> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri >  el İtisam > Üçüncü kısım
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Üçüncü kısım  (Okunma Sayısı 1078 defa)
02 Haziran 2011, 18:01:02
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 02 Haziran 2011, 18:01:02 »



Üçüncü Kısım:



Bu kısımda vasıf, ibadete bir ilave imiş zannına yol açmaktadır. O derecede ki vasıf ibadetin özelliğinden veya ondan bir parça imiş gibi inanılmaktadır. Bu kısımda yanlış uygulamaya yol açmasından dolayı yasaklanma durumuna bakılır. Her ne kadar bu hususta genel bir görüş birliği varsa da âlimler arasında detayda tartışmalar vardır. Çünkü her yanlış uygulamaya yol açan durum, yasaklanma durumunda değildir. Bunun delili ödemesi ertelenerek yapılan satışlarda ve benzerlerindeki görüş ayrılığıdır. Şu kadar ki Ebu Bekir Turtuşî, bilginlerin yanlış uygulamaya açılacak yolu kapatmak için bu tür meselelerdeki görüşlerini inceleyerek bu hususlarda görüş birliği olduğunu hikaye etmektedir. Bazı detaylarla görüş ayrılığının var olduğuna göre, birilerinin üzerinde konuştuğumuz meselede de aynı durumun olacağını söylemesi inkar edilemez. Önce örnekler verelim, sonra meselenin hükmünü konuşuruz. Örnekler:
a- Hadiste bildirildiğine göre Hz. Peygamber, Ramazan ayından bir veya iki gün öncesinden oruç tutmayı yasaklamıştır.[185] Âlimlere göre bunun gerekçesi bu günlerin Ramazandan sayılması korku­sudur.
b- Rivayet olunduğuna göre Hz. Osman seferi durumda namazı kısaltmadan kılardı.[186] Kendisine:
Sen Hz. Peygamberle birlikte (seferi iken) namazı kısaltmamış mıydın? denildiğinde Hz. Osman şöyle diyordu: Evet, fakat ben insanların imamı (devletin başı)yım. Çölden gelmiş bedevilere bakıyorum da namazı iki rekat kıldırdığım takdirde namaz böyle farz kılındı diyeceklerdir.
Bilindiği üzere seferi durumda namazı kısaltarak kılmak (Hz. Peygamber'in) sünneti veya vaciptir. Buna rağmen, dinde meşru olmayan yeni icad edilmiş bir işe yol açacağı korkusundan namazı seferi iken kısaltmayı terk etmiştir.
c- Hz. Ömer (bir keresinde) ihtilam olmuş, yıkanmayı ısfâr vaktine değin geciktirmiştir.[187] Bu konuda namaz kılacak kadar kendilerinden giysi alıp, sonra geniş vakitte kendi giysisini yıkama­sını söyleyen Hz. Ömerin söylediği şu söz konumuzla ilgilidir:
"Eğer onu yapsaydım sünnet olurdu. (Pislikten) gördüğümü yıkar, görmediğime su serperim."
d- Huzeyfe b. Esîd şöyle diyor:
"Ebu Bekir ve Ömer (r.a.) hazretlerinin, farzdır görüşüne yol açacağı korkusundan kurban kesme­diklerine tanık oldum."
Abdullah b. Mes'ud'dan da benzeri bir rivayet vardır. O şöyle demiştir:
"Ben sizin en zenginlerinizden olduğum halde, komşuların kurban kesmeyi farz sanmaları korkusundan dolayı terk ediyorum."
Selefi Salihinden bu kabil nakiller çoktur.
e- İmam Mâlik Ramazan orucu bitince peşinden Şevval ayından altı gün oruç tutmayı, bu konuda sahih hadis olmakla beraber mekruh görmüştür. Ebu Hanife de ona uymuş "Bunu güzel görmü­yorum." demiştir.[188] İmam Mâlik, kendilerine uyulan diğer kişilerin de bu orucu tutmadıklarını ve bid'at olmasından korktuklarını haber vermiştir.
Hz. Peygamberin Küba'ya gelmesinin ve benzerlerinin aynısını yapmak da bu kabildendir.[189]
Genel bir ifade ile söylersek, meşru olarak aslı var olan fakat sürekli yapdması halinde sünnet olduğuna inanılacak amelin terkedilmesi arzu edilir. Böyle yapılması yanlış uygulamaya yol açmasını önlemek içindir. Bundan dolayıdır ki İmam Mâlik ihrama girdikten sonra teveccüh duası yapmayı, (Kur'an) okumaya başlamazdan önce dua okumayı, yemekten önce el yıkamayı mekruh görmüş ve namaz kılarken giysisini önüne koyan kimsenin, bu davranışını uygun görmemiştir.


