> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > El- Muvafakat - Şatibi > Emir Ve Nehiy
Sayfa: 1 [2]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Emir Ve Nehiy  (Okunma Sayısı 5249 defa)
29 Eylül 2010, 00:50:11
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #5 : 29 Eylül 2010, 00:50:11 »



[280] Bu akitler, aslında caiz olmaması gerekirken insanların bunlara ihti­yacı gözönünde bulundurularak genel kuraldan istisna yoluyla mubah kılınmış olan akitlerdir. Çünkü karzda, bedelin geciktirilmesi (nesîe) anlamı vardır ve bu yasaklanan ribâ mânâsına gelir. Selem akdi, mev­cut olmayan malın satılmasıdır; kural olarak madûmun satışı caiz de­ğildir. Müsâkâtta ise bilinmezlik vardır; bilinmezlik ise akdi bozar. Şu halde bunlar hakkında varid olan talep, güç bakımından şer"î bir asla ters düşmeyen ve istisna yoluyla caiz kılınmayan bir mubahtan istifa­de talebi kadar güçlü değildir.

[281] Terki durumunda güçlük bulunan bir durumla, takat üstü yükümlü­lük ortaya çıkan durumlar da kuvvet bakımından farklıdır. Meselâ ba­zı hallerde teyemmümü terketmekle, çaresiz durumunda kalan kimse­nin murdar hayvan eti yemeyi terketmesi arasında kuvvet bakımın­dan fark vardır. Çünkü çaresiz kalan kimse, yemediği takdirde helak olacağından korkarsa, kendisine onu yemesi vacip olmaktadır, böyle bir anda sabretmesi ve ölmesi istenilecek olursa bu bir takat üstü yü­kümlülük halini alır,

[282] Cumhur ulemânın görüşü, emirin vücûb ifade ettiği şeklindedir. Râzî, doğrusunun da bu olduğunu söylemiştir. Ebû Hâşim ve Mutezilenin tamamı emrin, menduplukta hakikat olduğu görüşündedirler el-Eş´arî ve el-Kâdî, emrin vücûb için mi yoksa mendupluk için mi konuldu­ğu konusunda tevakkuf (çekimserlik) etmişlerdir. Bu ikisinin tevakkuf­larının, emrin mânâsı bilinemez anlamında olduğu da söylenmiştir. Muhtemeldir ki emir, bu ikisi ve onun için zikredilen diğer tehdid, tek­vin, ta´cîz... gibi anlamlarında müşterektir. Bazıları vücûb ve mendup­luk arasında müşterek olduğunu, bazısı da buna mübahhğın da dahil ol­duğunu söylemişlerdir. Bir kısmı da emrin, mübahlık için olduğunu söy­lemişlerdir. Her bir görüşün usûl kitaplarında serdedilen delilleri vardır.

[283] Yani, mezkûr zarurî onsuz var olmaya devam ediyor ve o tabiin yok ol­masıyla zarurî de yok olmuyor mu Meselâ, misvak kullanılmadan ya da bir sünneti işlenmeden kılman namaz gibi. Böyle bir namaza, bu haliyle de şer´an namaz denilmektedir.

[284] Yani, talebin gücü konusunda asıla yönelik olandan daha zayıftır deni­len kısım işte bu kısımdır. Aslın rüknü kabul edilen ve onsuz aslın varlı­ğını sürdüremediği kısım hakkında ise böyle denilemez

[285] Şâtıbi, el-Muvâfakât, İz Yayıncılık: 3/197-199

[286] Burada tevabi" sözünden maksat daha hususî bir mânâ olup "Burada tevabi´, asılların (metbû) belli bir şekil üzere edası anlamınadır" şeklindeki müellifin sözünde açıklanmaktadır. Yani emredilen şeyin altına giren cüz´îlerden biri anlamına olmayıp, emredilen şeyin ifa edi­lebileceği şekiller anlammadır.

[287] Mutlak iafzın gereği, o lâfzın aitma giren cüz´îlerden herhangi birinin gerçekleştirilmesidir. İllâ da belli bir cüz´înin ifasının kastedilebilmesi için, o lafızdan onun kastedildiğine dair ayrı bir delilin bulunması ge­rekir.

[288] Bu tür kayıtlara itibar etme durumunda iş zorlaşır ve emredilen şey neredeyse doğru dürüst yapılamaz hale gelir. Abdesti hep kuyu suyun­dan alma tekeîlüfiine girme örneğinde olduğu gibi iş zorlaşır. Üstelik, Şâri´in teşrî´deki kasdına muhalefet etmiş ve meşru olmayan birşeyi şeriatın gereği saymış olacağı için sevabını da yitirir.

[289] Birazdan İbn Rüşd´ün sözünde kayıtlanacaktır.

[290] Buharı, Edeb, 70; Müslim, Cvraı´a, 43; İbn Mâce, Mukaddime, 7.

