> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri >  el İtisam > Bu kitabın yazılışındaki en büyük sebep
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bu kitabın yazılışındaki en büyük sebep  (Okunma Sayısı 1390 defa)
06 Haziran 2011, 16:50:03
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 06 Haziran 2011, 16:50:03 »



Bu Kitabın Yazılışındaki En Büyük Sebep


Bu konuyu araştırmak ve incelemek suretiyle ben de "sünneti ihya edip bid'ati öldürenler" kervanına katılmayı ümit ettim. Za­manla ve araştırmalar devam ettikçe bid'atler ve sünnetler konusunda şeriat tarafından hükümleri belirlenen temel esasları ve bu temel esaslar üzerine bina edilen teferruata dair çok çeşitli bilgileri bir araya getirdim. Bu bilgilerin zihinde doğduğu tertip üzere bulunması çok güçtür. Gönül bu bilgileri yaymaya meyillidir ve sünnetlerle bid'atler arasında meydana gelen karışıklığı ortadan kaldırmak için kuvvetli bir talep olduğunu görür. Çünkü bid'atler çoğaldığı, zararı yaygınlaştığı, kötülükleri etrafa dağıldığı, sonrakiler onları suskunlukla karşıladığı, daha sonra da bu bid'atleri tanıma­yan veya bid'atlerle mücadele etme görevini yerine getirmeyen nesiller geldiği zaman bu bid'atler sanki gerçekten sünnetlermiş ve şeriat koyucu tarafından konulmuş şer'ı hükümlermiş gibi görülmeye başlanır.
Böylece meşru olanla gayr-i meşru olan birbirine karışır, saf sünnete müracaat eden kişi, yukarıda da geçtiği gibi sanki sünnetin dışına çıkmış gibi algılanır. (Sünnetle bid'at) birbirine karışır. Bu konuda bilgisi olanların böyle bir eseri meydana getirmedeki sorumlulukları daha da büyüktür. Özellikle bu konuda yazılmış çok az kitap vardır ama onlar da yeterli değildir. Bununla beraber bu gün böyle bir işe girişecek kişiye yardım edecek kimse de yoktur. Fakat kendisine yardımcı olacak kimseler onu yeryüzünde ebedileştirirler; âdet ve alışkanlıklar kalplerde yerleştikten sonra sünneti ayakta tutanlara ve bid'atlerle mücadele edenlere karşı çıkanlar yeryüzünde tehditvâri ve saldırgan bir tavırla çalımlı çalım­lı yürürken ve onu şiddetli bir işkenceye tâbi tutmak isterlerken hakkın yayılmasında acze düşülmesin diye ona destek verirler. Çünkü o, onların kalplerde yerleşmiş olan alışkanlıklarını redde­diyordu. Bu alışkanlıklar ibadet, ettikleri bir din ve yolundan gittikleri bir şeriat gibi amellerinin içinde dolaşıyordu. Bu konularda uzman olup olmadıkları belli olmayan bazı şeyhlerle birlikte babaları ve dedelerinin yaptıklarından başka da ellerinde bir delilleri yoktur. Babalarına ve şeyhlerine muvafakat gösterdikleri zaman onların selef-i sâlihe muhalif olmalarına aldırış etmezlerdi. Benzeri bir durumla karşılaşan kimse, Allah kendisinden razı olsun, Ömer İbn Abdilaziz'i[82] kendisine örnek alır. O, şöyle demişti:
Ben öyle bir konuya el atıyorum ki bu konuda Allah'tan başka yardım edecek kimse yoktur. Büyükler onunla yok olup gittiler, küçükler onunla büyüdüler. Yabancılar onu iyice öğrendiler, Araplar ona yöneldiler. Hatta onu din olarak kabul ettiler ve onun dışında bir gerçeği görmediler.[83]
Şu anda sözünü ettiğimiz konuyla ilgili olarak bizim durumumuz da böyledir. Ancak bu konu ihmale gelmez. Güçlü ve yetenekli olan kişilerden hiç kimsenin bu konuyu tam olarak öğrendikten sonra azim ve kararlılıkla, öğrendiklerini yaymaktan başka bir şey yapması caiz değildir. Muhalifler istemese de onların istememesi, nurunun yükselmemesi ve ışığının açığa çıkmaması için hakkın aleyhine bir delil olamaz. Ebu Hureyre'ye ulaşan senediyle Ebu't-Tâhir es-Silefî[84]şu hadisi tahriç etmiştir: Hz. Peygamber (s.a) Ebû Hureyre'ye[85] şöyle buyurmuştur:
“Ey Ebû Hureyre! İnsanlara Kur'an'ı öğret ve öğren. Sen bunu yaparken ölürsen Kabe'nin ziyaret edilişi gibi melekler de senin kabrini ziyaret ederler, insanlar istemeseler de onlara benim sünnetimi öğret. Sıratta bir an bile durmadan cennete girmek istersen Allah 'ın dininde kendi kafandan bid'at çıkarma.”[86]
Ebû Abdillah İbn el-Kattan dedi ki:
Bütün bunların hepsini yapmayı Allah Teala Ebû Hureyre'ye nasibetmiştir. O hep Kur'an okutmuş, insanlar isteseler de istemeseler de sünneti anlatmış ve bid'ati terk etmiştir. Hatta o kadar ki hatadan tam manasıyla uzak kalmak için, rivayet ettiği şeylerden hiçbirini tevil etmemiştir.
Ebu'1-Arab et-Temîmi[87]İbn Ferrûh'tan[88] nakleder; İbn Ferruh, Mâlik İbn Enes'e[89] şöyle yazar:
"Bizim beldemizde bid'atler çoğaldı." Bid'atçilere karşı çıkmak için bir kitap yazdığını bildirir. İmam Malık ona şu cevabı yazar:
"Bunu kendi zannına dayandırırsan hata edeceğinden ve kendini tehlikeye sokacağından korkarım. Bid'at­çilere ancak konuya hâkim ve kendisine itiraz edemiyecekleri şekilde onlara ne diyeceğini bilen bir kimse karşı çıkarsa bunda bir sakınca yoktur. Ama bunu başkası yaparsa, onlara yanlış şeyler söylemesin­den, onların da bu hataları benimsemelerinden veya onların kendisine galip gelmelerinden ve neticede daha fazla azgınlaşıp aynı yolda devam etmelerinden korkarım."[90]
Bu sözler benim gibilerin atılgan değil çekingen/ihtiyatlı olma­sını gerektirir. Bu kötülüklerin yayılması, bunlarla amel edenlerin çoğalması ve bid'at sahiplerinin ortaya çıkması, bu konuda güçlü ve yetenekli olanların çekingen değil, cesur olmasını gerektirir. Çünkü bid'atler yayılmış ve bid'atçiler gemi azıya almıştır.[91]
İbn Veddah[92]  birden fazla kişiden naklederek şunu anlattı: Esed İbn Musa,[93] Esed İbn el-Furat'a[94] şöyle yazdı:
Bil ki ey kardeşim, sana bu mektubu yazmamın sebebi, Allah'ın lutfuyla insanlara iyilik yapmış olmanı, sünneti ortaya koyan güzel bir davranış içinde bulunmanı, bid'atçileri ayıplamam, onları diline dolamam ve kötülemeni, beldendeki ahalinin eleştirmesidir. Halbuki Allah Tealâ bid'atçileri böylece seninle engelledi, ehl-i sünneti seninle güçlendirdi, bid'atçilerin ayıblarını ve kusurlarını ortaya çıkarmak suretiyle seni kuvvetlendirdi. Allah böylece onları alçalttı ve bid'atlerini gizlemek mecburiyetinde kaldılar. Allah'ın sevabıyle sevin ey kardeş. Namaz, oruç, hac ve cihat gibi en güzel amellerinle O'nun huzuruna varmaya hazırlan. Bu ameller nerede, Allah'ın Kitabını ikame etmek ve Rasulünün sünnetini ihya etmek nerede? Hz. Peygamber (s.a) iki parmağını birleştirerek:
"Kim benim sünne­timden bir şeyi ihya ederse ben ve O, cennete şu ikisi gibi bir arada oluruz."[95] Buyurdu. "Hangi davetçi benim bu sünnetime çağırır da bu çağrıya uyulursa kıyamete kadar buna uyanların alacağı sevabın aynısı o çağrıyı yapan için de vardır."[96]
Ey kardeşim başka bir ameliyle kim bu sevaba ulaşabilir?  (Esed, İbn el-Furat) şunu da söyledi:
İslama karşı kurulan her bid'at tuzağını engelleyecek ve onun alametlerini anlatacak bir Allah dostu mutlaka vardır. Ey kardeş, sen bu fazileti iyi değerlendir ve Allah'ın dostlarından ol. Hz. Peygamber (s.a), Yemen'e gönderdiği zaman Muaz'a[97] tavsiyelerde bulundu ve şöyle dedi: 
"Allah Teala'nın bir kişiye seninle hidayet etmesi senin için şundan şundan daha hayırlıdır."[98]
Hz. Peygamber insanların hidayeti konusunda söylenecek söze çok büyük önem verirdi. Bu sözü sen de bir fırsat olarak değerlendir ve sünnete çağır. Tâ ki bu konuda insanlar sana karşı bir yakınlık duysunlar ve senin başına bir şey geldiği zaman senin yerine geçecek bir cemaat oluşsun. Bunlar senden sonra insanlara önderler olurlar ve rivayette de bildirildiği gibi kıyamete kadar bunun sevabı senin için olur. O halde basiret ve samimi bir niyetle çalış ki Allah bid'atçı, yolunu şaşırmış kişiyi seninle doğru yola geri döndürsün. Böylece Peyganr beri'nin (s.a) halefi olursun. Allah'ın Kitabım ve Peygamberinin sünnetini ihya et. Şüphesiz sen buna benzer başka hiçbir amelle Allah'a kavuşamazsın.[99]
Esed ibn el-Furat'ın sözlerinden nakletmek istediklerim burada sona erdi. Bu sözler, Ömer İbn Abdilaziz'den (r.a) insanlara yapmış olduğu bir hitabeden nakledilenlerle beraber bid'atlere karşı cesur olunması görüşünü güçlendiriyor. Onun hutbesindeki sözlerinden birisi de şudur:
"Allah'a yemin olsun ki öldürülmüş bir sünneti ayağa kaldırmış, diriltmiş, bir bid'atı öldürmemiş olsaydım, aranızda bir an bile yaşamak istemezdim.
İbn Vaddah, Kitabu'l-Kat'an ve Hadisu'l-Evzâide, el-Hasen el-Basri'nin[100] şöyle dediğini nakleder:
"Allah'ın yeryüzünde nasihatçı kulları daima bulunacaktır. Bunlar kulların yaptıkları işleri/amelleri Allah'ın Kitabına arz edecekler, Kitaba uygun gelirse Allah'a hamdedecekler, ona aykırı görürlerse dalalette olanın dalâletini, hidayette olanın hidayetini Allah'ın Kitabiyle bilip tanıyacaklardır.
İşte onlar Allah'ın halifeleridirler."[101] Aynı kitapta Süfyan'dan[102] şöyle dediği nakledilir:
"Hakkın yolunu tutunuz, hakkı tutanların sayısının azlığı sizi ürkütmesin. Aksi halde iki görüş arasında tereddüt vakî olur."
Sonra bu konuda ben, kendilerine kalbimin derinliklerinde yer verdiğim ve gönlümün ilâcı mesabesinde gördüğüm bazı arkadaşla­rımın fikirlerini aldım. Onlar bunun yapılmasını şeriatın kesin bir talebi ve şartlar gereği, yerine getirilmesi zorunlu bir görev olarak gördüler. Nihayet ben, bid'atleri, onun hükümlerini, usul ve furû olarak onunla ilgili meselelerin beyanını ihtiva eden bir kitap yazmak için Allah'a istihare ettim ve bu kitabı "el-İ'tisam" diye isimlendirdim. Allah'tan bunu bir amel-i sâlih kılmasını, faydasını gölge gibi uzatmasını, kısaltmamasını, bu konuda çekilen sıkıntıların ve meşakkatlerin ecrini ve sevabını eksiksiz vermesini diliyorum. Güç ve kuvvet ancak yüce Allah ile beraberdir.
Bu kitapta söz, babların tamamı içerisinde hedeflenen gayeye uygun olarak sınırlandırılmıştır. Her babın içerisinde, o baba ait meselelerin ve bu meselelerle birlikte sürüklenip gelen ilgili teferruatın gerektirdiği fasıllar vardır.[103]



[82] Ömer Ibn Abdilaziz İbn Mervan. Müminlerin emiri, âdil devlet başkanı, Enes İbn Mâlik' ten rivayette bulunmuş ve onun arkasında namaz kılmıştır. Sika, güvenilir, âlim. fakih ve takva sahibidir. Pek çok hadis rivayet etmiştir. Halifeliği iki sene sürmüştür. Hicri 101 yılında kırk yaşlarında iken vefat etmiştir. (el-Meârif. 3fi2; İs'afu'...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bu kitabın yazılışındaki en büyük sebep
« Posted on: 24 Nisan 2024, 04:42:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bu kitabın yazılışındaki en büyük sebep rüya tabiri,Bu kitabın yazılışındaki en büyük sebep mekke canlı, Bu kitabın yazılışındaki en büyük sebep kabe canlı yayın, Bu kitabın yazılışındaki en büyük sebep Üç boyutlu kuran oku Bu kitabın yazılışındaki en büyük sebep kuran ı kerim, Bu kitabın yazılışındaki en büyük sebep peygamber kıssaları,Bu kitabın yazılışındaki en büyük sebep ilitam ders soruları, Bu kitabın yazılışındaki en büyük sebepönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes