> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri >  el İtisam > 6 ve 7. örnekler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 6 ve 7. örnekler  (Okunma Sayısı 731 defa)
31 Mayıs 2011, 16:31:45
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 31 Mayıs 2011, 16:31:45 »



Altıncı Mesele:



Devlet başkanı bazı suçlara karşı para cezası uygulamak isterse, bu konuda bilginler -Gazzalinin bildirdiğine göre- ihtilaf etmişlerdir. Buna göre Tahâvi bu uygulamanın İslamiyetin ilk yıllarında olduğunu, sonraları bu hükmün kaldırıldığını, neticede bunun yasak olduğunu görüş birliği ile ifade etmişlerdir.
Gazzali'ye gelince o, bu uygulamanın İslam'da bilinmeyen garip bir şey olduğu ve dinin tasarruflarına uygun düşmediği görüşün­dedir. Bununla beraber hapis ve dayak cezaları ve başka cezaların meşru olması yanında, Birtakım suçlar için kişinin malını cezalan­dırmak belirlenmiş değildir.
Gazzali burada bir itiraza yer veriyor ve diyor ki:
"Rivayet olunduğuna göre Hz. Ömer (valisi olan) Halid b. Velid'in malının yarısını elinden aldı. Hatta Hz. Ömer'in bu kararını uygulamak için gönderdiği görevli Halid b. Velid'in ayakkabısının bağını ve başına sardığı sarığın yarısını almıştır." denirse buna verilecek cevap şudur: Hz. Ömer, bunu dinde bilinen ve alışılmış olanın dışında yeni bir ceza icad ederek yapmadığı zannından hareket ederek yapmıştır. Hz. Ömer bunu ancak geniş bilgisi sayesinde Halid b. Velid'in elinde bulunan mala valiliğin malının karıştığını bildiği ve devletin malını geri almak için yapmıştır. Yoksa Halid b. Velidin malını cezalan­dırmak için yapmamıştır. Çünkü böyle bir şey İslam kurallarına uymayan garip bir şeydir. Gazzâli'nin söylediği budur. Bir de Hz. Ömer'in bu yaptığının başka bir gerekçesi dahi olabilir. Fakat bunda Birtakım suçlara mali ceza vermenin meşru olduğunu gösteren bir delil yoktur. Maliki mezhebine gelince: Bu mezhepde mal ile cezalandırma hususunda iki kavil ve durum vardır.
Birincisi: Gazzâli'nin de dediği gibi şüphesiz, böyle bir şey sahih değildir. Ancak İbnu'l Attar, Rakâik isimli kitabında bunun caiz olduğu eğiliminde olduğunu ifade etmiştir. İbnu'l Attar diyor ki:
Hakimin yardımcılarına ödeme yapmak için hazinede imkan yok ise bunu davacı karşılar. Şayet davalı gereken ödemeyi yapmış ise ondan alınır. İbn Rüşd de bu görüşe meyillidir. Fakat Kurtubalı İbn Neccâr bunu reddetmiş ve şöyle demiştir:
Bu, mal ile ilgili bir cezalandırmadır. Hiç bir surette caiz olamaz.
İkincisi: Suç, bu mal üzerinde veya ona karşılık olacak şeyde işlenmiş ise, bu takdirde mal ile ilgili olarak ceza uygulanır. Maliki mezhebinde şöyle denmiştir: Karışık (içerisine başka madde karış­tırılmış) za'feran, karıştıranın elinde bulunursa, bu za'feranı (veya bedelini) miktarı az olsun, çok olsun fakirlere sadaka olarak dağıt­mak gerekir. İbn Kasım, Mutarrıf[16] ve İbn Mâcişûn böyle karışık malın az olduğu takdirde yoksullara dağıtılacağı,   çok olursa dağıtılmayacağı görüşündedir. Bu kavil Hz. Ömer'den de rivayet edilmistir. Hz. Ömer'in su karıştırılan sütü döktüğü bilinmektedir. Bunun gerekçesi sahtekârlığı yapanı cezalandırmaktır. Böyle bir cezalandırmaya tanıklık edecek bir nass yoktur. Fakat bu, kamu menfaati için kişi aleyhine hüküm vermek kabilindendir. Nitekim bunun bir benzeri sanatkârın zararı tazmin etmesi meselesinde geçti.
Ebu'l-Hasan el-Lahmi, buna dinden bir asıl/dayanak bulmuş­tur. Şöyle ki, Hz. Peygamber eşek eti haram kılındığı sırada tencere­lerde kaynamakta olan eşek etlerinin taksim edilmeden önce tencerelerin ters çevrilerek dökülmesini emretmiştir. Müsle yapılan kölenin azat edilmesi de bu kabildendir.
Malik'in ele aldığı meselelerden birisi şöyledir: Bir müslüman bir hristiyandan şarap satın almış olsa, Müslümanın aleyhine olmak üzere şarabın kabı kırılır (ve şarap telef edilir). Şayet hıristiyan parayı almamış ise hıristiyana bir ders olmak üzere para (fukaraya) sadaka olarak verilir. Maliki mezhebi âlimleri bu mana üzerinde bu meseleyi detaylandırmışlardır. Bunların hepsi malı ilgilendiren cezalardır. Şu kadar ki nasıl olduğu yukarda geçmiştir.


Yedinci Örnek: Şayet haram, dünyanın tamamını veya bir kısmını kaplasa ve oradan (başka yere) gitmek zor olsa, öte yandan helal kazanma yolları kapanmış olsa, ölmeyecek kadardan fazla (gıda, giyecek ve diğer gerekçelere) ihtiyaç kaçınılmaz derecede ise durum ne olacaktır? Gereksinmeler zaruret, ihtiyaç ve tahsiniyat (lüks) çeşitlerini içermektedir.
Yukarda anlatılan durumda (haram kazanç yolundan da olsa) zaruret miktarına ilaveten, ihtiyaç kategorisindeki yiyecek, giyecek ve konut gereksinimlerini de karşılaması caizdir. Çünkü (insan) bu gereksinimleri karşılamakta (haramdan kaçmak gerekçesi ile) sadece ölmeyecek kadarlık yararlanma yolunu seçerse tüm kazanç ve çalışma yolları yok olacaktır. Ayrıca insanlar ölene kadar bu tarz yaşamanın katılığını ve sefilliğini çekmeğe devam edeceklerdir. Aynı zamanda bu seçimde din dahi harap olup gidecektir, insan bu gereksinmeleri karşılarken zaruret derecesinde kalmayacağı gibi lüks derecesine varacak şekilde de davranamaz.
İşte bu tür bir uygulamaya dinde açık bir belge yok ise de, bu dinin tasarruflarına uygundur. Çünkü din zorunluluk halinde ölmüş hayvan eti, kan, domuz eti ve başkaca haram kılınmış pis şeylerin yenmesini caiz görmüştür. İbnu'l Arabi açlığın devamı halinde (haramdan) doyasıya yemenin caiz olduğunda görüş birliği olduğunu hikaye etmiştir. Doyasıya yemek hususunda ancak açlık halinde devamlılık bulunmadığı zaman   ihtilaf  edilmiştir. Bu durumda (haramdan) doyasıya yemek caiz midir, değil midir" görüş ayrılığı vardır. Yine zorunluluk halinde başkasının malını almayı caiz görmüşlerdir. Bizim üzerinde söz ettiğimiz konu bundan daha aşağı derecede önemi olan bir şey değildir. Gazzâli "İhyâ"sında bu meseleyi gerçekten geniş bir şekilde ele almıştır. Ayrıca "Menhûl" ve "Şifâ'ul Alil" isimli usul kitaplarında da bu meseleye yer vermiştir.



[16] Bu zât, Mutarrıf b. Abdullah b. Mutarrıf el-Yesârî'dir. Künyesi Ehu Mus'ab olup Medinelidir. İmam Mâlik'in kız kardeşinin oğludur. Güvenilir bir kimsedir. İbn Adiy Mutarifi zayıf saymakta isabet etmemiştir. Onuncu tabakanın büyüklerindendir. Sahih olan kavle göre hicretin 220. yılında vefat etmiştir. Bakınız: Takrib, 2/253; Cerh ve Ta'dil 8/315
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 31 Mayıs 2011, 16:32:19 Gönderen: Sidretül Münteha »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 6 ve 7. örnekler
« Posted on: 18 Nisan 2024, 10:36:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 6 ve 7. örnekler rüya tabiri,6 ve 7. örnekler mekke canlı, 6 ve 7. örnekler kabe canlı yayın, 6 ve 7. örnekler Üç boyutlu kuran oku 6 ve 7. örnekler kuran ı kerim, 6 ve 7. örnekler peygamber kıssaları,6 ve 7. örnekler ilitam ders soruları, 6 ve 7. örneklerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes