> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri >  el İtisam > Üçüncü mesele
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Üçüncü mesele  (Okunma Sayısı 999 defa)
30 Mayıs 2011, 14:22:54
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 30 Mayıs 2011, 14:22:54 »



Üçüncü Mesele


Ayrılık sonunda ortaya çıkan bu grupların,  yaptıkları şeyler sebebiyle İslam dininden çıkmış olacakları düşünülebilir. Bunlar mutlak olarak İslam hakkından ayrılmışlardır. Bu ayrılık, ancak küfürdür. Zira küfür ile iman arasında üçüncü bir mertebenin düşü­nülmesi söz konusu değildir. Bu ihtimali, Kur'an ayetlerinin ve hadislerin zahiri manaları gösteriyor. Şöyle ki:
a- "Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur."[62]  Bu âyet tefsir âlimlerine göre bid'at ehli hakkında nazil olmuştur. Bu görüşü, âyetteki kelimesini olarak okuyan kıraat âlimlerinin tercihi[63] açıklığa kavuşturuyor. (Buna göre mana: "Dinlerinden ayrılanlar..." demekte­dir.) Bu manaya göre dinden ayrılmak, ancak dinden çıkmakla olur.
b- ".... Yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kâfir mi oldu­nuz?.... (denilir).[64]  Bu âyet, tefsir âlimlerine göre bid'at ehli olan kıble erbabı (yani müslümanlar) hakkında indiril­miştir. Bu ayetler bu meselede nas gibidir. Bu konuda bunlardan başka ayetler de vardır. Hadislere gelince:
a- Hz. Peygamber "Benden sonra birbirinizin boynunu vuracak kâfirler halinde (dinden) dönüş yapmayınız."[65] Bu hadis, hakkında böyle söylenen kişinin kâfir olduğu hususunda nas'tır.
b- Yukarıdaki hadisi daha önce geçtiği üzere Hasen (Basri) şu hadisle tefsir etmiştir: "...Kişi sabaha mü'min olarak çıkar, kâfir ola­rak akşamlar. Mü'min olarak akşama kavuşur, kâfir olarak sabahlar[66]
c- Hz.Peygamber Hariciler hakkında şöyle buyurmuştur: "... Onu bırak! Onun öyle arkadaşları var ki, sizden biriniz namazlarınızı ve oruçlarınızı onların oruç ve namazları yanında değersiz görürsünüz. Onlar Kur'an'ı okurlar (fakat okudukları) boğazlarını geçtip kalple­rine in)mez. Onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar. (Bu öyle bir şekilde okun yaydan çıkışıdır ki) Avcı okun ucuna bakar, orada bir şey bulunmaz. Sonra kirişine bakar, orada bir şey bulunmaz.
Sonra demirsiz okuna bakar, orada bir şey bulunmaz. Sonra yelekli okuna bakar, orada da bir şey bulunamaz; ne kan bulaşığı var, ne pislik bulaşığı." "Kan bulaşığı ve pislik bulaşığı...." ifadesine bakılırsa bu ifadenin onların İslama girdiğinin, fakat İslamdan ona bir şey bulaşmadığının şahididir.
d- Ebu Zer'in rivayetine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Benden sonra ümmetimden bir topluluk olacaktır. Bunlar Kur'an'ı okurlar. Fakat okudukları boğazlarını geçmez. Onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar ve sonra o dine dönmezler. Onlar yaratıl­mışların ve insanların en şerlisidirler." Bunlardan başka hadisler de vardır. Hadislerde ifade edilen kimseler belirli bir topluluktur. Bu hadisler başka topluluklar için huccet/delil değildir. Çünkü âlimler, heva ve heveslerine uyanlar hakkında ayetleri delil gösterdikleri gibi bu hadisleri de delil göstermişlerdir.
Ayetler genel ifade kalıpları ile hadisler de manaları ile tüm âlimlerin aynı gerekçede birleştiklerini göstermektedir.
Burada "iman ve küfür hakkında hüküm vermek âhirete ilişkin bir iştir. Bu hususlarda kıyas/akıl yürütme geçerli değildir." denilirse bunun cevabı şudur:
Bizlerden her biri, hepimiz dünyaya ait hükümler içerisindeyiz. Acaba insanlardan mürted olanlara (bu mesele iman ve küfre ait olduğu için) irtidat hükmü verilir mi verilmez mi? Ayrıca ahirete ilişkin işler de ancak Allah'a aittir. Nitekim şu ayet bunun delilidir" "Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla bir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir." [67]
İhtimaldir ki bunlar tamamen dinden çıkmamış olabilirler. Ama dinin bazı kurallarının ve esaslarının dışına çıkmışlardır. Bu fasıl­dan önce geçen tüm bilgiler bunun delilidir. Onları tekrarlamanın bir faydası yoktur. Burada üçüncü bir ihtimal vardır ki o da şudur: Bunlardan bazıları İslamdan ayrılanlardan olup sözleri küfürdür ve açık bir şekilde küfre götürür. Bunlardan bazısı da İslamdan ayrıl­mamıştır; her ne kadar çirkin bir yol tutmuş ve büyük şeyler söylemiş ise de yine kendisine İslam hükmü verilebilir. O bu hâli ile tam küfre düşecek, açıkça dinini değiştirecek dereceye varmamıştır.
Herhangi bir davranışa giren kimsenin küfre girip girmediğinin göstergesi yaptığı olaya göre ve her bidata göre değişir. Zira şüphe yoktur ki bid'atlardan kimisi küfürdür. Allah'a yakın olmak üzere put edinmek gibi. Kimisi de küfür değildir. Bir grup âlime göre yön meselesi[68] icmaı ve kıyası inkar etmek ve benzerleri gibi.
Son devir âlimlerinden bazıları bu grupların kâfir sayılması meselesinde detaylara varan bilgiler vermişlerdir. Şöyle ki:
a- Bid'atlardan Allah ile birlikte başka bir tanrının varlığına inanmak şeklinde olanı vardır. Sebeiyye'nin Hz. Ali hakkında "O Allah'tır." dedikleri gibi.
b- İnsanlardan birtakım şahıslarda bazı tanrılar yaratıldığına inanmak şeklinde olanı vardır. Cenâhiyye'nin "birtakım insanlarda Allah'ın ruhunun var olduğunu ve bunun babadan oğula geçtiğini" söylemeleri gibi.
c- Hz. Muhammed'in peygamberliğini inkar etmek şeklinde olanı vardır. Ğurâbiyye'nin "Peygamberliğin sahibi Ali idi. Cebrail hata ederek onu Muhammed'e götürdü" demeleri gibi.
d- Birtakım haramları mubah sayıp, farzları düşürerek, Peygamber'in pek çok getirdiği şeyi inkar şeklinde olanı vardır. Şia'nın taşkınlık yapanlarının pek çoğunda olduğu gibidir ki müslümanlar bununla kâfir olunacağında ihtilâf etmezler.
e- Bunlardan başka birtakım görüşler vardır ki bunlara inananlar da kâfir olmaktan uzak değildir.
Bu görüşlerin sahibi delil olarak pek çok şeyleri ileri sürmüştür ki bunları burada söylemeye ihtiyaç yoktur. Fakat âlimlerden işitti­ğimiz odur ki usul âlimlerinden muhakkik olanların mezhebi, "küfür meselelerinde mevcut durum değil, sonuç muteberdir." şeklindedir. Sonuç itibariyle kâfir nasıl kâfir olmaz ki, gerçek sonuç olan ahireti şiddetli bir şekilde inkar etmekte, karşısında olduğu gruplara âhiretle ilgili eleştiriler yöneltmektedir. Bu tür söylemlere sahip olan kimsenin kâfir olmasının gerektiği ortaya çıkmaktadır. Onların söylediğini (inananlardan) hiçbir kimse söylememiştir.
Bu meselede görüş ayrılığı ortaya konmuştur. Şimdi de bu grup­lar hakkındaki hadisin gereği üzerinde durmaya dönelim.
Sahih olan kadariyle bu hadiste bir şeye delil olma özelliği yok­tur. Çünkü hadiste sadece ve özellikle grupların sayısına dair bilgi vardır. Fakat hadisin bir rivayetinde "Bu grupların hepsi cehen­nemdedir. Bir tanesi hariç..." buyurulduğuna göre bu hadisin dış manasına göre ayrılıp grup olanlara verilecek cezanın yerine getirileceğinin gerektiği bildirilmemektedir.
Burada bir mesele kalıyor ki o da bu parçalananlardan cehen­neme gideceklerin orada ebedî mi, yoksa geçici mi kalacakları mese­lesidir. Bu hususta hadiste bir şey söylenmemiştir. Hadiste buna dair bir delil yoktur. Çünkü cehennem cezası, genelde kâfirler için olduğu gibi müslümanların günahkâr olanları da vardır. Her ne kadar kâfir orada ebedi kalacak, günahkar mü'min geçici olarak cehennemde olacaksa da durum budur.[69]



[62] En'am: 159
[63] Bu ayette ve Rum 32. ayetinde bulunan bu kelimeyi bu şekilde okuyan. Kıraat imamlarından Hamza ve Kisâidir.
[64] Âl-i İmran: 106
[65] Hadisi, Buhari Hac ve Fiten kitaplarında (Feth'de 1739-1741-7077-7078-7079 ve 7080 numalara ile) rivayet etmiştir. Ayrıca Müslim, İman kitabında 65-66 genel numara ile, Tirmizi, Fiten kitabında 2193 numara ile Nesâi, Tahrîm'ud-dem kitabında 7/126/127 de, İbn Mâce, Fi'ten kitabında 3942-3943 ve 3944 numara ile Ahmed b. Hanbel Müsned'inde 1/230 da 2036 numara ile. Dârimi, Menasik kitabında 1921 numara ile İbn Hıbban sahihinde 1/250 ve 7/572 de rivayet etmiştir. Ayrıca bakınız: Feyzul Kadir, Münavi, 6/394 Hadis no: 9767
[66] Hadisi Müslim İman kitabında 118 genel numara ile rivayet etmiştir. Ayrıca Tirmizi, Fiten kitabında 2195-2197-2198 numara ile ve  Ahmed b.Hanbel Müsned'inde 2/523 de rivayet etmistir.
[67] En'am: 159
[68] İhtimal ki yazar “yön” ile Yüce Allah'ın bir yönde olduğunun söylenmesini kasdetmiştir.
[69] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 2/220-222.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Üçüncü mesele
« Posted on: 24 Nisan 2024, 10:19:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Üçüncü mesele rüya tabiri,Üçüncü mesele mekke canlı, Üçüncü mesele kabe canlı yayın, Üçüncü mesele Üç boyutlu kuran oku Üçüncü mesele kuran ı kerim, Üçüncü mesele peygamber kıssaları,Üçüncü mesele ilitam ders soruları, Üçüncü meseleönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes