๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el İtisam => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 04 Haziran 2011, 15:46:34



Konu Başlığı: Bidatçîlere karşı uygulanan hükümler
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 04 Haziran 2011, 15:46:34
Bid'atçîlere Karşı Uygulanan Hükümler


Biz deriz ki: Dinde sebep olduğu kötülüğün büyüklüğü ya da küçüklüğü, bid'atçinin meşhur birisi olması veya olmaması, dâvetçi olması veya olmaması, taraflardan destek alması veya almaması, insanlardan ayrılıp ayrılmaması, bid'atle bilerek veya bilmeyerek amel etmesi gibi onun bizzat kendi içindeki durumuna göre kınama, azarlama, cezalandırma veya zorla sürüp çıkarma, ya da uzaklaştır­ma gibi yöntemlerle bid'atçilere karşı gerekli tepki gösterilir.    
Bunlardan her bir bölümün kendine ait içtihada dayalı özelbir hükmü vardır. Çünkü şeriatte bid'at, hakkında üzerinde eksiltme yapılamayacak bir ceza belirlenmemiştir. Halbuki hırsızlık, yağma­cılık, adam öldürme, iftira, yaralama, içki içme gibi pek çok mâsiyetin cezası şeriatçe belirlenmiştir. Şüphesiz ümmetin müctehitleri olayların durumuna göre incelemelerini yaparlar ve bazılarında daha önce geçen uygulamalara göre gruplandırmalar yaparak içtihatla hüküm verirler. Nitekim rivayetlerde Hâricilerin öldürülmeleri gerektiğine dair bilgiler gelmiş, Hz. Ömer'den Iraklı Subeyyiğ hakkında verdiği ceza rivayet edilmiştir.
Ulemanın söyledikleri şeylerin tamamından şu çeşit uygula­malar ortaya çıkarılmıştır:
1) İrşat/yönlendirme/nasihat, talim/eğitim ve delil ortaya koyma. Nitekim İbn Abbas Hâricilerin yanına gitmiş ve onlarla konuşmuştur. Neticede onlardan iki-üç bin kişi davalarından geri dönmüşlerdir.
2) Bid'ate bulaşan kimselerle ilişkiyi kesmeleri konusunda selefin tamamından gelen bilgilere ve Iraklı Subeyyiğ olayında Hz. Ömer'den gelen uygulamaya göre hareket ederek onlarla konuşmayı ve selamı kesmek.
3) Yine Hz. Ömer'in Subeyyiğ'e uyguladığı gibi bid'atçiyi sürgüne göndermek ve onu hapsetmek.
4) Öldürmeden önce Hallaç'a uyguladıkları gibi senelerce hapset­mek.
5) İnsanları uyarmak ve onların sözlerine kanmamaları için onların durumunu ve propagandalarını onlara anlatmak.
6) Müslümanlara karşı düşmanca tavır takındıkları ve isyan ettikleri zaman Hz. Ali'nin ve sünnete bağlı diğer halifelerin Hârici­lerle savaştıkları gibi onlarla savaşmak.
7) Tevbeye davet edildikleri halde bid'atten vazgeçmezlerse onları öldürmek. Bu uygulama bid'atini açıkça yapan kimselere karşı yapılır. Bid'atini gizleyen ve bid'ati küfür cinsinden veya küfürden kaynaklanan kimselere gelince onlar tevbe etmeleri istenmeksizin öldürülür.                                                                                
8 ) Çünkü onun yaptığı zındıkların yaptığı gibi münafıklık cümlesindendir.
9) Küfrüne delil olanları tekfir etmek. Nitekim İbahiyye gibi ve hulûl fikrini savunan Bâtınıyye gibi küfrü açıkça belli olan bid'ati savunduğu zaman veya tekfir konusunda mesele içtihada dayan­dığında müetehit, bid'atçinin tekfirine hükmedebilir. Nitekim İbn et Tayyip fırkalardan bir kısmını tekfir etmiştir. Tekfir hükmü bundan kaynaklanır.
10) Bunun bir sonucu olarak tekfir edilen bid'atçinin müslüman vârisleri ona vâris olamaz. O da müslümanlara  mirasçı olamaz. Tekfir edilen bid'atçiler öldükleri zaman yıkanmazlar, bidatlerini gizlemedikleri müddetçe cenaze namazları kılınmaz ve Müslüman­ların mezarlarına defnedilmezler. Bid'atini gizleyen kimseye zahire göre hükmedilir. Onun mirasçıları onun mirasa ehil olup olmadığını daha iyi bilirler.
11) Onunla evlenilmemesi emredilir. Bu da onunla ilişkiyi kesmenin ve onu terk etmenin yollarından birisidir.
12) Hiçbirisine güvenilmez/adalet ve zapt sahibi olmadıkları kabul edilir. Şahitlikleri ve rivayetleri kabul edilmez. Vali ve kadı olamazlar. Adli mevkilerde imamet ve hitabet makamına getirilmez­ler. Ancak seleften bir grubun onlardan bazılarının rivayetlerini kabul ettikleri sabit olmuştur.[59]
Bid'atlerinden dönmeleri için edep babından arkalarında namaz kılma konusunda ihtilaf etmişlerdir.
13)  Hastaları ziyaret edilmez. Bu da bir nevi cezalandırma ve engellemedir.
14) Aynı şekilde cenazelerine de iştirak edilmez.
15) Hz.Ömer'in Subeyyığ'e yaptığı gibi dayak cezası uygulanır, İmam Mâlik'ten Kur'an'ın mahluk olduğu görüşünde olan kimse hakkında rivayet edildiğine göre: O, dövülerek canı yakılır ve ölün­ceye kadar hapsedilir. Bağdat tarihlerinden birisinde İmam Şafii'den şöyle dediğinin rivayet edildiğini gördüm: Kelamcılar yapraksız hurma dalıyle dövülmeye mahkum edilir ve deve üzerine bindirilip aşiretler ve kabileler arasında dolaştırılır ve şöyle denilir: Kitap ve Sünneti terkedip Kelâma sarılanın cezası budur. Yani bid'atçinin cezası budur.[60]



[59] Onlardan bir kısmının rivayetinin kabulü şu anlama gelir: Bunlar hatalı bir içtihat sonucu bid’ate düştükleri için mazurdurlar ve rivayette âdil kabul edilirler.
[60] İmam Şafii'den rivayet, edilen bu sözü ulemadan pek çok kişi nakletti. Mesela ibn Ebi'l-lzz el-Hanefi. Şerhu’t.-Tahaviyye isimli kitabında: İbn Ebi Hatim, Âdâbüş-Şâfii ve menakıbuhu isimli kitabında nakletti.
İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 1/201-202.