๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el İtisam => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 31 Mayıs 2011, 16:22:33



Konu Başlığı: Üçüncü örnek
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 31 Mayıs 2011, 16:22:33
Üçüncü örnek:



Ebu Hanife diyor ki: Dört kişi bir erkeğin zina ettiğine şahitlik etseler, fakat şahitlerden her biri diğerinin belirle­diği yönden başka yönü belirlese, kıyasa göre zina ettiği ileri sürülen kişiye had cezası verilmez. Fakat istihsana göre bu kimseye had cezası verilir. Bunun gerekçesi şudur: O kimse hakkında dört kişi şahitlik etmedikçe kendisine had uygulanmaz. Şahitlerden her biri (ayrı) bir ev belirleyince, aynı mertebede dört şahit bulunmamış olur. Zira bu durumda hepsinin aynı mertebede birleşmesi imkânsızdır. Şahitlerden her biri ayrı bir köşe belirlemiş olunca zahiren zina fiili birden fazla olmuş demektir. (Bir köşeden diğerine) kaymak da mümkündür. (Böylece şahitlerden her biri ayrı köşede görmüş olabilir.)
"Kıyasa göre had cezası verilmez" demenin manası, zahiri duruma göre dört şahit bir zina eyleminin yapıldığında birleşmedi demektir. Fakat sonuç itibariyle meselenin vardığı yer, adalet özelliği olan şahitlerin fasık sayılmasıdır. Çünkü zina yaptığı iddia olunan kişiye had cezası verilmeyince şahitler fasık olmuş olur, Şahidin adaletli sayılmasına yol oldukça fâsık sayılmasına yol yoktur. Mümkün oldukça şahitlerin adil olduklarını dikkate almak (uzak da olsa) bu uzak imkana götürür. Bu ise ancak hükmü Kur’an’dan almaya sarılmaktır. Bu gerçekte hükmün asıl sebebine ilişkili bir durumdur.