๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el İtisam => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 01 Haziran 2011, 16:24:29



Konu Başlığı: Mukallidlerden sapık olanlar
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 01 Haziran 2011, 16:24:29
Mukallidlerden Sapık Olanlar


Bid'at konusunda (başkalarını) taklit edenlere gelince, bunun da kendine göre bir yorumu vardır. Çünkü o şöyle der: Kendisi örnek ve uyulacak durumda olan filan kimse bu işi yapıyordu. Musikiyi tasavvufi tarikatın bir parçası saymak gibi, Bunu benimseyenler tasavvuf şeyhlerinin müziği dinlediğini ve vecde gelerek bazılarının öldüğünü ileri sürerler. Dans ve benzeri hareketlerle vecde gelip giysilerini yırtarlar. Çünkü şeyhleri de bunu yapmıştır. Bu tür davranışların pek çoğu tasavvufa bağlı olanlarla yapılmaktadır.[60]
Bunlar bid'atlarına delil olarak Cüneyd-i Bağdadi, Bayezid Bestâmi, Siblî ve diğerlerini göstermektedirler. Bunlardan nakle­dildiği sağlıklı olarak bilinsin veya bilinmesin, sözlerine delil olarak sarılırlar. Allah'ın ve Rasûlünün bildirdiklerini delil olarak kullan­mayı terk ederler. Oysa bunlarda hiç şüphe yoktur. Zira bunları adaletli kimseler nakletmiş, anlamak ve öğrenmek için sürekli çalışan bilginler yeterince açıklamışlardır.
Fakat tasavvufçulardan bid'at ehli olanlar bununla beraber sünnette/hadiste ihtilaf olduğunu kesinlikle benimsemezler. Çünkü İslam'a mensup bir kimse sünnetde/hadiste ihtilaf sahifesinin açıl­masına razı olmaz. Ancak bunlar te'vil'in eteklerinin altına girerler.
Böyle olduğuna göre İmam Mâlik'in "Her kim bu ümmetin sele­finin/geçmişlerinin yapmadığı bir şeyi icad edip yaparsa Hz. Peygam­ber'in peygamberlik görevine ihanet ettiğine inanmış demektir." Sözü de Medineden ihrama girmek isteyen kimseye söylenen- "Hz, Peygamber'in eksik bıraktığı bir fazileti ilk defa yapan birisi olduğu­nu sanmandan daha büyük finte olur mu?" sözü, bu işin teorisyenlerince âdet olduğu üzere karşıt görüşte olan kimseyi ilzam etmektir. Sanki o şöyle demiştir:
Bu sözde sana benim söylediğim gibi bir şey gerekmektedir. Çünkü o şöyle diyor:
Sen onu (yapmayı) kasd ettin. Öyle bir şeyi müslüman bir kimse kasdetmez. (Burada bir soru söz konusu olmaktadır. Şöyle ki): Sürekli bir mezhebe uymayı seçmekle o mezheb, seçen kişi için vazgeçilmez midir, değil midir? Bu, usul âlimler arasında ihtilaflı bir meseledir. Mağrib'li ve Becâlı hocaları­mızın ifade ettiklerine göre -ki bu görüş muhakkik âlimlerin de görücüdür- bir kimsenin bir mezhebe uymayı seçmesi, o mezhebin seçen kişi için vazgeçilmez olması demek değildir.
Karşıt görüşte olan kimseye bu gerçek kabul ettirildiği takdirde İmam Mâlik gördüğü yanlış uygulamalara şiddetle karşı çıkmıştır. Buna göre bu manayı (yaptığı işi hır mezhebe dayanarak yapmış olmasını) dikkate almak tahkik ehline göre geçerli değildir.
Bu duruma göre küçük veya büyük olmakta günah ile bid'at eşittir.[61]



[60] Geçmişte tasavvufçulardan bid'ata bulaşan kötü kimselerin özellikleri budur. Zamanımızda işledikleri bid'atlar çoğalarak devam etmektedir. Bunlar, işlerinde ve davranışlarında sünnete sarılmaya davet edenlerin yokluğunda olur. Hak ehlinin çağrıları ağır basarsa batıl davalar ölür. Müslümanların bulunduğu her beldede durum budur. Eski ve yeni olarak kurallaşmış olan olgu böyledir.
[61] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 2/85-86.