[291] Böyle bir kayda itibar etme durumunda iş zorlaşır ve neredeyse doğru dürüst kıyam yapılamaz hale gelir. Dolayısıyla böylesine bir külfet ge­tiren bir şekle riayete çalışmak, hakkında delil olmayan bir bid´attir

[292] Müslim, Müsâfirin, 59; İbn Mâce, İkâmet, 33.

Hadiste, namazdan çıkarken sağa selâm vererek çıkmak kastedil-memektedir. Kişinin namazını bitirdikten sonra, kıldığı yerin sağ tara­fından ayrılması gerektiğine inanması ve buna hep riayet etmesi Şey­tana ayrılmış bir pay sayılmıştır. Çünkü bu dinden olmayan, serî bir delile dayanmayan bir kuruntu ve bid´attir. Her bid´at ise sapıklıktır.

[293] Nasıl olur Namazda sağa sola bakmayı şiddetle yasaklayan bir çok hadis vardır. Bütün mezhepler de bunun mekruh olduğunu benimse­mişlerdir.

[294] İmam Mâlik´in rivayetine göre Hz. Ömer, içlerinde Amr b. el-As´m da bulunduğu bir kafile ile umreye çıkmıştı. Hz. Ömer ihtilam oldu. Sa­bah çok yakındı. Kafilede de su yoktu. Hz. Ömer bineğine bindi ve su­yun yanma gitti ve ihtilam eseri_olarak gördüğü şeyleri yıkadı. Bu ara­da ortalık aydınlandı. Amr b. el-Âs´m kendisine: "Beraberimizde elbise­ler var. Bırak elbisen yıkansın" demesi üzerine yukarıdaki sözünü söy­ledi. (Muvatta, Taharet, 83.)

[295] Üçüncü Fasıl, Üçüncü Mesele´de ele alınmıştır.

[296] Şâtıbi, el-Muvâfakât, İz Yayıncılık: 3/199-203

[297] İster mubahlardan, ister menduplardan ister vaciplerden olsun, farket-memektedir. Nitekim müellif ileride buna işaret edecektir.

[298] İleride buna nefsin ve bedenin ferahlaması sonucunu da içeren mûsikîyi örnek verecektir. Ferahlama, hayır ve ibadet için zindelik ve­rici bir haldir... Sâri´, musikîyi doğrudan kastetmiş değildir; bilakis içermiş olduğu hayra yardımcı olan ferahlık vermesi açısından kastet­miş olmaktadır. Bu durumda mûsikîye olan kasıt tâbilik yoluyla ol­maktadır.

[299] İleride izahı geleceği üzere, ikinci kasda intikal etse bile aslî kasıt ile olan ilgisi var olmaya devam eder

[300] Nahl 16/72.

[301] Bakara 2/243.

[302] Nahl 16/14.

[303] Saffât 37/96.

[304] Yani, kişi meşru yolu üzere gider ve onu sınırları içerisinde kullanırsa, hayır elbetteki hayırdan başka birşey getirmez. Ancak sınırlarından çıkar ve meşru olmayan şekil üzere kullanmaya başlarsa kişiyi mefse-detlere götürür. Ancak bu hayrın bizzat kendi tabiatından değildir; onun kullanılışı yönündendir. Nitekim hadis buna işaret etmektedir. Şöyle ki: Bahar güzel birşeydir; insanın ve hayvanın hayatı ona bağlı­dır. Buna rağmen hayvan onun bitirici özelliğinin sonucu olarak orta­ya çıkan öldürücü otlardan yiyebilir ve bunun sonucunda ölür ya da ölüme çok yaklaşır. Bu sonuç baharın kusuru değil, bizzat o hayvanın fiili sonucunda olan birşeydir. Eğer yediği ot, hayvanın bünyesine za­rarlı ise, bu o hayvanın kendisi için faydalı olanı bırakıp zararlı olanı­nı yemesindendir. Eğer yediği haddizatında zararlı değil, fakat doğan zarar ihtiyacı olan miktardan fazla yediği için olmuşsa, o zaman örnek son derece açık olacaktır. Hadis Buhâri´nin ve Müslim´in bir rivayetin­de "Baharın bitirdiği otlardan bazısı vardır ki..." şeklinde, Müslim´in diğer rivayetlerinde ise: "Baharın bitirdiği her ot..." şeklindedir. İkinci rivayete göre, "ihtiyacı olan miktardan fazlasını yemesi halinde" şeklin­de anlamak gerekecektir. Ancak kendi ihtiyacı olan kadarını yemesi halinde zararı olmayacaktır.

[305] Daha önce geçti [1/113].

[306] "Yapılması istenilen" ifadesinden maksat izin verilen demektir. Nite­kim onsekizinci meselede gelecek olan sedd-i zerâi´in tarifi bu şekilde anlamayı gerektirmektedir.

[307] Bakara 2/104.

[308] En´âm 6/108.

