İzafî Bid'at Hakkında Geniş Bir Açıklama
Şöyle denilirse İzafî bid'at ibadet sayılıp, bu yönüyle Allah'a yaklaştıncı olur mu olmaz mı? Eğer birinci şık söz konusu ise bid'at oluşunun bir etkisi ve ondan söz etmekte bir fayda yoktur. Çünkü bu takdirde şu iki ihtimalden birisi bulunur:
a- Ya ibadet varsayımına göre bid'at olduğu dikkate alınmaz ve sevap verilen meşru bir ibadet olarak gerçekleşir.
b- Veya bid'at olduğu dikkate alınsa bile, bid'atin sevap kazanılmasında bir etkisi olur ki, bu durumda mutlak surette yasaklanması doğru olmaz. Bu ise genel olarak bid'atin kötülenmiş olmasına aykırıdır. Eğer ikinci şık (yani izâfı bid'atin insanı Allah'a yaklaştıran bir ibadet olmaması) söz konusu ise, bu durumda bid'atin izafisi ile hakikisi tasnifte bir araya gelebilir ki bizim açıklamaya çalıştığımız konu işte budur. Bunun da hiçbir faydası yoktur.
Bu ileri sürülen görüşün cevabı şudur:
İzâfı (göreceli) bid'at meydana geldiği zaman genel olarak hususi bir yönü olmaz. Bil'akis izâfı bid'atin iki aslı vardır. Asıllardan biri sünnet olması, diğeri bid'at olmasıdır. Fakat bu iki cihetledir. Böyle olunca bid'atla ilgili olarak zihne gelen bakış, bid'atin aslının meşru oluşu cihetiyle onu yapanın sevab kazanması gerekir. Bid'atin aslına bakarak gayri meşru oluşu cihetiyle azarlanmaya müstehak olması gerekir. Fakat bu bakış (birden ve kolayca) meydana gelmez. Zira konu kapalıdır.
Yapılan şeyin bid'at olması hususunda söylenmesi uygun düşen şudur:
Bid'at ya tek başına olur veya (bir başka şeye) bitişik olur. Eğer bitişik ise ya ondan ayrılmayacak şekilde meşru bir şeyin vasfı olur veya vasfı olmaz. Meşru bir şeyin vasfı olması ya kasıt ile veya normal şer'î bir var oluş iledir. Şayet bid'at, meşru bir şeyin vasfı değil ise, onun ortaya konması, onu vasıf şekline dönüştürür veya dönüştürmez.[156][156] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 2/29. [
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın