๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el İtisam => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 01 Haziran 2011, 17:33:25



Konu Başlığı: Bidatin değişik dereceleri olmasının keyfiyeti
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 01 Haziran 2011, 17:33:25
 

Fasıl
 
Bid'atin Değişik Dereceleri Olmasının Keyfiyeti


Bid'at, günahlardandır. Günahların da farklı dereceleri olduğu kesindir. Böyle olunca aynı durum bid'atlarda da düşünülür. Bu itibarla bid'atlardan kimisi zaruriyatta olur, (yani zaruriyatı ihlal eder) kimisi haciyyat derecesindeki meselelerde, kimisi de tahsiniyyatta meydana gelir. Zaruriyyatta olan bid’atlar dinde, canda, nesilde, akıl veya malda olur.
Bid'atin dinde oluşunun örneği, kâfirlerin Hz. İbrahim'in dinini bozan şeyler icad etmeleridir. Nitekim şu ayet bunu anlatıyor: "Allah bahira, sâibe, vasile ve hâm diye bir şey (meşru) kılmamıştır." (Maide 103)
Bu ayetin açıklamasında müfessirlerden pek çok kaviller rivayet edilmiştir. İlm Müseyyib[6] den rivayet edildiğine göre Bahire, sütü putlara bağışlanan devedir. Sâibe de putlara kâfirlerin adadığı dişi devedir. Vasile ise, ilk iki yavrusu dişi olan devedir. Bunun üzerine cahiliye müşrikleri "dişiyi dişiye ulaştırdı, arasında erkek yok" derlerdi. Devenin kulağını yarıp putlarına bırakırlardı. Hâm da, bir erkek devedir ki belli sayıda dişi deveyi gebe bırakır, bu hususta belli bir sayıya ulaşınca "Bu deve sırtını korudu" derler, (dokunulmazlığı olmak üzere) onu salıverir ve ona "Hami" adını verirlerdi.
İsmail Kâdi Zeyd b. Eşlem[7] den rivayete göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
"Ben ilk olarak sâibe âdetini ortaya koyan ve Hz. İbrahim'in ahdini bozanın kim olduğunu biliyorum." Sahabe.: "Ey Allah'ın Rasûlü! O kimdir?" deyince şöyle buyurdu.
"O Kelb oğul­larının babası Amr b. Luhay'dır. Onu cehennem ateşinde bağırsağını sürürken gördüm. Kokusu cehennem halkını rahatsız ediyordu, ilk bahîra'yı yapanı da biliyorum." Sahabe:
"Ey Allah'ın Rasûlü! O kimdir?" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"O Müdlic kabilesinden bir adamdır. Onun iki dişi devesi vardı. Bunların kulaklarını yarıp sütlerini (herkese)  yasak kıldı.  Daha onra da onların sütünü içti. Ben onu cehennemde öyle bir şekilde gördüm ki develer onu ısırıp ayaklarıyla çiğniyorlardı."[8]
Bu ayette sonuç olarak söylenen şey, "O'na daha yakın olacağım" diye Allah'ın helal kıldığını haram kılmış olmaktır. Halbuki daha önceki şeriatlerin hükmü ile bunlar helal idi.
Ashaptan bazıları da Allah'ın helal kıldığı (bazı şeyleri) kendilerine haram kılmayı arzu etmişlerdi. Bundan yegâne maksatları dünyadan, dünya meşguliyet ve sebeplerinden kopup Allah'a yönelmekti. Allah'ın Rasulü onların bu arzusunu reddetti ve Yüce Alllah şu âyeti indirdi:
"Ey iman edenler! Allah'ın size helâl kıldığı iyi temiz şeyleri (siz kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez." (Maide, 87)
Bu ayetin açıklaması -inşaallah- yedinci bölümde gelecektir. Bu ayet, âhirete yönelik bir yol tutmak maksadı ile dahi olsa, Allah'ın helâl kıldığını haram kılmanın yasak olduğunun delilidir. Dikkat edilirse yasaklanan bu davranışta ortaya bir bid'at koymak, Allah'ın şeriatını bozmak ve ona itiraz etmek yoktur. Kâfirlerin yaptığı gibi Allah'ın şeriatını bozmak ve değiştirmek isteyen veya dinde yeni icatlar (bid'atlar) çıkarıp, sapıklık yolunu hazırlayanlar (hakkında hükmün) ne olacağını sanırsın?[9]



[6] Bu zat Said b. Müseyyib b. Hazn b. Ebî Vehb b. Amr b. Âbid b. Imrân b. Mahzum'dur. Kendisi Mahzunu kabilesinden ve Kureyştendir. İkinci Tabakadan olan ibnul Müseyyib, sağlam ve büyük fıkıh bilginlerindendir. Mürsel olarak rivayetleri mürsellerin en sahihidir. Seksen yaşından fazla bir durumda iken hicretin 94. Yılında vefat etmiştir. Bakınız: Takrib. 1/305; Şezerat. 1/102! Tezkire. 1/54.
[7] Bu zât Hz. Ömerin kölelerindendir. Künyesi Ebu Abdullah veya Ebû Ûsâme'dir. Kendisi Medineli olup güvenilir bir alimdir. Mürsel rivayetleri vardır. Üçüncü tabakadan olup, hicretin 36. yılında vefat etmiştir. Bakınız: Takrib, 1/272; Şezarât. 1/194. Cerh ve Ta'dil. 3/555.
[8] Hadisi bu lafızla Müslim Sahihinde rivayet etmiştir. Hadisin genel numarası 2856 kitap numarası 50-51dir. Cilt 4 shf.2191-2192 Ayrıca Siyer-i îbıri Hişamda 1/81 de ibn-i İshaktan rivayet edilmiştir.
[9] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 2/51-52.