๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el İtisam => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 29 Mayıs 2011, 20:05:13



Konu Başlığı: İkinci vecih
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 29 Mayıs 2011, 20:05:13
İkinci Vecih


Aklın bilgi edinme hususunda eksik olduğu sabit olunca, onun bildiği iddia olunan şeyler, dini hükümlerin dışına çıkmaz. Akim dini hükümleri anladığını sanmak dahi mümkündür. Çünkü bu anlama, ya bir şekilde, ya bir vasıfta, ya da halde gerçekleşme durumundadır. Bunun delili, fetret dönemi halkının durumudur.[76] Onlar yönetim gereği halkın üzerine birtakım hükümler koymuşlardır. Fakat bu hükümler düzenli bir esasa, köklü bir kurala dayanmaz. Böyle olduğu (fetret dönemini izleyen) vakitte gelen dinin gelmesiyle ortaya çıkar. Onlar bu hükümleri koyarken birtakım şeylerin güzel oluşunu dikkate almışlardır. Akıl, dinin nuru ile aydınlanınca onların cahillik, sapıklık ve ahmaklık olduğunu anlayarak inkar eder. Şu husus dahi kabul edilebilir ki onlar akılları ile dine uygun düşen, dinin ikrar edip doğru saydığı şeyleri kavrayıp anlamış olabilirler. Fakat bunlar gerçeği bulanlara nisbetle azdır. İşte bundan dolayı fetret dönemi halkı mazur sayılmış ve (yeni bir peygamber gönderilerek) uyarılmıştır. İşte bundan dolayı Yüce Allah müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberler göndermiştir. Tâ ki insanların, peygam­berlerden sonra Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın. Bol nimet ve en mükemmel delil Allah'ındır.
İnsan -her ne kadar meseleyi (akıl ile) kavrayıp, ilim bakımından işini bitirdiğini sanırsa da -(yine bilip kavrayamadığı şeyler vardır) öyle bir zaman gelir ki (daha önce) anlayamadığını anlar hale gelir. Bilmediğini bilir hale gelir. Herkes bunu kendi nefsinde açık seçik görür. Bu keyfiyet belli bir kişiye, özelliğe hükme ve malum bir duruma mahsus değildir. Bu itibarla dini hükümlerde (onları anlayıp kavrama hususunda) aklın bağımsız olduğu nasıl iddia olunabilir? Dini hükümler, bir çeşit kul ile ilgisi olan bilgidir. Yine de aracı ile kendisine ait meselede üstün derecede donanımlı hale gelmedikçe kesinlikle aklın bağımsızlığı iddiasına yol yoktur. Çünkü din koyucunun (dini bükümlerle ilgili olarak belirlediği) vasıflar ne çelişkilidir, ne kusurludur, ne de eksiktir. Bilakis dini hükümlerin prensipleri amaçlara uygun olarak konulmuştur. Bu da Allah'ın bir hikmetidir.[77]



[76] Fetret dönemi,  iki peygamberin gönderilmesi arasında kalan dönemdir. Bu dönemdeki insanlar hak dinden uzaklaşmış olurlar. (Çeviren)
[77] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 2/338.