[309] Mükellefin, o yükümlülüğü gereği şekilde yapmasına engel olabilecek Ölçüde meşakkat içeriyorsa o zaman, terki istenilen şekle dönüşecektir.

[310] Daha önce geçti [1/321].

[311] Hûd 11/7.

[312] Mülk 67/2.

[313] Muhammed 47/31.

[314] Amme 79/6 vd.

[315] Nahl 16/10.

[316] Bakara 2/26.

[317] Bakara 2/2.

[318] Lokman 31/3.

[319] Biri, dünyanın kuruluş amacı olan hikmetten sarfınazarla mücerred olarak ele alma, ikincisi de, bu hikmeti göz Önünde bulundurarak ele alma. Delillerin tearuzu bahsinde üçüncü meselede bu iki itabarm açıklamasına yönelik çok güzel bir izah gelecektir.

[320] Enbiyâ 21/16.

[321] Ankebût 29/41.

[322] Bakara 2/26.

[323] Bakara 2/26.

[324] Bakara 2/2.

[325] "Bu üç şeyden yüz çevirmek olur" dememiştir. Çünkü eğer öyle olsay­dı, o zaman eğlence sadece kül olarak değil, cüz olarak da yasaklan­mış olması gerekirdi. O (yani eğlence) kazanç eîde etme vb. diğer mu­bah olan şeylerden alıkoymaktadır. Eğlencenin iptaline götürdüğü bu mubahlar ise, zarurî, hâcî ve tahsînî olan üç esasın hadimi durumun­dadır. Sonuç itibarıyla eğlence bu mertebelerin zıddına hadim olacak­tır; dolayısıyla birinci kasıtla yerilmiş olması gerekir.

[326] Cum´a 62/11.

[327] Bu âyette lehv, yergi sadedinde zikredilmiştir. Davul ve âyette sözü edilen şey, lehviyyattan sayılmıştır. Bu durumda davul ve beraberin­de olan şeyler, Sâri´ nazarında birinci kasıtla yerilmiş olan hususlar­dan olmaktadır

[328] Muhammed 47/36.

[329] Daha önce geçti [1/129].

[330] Bunlar, eşle oynaşma, atı terbiye etme ve okçuluk olmakta idi.

[331] Yani zikri geçen üç şey ve benzerleri ile bize in´amda bulunulduğunun belirtilmesi, onların birer eğlence olmaları açısından değil, aksine on­ların sonuç itibarıyla destek verdikleri esaslar ve ortaya çıkan fayda sebebiyledir. Meselâ zevce ile oynaşma, nesİin bekası esasına hadim olmaktadır; at talimi ve okçuluk yoluyla eğlenme ise, düşmana karşı güçlü olma prensibine, dolayısıyla dinin korunması esasına hadimdir. Söz konusu minnet, işte bu yönden doğmakta olup, onların bizzat birer eğlence olmaları noktasından hareketle değildir. Hem sonra bunlar, insanlar arasında carî bulunan güzel âdetlerden de sayılmaktadır. Mûsiki ve benzeri şeyler ise, güzel görülen âdetler çerçevesinin dışında kalmaktadır. Bu da onların aslî kasıt ile yerilmiş olduklarının bir deli­lidir.

[332] Yani, yüce ALLAH hiçbir şey yaratmamıştır ki, onun aslî yaratılış amacı oyun ya da eğlence için olsun.

[333] AVâf7/32.[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 29 Eylül 2010, 00:51:10 Gönderen: Ayten »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Emir Ve Nehiy
« Posted on: 29 Mart 2024, 00:02:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Emir Ve Nehiy rüya tabiri,Emir Ve Nehiy mekke canlı, Emir Ve Nehiy kabe canlı yayın, Emir Ve Nehiy Üç boyutlu kuran oku Emir Ve Nehiy kuran ı kerim, Emir Ve Nehiy peygamber kıssaları,Emir Ve Nehiy ilitam ders soruları, Emir Ve Nehiyönlisans arapça,
Logged
09 Ekim 2014, 15:32:27
Burcu 8/B

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 413



« Yanıtla #6 : 09 Ekim 2014, 15:32:27 »

Dünya çabaladığımız kadarını  öbür dünya yada çabalarsak bizim için daha iyi olacağını biliyorum   sizde bunu bana fark ettirdiğiniz için teşekkür ederim
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
21 Ekim 2014, 14:34:25
Rukiye Çekici

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 694


Site
« Yanıtla #7 : 21 Ekim 2014, 14:34:25 »

Aleyküm Selam hocam bunu yazana teşekkür ederim
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

RUKİYE ÇEKİCİ 7c 438
21 Ekim 2014, 14:50:49
Rukiye Çekici

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 694


Site
« Yanıtla #8 : 21 Ekim 2014, 14:50:49 »

Aleyküm Selam bu yazı için teşekkürler

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

RUKİYE ÇEKİCİ 7c 438
Sayfa: 1 [2]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes