak, onlar içerisinde mensûh olarak gerçekten çok az bir kısım elimizde kalacaktır. Kaldı ki burada üzerine dikkat [îos] çekmemiz gereken bir önemli nokta daha vardır. Böylece selef ulemâsının nesh teriminden ne kastettiklerinin daha iyi anlaşılma­sı temin edilmiş olacaktır. O da şudur: [21]

Üçüncü Mesele:

Mütekaddimîn (ilk dönem) ulemâsının sözlerine baktığımızda, onların nesh kelimesini usûlcülerin kullanmış olduğu mânâdan da­ha genel bir anlamda kullandıklarını görüyoruz: Onlar bazen mut-lakın takyid edilmesine nesh ifadesini kullanıyorlar. Bazen bitişik ya da ayrı bir delil ile yapılan âmmın tahsisine de nesh tabir edi­yorlar. Keza mübhem ve mücmelin beyanı için de aynı tabiri kulla­nıyorlar. Öbü...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şerî Hükümler Ve Nesh
« Posted on: 26 Nisan 2024, 10:32:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şerî Hükümler Ve Nesh rüya tabiri,Şerî Hükümler Ve Nesh mekke canlı, Şerî Hükümler Ve Nesh kabe canlı yayın, Şerî Hükümler Ve Nesh Üç boyutlu kuran oku Şerî Hükümler Ve Nesh kuran ı kerim, Şerî Hükümler Ve Nesh peygamber kıssaları,Şerî Hükümler Ve Nesh ilitam ders soruları, Şerî Hükümler Ve Neshönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes