> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri >  el İtisam > Altıncı mesele
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Altıncı mesele  (Okunma Sayısı 852 defa)
30 Mayıs 2011, 14:20:02
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 30 Mayıs 2011, 14:20:02 »



Altıncı Mesele:


Bu grupların kâfir olduğunu söyleyenler gibi biz de kâfir olduğunu veya kâfir olanlar ve olmayanlar kısımlarına ayrıldığını söylersek bunlar, nasıl ümmetten sayılacaktır? Hadisin zahiri, bu ayrılmanın onları saymakla birlikte gerçekleşmesin. Aksi halde, yani ümmetten sayılmazlarsa küfre girmiş olmaları gerekip, elbette ümmetten olmazlar; Yine (hadiste ifade edildiği üzere) Yahudi ve Hristiyanlardaki bölünmeler de bölünenlerin Hıristiyan ve Yahudi olarak kalmaları ile meydana gelmiştir.
Bu problemin cevabı şudur: Bu meselede iki ihtimal vardır:
1- Hadisin zahirini dikkate alıp bu grupların ümmet-i Muhammed'den ve kıble ehlinden olduğunu söyleriz. Bunların kâfir olduğu­nu söyleyen kimse, bunlar hakkında ya bu sözü kabul eder veya hiçbir surette bunların ümmetten olduğunu da (hadiste söylenen) gruplardan olduğunu da kabul etmez.
Bu grupları, ancak bid'atları kendilerini kâfir yapmayan kimseler sayarız. Eğer (birisi) bunların hepsinin kâfir olduğunu söylerse, buna göre bu grupların hadiste kastedilen gruplar olduğunu kabul etmiyor demektir.
Haricilerle ilgili hadiste de onların bu hadiste ifade edilen gruplara dahil olduğunu gösteren bir nas yoktur. Bunlar hakkında -az önce de ifade edildiği üzere- şöyle deriz: Hadiste kasdedilenler, bid'atları kendilerini İslamdan çıkarmayan kimselerdir. Bunlar araştırılsın.
Şunu da söyleyebiliriz: Bunları kâfir sayan kimsenin sözüne hemen tâbi olmayız. Onun sözünü, üçüncü meselede geçtiği üzere tafsilata tabi tutarız. Böylece kâfir olduğu söylenenler bu grupların dışına çıkar, hadisteki genel ifadeye girmez. Ancak hadiste ifade edilen sayıya girdiği söylenmeyenlerle eşit saydıkları, küfrün dışında kalır.
2- İkinci ihtimale göre onları öyle bir yol ile ümmetten sayarız ki belki konuya uygun gelir. Şöyle ki: Her bir grup dinin içinde ve yolunda olduğunu, dine uyan birisine uyduğunu ve delillere tutunup, bu yol ile ortaya çıkan sonuca göre amel ettiğini iddia etmektedir. Yine her bir grup kendisinin dinden çıktığını söyleyenin karşısına düşman gibi dikilmektedir. Kendisi ile çelişkiye düşenlerin bilgisiz ve cahil olduklarını söylemektedir. Zira diğer yolların değil kendi gittiği yolun en doğrusu olduğunu iddia etmektedir. Bu özellikleriyle, bun­lar İslamdan çıkanlar gibi değildirler. Çünkü mürted olan kimseye mürted olduğu/dinden çıktığı söylendiğinde bunu kabul eder, (bazısı bundan) hoşnut olur ve kızmaz. Kendisine böyle söylemenden dolayı insana düşman olmaz. Diğer Yahudi,  Hıristiyan ve İslama aykırı gruplar da böyledir.                                                                         
Fakat hadiste sözü edilen gruplar böyle değildir. Çünkü onlar din ile uyum içinde olduklarını, Hz. Muhammed'in getirdiği dine köklü bir biçimde uyduklarını iddia etmektedirler. Şu kadar ki kendileri ile ehl-i sünnet arasında birbirlerine karşı sünnetin dışına çıkma iddiasında bulunulmaktadır. Bundan dolayıdır ki bu gruptaki insanlardan bazısını ibadet ve amele aşırı derecede düşkün görmek mümkündür.
Söylenenler gerçek olmakla beraber bu ileri sürülen görüşün şahidi Haricilerle ilgili hadistir. Hz. Peygamber onları tanıtırken şöyle buyurmuştur:
"...Onların namazı yanında sizin namazınızın, onların orucu yanında sizin orucunuzun, onların yaptıkları yanında kendi yaptıklarınızın değersiz olduğunu düşünürsünüz."[81] Aynı hadisin bir başka rivayeti şöyledir: "Ümmetimden öyle bir topluluk çıkacaktır ki onlar Kur'an'ı (öylesine) okuyacaklar (ki) sizin okuma­nız onların okumasının, sizin namazınız, onların namazının yanında hiç kalır."
Onların böyle olması, Kur'an okuma ve namaza şiddetli devamları yüzündendir. Bu dine aşırı düşkünlüklerindendir ki "Hüküm ancak Allah'ındır."[82] âyetinden hareketle Hz. Ali için "Allah böyle buyururken, nasıl insanları hakem tayin eder?" demişlerdir. Onların zannına göre, bu delil karşısında insanlar hakem olamazlar.
Sonra Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğu da rivayet edilmiştir:
"....Onlar Kur'an'ı okurlar. Sanırlar ki kur'an onların lehinedir. Halbuki Kur'ân onların aleyhinedir. Onların namazı boğazlarını geçmez." Abdullah b. Mes'udun şu sözü de bu manadadır:
"Gelecekte öyle topluluklar göreceksiniz ki onlar kendilerinin Allah'ın kitabına mensup olduklarını sanırlar. Oysa onlar o kitabı arkalarına atmışlardır. İlme sıkı sarılın, bid'attan ve (aşırılık yaparak) derinlere dalmaktan kaçının ve eskiye sarılın." İbn Mesud'un sözündeki "...Onlar.....sanırlar." ifadesi, onların kendi zanlarına göre (de olsa) din sınırları içerisinde olduklarını göstermektedir.
Bu husustaki delillerden biri de Ebu Hüreyre hadisidir ki bu hadiste anlatıldığına göre Hz. Peygamber (bir keresinde) kabristana çıkmıştı. (Mezarların olduğu yere girince şöyle buyurdu):
"Ey inanan­ların yurdu! Allah'ın selamı üzerinize olsun! Allah dilerse, biz de size kavuşacağız. Arzu ederdim ki kardeşlerimizi görmüş olsaydım." (Hz. Peygamber'in yanındakiler) Biz senin kardeşin değil miyiz? dediler.
Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Siz benim ashâbım/arkadaşlarımsınız. Bizim kardeşlerimiz henüz gelmemiştir. Ben sizin havuz'a (hayz-ı kevsere) önden geleninizim," Dediler ki:
Ey Allah'ın Rasûlü! Üm­metinden olup da senden sonra geleni nasıl tanıyacaksın? Efendimiz şöyle buyurdu:
"Ne dersin? Sizden birinizin simsiyah atlar arasında alnı beyaz bir atı olsa atını tanımaz mı?" Onlar:
Evet, dediler. Hz. Peygamber:
"Onlar (bizim kardeşlerimiz) kıyamet günü abdest (alırken yıkadıkları) organları parlayarak gelecekler, ben de önceden havza gelmiş olacağım. Yolunu şaşırmış bir hayvanın başıboş (sağa sola) gittiği gibi benim Kevser havzının yanından birtakım adamlar dağılıp giderler. Ben onlara çağırarak: Gelin, gelin! derim. Bunun üzerine bana:
Onlar senden sonra değişiklik yaptılar, denilir. Ben de:
Uzaklaşın, uzaklaşın! derim."[83]
Hadisteki "....havzımdan dağılırlar.... onları gelin! diye çağırı­rım..." ifadeleri onların ümmetten olduğunu ve Hz. Peygamber'in onları tanıyacağını göstermektedir. Hadis ayrıca ortaya koymuştur ki onlar abdest organlarındaki parlaklık ile başkalarından ayrıla­bilecektir.
Bu hadis gösteriyor ki Hz. Peygamber'in havzına çağırdığı bu insanlar -dinde değişiklik yaptıkları halde- abdest organları parlayan insanlardır. Abdest organlarının parlaklığı bu ümmetin bir özelliğidir. Artık onların da bu ümmetten sayıldıkları açıkça ortaya çıkmıştır. Şayet onların bu ümmetin dışına çıktığına hükmedilmiş olsaydı Hz. Peygamber onları, kendilerinde bulunmayacağı için abdest organlarının parlaklığından tanıyamamış olacaktı.
Onların ümmet ile olan bağlantısını ortaya koyduktan sonra "onlar bid’atları sebebiyle ümmetin dışına çıktılar" desek de böyle demesek de bir şey ifade etmez.
Bir hadiste: "Sizden sol* özelliği olan bir topluluk (kıyamet gününde) tutulur. Ben:
Yarabbi! Ashabım(ı koru), derim. (Bana şöyle) denilir:
Senden sonra neler yaptılar bilmiyorsun? (Buna karşı) ben salih bir kul (olan Hz. İsa'nın dediği) gibi "İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerinde kontrolcü idim. Beni vefat ettirince artık onlar üzerinde de gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkıyla görensin. Eğer kendilerine azap edersen şüphesiz onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın). Eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin." [84] derim. (Yine bana):
Senden sonra neler yaptılar bilmiyorsun? Onlar sen onlardan ayrıldığından beri hâla topukları üzere (geri) dönüş yapmaktalar, denilir..."
Eğer bu hadisteki "ashab"dan maksat ümmet ise bu hadis, daha önceki "Siz ashabımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmedi" hadisi ile uyum içerisinde olur. O takdirde "ashab" ifadesi ile "Hz. Peygamberi iman etmese de hayatında iken gören kimse" olarak yorumlanması kaçınılmaz olur. O vakit "topukları üzere (geri) dönüş yapanlar" dan maksat, Hz. Peygamber'in vefatından sonra dinden dönenler veya "zekatı almak sadece Hz. Peygamber'in hakkıdır" gerekçesiyle, zekât vermeyenlerdir. Çünkü Rasûlullahın ashabının hepsi onu görmüş ve onun vefatından sonra geri dönmeyeceklerine dair ondan berat almışlardır.[85]



[81] Bu hadis. Müslim'in Zekat kitabında rivayet ettiği hadisin bir parçasıdır, hadisin numarası 147 dir.
[82] En'am: 57
[83] Bu hadis. Müslim'in Taharet ve Cenaiz kitabında rivayet ettiği sahih bir hadistir. Hadis Müslim'de 249-974 ve 975 genel numara ile rivayet edilmiştir, hadisi ayrıca Nesai Taharet kitabında 1/93-94-95 de, İbn Mâce, Cenaiz kitabında 1546 ve 1547 numara ile. Zühd kitabında 4036 numara ile Mâlik. Muvatta'mda Taharet kitabında 28 numara ile rivayet, etmiştir.
* Vakıa 9 ve devamındaki ayetlerin meal ve tefsirine bakınız. (Çeviren).
[84] Maide:117-118
[85] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 2/228-231.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Altıncı mesele
« Posted on: 28 Nisan 2024, 17:48:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Altıncı mesele rüya tabiri,Altıncı mesele mekke canlı, Altıncı mesele kabe canlı yayın, Altıncı mesele Üç boyutlu kuran oku Altıncı mesele kuran ı kerim, Altıncı mesele peygamber kıssaları,Altıncı mesele ilitam ders soruları, Altıncı meseleönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes