๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el İtisam => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 30 Mayıs 2011, 14:02:34



Konu Başlığı: Onyedinci mesele
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 30 Mayıs 2011, 14:02:34
Onyedinci Mesele:




Herkes, ilim ve ictihad ehlinin; onlara avam/halk eklense de eklenmese de dikkate alınmasında görüş birliği etmişlerdir. Eğer âlim­lere avam eklenmeyecek ise en büyük topluluğun ictihadları muteber olan âlimler topluluğu olduğunda bir problem yoktur. Bunlardan ayrılan, cahiliye ölümü ile ölür. Şayet alimlere avam eklenecek ise avam da uyduğu âlim gibidir. Çünkü avam/halk, dini (tam olarak) bilmez. Dini konularda alimlere başvurmaları kaçınılmazdır. Çünkü, halk kendisine bildiren hususlarda alimlere aykırı davranmaya meyletmeydi elbette çoğunluk ve en büyük topluluk onlar olurdu. Zira alimler sayıca az, cahiller çoktur.
Birisi çıkıp, şöyle diyemez: "Halk topluluğunda matlup olan/beklenen, uymaktır. Ayrılığı meydana getirenler âlimlerdir. Hadisde kötülenenler de onlardır." Aslında durum bunun aksinedir. Sayıları az da olsa en büyük topluluk âlimlerdir. Cemâati parçalayanlar avam/halktır. Avam âlimlere uyarlarsa üzerlerine düşen görevi yapmış olur, aykırı davranırlarsa cemaatı parçalayıp ayırırlar.
Bu noktadan hareket ederek, İbn Mübarek kendilerine uyulacak cemâatin kim olduğu sorulduğunda, Ebu Bekir ve Ömer diyerek cevap vermiş, Muhammed b. Sabit ve Hüseyin b, Vâkıd'a kadar isimleri saymıştır. "Onlar öldüler, dirilerden uyulacak olanlar kim?" denildiğinde:
Ebû Hamza eş-Sükkeri, demiştir ki O, Muhammed b. Meymûn el-Mervezî'dir. Avamdan olan kimseyi bu manada dikkate almak mümkün değildir.
Buna göre; bir zamanın müctehidsiz kaldığını varsaymak, avam­dan birinin yine avamdan birine uyması mümkün değildir. Avamdan olanların kalabalığını, hadislerde aykırı davranıldığı takdirde cahili­ye ölümü ile ölüneceği uyarısında bulunulan en büyük kalabalık saymak da mümkün değildir.
Müctehıdin bulunmadığı varsayılan zamanda, müctehidden yapdan aktarma/nakil, müctehid yerine geçer. Müctehidin bulun­duğu zamanda halktan olanların ne yapması gerekiyorsa, müctehid­siz olduğu varsayılan zamanda da halktan olanlara o gerekir.
Görüş sahibi olacak derecede bulunmayan kimsenin görüşüne, icühad edecek derecede olmayan kimsenin içtihadına uymak katıksız sapıklıktır, körü körüne atıp tutmaktır. Böyle bir durum "Allah (bir eşya gibi) çekip almaz..." hadisinin gereği budur.
Ebû Nuaym Muhammed b. Kasım Tûsi'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir
İshak b. Râheveyh'ten[241] Hz. Peygambere kadar dayandırdığı bir hadisi zikrettiğini işittim ki Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
"Muhakkak Yüce Allah Muhammed ümmetini dalâlet üzerinde birleştirmez. Eğer ihtilaf/ayrılıklar görürseniz en büyük cemâatten ayrılmayınız."[242] Bir adam dedi ki:
Ey Yakub'un babası! En büyük cemâat kimdir? Bunun üzerine şöyle dedi:
Muhammed b. Eşlem ve arkadaşlarıdır. Bir adam İbn Mübarek'e sordu:
En büyük cemâat kimdir? İbn Mübarek şöyle cevap verdi:
Ebû Hamza Sükkeri'dir. Sonra İshak b. Râheveyh şöyle dedi.
Ebu Hamza o zamanda en büyük cemâat idi. Bu zamanda ise Muhammed b. Eşlem[243] ve ona uyanlardır. İshak daha sona şöyle dedi:
Eğer cahil kimselere en büyük cemaat kimdir? diye sorsan: İnsanların meydana getirdiği topluluktur, derler. Esas cemâatin Hz. Peygamber'in izine ve yoluna sıkısıkıya sarılan bir kimse ve ona uyanları olduğunu cahil kimseler bilmezler. Daha sonra İshak şöyle demiştir: Elli yıldan beri Muhammed b. Eşlem'den daha kuvvetli olarak Hz. Peygamber'in izine sarılan bir âlim duymadım.
Bu zâtın hikayesine iyi bakınız ki cemâatin insanların arala­rında âlim olmasa da meydana getirdiği topluluk olduğunu sanan­ların hatası böylece ortaya çıkmaktadır. Böyle bir anlayış, âlimlerin anlayışı değil, avamın/halkın vehminden ibarettir. Başarılı kimse ayak kaydıran bu meselede durumunu sağlamlaştırmalıdır. Tâ ki doğru yoldan sapmasın. Başarı Allah'tandır.[244]



[241] Bu zât İshak b. İbrahim b. Mahled b. Raheveyh'dir. Künyesi Ebu Muhammed'dir. Ebû Ya’kub da denmiştir. Hanzeli ve Mervezî'dir. Raheveyh'in anlamı "yolda doğan" demektir. Aslında bu lakap babasına verilmiştir. Ahmed b. Hanbel yakın kimselerden olan bu zat güvenilir bir hadis hafızı ve müetehiddir. Ehu Davud'un zikrettiğine göre İbn Râheveyh ölümünden az önce bozulmuştur. Nesâi onu güvenilir saymıştır. Onuncu tabakadan olup, hicretin 238. yılmda vefat etmiştir. Bakınız: Takrib. 1/54: Tezkire. 2/433; Tehzib. 1/216.
[242] Hadisi, İbn Mace Fiten kitabında 3950 numara ile Abd b. Humeyd Müsned'inde shf. 367'de 1220 numara ile Tirmizî Fiten kitabında 2167 numara ile Darimî, 54 numara ile Ahmed b. Hanbel Müsned'inde 5/145 de. Aclûni Keşful Hafâsında 2/488'de 2999 numara ile Suyuti ed Dürrül Mensurunda shf. 341'de 458 de İ'tisam yayınevi basımı) rivayet etmiştir. Hadis zayıftır. Çünkü rivayet edenler arasında ismi Hâzim b. Ata olan Ebû Halef A'mâ vardır. Bu zât zayıftır. Hadisin rivayet yolları birden çok ise de hepsi güvenilir değildir.
[243] Bu zât İmam Rabbani Muhammed b. Eşlem et-Tûsi'dir. Bu zât ibadetine düşkün Müsned ve Erbain sahibi idi. Zamanının İbn Mübarek'i idi. Hadis dinlemek için yolculuklar yapmış ve Yezid b. Harun ve Ca'fer b. Avn'den ve bunların tabakalarından hadis dinlemiştir. İbn Huzeyme de ondan rivayette bulunmuş ve: "Gözlerim onun benzerini görmedi" demiştir. Hicretin 242. yılında vefat etmiştir. Bakınız: Şezerât. 2/100-101; Cerh ve Ta'dil, 7/201
[244] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 2/286-287.