[185] Ebu Hüreyreden rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber: "Sizden biriniz Ramazandan bir veya iki gün öncesi oruç tutmasın. Ancak adam Ramazandan önce oruç tutmaya devam ediyorduysa o günü de oruç tutsun." buyurmuştur. Hadisi Buhârî rivayet etmiştir. Feth'ul Baride hadis numarası 1914 tür. Müslim'in Sahihinde Kitap numarası 12, hadis numarası 1802’dir. Tirmizide 684. İbn Mâce'de 1650, Nesâide cilt 4 sahife 149, Ahmed b. Hanbelin Müsnedinde 2/234 ve pek çok yerde aynı konuda hadisler vardır. Ayrıca Dârimî Sünen'inde 1689 numarada bu konudaki hadise yer vermiştir.
[186] Buradaki ifade Hz. Osmanın her hangi bir kayıt olmaksızın seferde namazı kısaltmadığını gösteriyor demek, büyük bir hatadır. Zira Hz. Osman’ın Minada namazı kısaltmadan, tam olarak kılmasının gerekçesi, oradan evli olması ve mukîm olmaya niyet etmesidir. Bu durumda namazı kısaltmayıp tam kılması olağandır. Hz. Osman bu uygulamasını bir gerekçeye daha dayandırıyor. Onun "Fakat ben insanların imamı (devletin başı)yım." sözü gösteriyor ki o bedevilerin yanlış anlaması sebebiyle, dinin değiştiğini sanmaları (ihtimali) yüzünden işin sonundan korkmuştur.
[187] Yani Hz. Ömer sabah namazını isfar vaktine kadar ertelemiştir. İsfar vakti ortalığın iyice aydınlanmasıdır. Bunun sebebi ihtilam olduğu elbesesini yıkayıp onun kurumasını beklemesidir. Zira ondan başka giysisi yoktu.
[188] Yazarımız Şâtıbî Şevval ayında altı gün oruç tutma hususunda imam Malik gibi Ebu Hanifenin de bunu mekruh gördüğünü söylemektedir. Bilindiği üzere Şâtıbî Mâliki mezhebindendir. Fıkıh alimleri arasında şöyle bir söz vardır: "Bir mezhep, başka bir mezhepten öğrenilmez."  Bu ifadeden şevval ayında altı gün oruç tutmanın Hanefi mezhebinde mekruh olduğu anlaşılıyor. Halbuki bu orucu tutmak Hanefi mezhebine göre müstehaptır. Her ne kadar İmam-ı Azam'a ait bu orucun mekruh olduğu görüşü varsa da, Mültekâ şerhinde şöyle denmektedir: Ramazan bayramının peşinden Şevval ayında altı gün oruç tutmak muhtar olan görüşe göre mekruh değildir. Bil’akis müstehap ve sünnettir." Mec.'me'ul Enhur, Şeyh Zade, İstanbul. 1810. 1/209 (Çeviren)
[189] Bunun anlamı şudur.   Sahabe  -Allah onlardan hoşnud olsun-  Hz.Peygamberin namaz kıldığı veya oturduğu yerleri izlemeyi kendileri terk etmişler ve bunu yasaklamışlardır.
Hz. Ebu Bekir. Hz. Ömer ve İbn-i Mesudun kurban kesmeyi terk etmeleri, insanların bunu farz sanmaları korkusundandır. Onların bu  davranışı sünneti  korumaktır. İnsan devamlı değil fakat zaman zaman terk eder. Tâ ki insanlar sünneti farz sanmasınlar. Bir söyleyişte ifade edildiği gibi, "Devamlı olmamak şartı ile sünnetin terki de sünnettir."
Çevirenin Notu:  Kurban ile ilgili söylenenler onun sünnet oluşuna göredir.  Bilindiği üzere Hanefi mezhebinde kurban kesmek, sünnet değil vaciptir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Üçüncü kısım
« Posted on: 19 Nisan 2024, 13:36:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Üçüncü kısım rüya tabiri,Üçüncü kısım mekke canlı, Üçüncü kısım kabe canlı yayın, Üçüncü kısım Üç boyutlu kuran oku Üçüncü kısım kuran ı kerim, Üçüncü kısım peygamber kıssaları,Üçüncü kısım ilitam ders soruları, Üçüncü kısımönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes