๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el İtisam => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 02 Haziran 2011, 18:17:09



Konu Başlığı: İlmi tebliğ ederken hikmetli davranmanın gereği
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 02 Haziran 2011, 18:17:09
İlmi Tebliğ Ederken Hikmetli Davranmanın Gereği Ve Selefin Bu Konudaki Metodu


Bu bahsin belge niteliğindeki tanığı, meşhur ve sahih bir hadis­tir. İmam Buhârî bu konuya şu ünvanı vermiştir: "Anlamıyacakları endişesi ile bilgiyi belli kimselere mahsus kılıp başkalarına bildir­meme bölümü". Buhârî daha sonra Hz. Ali'ye dayandırdığı şu rivaye' te yer veriyor:
"İnsanlara anlayacakları şeyi söyleyiniz. Allah'ın ve onun Peygamberinin yalanlanmasından hoşlanır mısınız?"[120]
Buhârî, daha sonra Muaz'ın öleceği sırada, günaha girmekten korktuğu için haber verdiği hadisine yer veriyor. Hz. Muaz bu hadisi ölünceye kadar haber vermemiştir. Çünkü Peygamber (s.a.v.), hadisin layık olduğu gibi değerlendirilmeme korkusundan Muaz'a onu açıklama izni vermemiştir. Hadisi Muaz'a öğretmesi, onu buna ehil, gördüğündendir.[121]
Müslim'de de İbn Mesuddan merfu' olarak şu rivayet vardır:
"Halka akıllarının kavrayamadığı bir sözü söylemen, onlardan bazılarını fitneye düşürmekten başka bir şeye yaramaz."[122]
İbn Vehb bu hususta şöyle diyor: Onların fitneye düşmesi, yanlış yorumlamaları ve layık olmadığı manaları yüklemesi yüzündendir.
Su'be[123], Kesir b. Hadrami[124]nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Malınla ilgili üzerinde bir görevin olduğu gibi, ilminle ilgili olarak da üzerinde görev vardır. İlmini ona ehil olmayanlara anlatma! Sonra cahillikle suçlanırsın. Ona ehil olana da ilmi vermekten çekinme. Aksi halde günaha girersin. Ahmakların yanında hikmetli şeyler söyleme; seni yalanlarlar. Bilge kimselerin yanında bâtıl/yalnış şeyler söyleme; senden nefret ederler.
İlim adamları kitaplarında aynı anlamda şeyler söylemişler ve Allah'a hamdolsun geniş bilgiler vermişlerdir. Biz ancak konu üzerinde bir uyarı yaptık. Çünkü bu konunun değerlendirmesini yapamayanlardan pek çoğu yanılgılara düşmektedir. Bu yüzden insanlara akıllarının almayacağı şeyler söylemektedir. Bu ise Şeriata aykırı ve bu ümmetin geçmişlerinin yaptığına ters düşen bir şeydir.
Aslında sünnet olup da bid'at işlenmesine yol açan faziletli şeyleri yapmak dahi böyledir.[125]



[120] Hadisi Buhârî Sahihinin ilim bölümünde rivayet etmiştir. Yukarda sözü edilen bölümü açıklamak üzere muallak hadis ularak Hz. Ali'ye dayandırdığı bu rivayete yer vermiştir. Hadis Feth'ul Bâri de 127 numaradadır. Aynı hadisi '"Müsned'ül Firdevs" de merfu olarak Deylemî de rivayet etmiştir.
[121] Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs, Hazrec kabilesinden ve Ensarlıdır. Bedir savaşına ve diğer gazalara katılmıştır. İlim ve Kur'an hükümlerini bilmede zirve olan Muaz meşhur bir sahâbidir. Hicri 18 tarihinde Samda vefat etmiştir. Bakınız: Takrib. 2/255; Şezerât, 1/29; Cerh ve Ta'dil 8/244. Hz.Muaz hadisini Buhârî Sahihinde ilim bölümünde yukarda sözü edilen başlık altında rivayet etmiştir. Fethul Bâride hadis 128 ve 129 numara ile geçmektedir. Hadis şöyledir: Hz. Peygamber Muaz ile birlikte —Muaz binitin terkisinde olmak üzere' binit üzerinde idiler.  Hz.Peygamber:
Ey Muaz! buyurdu.  Hz. Muaz:
Üç kere "Buyur, emret ey Allah in Rasülü!' diye cevap verdi. Bu tarzda üç kere birbirlerine seslendiler. Muaz Peygamberin cevabını üç kere tekrarlıyordu. Sonunda Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"Kalbinden tasdik ederek Eşhedü en lâ ilahe illallah ve enne Muhammeden Rasülüllah"  diyen herkesin bedenini Hz. Allah Cehenneme haram kılacaktır." Hz. Muaz:
Ey Allah'ın Rasülü!  İnsanlara bunu haber vermeyeyim mi? Sevinirler, dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber:
O halde buna güvenip çalışmayı terk ederler, buyurdu.  Hz. Muaz bunu haber vermezse günaha gireceği endişesile ancak ölmezden önce haber vermiştir. Hadisi Müslim de rivayet etmiştir. Hadis no:32
[122] Bu hadis mevkuftur. Müslim, Sahih,1/11
[123] Bu zât. Şu’be b. Haccâc b, Verd el-Utekî'dir. Utekîlerin azatlısı Şu'be'nin künyesi Ebu Restamidir. Vâsıt denilen yerden olan Şu'be sonra Basrah olmuştur. Sika, Hafız ve işim savlam yapan biridir. Şu'be İrakta ilk olarak hadisi savunan ve rivayet edenleri araştıran kimsedir. İbadete düşkün olan Şu’be hicri 160 yılında vefat etmiş olup, yedinci tabakadandır. Bakınız: Maârif, s: 501; Takrib. 1/351: Tehzib. 4/297: Tezkire 1/193; Cerh ve Ta'dil, 4/369; Şezerat. 1/247
[124] Bu zât. Kesir b. Mürre el-Hadramîdir. Kûfeli olan Hadramî, ikinci tabakadan ve sika bir kimsedir. Onu sahabeden sayanlar yanlışlık yapmışlardır. Künyesi, Ebû Şecere’dir. Bakınız: Takrib. 2/133; Cerh ve Tadil. 7/157
[125] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 2/18-19.


Konu Başlığı: Ynt: İlmi tebliğ ederken hikmetli davranmanın gereği
Gönderen: Ceren üzerinde 30 Ağustos 2016, 16:04:51
Esselamu aleyküm.İslam için,iman için hakkıyla ilim alan ve ilim yolunda ,islam yolunda hizmet edip ilmi islamı tebliğ edip Allahın rahmetine kavuşan kullardan olalım inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: İlmi tebliğ ederken hikmetli davranmanın gereği
Gönderen: Mehmed. üzerinde 11 Haziran 2017, 16:52:32
Ve aleykümüsselam Herkes bir değildir İnsanlara dini tebliğ ederken bu tebliği edeceğimiz kişiye göre değiştirebiliriz Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: İlmi tebliğ ederken hikmetli davranmanın gereği
Gönderen: Melda üzerinde 11 Haziran 2017, 17:01:18
Aleyküm selam . Rabbim ilmimizi  arttırsın  inşallah . Rabbim cahil kişilerden eylemesin