๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el İtisam => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 29 Mayıs 2011, 20:12:10



Konu Başlığı: Meselenin 5. yönü
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 29 Mayıs 2011, 20:12:10
Meselenin 5. Yönü


Daha önce geçtiği üzere Hûd suresi 118. ayetinde görüş ayrılı­ğının devamlı olduğu ifade edilmiştir. Bunu, açıklamasını yaptığımız gruplarla ilgili hadis de desteklemektedir. Çünkü âyet, ihtilaf konu­larının hususi olmadığını gösteriyor. Çünkü İslam dini dışındaki dinlerde ihtilafın devam etmesi/kalması mümkündür. Fakat hadis, ihtilafın Muhammed ümmetinde de olacağını açıklamıştır. İhtilafın durumunu, hiç şüpheye yer bırakmayacak şekilde âyet dile getir­miştir.
Bu husus böylece sabit olunca bununla açık bir şekilde ortaya çıkmıştır ki gruplar içerisinde "kurtulan grup" un belirlenmesi ictihad ile olmuş bir iştir. Bu husustaki ihtilaf kesilmez. Eğer bu hususta zan değil, kesinlik olduğu iddia edilirse bu teorik bir şeydir, zorunluluk ifade etmez. Fakat bununla beraber biz, meselede — Allah'ın izni ile- orta bir yol tutacağız. Bu yolun kabulüne insaflı bir kimsenin aklı onay verecek, şeriatın külli ve cüz'î meselelerini bilen bir âlim sahih olduğunu ikrar edecektir. Doğruya ulaşmada başarıyı veren Allahtır.
Bu itibarla deriz ki:
Konuya başlamazdan önce mutlaka bir mukaddimeye ihtiyaçvardır. Şöyle ki:
Dinde yeni bir şey ortaya koymak ya cahillik yönüyle, ya akıl hakkında (iyiyi ve güzeli, bilip bulmakta yeterlidir tarzında) iyi zan beslemek yönüyle veya gerçeği elde etmekde keyfi arzuya uymak cihetiyle meydana gelmektedir. Meseleyi bu üç cihete bağlı kılmak, Kur'an ve sünnet üzerinde yapılan bir inceleme itibariyledir. Bu hususta meselede delil olarak dikkate alınacak hususlar daha önce geçmişti. Şu kadar ki (az önce sözü edilen) üç cihet bazen tek tek, bazen de hepsi bir arada bulunur. Bir arada bulunduğunda bazen ikisi, bazen de üçü bir arada bulunur. Cahillik ile ilgili cihet bazen maksadı anlamakta araç olan şeyleri bilmemek, bazen bizzat maksadı bilmemek suretiyle olur.
Akıl ile ilgili iyi zan beslemek ciheti, bazen dini bir hüküm koymada din ile ortak olma şeklinde tezahür eder. Bazen, dini bir hüküm koymak diriden önce gelir. Bu iki tür tek tür'e indirgenebilir.
Keyfi arzuya uymak cihetinin özelliği şudur: Keyfi arzuya uyulduğunda, bu durum idrak yeteneğine hâkim olur. Sonuçta keyfi arzuya uyan kimse delilleri dikkate almaz olur veya delile dayan­madan hüküm verir. Bu iki tür de tek tür'e indirgenebilir.
Bu tür hataların hepsi dörttür:
1- Anlama araçlarını bilmemek       
2- Maksatları bilmemek
3- Akıl hakkında iyi zan beslemek     
4- Keyfi arzuya uymak[6]



[6] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 2/313.