> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri >  el İtisam > Yirmi ikinci mesele
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yirmi ikinci mesele  (Okunma Sayısı 898 defa)
30 Mayıs 2011, 13:53:32
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 30 Mayıs 2011, 13:53:32 »



 
Yirmi ikinci Mesele:


Bunun açıklaması şöyledir: Kuduz hastalığında bulaşıcıhğa benzeyen bir özellik vardır. Kuduz hastalığı aslında köpekde bulunur. Kuduz köpek, birisini ısırdığı zaman o da kuduz olur. Artık bu hastalıktan çoğunlukla ancak ölümle kurtulunur. Bid'atçı da böyledir. Bid'atçı, birisine görüşünü veya şüphesini anlattığı zaman, o kimse o dertten pek az (ihtimal ile) kurtulabilir; ya onunla birlikte aynı görüşte olarak o gruptan olur veya kalbinde bir şüphe yerleşir. O bu şüpheden kurtulmak ister ama gücü yetmez.
Bid'at dışındaki diğer günahlarda durum böyle değildir. Günah sahibi günahı alışkanlık haline getirip uzun süre onu işleyip günahı dost edinmedikçe ondan zarar görüp onunla iç içe girmez. Bu mana rivayetlerde dile getirilmiştir. Selef-i Salih, bid'at sahipleriyle oturup kalkmayı, onlarla ve onlar gibi konuşmayı yasaklamışlar, bu hususta katı bir dil kullanmışlardır, ikinci bölümde bu hususta pek çok rivayetler geçmiştir.
(Yine bunlardan bir kısmını burada zikredeceğiz. Şöyle ki):
a- İbn Mes'ud'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Kim dinine saygı göstermekten hoşlanırsa şeytanla içli dışlı olmaktan ve heva ve hevesine uyanlarla oturmaktan ayrı dursun. Çünkü onlarla (bir arada) oturmak, uyuzdan daha yapışkandır (daha zararlıdır).
b- Hamid el-A'rac'dan rivayet, olunduğuna göre o şöyle demiştir:
"Ğaylân, (Kabe) civarında yaşamak üzere Mekkeye gelmişti. Ğaylân Mücahid'e gelerek şöyle dedi:
Ey Haccac'ın babası! Bana ulaştığına göre sen insanları ben (imle ilişki kurmak) dan yasaklıyor ve beni (şöyle şöyledir diye) anıyormuşsun. Sana benim söylemediğim şeyler ulaşmış. Ben ancak şunları şunları söylüyorum diyerek inkar edilmeyecek şeyleri ifade etti, Gaylân kalkınca Mücahid şöyle dedi:
Onunla oturmayın. Çünkü o Kaderiyyecidir.
Humeyd diyor ki:
Bir gün ben tavaf ediyorken arkamdan Gaylân bana yetişip gömleğimden çekiyordu. Döndüm, Ğaylân bana şöyle dedi:
Mücahid benim hakkımda nasıl böyle böyle söyler? Ben ona (gerçeği) haber verdim. Mücahid tavaf sırasında Ğaylan'ın benimle birlikte yürüdüğünü görmüştü. Mücahid'in yanına geldiğimde onunla konuştum, bana cevap vermedi. Bir şeyler sordum karşılık vermedi. Ertesi sabah ona tekrar gittiğimde aynı tavırla karşılaştım. Ona şöyle dedim:
Ey Haccacın babası! Benden sana bir şey mi ulaştı? Ben bir şey yapmadım, bana ne oldu? Mücahid bunun üzerine şöyle dedi:
Seni Ğaylan ile beraber görmedim mi? Oysa onunla oturup kalkmayı ve konuşmayı yasaklamadım mı? Bunun üzerine Mücahid'e şöyle dedi:
Ey Haccacın babası! Ben senin sözünü inkar etmiş değilim.
Onunla konuşmaya ben başlamadım, önce benimle o konuştu. Bunun üzerine Mücahid şöyle dedi:
Ey Humeyd! Allah'a yemin ederim ki Sen benim katımda doğru bir kimse olmasaydın, yaşadığın müddetçe beni güler yüzle göremeyecektin, tekrar tekrar baksan yine de sana iltifat etmeyecektim.
c- Eyyüb'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Bir gün Muhammed b. Sîrin'in[255]  yanında, idim. Birden Amr b. Ubeyd çıkageldi ve (bizim olduğumuz yere) girdi. Amr oturunca İbn Sîrin elini karnına koyarak (hasta olmuş gibi) oradan kalktı. Ben Amr'e:
Haydi gidelim, dedim (oradan) çıktık. Amr gittikten sonra geri döndüm ve Ey Bekir'in babası! Yaptığının farkındayım, dedim. O bana:
Gerçekten fark ettin mi? dedi.
Evet, dedim. Bunun üzerine İbn Sîrin:
"Onunla birlikte bir evin tavanı altında bir arada olamam"dedi.
d- Bazılarından şöyle bir rivayet kaydedilmiştir:
Amr b. Ubeyd ile yürüyordum. Beni İbn Ayn[256] gördü ve benden yüz çevirdi. Deniliyor ki Amr b. Ubeyd, İbn Avn'in evine girdi. İbn Avn onu görünce sustu. Amr de sustu ona bir şey sormadı. Bir süre (sessiz) durduktan sonra İbn Avn şöyle dedi:
"Benim iznim olmadan evime girmeyi neye dayanarak helâl saydın?" İbn Avn bu sözünü tekrar tekrar söyledi durdu. Fakat Amr bir konuşsaydı....
e- Müemmel b. İsmail[257] in şöyle dediği rivayet edilmiştir: (Bizim topluluğumuzu oluşturan) arkadaşlarımızdan bazıları Hammad b. Zeyd'e[258] şöyle demiştir:
"Sana ne oluyor ki Abd'ulkerim'den sadece bir tek hadis rivayet ediyorsun?" Hammad şöyle dedi:
Ben bu hadis için ona uzak bir yerden geldim. Eyyûb'un ona gelmiş olduğunu ve benim için şöyle şöyle bir durumun olduğunu bilmesinden hoşlanmıyorum: Sanıyorum ki eğer o (bunu) bilse onunla aram açılır.
f- İbrahim'den Muhammed b. Sâib'e[259] şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Bu görüşünde devam ettiğin sürece bize yaklaşma"! İbn Sâib Mürcie mezhebinden idi.
g- Hammad b. Zeyd'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Said b. Cübeyr[260] ile karşılaşmıştım.
Seni Talk[261] ile birlikte görmedim mi? diye sordu.
Evet, fakat onda ne var ki? dedim. Bunun üzerine:
Onunla oturma! Çünkü o, Mürciedendir, dedi".
h- Muhammed b. Vâsi'den[262] şöyle dediği rivayet edilmiştir: Safvan b. Muhriz'i[263] gördüm. Yakınında Şeybe vardı. Birbirileri ile tartışıyorlardı. İbn. Vasi'i elbisesini silkeleyerek kalktığını gördüm.
"Sizler ancak uyuz kimselersiniz" diyordu.
ı- Eyyûb'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Adamın biri İbn Sîrin'in yanma geldi ve şöyle dedi:
Ey Bekir'in babası! Sana Allah'ın kitabından bir âyet okuyacağım, fazla değil, sonra çıkıp gideceğim. İbn Sîrin parmağı ile kulaklarım tıkadı ve şöyle dedi:
"Sana and veriyorum. Eğer müslüman isen evimden çık!" Adam (tekrar):
Ey Bekir'in babası! Bir âyetten fazla okumayacağım, sonra çıkıp gidece­ğim, dedi. Bunun üzerine İbn Sîrin giysisinin eteklerini toplayıp (kendi evinden) çıkmaya hazırlandı. Biz adama yönelip:
İbn Şirin sana evden çıkman için and verdi. Bir adamı kendi evinden çıkarman helal midir? dedik. Adam çıkıp gitti. Biz İbn Sîrin'e:
Ey Bekirin babası! Sana ne zararı olurdu? Bir ayet okuyup sonra çıkıp gitseydi, dedik. İbn Şirin şöyle cevap verdi:
Vallahi kalbimin üzerinde bulunduğum hâl hakkında sağlam olduğunu sanmış olsaydım onun okumasına aldırış etmezdim. Fakat kalbime bir şeyin girmesinden korktum. Öylesine ki sonra onu kalbimden çıkarmaya gayret ederim de gücüm yetmez.
i- Evzâi'nin şöyle dediği rivayet edilmiştir: Bid'at sahibi ile konuşup tartışmayın. Çünkü kalplerinizde onun  fitnesinden birşeyler kalır.
Bu rivayetler, eğer hadisten kasdedilen o idiyse hadisin işaret ettiği hususlarda seni uyarmaktadır. En iyiyi bilen Allah’ tır.
