๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el-İhtiyar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 19 Mart 2011, 14:57:55



Konu Başlığı: Zımmîlerin dârı harbe katılmaları
Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Mart 2011, 14:57:55
 

Zımmîlerin Dâr-ı Harbe Katılmaları Veya Harp Etmleri:




Zımmîler dâr-ı harbe katılmadıkları yahut bir bölgede üstünlük elde edip bizimle harp etmedikleri müddetçe onlarla yapılan anlaşma bozulmaz. Antlaşmaları bozulan zımmîlerin hükmü, mürtedlerin hükmü gibi olur. Şu kadar var ki; onlara karşı zafer elde edersek, köleleştiririz ve onları İslâm'a girmeleri için zorlamayız: Onlar bize karşı harbî olduklarında kendileriyle zımmîlik akdi yapmanın yararı olmaz ve onlar mürted hükmünde olurlar. Malları da mürtedlerin malları gibi olur. Yalnız köleleştirilebilirler, zımmîliği kabule zorlanmazlar. Çünkü maksat; bizimle barış içinde bulunan yurttaşımız olmalarıdır ki, bu da onları köleleştirmekle temin edilebilir. Mürtedden istenen şey, İslâm'a geri dönmesidir. Bu da ancak ona karşı zor kullanmakla elde edilebilecek bir maksattır. Zımmîlik statüsüne geri dönerlerse, mürtedlikte olduğu gibi, antlaşmanın bozulmasından evvel üzerlerinde bulunan kul haklarından mes'ûl tutulurlar. Muharebe esnasında ele geçirmiş oldukları mallanmızdan dolayı mes'ûl tutulmazlar. Yani kendilerinden bu malları bize geri vermeleri istenmez. [104]

 

Zımmîlerin Müslümanlara Giyim Kuşam Bakımından Benzememeleri


Cizye ehli giyim ve bineklerinde müslümanlardan ayırt edilecekleri şeyi edinirler: Ebû Hanîfe dedi ki; 'zımmîlerden hiç birinin giyim, binek ve görünüş bakımından müslümanlara benzemesine müsâade edilmemesi gerekir.' Bunda asıl delil şudur: Hz. Ömer (ra) ordu komutanlarına birer mektup yazarak, zımmîlerin boyunlarını kurşunla mühürlemelerini, kemerlerini açığa çıkarmalarını, perçemlerini traş etmelerini, giyim bakımından müslümanlara benzememelerini emretmişti. Rivayet edildiğine göre Hz. Ömer (ra), bellerine zünnar bağlamaları hususunda zımmîlerle bir  anlaşma yapmıştı. Bu anlaşmayı sahabelerin huzurunda yapmış ve hiç bir itirazla karşılaşmamıştı. Çünkü müslümana saygı göstermek, ona dostça davranmak, önce kendisine selâm vermek, yolda önünü açmak, mecliste ona yer vermek gerekir. Bu hususda Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur:

“Onlara önce siz selâm vermeyin ve onları yolların en dar olanına girmek zorunda bırakın.” [105]

Bu anlattığımız hususlarda zımmîler müslümanlardan ayırt edilmezlerse, bazan kâfirlere müslüman olduklarını zannederek önce biz selâm verip dostça davranır ve saygı gösterebiliriz ki, bu da câiz olmaz. Şu halde bu gibi durumlara düşmemek için, anlattığımız hususlarda onların müslümanlardan ayırt edilmeleri vâcib olur. Simasına bakarak bir kimsenin durumu anlaşılabilir. Allah (cc) şöyle buyurmuştur:

“Sen onları simalarından tanırsın.” [106] Fakihler dediler ki; yoksul kılıklı bir kimseyi gördüğümüzde, ona zekât vermemiz caiz olur.

Zımmîlerin her birinin beline kestice denilen kuşak gibi, yünden veya kıldan örülme, herkesin rahatça görebileceği kalın bir kemer bağlaması, sarık takmaması, yakası göğsünde olan kaba kumaştan dokunmuş gömlek giymesi, sıkıştırılmış uzun külah takınması, ön ve arka tarafla nar büyüklüğünde kaşlar bulunan eğere binmesi mecburi kılınır. Câmiu's  Sağîr'de anlatıldığına göre; bu eğer, semer şeklinde olmalıdır. Ayakkabı bağları bizimki gibi olmalı ama, gonçlu olmamalıdır. Müslümanlar gibi taylasan ve aba giymemelidirler.

Zarüret olmadan ata binemezler: Zarüret halinde ise, anlattığımız şekilde binerler ve müslümanların topluca bulundukları yerden geçerlerken de inerler. Silah kuşanamazlar: Çünkü onlar müslümanların düşmanıdırlar. Eşrafa, âlimlere ve din bilginlerine mahsus elbiseleri giyemezler. Yolda giderken ve hamamda bulunurlarken; zımmî kadınların müslüman kadınlardan ayırt edilmeleri gerekir. Bunun için de boyunlarına demir tasma takarlar. Hamamda bulunurlarken, peştemalleri müslüman kadınlarınkinden farklı olmalıdır. Evlerinin müslümanlarınkinden ayırt edilmesi için, damlarında ve bacalarında alâmet bulunmalıdır ki, dilenciler kapılarına gelmesin ve onlar için mağfiret duasında bulunmasınlar.

Hülâsa; onların horlanmışlık, zillet ve küçüklüklerini hissettirecek alâmetlerle ayırt edilmeleri gerekir. Bu da zamana ve her beldenin örfüne göre değişik olur. [107]
 



[104] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/88.

[105] Bu hadîsi Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvud ve Ahmed rivayet etmiştir

[106] Bakara: 2/273.

[107] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/88-90



Konu Başlığı: Ynt: Zımmîlerin dârı harbe katılmaları
Gönderen: Mehmed. üzerinde 12 Haziran 2020, 14:06:57
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Zımmîlerin dârı harbe katılmaları
Gönderen: Sevgi. üzerinde 15 Haziran 2020, 04:48:50
Aleyküm selam. Paylaşım için Allah sizlerden razı olsun kardeşim