๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el-İhtiyar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Mart 2011, 15:41:51



Konu Başlığı: Ziraata mâni çıkmasında haraç alınmaması
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Mart 2011, 15:41:51
Ziraata Mâni Çıkmasında Haraç Alınmaması:




Arazi su baskınına uğrar veya su kesilirse yahut ekine bir afet gelirse, haraç alınmaz: Bir kimsenin o arazide ziraat yapılmasına mâni olmasında da aynı hüküm geçerlidir. Çünkü haraçta esas olan takdirî nemadır. Yani kiralanan arazide olduğu gibi, kişiye ziraî faaliyette bulunma imkânının tanınmasıdır. Öşürde esas ise; ürün elde edilmiş olmasıdır. Ekine bir afet gelmesi halinde senenin bir kısmında takdirî nema yok olmuş olur. Oysa  zekâtta da olduğu gibi, haraç alınması için senenin tamamında takdirî nemanın mevcud olması şarttır.

Verilecek olan haracın iki misli ürün elde edilirse, haraç miktarı tam olarak ödenir. Ama, sadece haraç miktarı ürün elde edilmesi halinde her iki tarafa haksızlık yapılmasından sakınmak için haraç yarı miktarda ödetilir. [116]

 

Haraç Arazisinin Âtıl Bırakılması:



Fakat sahibi araziyi muattal bırakır işletmezse, haracını vermesi gerekir: Çünkü haraç ürün elde etmekle değil de, kişinin arazide ziraî faaliyette bulunma imkânına sahip olmasıyla alâkalıdır. Burada bu imkân sabittir. Ancak arazinin sahibi bu imkânı değerlendirmemiştir. Her hangi bir mazeret olmaksızın iki şeyden en ucuzuna intikal ederse, yüksek miktarda olan haracı vermesi gerekir.

Dediler ki; zâlimler insanların mallarına musallat olmaya cür'et etmesinler diye bu görüş ile fetva verilmez. Şunu bilmeliyiz ki; muhariplerin ihtiyaçlarını karşılamak için cahiliyyet devrinde de haraç vergisi alınırdı. Bu vergiyi ilk olarak koyan Kisrâ'dır. Sahabelerin icmâıyla bu bizim dinimizde de Şer'î bir hüküm haline gelmiştir. Rivayet edildiğine göre; Hz. Ömer (ra) Irak Sevadı'nı fethettiğinde orayı sahiplerinin elinde bırakmış, oranın arazilerini ölçmek için Osman b. Hanifi oraya göndermiş, Huzeyfe b. Yeman (ra) ı da bu işi kontrol etmekle vazifelendirmiştir. Osman orayı ölçmüş, yüz ölçümünün 36 milyon dönüm olduğunu tespit etmiştir. Bunun üzerine Hz. Ömer (ra) zirâata elverişli beyaz arazilerden ekilen her dönüm için bir dirhem para ve elde edilen üründen de bir kafiz (18 kg.), yonca ekilen arazilerden her dönümü için beş dirhem, üzüm bağlarının her dönümü için de on dirhem haraç koymuştur. Bu belirlemeyi sahabelerin huzurunda yapmış ve hiç bir itirazla karşılaşmamıştı. [117]



[116] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/95.

[117] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/96.




Konu Başlığı: Ynt: Ziraata mâni çıkmasında haraç alınmaması
Gönderen: Mehmed. üzerinde 10 Haziran 2020, 02:51:46
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Ziraata mâni çıkmasında haraç alınmaması
Gönderen: Sevgi. üzerinde 11 Haziran 2020, 06:55:52
Aleyküm Selâm. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim. Rabb'im ilmimizi artırsın inşaAllah