Bid'at sahibinin sözünün kalplerdeki etkisi bilinmektedir. Hadiste kuduz hastalığı örneği ile uyarıda bulunulmasının bir faydası daha vardır ki o, şudur:[264]



[255] Bu zât: Muhammed b. Sîrin el-Ensari Ebu Bekir b. Ebî Aititr el-Basrî'dir. Basra'nın hocası ve rüya tabircilerinin önderi idi. Aslı Arap değildir. Bîsân esirlerindendir. Kulağı duymayan İbn Sîrin sağlam ve doğru bir kimse olup ibadetine düşkün, büyüklüğü herkesçe kabul edilen bir zat idi. Rivayetlerde lafzı dikkate almadan mana ile rivayeti doğru görmezdi. Üçüncü tabakadan idi. Hicretin 110. yılında vefat, etmiştir. Bakınız: Takrib, 2/169; Tezkire, 1/77; Şezerat. 1/138
[256] Bu zat: Abdullah b. Avn b. Ebî Avn Yezid el-Hilâli el-Hazzâz Ebu Muhammed el-Bağdâdi'dir. Güvenilir ve ibadetine düşkün bir kimse olup, onuncu tabakadandır. Hicretin 232. yılında vefat etmiştir. Bakınız: Takrib, 1/4391 Tezkire, 1/156; Şezerât, 2/75.
[257] Bu zat: Basralı Müemmel b. İsmail Ebû Abdurrahman'dir. Mekke'ye yerleşmiştir. Doğru bir kimsedir, fakat ezberi, kötüdür. Dokuzuncu tabakanın küçüklerindendir. Hicretin 206. yılında Mekke'de vefat etmiştir. Bakınız: Takrib. 2/290; Şezerât, 2/16
[258] Bu zat: Hammad b. Zeydb. Dirhem el-Ezdi el-Cehzami'dir. Künyesi Ebu İsmail olup Basralıdır. Güvenilir ve sağlam bir fıkıh bilginidir. Bir söylentiye göre gözleri görmezdi. İhtimal ki sonradan kör olmuştur. Çünkü onun yazı yazdığı sahih olarak bilinmektedir. Sekizinci tabakanın büyüklerindendir. Hicretin 179. yılında Ramazan ayında Cuma günü vefat emiştir.  Bakınız: Takrib, l/197, Tezkire, 1/228, Bidâye Nihaye, 10/174
[259] Bu zât: Kûfeli Muhammed b. Sâib b. Bişr el-Kelbi, Ebûn-Nasr’dır. Tefsir ve soy bilginidir. Yalancılıkla suçlanmış. Rafızî olduğu söylenmiştir. Bu sebeple terk edilmesinde görüş birliği vardır.  Altıncı tabakadan olup, hicretin 146  yılında vefat etmiştir. Bakınız: Takrib,  2/163; Şezerât, 1/217-218
[260] Bu zât: Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî el-Kûfî el-Vâlibi'dir. Vâlibe oğullarının kölesidir. Doğru sağlam bir fakihtir. Hz. Aişe ve Ebu Musa'dan ve benzerlerindenyaptığırivayetleri mürseldir. Üçüncü tabakadandır. Hicretin 95. yılında Haccac tarafından öldürülmüştür. Bakınız: Takrib, 1/292; Tezkire. 1/76; Şezerât, 1/108.
[261] Bu zât,  Basralı Talk b. Habib el-Anezî'dir.  Doğru ve ibadetine düşkündür.  Mürcieden olduğu söylenmiştir. Üçüncü tabakadan olup,  hicretin 90. yıllarından sonra vefat etmiştir. Bakınız: Takrib. 1/380: Cerh ve Tadil. 4/490.
[262] Bu zât, Muhammed b. Vâsi' b. Câbir b. Ahnes el-Ezdî'dir. Künyesi Ebu Bekir veya Ebu Abdullah olup Basralıdır. Güvenilir ve ibadetine düşkün bir kimsedir. Pek çok menkıbesi vardır.  Beşinci tabakadan olup, hicretin 123. yılında vefat etmiştir. Bakınız: Takrib, 2/215; Şezarat. 1/161.
[263] Bu zât, Safvan b. Muhriz b. Ziyad'dır. Mazini veya Bâhili kabil esindendir. Güvenilir ve ibadetine düşkün bir kimsedir. Dördüncü tabakadan olup, hicretin 174. yılında vefat etmiştir. Bakınız: Takrib, 1/3681 Cerh ve Ta'dil 4/423.
[264] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 2/299-302.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yirmi ikinci mesele
« Posted on: 20 Nisan 2024, 06:21:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yirmi ikinci mesele rüya tabiri,Yirmi ikinci mesele mekke canlı, Yirmi ikinci mesele kabe canlı yayın, Yirmi ikinci mesele Üç boyutlu kuran oku Yirmi ikinci mesele kuran ı kerim, Yirmi ikinci mesele peygamber kıssaları,Yirmi ikinci mesele ilitam ders soruları, Yirmi ikinci meseleönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes